7103 sayılı Torba Kanun önemli vergi kanunlarında neleri değiştirdi?
7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 27 Mart 2018 tarihinde yayımlanarak büyük çoğunlukla bu tarih itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Bu kanunda çok sayıda kanunu ilgilendiren düzenleme yapılmıştır. Ancak yazımızın konusu vergi kanunlarından KDV, VUK, Kurumlar Vergisi ve 6183 sayılı Amme Alacakları Kanunlarında yapılan değişiklikleri kapsamaktadır. Bu kanunların yanında Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Özel Tüketim Vergisi Kanunu gibi kanunlarda da değişiklikler yapılmıştır. Özellikle ÖTV Kanununda yapılan değişiklik ile araçların ÖTV sistemi değiştirilmektedir. Bilindiği gibi araçların ÖTV sistemi çok yeni değişmişti ancak bu Kanunla yapılan düzenleme ile vergilendirmedeki basamak sistemi azaltılmıştır.
AMME ALACAKLARI KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİK İLE MENKUL VE GAYRİMENKULLER İÇİN HACZİN KALDIRILMASI ESASLARI DÜZENLENMİŞTİR
MADDE 2- 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna 74 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 74/A maddesi eklenmiştir.
“Bazı hallerde haczin kaldırılması
MADDE 74/A- Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince haczedilen mal üzerindeki hacizler aşağıdaki şartların sağlanması halinde kaldırılır.
1. Mahcuz malın bu Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mallardan olması. .
2. Mahcuz mala biçilen değer ile %10 fazlasının, ilk sırada haciz tatbik eden tahsil dairesine ödenmesi. (Şu kadar ki, madde kapsamında ödenecek tutar, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan ödeme zamanı gelmiş, tecil edilmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçların toplamından fazla olamaz.)
3. Mahcuz mala ilişkin takip masraflarının ayrıca ödenmesi.
4. Hacze karşı dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi.
Haczedilen malın değer tespiti bu Kanun hükümlerine göre yapılır. Ancak, menkul mallar için her halükarda tahsil dairesince bilirkişiye değer biçtirilir.
Bu madde kapsamında haczin kaldırılması halinde aynı mala, haczin kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay müddetle Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince, bu Kanunun 13'üncü maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, haciz tatbik edilemez. Bu hüküm, haczi kaldırılan malın üçüncü şahıslar tarafından amme borçlusu lehine teminat olarak gösterilen mal olması halinde, üçüncü şahsın bu Kanun kapsamına giren borçları için uygulanmaz.
Bu madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunarak hacze karşı açtığı davalardan vazgeçen borçlunun, haczi kaldırılan mal ile ilgili açtığı davalar mahkemelerce incelenmez; herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa bu karar hükümsüz sayılır.
Tahsil edilen paralar, söz konusu malın aynından doğan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı fer’i alacaklar ile vergi cezalarına, mahcuz mala haciz tatbik etmiş dairelerin sırasıyla; takip konusu olan, muaccel hale gelmiş bulunan, ödeme zamanı gelmiş henüz vadesi geçmemiş olan ve tecil edilmiş bulunan alacaklarına, haciz sırasına göre mahsup edildikten sonra haciz tatbik etmemiş dairelerin bu fıkrada belirtilen alacaklarına garameten taksim edilir.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.”
Bu ekleme ile Maliye Bakanlığı Vergi Dairelerince menkul ve gayrimenkuller üzerine konulan hacizlerin hangi koşullarda kaldırılacağı düzenlenmiştir. Hacizli menkul ve gayrimenkullerin değerinin %10 fazlasının ödenmesi ile haciz kaldırılabilecektir. Ancak uygulamada borçtan daha fazla haciz konulması gündeme gelebilmektedir. Kanun bu değişiklikle ödeme aşamasında borçların toplamı ile sınırlama getirmiştir. Maddenin uygulanmasına ilişkin ikincil düzenleme Maliye Bakanlığı’nca çıkarılacaktır. Bu maddenin yürürlüğe girme tarihi 1 Nisan 2018 olarak belirlenmiştir.
GELİR VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
ÇATISINDA ELEKTRİK ÜRETİP SATANLAR GELİR VERGİSİNDEN MUAF TUTULMUŞTUR!
MADDE 3- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9'uncu maddesinin birinci fıkrasına (8) numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (9) numaralı bent (10) numaralı bent olarak teselsül ettirilmiştir.
“9. 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları konutların çatı ve/veya cephelerinde kurdukları kurulu gücü azami 10 kW’a kadar (10 kW dâhil) olan (Kat maliklerince ana gayrimenkulün ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan dâhil) yalnızca bir üretim tesisinden üretilen elektrik enerjisinin ihtiyaç fazlasını son kaynak tedarik şirketine satanlar (Bu bendin uygulanmasında üçüncü fıkra hükmü dikkate alınmaz.);”
Bu düzenleme ile çatısında veya cephesinde 10 kW’a kadar elektrik üretenler ihtiyaçlarından fazlasını sattıklarında elde ettikleri gelirler için herhangi bir vergi ödemeyeceklerdir. Hemen vurgulayalım ki, bu düzenleme kurumları kapsamamaktadır. Ticari faaliyetle uğraşan şirketler Kurumlar Vergisi mükellefi olacaklarından bu muafiyetten yararlanamayacaklardır. Bu muafiyet Gelir Vergisi mükelleflerine yönelik olarak getirilmiştir.
MADDE 4- 193 sayılı Kanunun 23'üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“16. İşverenlerce, kadın hizmet erbabına kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (İşverenlerce bu hizmetlerin verilmediği durumlarda, ödemenin doğrudan bu hizmetleri sağlayan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine yapılması şartıyla, her bir çocuk için aylık, asgarî ücretin aylık brüt tutarının % 15’ini aşmamak üzere bu istisnadan yararlanılır. Kreş ve gündüz bakımevi hizmetini sağlayanlara yapılan ödemelerin belirlenen istisna tutarını aşan kısmı ile hizmet erbabına bu amaçla nakden yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir. Bu bentte yer alan %15 oranım, asgarî ücretin aylık brüt tutarının %50’sine kadar artırmaya ve kanuni seviyesine getirmeye Bakanlar Kurulu, bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.).”
Bu düzenleme ile ücret istisnalarına yeni bir bent eklenmiştir. İşverenlerce, kadın hizmet erbabına kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmek suretiyle sağlanan menfaatler ücret sayılırken bu düzenleme sonrası belli koşullarda ücret sayılmayacaktır.
MADDE 5- 193 sayılı Kanunun 25'inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“7. a) 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları (Hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz.);
b) Hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin (a) alt bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar (Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.);”
Gelir Vergisinden müstesna tazminat ve yardımlara ilişkin Gelir Vergisi Kanununun 25/7 maddesi değiştirilmiştir.
VERGİ NEDENİYLE ASGARİ ÜCRETİN SON AYLARDA DÜŞMESİ ENGELLENMİŞTİR!
MADDE 6-193 sayılı Kanunun 32'nci maddesine dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Net ücretleri, bu Kanunun 103'üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle bu maddedeki esaslara göre sadece kendisi için asgarî geçim indirimi hesaplanan asgarî ücretlilere, içinde bulunulan yılın Ocak ayma ilişkin ödenen net ücretin (ilgili yılda geçerli asgarî ücretin dönemsel olarak farklı tutarlarda belirlenmiş olması halinde, yeni asgarî ücretin geçerli olduğu aylar için artışın uygulandığı ilk aydaki ücret üzerinden Kanunun 103'üncü maddesinde yer alan tarifenin ilk dilimindeki oran baz alınarak hesaplanan net ücretin) altında kalanlara, bu tutar ile bu tutarın altında kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgarî geçim indirimine ayrıca ilave edilir. Bu fıkrada geçen net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgarî geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade eder.”
Bu değişiklik sonrası asgari ücretlinin eline geçen para yılın son aylarına doğru Gelir Vergisi kesintisi nedeniyle azalmayacaktır. Uzun süredir sorun olan bu durum yasal değişiklikle sorun olmaktan çıkarılmıştır.
MADDE 7- 193 sayılı Kanunun 61'inci maddesinin üçüncü fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“7. Hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar.”
Hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar da bundan sonra ücret olarak kabul edilecektir.
VERGİ USUL KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
MADDE 8- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5'inci maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından ilgili kanunları uyarınca mükelleflerden talep edilebilen, kurum ve kuruluşların görevleriyle doğrudan ilgili ve görevlerinin ifası için zorunluluk ve süreklilik arz eden bilgilerin, bu kurum ve kuruluşlara verilmesi vergi mahremiyetinin ihlali sayılmaz. Bu durumda, kendilerine bilgi verilenler, bu maddede yazılı yasaklara uymak zorunda olup, bu bilgilerin muhafazasını sağlamaya yönelik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Maliye Bakanlığı, bu fıkra uyarınca verilecek bilgilerin kapsamı ile bilgi paylaşımına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Vergi mahremiyetini düzenleyen maddeye yeni bir fıkra eklenmiştir.
MADDE 9-213 sayılı Kanunun 10'uncu maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olurlar. Şu kadar ki bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır.
Beşinci fıkra kapsamına girmeyen tüzel kişilerin tüzel kişiliklerinin veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin sona ermesi halinde, sona erme tarihinden önceki dönemlere ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tüzel kişiliği olanların kanuni temsilcilerinden, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler (adi ortaklıklarda ortaklardan herhangi biri) ve varsa bunların temsilcilerinden herhangi biri adına yapılır.”
Vergi Usul Kanununun 10’uncu maddesine yapılan bu ilave fıkralar ile tasfiye memurları ile kanuni temsilcilerin sorumlulukları kanun düzeyinde netleştirilmiştir. Yine tüzel kişiliği sona eren mükelleflerin kanuni temsilcileri adına tarhiyat yapılacağı kanuna eklenmiştir.
İMHA EDİLECEK MALLARIN DURUMU KANUN DÜZEYİNDE ÇÖZÜME KAVUŞTURULMUŞTUR!
MADDE 10- 213 sayılı Kanuna 278'inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 278/A maddesi eklenmiştir.
“İmha edilmesi gereken mallar:
MADDE 278/A- Bozulma, çürüme veya son kullanma tarihinin geçmesi gibi nedenlerle imha edilmesi gereken emtia, bu mahiyetteki imha işlemleri süreklilik arz eden mükelleflerin başvurularına istinaden, bu Kanunun 267'nci maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü bendindeki usulle mukayyet olmaksızın, Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen usul çerçevesinde ve tayin olunan imha oranı dikkate alınmak suretiyle değerlenebilir.
Birinci fıkra hükmünden yararlanmak için yapılan başvurular, Maliye Bakanlığınca mükellefin geçmiş yıllardaki işlemleri, fiili üretimi, satış ve imha süreçleri ile sektördeki diğer mükelleflerin durumu, yetkili idare, oda ve kuruluşların görüşleri de dikkate alınmak suretiyle değerlendirilir. Bu değerlendirme neticesinde, Maliye Bakanlığınca karşılıklı anlaşmak suretiyle, tayin olunan imha oranını aşmamak kaydıyla imha edilen emtianın emsal bedeli sıfır olarak kabul edilir.
Mükellefler, imha işlemine ilişkin her türlü kayıt, belge ve evrakı bu Kanunun ilgili hükümleri uyarınca muhafaza ve gerektiğinde ibraz etmek zorundadır.
Maliye Bakanlığı, bu maddeden yararlanmak için başvuruda bulunabilecek mükelleflerde aranacak şartları, tayin olunan imha oranının geçerli olacağı süreyi, imha oranının süresinden önce iptaline ilişkin kriterleri, bu madde kapsamına giren emtiayı, sektörler, iş kolları ve işletme büyüklüklerini ayrı ayrı ya da birlikte dikkate almak suretiyle belirlemeye ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları tespite yetkilidir.”
İmha edilecek mallara yönelik kanun düzeyinde düzenleme yapılmıştır ve detaylar Maliye Bakanlığı tarafından yapılacak ikincil düzenlemeler ile açıklığa kavuşturulacaktır.
YURT DIŞINDAN GETİRİLEREK SERMAYE OLARAK KONULAN PARALARIN DEĞERLEMESİNE İLİŞKİN DÜZENLEME YAPILMIŞTIR!
MADDE 11-213 sayılı Kanuna 280'inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 280/A maddesi eklenmiştir.
“Yurtdışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paralar:
MADDE 280/A- Yatırım teşvik belgesi kapsamında yatırım yapacak tam mükellef sermaye şirketlerine, işe başladıkları hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar yurtdışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paraların, söz konusu dönem zarfında yatırım teşvik belgesi kapsamında sarf olunan kısmı nedeniyle oluşan kur farkları pasifte özel bir fon hesabına alınabilir. Bu durumda olumlu kur farkları bu hesabın alacağına, olumsuz kur farkları ise bu hesabın borcuna kaydedilir.
Sermaye olarak konulan bu yabancı paraların, işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar herhangi bir suretle sarf edilmeyen kısmı; bu hesap dönemlerine ait vergilendirme dönemlerinin sonuna kadar mukayyet değeriyle, işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap döneminin sonu itibarıyla bu Kanunun 280'inci maddesine göre değerlenir.
Birinci fıkra uyarınca oluşan fon hesabı, sermayeye ilave edilme dışında, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulur. Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan devir ve bölünme işlemleri hariç, şirketin tasfiyesi halinde de bu hüküm uygulanır.
Mükelleflerin, bu madde hükmünden yararlanabilmeleri için ticaret siciline tescil tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar yatırım teşvik belgesi almak için başvuruda bulunmuş ve işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar bu belgeyi almış olması gerekir. Söz konusu yabancı paralar; başvurunun süresi içinde yapılmaması halinde müteakip ilk vergilendirme dönemi, yatırım teşvik belgesinin alınamaması halinde ise işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonu itibarıyla bu Kanunun 280'inci maddesine göre değerlenir.
Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Bu madde kanunun yayımı tarihinden sonra tescil edilen sermaye şirketlerine uygulanmak üzere kanunun yayım tarihi olan 27.03.2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.
USULSÜZLÜK CEZALARINI DÜZENLEYEN MADDELERDE DEĞİŞİKLİKLER YAPILMIŞTIR!
MADDE 12-213 sayılı Kanunun 353'üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“1. Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi, bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlenmesi ya da bu Kanunun 227'nci ve 231'inci maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 240 Türk Lirası'ndan aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir.
Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı 120.000 Türk Lirası'nı geçemez.
2. Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fış, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin, gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin veya elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlendiğinin tespiti ya da bu belgelerin bu Kanunun 227'nci maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde, her bir belge için 240 Türk Lirası özel usulsüzlük cezası kesilir.
Ancak, her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için 12.000 Türk lirasını, bir takvim yılı içinde ise 120.000 Türk Lirası'nı geçemez.”
MADDE 13-213 sayılı Kanunun mükerrer 355'inci maddesinin başlığı “Bilgi vermekten çekinenler ile 107/A, 256, 257, mükerrer 257'nci madde ve Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi hükmüne uymayanlar için ceza:” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Bu Kanunun 107/A maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlardan, bu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alanlara 1.000 Türk Lirası, (2) numaralı bendinde yer alanlara 500 Türk Lirası, (3) numaralı bendinde yer alanlara 250 Türk Lirası özel usulsüzlük cezası kesilir.”
USULSÜZLÜK CEZASINI SÜRESİNDE ÖDEYENLER CEZANIN 2/3’ÜNÜ DEĞİL, YARISINI ÖDEYECEKLERDİR!
MADDE 14- 213 sayılı Kanunun 376'ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “üçte biri” ibaresi “yarısı” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 15- 213 sayılı Kanunun ek 11'inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “vergilerle kesilecek cezalarda” ibaresi “vergiler ile bunlara ilişkin kesilecek vergi ziyaı cezalarında” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu değişiklik ile usulsüzlük cezalarında 1/3 oranında yapılan indirim artırılarak cezanın yarısı düzeyine çıkartılmıştır. 15'inci madde düzenlemesi kanunun yayımı (27.03.2018) tarihinden önce tarhiyat öncesi uzlaşma talep edilenler hariç olmak üzere yayımı tarihi olan 27.03.2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.
VERGİ USUL KANUNUNA GEÇİCİ 30’UNCU MADDE EKLENMİŞTİR
MADDE 16-213 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 30- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra, 17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayiinde veya 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve 3/7/2014 tarihli ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamında faaliyette bulunan mükelleflerce münhasıran Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere, 2019 takvim yılı sonuna kadar iktisap edilen yeni makina ve teçhizat ile aynı tarihe kadar yatırım teşvik belgesi kapsamında iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve süreleri, Maliye Bakanlığınca bu Kanunun 315'inci maddesine göre tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilir. Bu şekilde yapılacak hesaplamada faydalı ömür süresinin küsuratlı çıkması halinde, çıkan rakam bir üst tam sayıya tamamlanmak suretiyle ilgili kıymetlere uygulanacak amortisman oran ve süreleri belirlenir. Bu şekilde belirlenen oran ve süreler izleyen yıllarda değiştirilemez. İmalat sanayiinde kullanılmak üzere iktisap edilen ve madde hükmünden yararlanılabilecek makina ve teçhizatı tespite Bakanlar Kurulu, uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
Bu maddenin yürürlüğe girme tarihi 1 Mayıs 2018 olarak belirlenmiştir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
MADDE 29- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13'üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“j) Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları,”
KDV’de istisnaları düzenleyen maddelerden olan 13’üncü maddeye yeni istisna eklenmiştir. Buna göre, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Bu maddenin yürürlüğe girme tarihi 1 Nisan 2018 olarak belirlenmiştir.
MADDE 30- 3065 sayılı Kanunun 17'nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (d) bendinde yer alan “gayrimenkullerin kiralanması işlemleri” ibaresi “gayrimenkullerin kiralanması işlemleri, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda kantin olarak belirlenen alanların okul aile birlikleri tarafından kiraya verilmesi işlemleri” şeklinde değiştirilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda kantin olarak belirlenen alanların okul aile birlikleri tarafından kiraya verilmesi işlemleri de katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
MAKİNE VE TEÇHİZAT ALIMLARI KDV’DEN İSTİSNA EDİLMEKTEDİR!
MADDE 31- 3065 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 39- 17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz katma değer vergisi mükelleflerine münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni makine ve teçhizat teslimleri ile 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde, 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, 3/7/2014 tarihli ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamındaki araştırma laboratuvarlarında Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılan yeni makine ve teçhizat teslimleri 31/12/2019 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.
Bu kapsamda yapılan teslimler nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, bu Kanunun 32'nci maddesi hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir.
İstisna kapsamında alınan makina ve teçhizatın, teslim tarihini takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde; imalat sanayii veya Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetleri dışında kullanılması veya elden çıkarılması hallerinde, zamanında alınmayan vergi alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. Zamanında alınmayan vergiler ile vergi cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlar.
İmalat sanayiinde kullanılmak üzere istisna kapsamında teslim edilecek makina ve teçhizatı belirlemeye Bakanlar Kurulu, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
Uzun süredir beklenen bu geçici madde ile Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz katma değer vergisi mükelleflerine münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri ile 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde, 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, 3/7/2014 tarihli ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamındaki araştırma laboratuvarlarmda Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri 31/12/2019 tarihine kadar katma değer vergisinden istisna edilmektedir. Bu maddenin yürürlüğe girme tarihi 1 Mayıs 2018 olarak belirlenmiştir.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
MADDE 74- 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (ö) bendi ve 17'nci maddesinin dokuzuncu fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
Buna göre, “tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve söz konusu giderlerin Türkiye'de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması kaydıyla, Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezleri (Türkiye'de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun, bölgesel yönetim merkezinin yönetimi altında bulunması muafiyet hükmünün uygulamasına engel teşkil etmez.).” hükmü muafiyet maddesi olan 4’üncü maddeden çıkartılarak mufafiyeti kaldırılmıştır.
Yukarıda ele aldığımız düzenlemelerin bir çoğu kanunun yayımı tarihi olan 27.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yürürlük tarihi kanunun yayımı tarihi olmayan 2, 29’uncu maddeler 1 Nisan 2018 tarihinde, 16, 31'inci maddeler 1 Mayıs 2018 tarihinde yürürlüğe girecektir. 11, 15 ve 74’üncü maddelerin ne zaman yürürlüğe gireceği ise ilgili maddelerin açıklamalarında yer almaktadır.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
-
31 Ekim 2024, Perşembe
2023 dönemi sonunda enflasyon muhasebesinden kar eden şirketler dikkat
Devamını Oku -
22 Ekim 2024, Salı
Enflasyon muhasebesi gerçekten de gerçeğe uygun olmayan bilançolar yaratmış!
Devamını Oku -
14 Ekim 2024, Pazartesi
Sadece kredi kartı limiti üzerinden değil, tapu, noter işlemlerinden de yeni vergiler alınacak!
Devamını Oku -
24 Eylül 2024, Salı
Enflasyon muhasebesi gerçeğe uygun olmayan bilançolar yaratıyor!
Devamını Oku -
24 Kasım 2022, Perşembe
Otomotivde ÖTV matrahı yeniden belirlenmiştir!
Devamını Oku -
22 Kasım 2022, Salı
Araç fiyatları ötv matrah artırımından nasıl etkilenecek, hangi araçların fiyatları düşecek?
Devamını Oku -
04 Temmuz 2022, Pazartesi
Bir kez daha varlık barışı, ama bu kez kuralları daha net ve vergili!
Devamını Oku -
28 Haziran 2022, Salı
Tapu işlemleri noterler vasıtası ile yapılabilecektir!
Devamını Oku -
02 Haziran 2022, Perşembe
Taşıt ve gayrimenkul satışlarında yeni bir dönem!
Devamını Oku -
19 Mayıs 2022, Perşembe
Halka arz edilen / edilecek firmalar için çifte kurumlar vergisi avantajı
Devamını Oku