Finans bir silah mıdır?
Son 1 haftada yaşananlar gösterdi ki, FİNANS ve FİNANS sistemi istenildiğinde son derece güçlü bir silah olabiliyor. Finans’ı ise asla ve katiyen siyasetten ayrı tutmamak gerekiyor.
RUSYA ve Batı kulübü temelde 3 konuda problem yaşıyorlar:
• Ukrayna
• Kırım’ın Rusya’ya bağlanması
• Suriye’de süren iç savaş
Rusya’nın her bağımsız devletin olduğu gibi çevresi ve kendisi ile ilgili bir takım politikaları mevcut. Aynı şekilde Batı’nın da bir ajandası mevcut. Batı uzun süreden beri Rusya’nın enerjiyi bir silah olarak kullanmasından rahatsızdı ve aşırı kaynak bağımlılığı soru işaretleri oluşturuyordu.
ABD’nin özellikle Ortadoğu politikası bir süreden beri düşüşte: Irak, Afganistan, Suriye cephelerinde istenen/beklenen başarı elde edilmiş değil. Özellikle dünyanın bu bölgesinde toplumları yeniden şekillendirmeye çalışmak ve bunun için her türlü yöntemi kullanmak neredeyse bir gelenek halini aldı. Ülkelerin liderleri, politik sistemleri finans ve üretim altyapısı tamamen yok ediliyor veya yok edilmenin eşiğine kadar getiriliyor. Burada uygulanan yöntemlerin bir bölümü geçtiğimiz günlerde Amerikan Senatosu’na sunulan bir raporla açığa çıktı: http://www.huffingtonpost.com/news/cia-torture-report/
Kırım konusunda ABD ve AB Rusya’nın stratejisi karşısında yetersiz kaldı ve Kırım Rusya’ya bağlandı. Ukrayna konusunda da yaşananlar ortada, uygulanan pek çok ambargo vs. rağmen Ukrayna’da ABD-AB’nin istedikleri tam olarak gerçekleşmedi. Suriye’de yaşananları http://www.bbc.com/news/world-middle-east-26116868 adresinden özetleyerek çevirelim:
1. Mart 2011’de demokrasi yanlısı gruplar okul duvarına demokratik sloganlar yazan gençlerin tutuklanıp işkence görmesi üzerine ayaklandılar. Devlet güçleri göstericilere ateş açınca olaylar büyüdü.
2. Olaylar 2012 yılında büyüdü ve başkent Şam e Halep yöresinde iç savaşa dönüştü. BM 2014 yılı raporuna göre ölümlerin sayısı 191000e ulaştı.
3. Hem yönetim hem isyancılar savaş suçları işlediler
4. Kimyasal silah kullanıldığı iddia edildi (2013)
5. 3 milyon kişi ülkeyi terk etti. Ülke içerisinde %50si çocuk olduğu düşünülen 6,5milyon kişi yaşadığı yeri değiştirdi. Göç edenlerin yine BM raporuna göre 1,1milyonu Ürdün’e 1,1 milyonu ise Türkiye’ye geldi.
6. İsyancılar ve İslami Devlet (ISID) kurulduğundan bu yana büyüdü, 100 grup ve 100000 savaşçının varlığından bahsediliyor.
7. Barış görüşmeleri herhangi bir başarı sağlayamadı
8. Vekil savaş başladı: Rusya ve İran Esad güçlerini desteklerken isyancıları değişen derecelerde Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, Arap ülkeleri, Amerika, İngiltere ve Fransa destekliyor.
Son 1 yılda ISID, ISIS, ISIL olarak anılan örgüt bu bölgede hissedilmeye başlayınca dengeler yine değişti. 2011 yılından bu yana süren iç savaş sonrasında Esad yönetiminin hala iktidarda kalması, buna ilave olarak isyancılara karşı konumunu güçlendirmesi Batı’nın bir anlamda yenilgisi anlamına geldi.
Askeri ve politik anlamda başarı kazanılamayınca bu senenin Haziran ayından itibaren “petrol” senaryosu gündeme alındı. Rusya ve İran’ın en büyük gelir kalemi petrol satışları ise petrol fiyatını düşürerek bu ülkelere karşı bir üstünlük sağlanabilirdi. Normalde Ortadoğu’da ISID gibi, bir örgütün varlığı dahi petrol fiyatını yükseltmek için yeterliyken, ISID’in petrol kuyularını, üretim tesislerini ele geçirdiği ve petrolü piyasa fiyatlarının altında sattığı argümanı işlenmeye başlandı. Bu da petrol fiyatlarındaki düşüşü açıklamada bir kaldıraç olarak kullanıldı. http://www.globalresearch.ca/the-oil-coup/5420293 adresinde detayını okuyabileceğini yazıda Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry’nin Suudi Arabistan ile gizli bir anlaşmaya vardığından bahsediliyor: Buna göre Kerry ve Kral Abdullah, Suudi Arabistan’ın piyasa fiyatları altında petrol satışı yapması konusunda Eylül ayında anlaştılar. Bu anlaşma sonrası petrol fiyatı 100 dolar iken Suudi Arabistan Çin’e 50-60 USD’den petrol satmaya başladı. Petrol grafiğine bakalım:
Petrol haftalık grafiğinde yukarı bir tık bile kımıldayamadan %50 oranında düştü. Bu dönemde yaşanan piyasa hareketlerine bakıldığında çok da anlamlı görünmüyor. Enerji şirketlerinin DOW üzerindeki etkisini biliyoruz, bu şirketlerin fiyatları gerilerse endeks de gerilemesi gerekir. Son 6 ayda endekse katkıları açısından Amerikan Şirketlerine bakalım:
Bloomberg’den aldığımız rapora göre CAT, CVX ve XOM endeksten 390 puan eksiltmiş. Buradan kaybedilen puanlar ise VISA, NIKE, HOME DEPOT, Goldman SACHS performansları ile fazlasıyla kapatılmış. Bu arada enerji şirketlerinin petrol kadar düşmemiş olduğunu not edelim.
XOM-Exxon Mobile, petrol grafiğine bakalım. Alt panelde XOM şirketinin sektörün genelini temsil eden XLE fonuna göre performansını görebilirsiniz:
Eğer XOM petrole paralel düşmüş olsaydı DOW endeksinden oran orantı kurarak 300 puanın üzerinde performans eksikliği yaratacaktı. Diğer şirketleri de buna eklersek 1000 puan civarına ulaşırız ki bu da endeksin son altı aylık performansını eksiye geçirmeye yetecekti.
Daha önceki yazılarımızda da belirtmeye çalıştık, Amerikan hisse Senedi piyasalarına çok özel bir ilgi var.
Konumuza dönecek olursak, petrol fiyatındaki düşüşün etkisi ABD piyasalarında nötralize edildikten sonra Rusya üzerindeki baskı iyice artmaya başladı. Son bir ayda yaşananlar sonrasında USDRUB paritesi 48-50 civarından neredeyse 80’e çıktı. Rusya faizleri %17ye çıkarmasına rağmen kan kaybı durmadı. Dün itibarı ile de büyük foreks platformları ve takas bankaları Ruble işlemlerini durdurduklarını peşi sıra müşterilerine ilettiler.
Rusya maliye bakanlığı bugün müdahale edeceğini açıklamasına rağmen fiyatlar sabahki 60 civarından 68 civarına yükseldi.
Finans bir silah mıdır sorusuna dönecek olursak, yaşananlardan bir silah olarak kullanıldığı sonucuna varabiliriz. Bunu destekleyecek yazıları da pek çok sitede inceleyebilirsiniz. Dün Avrupa/Amerika Bankalarının isterse ve birlikte hareket ederlerse bir para birimini piyasadaki algoritmaların da tetiklenmesiyle rahatlıkla %100 oranında devalüe edebileceklerini öğrendik.
Biz piyasalarımızda böylesi büyük hareketleri son 20 yılda pek çok kez gördüğümüz için belki de normal geldi ama bu kadar koordineli bir hareketi uzun yıllardır görmediğimizi de eklemek isteriz. Son olarak şunu da eklemeliyiz: Rusya ile ciddi ticari ilişkilerimiz mevcut, ortak projelerimiz var. Rusya’da krizin derinleşmesi ve daha da kötü bir düzeye yükselmesi bizim piyasalarımızı da negatif etkileyebilir.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
-
11 Kasım 2024, Pazartesi
Trump’ın zaferi Türkiye’yi nasıl etkileyecek?
Devamını Oku -
06 Kasım 2024, Çarşamba
Trump geliyor, peki piyasalar hazır mı?
Devamını Oku - 28 Ekim 2024, Pazartesi Devamını Oku
-
22 Ekim 2024, Salı
Altın ve gümüşte yükseliş nereye kadar sürecek?
Devamını Oku -
01 Ekim 2024, Salı
Piyasalar sıkıştı, bekle-gör stratejisi hakim
Devamını Oku - 11 Eylül 2024, Çarşamba Devamını Oku
-
12 Ağustos 2024, Pazartesi
Merkez’in faiz sinyali hangi şirketleri etkileyecek?
Devamını Oku -
06 Ağustos 2024, Salı
Finansal dalgalanmanın ortasında neler oluyor?
Devamını Oku -
23 Temmuz 2024, Salı
TCMB’nin faiz kararı ve piyasaların seyri
Devamını Oku -
01 Temmuz 2024, Pazartesi
Gri listeden çıkış ve CDS’lerin seyri
Devamını Oku
- ARACI KURUM RAPORLARI
- 08:41Borsada alıcılı başlangıç bekleniyor
- 15:28Tekfen Holding yılbaşından bu yana %118 kazandırdı
- 08:24Borsada alıcılı başlangıç bekleniyor
- 15:03Türk Hava Yolları hissesinde kurumların en yüksek beklentisi yüzde 82.3
- 09:03Bugün dikkatler NVDA’nın sonuçlarında! Hayal kırıklığı olacak mı?
- Tümünü Göster