Yabancılar hisseleri satıyorlar
2016 yılı pek çok açıdan Türkiye için dramatik geçiyor. Olayları kısaca hatırlayalım:
BREXIT oldu
Darbe girişimi oldu
Moody’s ve SP not indirdi
Trump başkan seçildi
TL inanılmaz değer yitirdi ve değer yitirmeye devam ediyor.
Daha pek çok sayabiliriz.
Özellikle hisse piyasasında en aktif ve en uzun dönemli yatırımcılar kabul edelim ki yabancı yatırımcılar. Genelde aldıkları hisseleri çok uzun süreler portföylerinde tutuyorlar.
2016 yılı da bu şekilde başlamıştı aslında: Kötü bir 2015 sonrası ilk 4 ay alımlar toplamı 5 milyar TL’ye ulaşmıştı. Sonrasında Mayıs’ta sat rahat et e devamında ise net alışlar neredeyse satışa dönmek üzere. İlk 4 ayda inşa edilen her pozisyon terse çevrildi:
2016 YILI KÜMÜLATİF YABANCI İŞLEMLERİ -XU030
Veriyi 2013 yılı sonlarına doğru götürüp tekrar incelersek daha iyi göreceği:
2013 yılı yoğun satışlarından sonra 2015 başına kadar net alışlar devam etmiş durumda. 2015 yılında ise +4,5milyar TL ile başlayan pozisyon -3,5milyar TL ile bitmiş durumda. Nereden bakarsak bakalım büyük rakam. Bu trend 2016 yılı başında tam tersine dönerken mayıs ayı ile birlikte kartopu şeklinde aşağı yuvarlanmaya başladı.
Yabancı sattıkça karşısına alıcı gelmeli ki borsa gerilemesin. Sattığı hisseyi de dolara çeviriyorsa dolar satacak birileri olsun ki dolar da yükselmesin.
Meseleye sadece yabancı satıyor ne oluyor diye bakmamak lazım.
2016 yılında tam da her şey düzene girmişken neden tavır değişikliği oldu onu incelemek gerekir diye düşünüyorum.
Müşteriler biraz çekinmeye başlamışlar ve dengeyi satıştan yana bozmuş durumdalar.
Bunu bir işaret olarak kabul edip sebepleri konusunda fikir yormak gerekir. Neden fikir değiştirdiler?
Başkanlık/Cumhurbaşkanlığı sistemi geliyor ve sistem tamamen değişecek. İyi veya kötü olacak bundan önce bizi engelleyen neydi de yapamadık sorularına girmeyeceğim ama belirsizlik demek.
TL’deki değer kaybı ve gereksiz faiz tartışması tüm piyasa üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor.
Faizler tarihsel ölçekte ciddi olarak aşağıda zaten. Hatta enflasyonu da işin içerisine katarsak reel faiz pek çok ülkeden daha da aşağıda.
Kendimce sorun gördüğüm konuları özetleyeyim:
Orta direk olarak adlandırdığımız kesim çatırdadı, beyaz yakalı çalışanların işleri azaldı, ücretleri de azaldı. Alım kabiliyetleri geriledi.
Toplumda çok zenginler ve çok fakirler var artık.
Genç bir toplumuz ama yaratıcılığımız alt düzeylerde iş alanları da açılmayınca örneğin güvenlik sektörü neredeyse 1 milyon kişiyi istihdam eder hale geldi. Kendimizi kendimizden korumak için hiçbir katma değer yaratmayan bir sektöre milyarlarca para akıtıyoruz.
Yapısal reformlar diyoruz ama yapısal reformlar nedir konusunda bir uzlaşı yok.
Çok anlamsız konuları çok uzun süre tartışıyoruz. Son günlerde örneğin karşılıksız para meselesi gündeme geldi. Hiçbir paranın karşılığı yoktur. Kâğıdı verdiğinizde yine bir kâğıt alırsınız. Dolar, Euro rezerv paradır. Bu paraları da tüm merkez bankaları biriktirir ve bu para birimleri ile ticaretini gerçekleştirirler.
Biz eğer süper güç olursak belki paramız rezerv para olur. O zaman aynen Amerika gibi bu işin faydalarını görürüz. Çin bile o mertebeye ulaşmamış olduğuna göre o zaman bizim gerçekleşmesi çok zor hedeflere odaklanmak yerine pratik hedeflere yönelmemiz daha doğru olur.
Ticarette yerel paraların kullanılması konusu da uzun zamandır gündemdedir. Son günlerde ağırlık kazandı. Bunun bize fayda sağlayıp sağlamayacağı konusunda şüphelerim var. Özellikle Çin ile olan ticarette muazzam bir açık veriyoruz, bir de adamların kendi parası ile çalışmaya başlarsak bir süre sonra kasalarımız Yuan ile dolacak bunu ne yapacağımızı düşüneceğiz.
Milli ekonomide kontratların dolarla yapılmaması konusuna gelince, doğru bir adım destekliyorum. Son yıllarda dillere pelesenk oldu dolar bazlı demek. Bundan vazgeçilirse ne ala.
Bizim ülkemiz kadar dolara meraklı bir başka toplum daha yeryüzünde var mı onu da merak ediyorum en başta idarecilerimiz:
İhaleler dolarla
Köprü geçişleri dolarla
Tüneller dolarla
Kiralar dolarla
Vs. vs.
Her işin başı ve temel sebebi üretime bağlıdır. Üretirseniz paranız kuvvetli olur. Bu da bazen tek gerçek değildir. Almanya mesela bunun tam tersini yapar, parası olması gerektiğinden daha düşük değerdedir. Eğer EURO çok güçlü olursa Almanya mallarını dış dünyaya rahat satamaz çünkü fiyatlamasını dolar değil EURO işe yapar. Biz TL ile fiyatlamaya geçersek eminim arkasında mutlaka ilan edilmemiş bir dolar fiyatı bulunacak. Dolar arttığında TL fiyatlar da artırılacak, gerilediğinde ise oh ne ala kâr marjı yüksek kalıyor deyip devam edilecek. Bu bir davranış kalıbı ve kolay kolay değişmesi mümkün değil.
Ben de 2-3 haftadır TL’nin zayıflığını yazıyorum. Daha da zayıflayacak diyorum. Bunu ekonomik saldırı olarak kabul edenler var. Bir an düşünelim neden bize saldırsınlar? Ya da saldırdılar diyelim amaçları nedir ve bunu nasıl engelleriz? Sürekli bugüne ve hatta artık son 1-2 saate odaklanır gibiyiz. Uzun vadeli bir oyun alanımız ekonomik argümanımız yok.
Avrupa Birliği ile başlayan serüven şimdi Şanghay Paktı ile devam ettirilmeye çalışılıyor. İkisi birbirine eşdeğer midir? Ya da bak ben buna giderim deyip AB’yi mi yola getirmeye çalışıyoruz? Bu ay AB toplanıp AP’den gelen tavsiye kararını tartışacak umarım dondurmak gibi bir karar çıkmaz.
Suriye konusu baş ağrıtmaya devam ediyor. Dün de BM’de Rusya ve Çin vetosu vardı. Orada büyük devletler birbirlerini bir şekilde mat etmenin yolunu arıyorlar. Trump göreve başladığında bu durum ya anormal derecede artar ya da söner gider. Eğer söner giderse de görünen o ki Rusya lehine biter. Klasik sıcak denizlere inme hikayesi de gerçek olur böylece.
Borsa aralık ayına iyi başladı, pozitif devam ediyor. TL ise 3,50 üzerinde kalıcı olmaya başladı.
Benzine yapılan zamlar devasa.
Diğer ürünlere ve enflasyona yansıması ile hayatın zorlaşacağı kesin.
Üretmiyoruz sürekli ithal ediyoruz. Bu yapının mutlaka değişmesi lazım
Çalışmıyoruz sürekli laf üretiyoruz bunun mutlaka değişmesi lazım
Hepimiz her şeyi en iyi biliyoruz ama hiçbir şeyde uzman değiliz.
Üniversiteden mezun olan herkes müdür olarak işe başlamak istiyor
Say sayabildiğin kadar.
Bir şekilde dolar atağını atlatabiliriz buna kuşkum yok ama mutlaka başka bir konu ortaya çıkacak ve bu sefer onunla uğraşacağız.
TL bu hafta biraz sakin hareket ediyor 3.51-3.54 arasında:
TL’yi stabilize edemezsek problemler artar. Şu anda ilk öncelik TL’nin değer kaybının önüne geçilmesi. TL’nin değer kaybı uzun vadede iyidir ama zıplaması iyi değildir.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
-
ismail Midiliç07 Aralık 2016 00:20
nedne bugün sert yükseldi yabancılar satıyorda
-
alp06 Aralık 2016 22:19
teşekkürler ıntra bey de o zaman sorarım..bu adamları hisse maliyetleri kaç ...borsamız 5 yıl gerde değilmi..o zaman zararı göze alıyorlar
-
Intra bey06 Aralık 2016 14:35
Sayın Alp Görüşmeleri Londra da bizzat fon yöneticileri ile yaptım.
-
alp06 Aralık 2016 13:44
zararı göze alırlarsa buyursun gitsinler ama öyle kolay kolay çıkamazlar...gülüm ..masa başı muhabirliğine son ver artık çalış,araştır,gözlemle bol keseden atma...
-
23 Ekim 2024, Çarşamba
Bankacılık sektöründe dengeli fırsatlar var
Devamını Oku -
13 Ağustos 2024, Salı
Ekonomide Stagflasyon olması halinde hangi sektörler öne çıkar
Devamını Oku -
06 Ağustos 2024, Salı
Fiyatlar düşerken fonlar ve yabancılar hangi hisselerde pozisyon artırdı?
Devamını Oku -
17 Temmuz 2024, Çarşamba
Son 3 ayın en yüksek getiri sağlayan şirketleri
Devamını Oku -
20 Haziran 2024, Perşembe
3 kâr marjına göre öne çıkan getirisi yüksek hisseler
Devamını Oku -
17 Mayıs 2024, Cuma
Esas faaliyet kar artışı pozitif olan PD/DD oranı düşük şirketler
Devamını Oku -
02 Mayıs 2024, Perşembe
Piyasa değeri yüksek 5 gıda şirketi endeks getirisini 5’e katladı
Devamını Oku -
24 Nisan 2024, Çarşamba
Piyasa değeri yüksek 5 bilişim şirketi endeks getirisini 5’e katladı
Devamını Oku -
17 Nisan 2024, Çarşamba
Endeksin 7 katı yükseldiler! Peki hangisi ucuz?
Devamını Oku -
29 Mart 2024, Cuma
Halka açıklık oranı düşük temettü veren BIST 30 hisseleri
Devamını Oku