E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaZeki Şen: Volatiliteyi yöneten kazanır---

Zeki Şen: Volatiliteyi yöneten kazanır

Zeki Şen: Volatiliteyi yöneten kazanır
06 Nisan 2016 - 13:03 borsaningundemi.com

Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen portföylerde mutlaka hisse önerdi.

Piyasalar açısından yılbaşından sonra volatil bir süreç yaşadık. Şubat ayının ortasında başlayan olumlu süreçte ise Türkiye en çok olumlu etkilenen piyasalardan biri oldu. 2016 yılının geri kalanında da volatil hareketlerin olabileceğini söyleyen Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen, bu dönemde "Volatiliteyi iyi yöneten kazanır" mesajını veriyor. Portföylerde mutlaka hisse öneren Zeki Şen, BİST-100'deki yükseliş sonrasında "Prim potansiyeli azaldı gibi. Ancak makro tarafta pozitif gelişmelerle değerlemeler yukarı yönlü revize edilebilir" diyor. Döviz ve TL faiz cephesinde ise TL faiz öneriyor.

Yeni yıla girerken, ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırım baskısını üzerinde hisseden piyasalar, sonrasında bahar havasına girdi. FED'in faiz artırım hamlesinin yavaş olacağının anlaşılması, Avrupa ve Japonya'dan gelen faiz indirim hamleleri ve parasal genişlemeler, Çin'deki büyümeye yönelik endişelere rağmen piyasaları rahatlattı. Gelişen piyasalardan para çıkışının olmayacağı hatta değerlemesi uygun piyasalara para girişi olacağı beklentileri gerçekleşiyor. Bundan iskontosu yüksek olan Borsa İstanbul ve TL de nasibini alıyor. Gösterge faizde de yüzde 10 seviyesine doğru bir çekilme eğilimi gözleniyor. Piyasaların bundan sonraki yol haritasını Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen ile konuştuk. Yılın ilk aylarındaki volatil sürecin 2016 yılında da devam etmesini bekleyen Zeki Şen, "Volatiliteyi iyi yöneten kazanır" mesajını veriyor. Zeki Şen, piyasalara yönelik beklentilerini Capital dergisinden Talip Yılmaz’a şöyle anlattı:

-Piyasalar nasıl bir 20l6'ya girdi? Yaşanan ilk üç ayı değerlendirir misiniz?

-Global piyasalar 2016'ya güçlü bir satış dalgasıyla başladı. FED'in 2015 Aralık ayında yaptığı faiz artışı sonrasında piyasaların sıkılaşan finansal koşullar karşısında ekonomilerin daha da zorlanacağı endişesi bu satışları tetikleyen önemli bir faktördü. ABD'de, Avrupa'da büyümelerin daha önce beklenen ve fiyatlanan ölçüde güçlü gelmeyeceği beklentisi, Çin'in yumuşak inişin ötesinde bir yavaşlama sergileyeceği beklentisi ve başta petrol olmak üzere emtia piyasalarındaki ciddi zayıflamalar, global piyasalara güçlü bir satış dalgası getirmişti. Bu durum aşağı yukarı şubat ortasına kadar etkisini sürdürdü. Sonraki dönemde ise Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) atacağı olumlu adımın önceden fiyatlanmaya başlaması, petrol fiyatındaki toparlanma, özellikle Avrupa bankalarının finansal durumu ile ilgili endişelerin yatışması gibi sebeplerle global piyasalarda güçlü bir tepki alımı gördük. Özetle, yılın ilk üç ayında global piyasalar ve biz oldukça geniş bir dalgalanma hareketi yaşadık, denilebilir.

-2016'ya damgasını vuracak gelişmeler neler olacak? Pozitif ve negatif tarafta neler olabilir?

-2016'nın geneli bir 'yüksek volatilite' yılı olmaya aday. Şu ana kadar bile piyasalarda hem geniş dalga boylu hem kısa dalga boylu çok ciddi bir volatilite gördük ve sonraki dönemde de bunun değişmesini beklemek için şu anda yeterince sebep yok. Ayrıca 2016, yine merkez bankalarının yılı olmaya aday. ECB'nin 10 Mart kararları bence çok önemli. ECB bu kararlarla Avrupa ekonomisinin su üzerinde kalması için elinden geleni yapacağını, bu konudaki kararlığını gösterdi. ECB'yi de takip eden FED kararı, piyasaları destekler yöndeydi ve FED'in güvercin mesajları önümüzdeki dönemde piyasaların karşısında değil arkasında bir güç olacağını teyit eder nitelikteydi.

Yılın geri kalanında ise piyasalar yine Amerika, Avrupa ve Çin ekonomilerindeki gelişmeleri takip ederek yön bulmaya çalışacak. Yine gelen verilere bağlı kalacak, volatilitenin hakim olduğu bir piyasa görebiliriz. Bu açıdan baktığımızda volatiliteyi iyi yönetenler, getiri bakımından da bu yıldan olumlu etkilenecektir.

-Son dönemde borsanın 70.000'in altından 80.000'in üzerine yaşadığı hareketi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu hareket devam eder mi?

-Global piyasalarda getirilerin çok daraldığı ve likiditenin de sürdüğü bir ortamda Türk varlıkları yüksek getiri potansiyeli sebebiyle yatırım çekmeye devam edecektir. 2016 başından beri özellikle borsamız olumlu bir ayrışma içinde. Petrol fiyatlarındaki düşüşten cari açık olarak olumlu etkilenen ve görece yüksek büyüme göstermesi beklenen bir ekonomiye sahip olmanın avantajı düşünüldüğünde aslında bu olumlu ayrışmayı oldukça normal karşılıyoruz ve devam etmesini bekliyoruz.

-Gelinen seviyelerde portföylerde hisse olmalı mı?

Yılın geri kalanında da özellikle global gelişmelerin etkisinde kalacak, yine volatil ama diğer gelişmekte olan piyasalardan olumlu ayrışacak bir piyasa görmeyi bekliyoruz. Dolayısıyla yatırımcılara Borsa İstanbul'u yatırım sepetlerinde mutlaka bulundurmalarını tavsiye ederim.

Borsada şubat ortasından beri yaşadığımız hızlı tırmanıştan sonra endeks bazında yükseliş potansiyeli azaldı gibi gözüküyor. Ancak doğru hisse seçimlerine yönelerek borsamızda yüksek getiri sağlamak hala mümkün. Kaldı ki önümüzdeki günler makro resmin biraz daha netleşmesi, özellikle enflasyon cephesinde aşağı yönlü revizeler gelmesi durumunda endeks hedeflerinde de yukarı yönlü revizyonları görebiliriz.

-Döviz seçimiyle ilgili düşünceniz nedir? Döviz varlıklar mı TL varlıklar mı tercih edilebilir?

-Döviz, TL seçimi ise daha çok kullanımla ilgili. Eğer döviz borcunuz varsa ve gelirleriniz TL ise açık pozisyonları azaltmak riskinizi düşürmek açısından uygun olacaktır. Bu volatil ortamda çok fazla risk taşımaya gerek yok. Ancak sadece yatırım perspektifinden baktığımızda kurdaki getiri beklentisiyle faiz getirişini karşılaştırmak gerekir ki ben bu noktada faiz getirişi tarafındayım.

-Faiz cephesinde ne bekliyorsunuz? Ne tavsiye ediyorsunuz?

-Faiz cephesinde yine ekonomik gelişmeler belirleyici olacak. FED 2016 için faiz artışı beklentilerini 4'ten 2'ye indirerek piyasaları rahatlattı. Bundan sonraki dönemde ne olacağını hem ABD'nin hem Avrupa ve Çin başta gelişmekte olan ülkelerin ekonomik gerçekleşmeleri belirleyecek. Dünyada faizler çok düşük seviyelerde bulunurken hatta Avrupa'da birçok ülkede eksi seviyelere gerilemişken Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde faizler halen yüksek ve bu ciddi bir getiri avantajı sağlıyor. Kurlarla ilgili endişelerin bir miktar daha dağılması durumunda Türkiye'nin de faiz getirilerini azaltma imkanı artacak. Ancak bunun olup olamayacağını söylemek için henüz erken, çünkü bizim dışımızda birçok değişkene bağlı.

-Bundan sonra dünyada merkez bankaları nasıl bir politika izler?

-Merkez bankaları 2008 global ekonomik krizinden sonra çok sayıda hedefi bir anda gerçekleştirmeye çalışan kurumlar haline dönüştü. Önceki dönemde sadece fiyat istikrarından sorumlu olan merkez bankalarının hedefleri çeşitlendi. Türkiye'de de benzer bir süreç söz konusu bence. Büyüme konusunun dünya çapında bu kadar hassas olunduğu bir durumda merkez bankaları hem büyüme hem enflasyon hem de finansal istikrar hedeflerini bir arada gerçekleştirmek mecburiyetini yaşıyor. Türkiye de bu genel trendden ayrışamıyor, çünkü Türkiye her açıdan global ekonominin bir parçası.

-Türkiye'nin kredi notuyla ilgili bir risk görüyor musunuz?

-Hayır, şu an için Türkiye'nin kredi notuyla ilgili bir risk öngörmüyoruz. Böyle bir riskin ortaya çıkması için istikrar ortamında önemli bir değişiklik olması gerekir diye düşünüyoruz ve ana senaryomuzda böyle bir gelişme öngörmüyoruz.

-Garanti Yatırım'ın 2016 planlarında ne var?

-Garanti Yatırım olarak 20l6'da yeni ürünlerimiz ve yeni hizmet kanallarımızla sermaye piyasası ve yatırımcı arasındaki bilgi köprüsünü kuvvetlendirmeyi amaçlıyoruz.

ZEKİ ŞEN’DEN 6 KRİTİK MESAJ

1- FED, mart ayındaki açıklamalarıyla piyasaların karşısında değil, arkasında bir güç olarak duracağını teyit etti.

2- Yılın başından bugüne dek I piyasalarda kısa ve uzun boylu dalgalanma gördük. Bunun değişmesini beklemek için yeterince sebep yok.

3- Volatiliteyi iyi yönetenler, getiri bakımından da bu yıldan olumlu etkilenecek.

4- Borsadaki olumlu ayrışmayı normal karşılıyoruz ve bunun devam etmesini bekliyoruz. Bu nedenle yatırım sepetinde hisse mutlaka olmalı.

5- Endeks bazında yükseliş potansiyeli azaldı gibi gözüküyor, ancak hisse seçimlerine yönelerek halen yüksek getiri sağlamak mümkün.

6- Yatırım perspektifinden baktığımızda kurdaki getiri beklentisiyle faiz getirişini karşılaştırmak gerekir ki ben bu noktada faiz getirişi tarafındayım.

GARANTİ YATIRIM'IN MODEL PORTFÖYÜNDEKİ HİSSELER...

AKBANK: Güçlü sermaye yapısı, aktif kalitesi, fonlama yapısı ve verimlilik yönünde attığı adımlarla dikkat çekiyor.

AKÇANSA: Marmara Bölgesinde 2016'da da güçlü çimento talebi sürecek ve hisse başına brüt: 1.354TL, net: 1.14TL temettü, yüzde 9,3 temettü verimiyle öne çıkıyor.

DO&CO: Güçlü büyüme hikayesi, dirençli marjları ve satın alma hikayesi nedeniyle listemizde.

MİGROS: Hızlı mağaza açılışlarıyla istikrarlı büyüyor, perakende sektöründeki agresif rekabetten olumlu ayrışıyor.

İNDEKS BİLGİSAYAR: Güçlü 2015 son çeyrek sonuçları ve cazip temettü dağıtımı nedeniyle cazip.

SODA SANAYİ: Güçlü soda fiyatları ve talep, sağlam bilanço bu hisseyi listemize alma nedenlerimiz.

TAT GIDA: Cazip değerlemeye sahip, finansallarında ilk çeyrekten itibaren toparlanma görülüyor.

TAV HOLDİNG: Hisse geri alımı, temettü ödemesi nedeniyle cazip.

TOFAŞ: Üçüncü vardiyaya geçiş. Egea'nın Meksika'ya da ihraç edilecek olması gibi olumlu gelişmeler söz konusu.

VAKIFBANK: 2015 son çeyrek sonuçlarının ardından 2016 kâr beklentilerinde yukarı yönlü revizyon söz konusu.

YKB: Genel karşılık düzenlemeleri ve Visa Europe satışından en güçlü kâr elde edecek banka.

KUR SAVAŞLARI SON 2 YILA DAMGA VURDU

Özellikle kur savaşları geçtiğimiz iki yıla damgasını vurdu. Doların önlenemez yükselişi karşısında gelişmekte olan ülke kurları ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Geldiğimiz noktada TL'de 2013 yılından bu yana ciddi bir kayıp var. 2014 ve 2015e kurdaki bu hareket damga vurdu. Bu sadece Türkiye için geçerli değil, diğer gelişmekte olan ülkelerde de benzer bir süreç yaşandı. Bu kaçınılmazdı çünkü ülkeler global büyüme ortamındaki değişikliğe rekabetçi kalabilmek için ayak uydurmak zorunda kaldı. Bu nedenle para riskli varlıklardan kaçarak daha güvenli limanlara sığındı.

2016'DA SAVAŞIN HIZI KESİLDİ

2016 başından bu yana kur savaşlarındaki durum biraz rahatlamış görünüyor. Dolar 2015 ortalarında ulaştığı, yılsonunda faiz artışı beklentileriyle yine test ettiği tepe noktadan gevşedi. ABD bu durumdan memnun görünüyor, çünkü doların aşırı değerlenmesi, ABD ekonomisi üzerinde de yük oluşturuyor. ECB de kur hedeflemesi yapmadığını 10 Mart toplantısında ortaya koydu. Bu durum Türkiye gibi dolar borçlanması fazla ülkeler için olumlu. Kurun rahatlaması TC Merkez Bankası'nın da elini rahatlatıyor.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)