Ana SayfaYazarlarAdnan SalihPiyasaların gündemi
Adnan Salih [email protected] Adnan Salih

Endişe duvarını tırmanmak

28 Temmuz 2016, 12:26 - -

Piyasamızda yaygın olarak kullanılan bir deyim var: piyasa beklentiyi alır, gerçekleri satar. Bu söyleme göre fiyatlar yükselirken beklenti vardır, beklenti gerçekleştiğinde ise realizasyon başlar ve yeni bir beklenti oluşana kadar devam eder. Bu konuya son olarak sitemiz yazarlarından Sayın Belgin Maviş‘in yazısında değinildi.

Belgin Hanım yazısında not artışlarının aslında pozitif değil negatif etkisi olduğunu, not artışı sonrası endeksin değer yitirdiğini söylüyor ve bunu grafiklerle gösteriyor. Hatırlayacak olursanız ilk yatırım yapılabilir kararı FITCH’den gelmişti ve sonrasında endeks iyi yükselmişti. Bu kararın öncesinde herhangi bir beklenti yoktu ve pek çok yatırımcıya sürpriz olmuştu. Endeks karar sonrasında yükseldi ve ciddi kar getirdi.

Moody’s not artırımının geldiği 2013 Mayıs ayı sonrasında 1 yıl boyunca endeks geriledi. Gerilemenin Moody’s notu artırdı beklenti gerçekleşti satış oldu şekliyle açıklanması yüzeysel. Mayıs 2013 sonunda Gezi olaylarının patlak verdiğini bunun sosyal, siyasal, ekonomik yaşamdaki etkilerini Belgin Hanım gözardı etmiş. Eğer Gezi olayları olmasaydı belki yine satış olacaktı ama bu satış %10-15 arasında kalacaktı. Gezi olayları toplumsal katmanlarda büyük kırılmalar yarattı. Olayların başladığı ve gerginliğin tırmandığı ilk hafta sonrası piyasa açılışında büyük banka hisselerinin dahi çift taban yaptıklarını gördük, hiçbir şirket düşüşten kurtulamadı. Faizler yükseldi, özellikle 10 yıllık tahvil faizleri 2 kat arttı. TL değer yitirdi. Tüm bunların derecelendirme kuruluşları not arttırdıktan sonra satış olur önermesine destek olduğunu düşünmüyorum. Olayların devamında siyasal gerginliğin tırmanması moralleri bozan bir diğer faktör oldu. Gezi olayları tam sakinleşti derken 2013 yılında 17-25 Aralık patladı. Türkiye anaormal süreçlerden geçmeye başladı, İç İşleri Bakanı’nın oğlu emri altındaki polisler tarafından tutuklandı. Envayi çeşit ses kaydı ortalığa saçıldı. Tüm bunların piyasa üzerindeki etkilerini yok saymak doğru değil. 2014 yılı Mart yerel seçimlerine girerken moraller dip yapmıştı ve yatırımcıların önemli bölümü Ak Parti’nin kaybetmesini beklemeye başlamıştı. Sonrasında gelen seçim zaferi ile piyasada pek çok yatırımcı özellikle TL pozisyonlarında ters ayakta yakalanıp nakavt oldular. Piyasayı tüm bu gerçeklerden ayırıp sadece not arttı/düştü ekseni ile açıklamak imkansız.

Not artışının etkisi kaçınılmaz çünkü not artınca Türk varlıklarına yatırım yapan fon sayısında ve miktarında önemli artışlar oluyor. Hisseler  çeşitli endekslere dahil edilince pasif yatırımcılar mecburen yatırım yapıyorlar. Tüm batı gazetelerinde olumlu yorumlar ile birlikte başta turizm gelirleri olmak üzere ülkenin ticareti artıyor.

Not artışının tam tersi not düşürülmesi ise  biraz daha fazla etkilidir diyebilirim. Bununla birlikte bugünlerde gelebilecek olan bir not düşürmesi kesinlikle siyasi olacaktır piyasalara olan negatif etkisi sınırlı kalacaktır.

Borsa darbe girişiminden önce yükseliyordu ve 74000-83000 hareketini yapmıştı. Bu durumda borsa darbe girişimini satın aldı, sonrasında da sattı mı dememiz gerekiyor?

Ben bu önerme yerine “Borsalar korku duvarını tırmanarak yükselir” önermesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Tüm problemlerin farkındayım. Tarihe baktığımızda en güçlü boğa piyasaları daima korku duvarını tırmanmıştır. Piyasalar yükselirken insanları piyasadan uzak tutmak için pek çok endişe verici konu mevcuttur. Ne zaman endişelenen tek kişi bile kalmaz o zaman gökyüzünü bulutların kapladığını görüp piyasadan çıkış için zamanın geldiğini anlamamız gerekir. “ Jeremy Siegel, Wharton School Profesör

Gerçek şu ki yatırım yapmak her zaman endişe vericidir. Öyle olmasaydı çok aptalca olurdu çünkü risk olmazdı, fiyatlar zaten yüksek olurdu ve para kazanmak için fırsat olmazdı.” Sam Ro, Business Insider.

Yukarıdaki önermelere katılmamak elde değil. Çok güçlü boğa piyasaları çoğu zaman anormal korkutucu dönemlerde gerçekleşti/gerçekleşiyor.

FED faiz kararlarını ele alalım isterseniz. FED faizi artıracak beklentisi ile hisseleri satmalı mıyız? FED artırdıktan sonra da sattığımız hisseleri yerine koymalı mıyız? Bunun imkansızlığını piyasa bize defalarca gösterdi. S&P500 endeksi tüm endişelere rağmen sürekli yükseldi ve tarihi zirvesini yeniledi:

NIKKEI endeksi 5 yıllık grafiğine bakarsak da aynı şeyi göreceğiz. Deprem, nükleer felaket, düşük enflasyon JPY’nin değerlenmesi vs endeksin yükselişini etkilemedi:

Hangi beklentiyi alıp hangi gerçeği satacağız bu durumda?

Türkiye piyasalarına dönersek piyasa 2013 yılından sonra düzenli bir hareket yapamadı ama sadece endekse bakarsak yanılırız. Endeksi etkileyen en önemli segment bankacılık ve bankacılık endeksi bir yere gitmedi bu da endeksin bir yere gitmemesine yol açtı. Endeks yükselmedi hisseler yükselmedi demek yanıltıcı, piyasa hisselerden oluşuyor. Sanayi endeksi 2014 yılından bu yana ikiye katlamış ve bankacılık endeksi yerinde saymış ve bankacılık payının endekste yüksek olması sebebi ile endeksin bir yere gitmemiş olması yatırımcıyı ilgilendirmez. Endekse bakarak bir yorum yapmak ise kanaatimce yanıltıcı ve para kazandıran bir durum değil.

Bankacılık endeksi uzun dönemli grafiğine göz atalım isterseniz:

2010 yılındaki zirvenin etrafında dolaşıyor o kadar. Nominal zirvesi ise 2013 Mayıs.

Bankacılık endeksi neden böyle sadece bize mi özel diye sorulabilir. XLF grafiğine baktığımızda bu durumun bize özel olmadığını göreceğiz:

Sebebi de gayet basit aslında 2008 krizinden bankalar sorumlu tutuldu ve çok sayıda yeni düzenleme getirildi. Bu da bankaların karlarını azalttı. Karı azalan sektöre de yatırımcı ilgi göstermemeye başladı.

Bu dönemde temel/lüks müşteri tüketim hisseleri yükseldi:

Bizim piyasamızda da BIM/ARCLK grafiklerine göz attığımızda yükselişlerini göreceğiz. Endeks yükselmiyor diye bu sektörleri hisseleri almayalım mı? Başka bir deyişle endeks yükselmediğinde bazı hisseler yükselmiyor mu?

Önemli olan endeksin yükselmesinden ziyade belirli bir orandan fazla gerilememesi. Son 5 yıla baktığımızda ise bu aralığın %25-30 civarında olduğunu görüyoruz. Bu orandan daha fazla geri çekilme olmadığı sürece endişeye gerek yok. Bu durumu da kümülatif momentum çalışmamızda göstermiştik.

Beklentiyi al gerçeği sat yerine hisseleri çalış, duygularını kontrol et, yatırımlarından karlarını artır demek daha doğru değil mi? Hedefimiz piyasayı bilmek mi yoksa para kazanmak mı?

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)