TCMB politikaları başarılı mı?
TL’nin Trump seçilmesinden sonra değer yitirmesinin hızlanmasını önce seyreden TCMB Ocak ortalarından itibaren bir seri tedbir alarak TL’deki zayıflamayı durdurmaya çalışıyor. TL’deki zayıflamanın sebepleri arasında en önde gelenin ekonomiye terörist saldırı olarak kabul edildiğini çeşitli medyayı okuyup/izleyerek gözlemleyebiliyoruz. TL’nin değer yitirmesi ve bunun sürekli hale gelerek hızlanması dış gelişmelerde aranıyor. Önemli bir varsayım da çeşitli defalar dile getirildi: TL’nin değer kaybının geçici olduğu düşüncesi.
Grafiğe bakınca TL’deki değer kaybının geçici olmadığını ve bugüne has bir şey olmadığını görebiliyoruz:
TL 2013 yılı başından itibaren düzenli olarak değer yitiriyor. 2016 yılında yatay hareket eden TL 2017 yılında yokuş aşağı hızlıca gerileyerek 4 sınırının yakınına geldi.
Bu kadar süre boyunca kurdaki harekete müdahale edildi desek yanılmış oluruz. Ancak 4 sınırına geldikten sonra bu işin ciddiyetine haiz olmaya başladık.
TL’nin değer yitirmesi ile faiz saplantısı ve faizin baskılanması hep birlikte yürüdü. Faiz politikası serbestlikten uzaklaştıkça TL değer yitirmesi hızlandı.
Kabul etmek gerekir ki Türkiye çift paralı bir ekonomi. Dolar bazlı kontratlar ve alışverişler bir hayli yoğun. Krediler yurtdışından dolar ile kullanılıyor.
AVM’lere bakın çok küçük istisnalar dışında kiralar dolar iledir. Köprü otoyol ihaleleri, geçiş bedelleri dolara endekslidir. Cari açık veriyoruz, üretimde ara malı ithal ediyoruz dolar bazlıdır.
Emlak piyasası da çoğu zaman dolar ile işler. Milyon dolarlık evleri İstanbul’un her semtinde bulabilirsiniz. Web sitelerinde ilanlar da apaçık dolar ile yazılır.
Eğer ekonomide iki para varsa ve bir taraf yabancı parayı talep ediyorsa diğer tarafta yabancı parayı bulmaya çalışacak ve fiyat mekanizması da bu şartlar altında TL’nin değer yitirmesine yol açmış olacak.
Faiz takıntısından önce yapılması gereken bu çift paralı ekonomi düzeni konusunda kafa yormaktır. TL tek para birimi olmadan bu işin çözülebilmesi şansı yoktur. Kesinlikle dış para akımlarına bağlı halde yaşarız.
Almanya örneğin EUR değer yitirmesinden son derece memnundur. Tüm dünyaya çok daha fazla mal satabilmektedir. Alman şirketleri fiyatlarını EUR ile yaparlar, alıcı ödeme gününde elindeki parasını EUR parasına çevirir ve öder. Biz de ise tam tersi tüm fiyatlama dolar ile yapılır. Bu şekilde TL değer yitirdiğinde bizim mal ve hizmetlerimizin yurtdışı değeri düşmez ve satışlarımız da çok artmaz. TL’nin değer yitirdiği dönemlerde yurtdışı alıcılar dolar bazlı fiyatlarda indirim talep ederler ve çoğu zaman da bunu alırlar.
TL’deki değer yitirmenin yanında bir de güvenlik sorunumuz var. Terörist saldırılar ve Suriye savaşı turizmi vurmuş durumda. Son günlerde bunu hafifletebilmek için Rusya’dan çok fazla talep var yetişemiyoruz haberleri yayılıyor ama bunun çok gerçekçi olduğuna inanmak zor.
Turizmdatabank 2016 araştırmasına göre Turizm kayıpları son 2 yılda 15 milyar USD tutarına ulaştı:
http://www.turizmdatabank.com/
Bir de Suriyeliler meselesi var. Bazı kaynaklara göre altı yılda Suriyelilere 25milyar USD harcandı.
http://eczagundem.com/suriyeli-siginmacilara-harcanan-para-25-milyar-dolara-ulasti/
Tüm bunları bir araya getirdiğimizde sınırlı kaynaklarımızı sınırsızca harcamanın sonucunda TL’nin değer yitirmesinin hızlandığını söyleyebiliriz.
Ayrıca Trump sonrası alınan tedbirlerin de başarılı olduğunu iddia etmek çok zor. TL’nin benzer paralara göre performansı da bunu gösteriyor zaten:
Sonuç olarak TCMB Trump sonrası politikaları çok karmaşık ve başarılı değil. TL dış faktörlere bağlı olarak kısmen ama daha çok iç faktörlere bağlı olarak değer yitiriyor. Sorunları da tek başına TCMB çözemez.
Turizmdeki kayıp işsizlik olarak da etki ediyor.
Bankalar ve oteller arasında henüz kredi savaşları da başlamadı.
Daha önceki yazılarımda da dediğim gibi sorunu doğru teşhis etmezsek TL 3,90’dan 3,70’e düştü diye avunuruz o kadar. Daha sonra da 4,50’den 4,30’a düştü diye sevinmeyi açıkçası hiç istemem.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
-
çetin ganioğlu04 Şubat 2017 21:20
gümüşhane valiligi cuma gunu saat 18 de mastra maden gelecek hafta üretime geçiyor diye milliyet gazetesine demeç vermiş.üsdat ne dersiniz dogrumudur.koza lara katkısı ne olur lütfen bizi aydınlatırmısınız
-
23 Ekim 2024, Çarşamba
Bankacılık sektöründe dengeli fırsatlar var
Devamını Oku -
13 Ağustos 2024, Salı
Ekonomide Stagflasyon olması halinde hangi sektörler öne çıkar
Devamını Oku -
06 Ağustos 2024, Salı
Fiyatlar düşerken fonlar ve yabancılar hangi hisselerde pozisyon artırdı?
Devamını Oku -
17 Temmuz 2024, Çarşamba
Son 3 ayın en yüksek getiri sağlayan şirketleri
Devamını Oku -
20 Haziran 2024, Perşembe
3 kâr marjına göre öne çıkan getirisi yüksek hisseler
Devamını Oku -
17 Mayıs 2024, Cuma
Esas faaliyet kar artışı pozitif olan PD/DD oranı düşük şirketler
Devamını Oku -
02 Mayıs 2024, Perşembe
Piyasa değeri yüksek 5 gıda şirketi endeks getirisini 5’e katladı
Devamını Oku -
24 Nisan 2024, Çarşamba
Piyasa değeri yüksek 5 bilişim şirketi endeks getirisini 5’e katladı
Devamını Oku -
17 Nisan 2024, Çarşamba
Endeksin 7 katı yükseldiler! Peki hangisi ucuz?
Devamını Oku -
29 Mart 2024, Cuma
Halka açıklık oranı düşük temettü veren BIST 30 hisseleri
Devamını Oku