E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiZama tepki var---

Zama tepki var

Zama tepki var
29 Aralık 2012 - 08:40 borsaningundemi.com

Açıklanan asgari ücret yine ne işçiyi ne de işvereni memnun etti. 35 TL'lik zam eleştirilere neden olurken, komisyonun yapısının değişmesi gerektiği

Siyasal iktidarın ve işverenlerin çalışanlara yaklaşımının yansıması olan asgari ücret, dünyanın 16’ıncı büyük ekonomisi olmakla iftihar eden ülkemizde 2013 Yılı için aylık 773,97TL olarak belirlendi. Bir kere daha ülkenin ekonomik durumuyla ilgili olumlu gelişmeler işçilerin günlük yaşantısına ve gelirine yansımadı. 16 yaşını doldurmuş işçilerin bir aylık asgari ücreti 2013 Yılı için ilk altı ayda asgari geçim indirimi dahil net 773,97 TL ve ikinci altı ayda asgari geçim indirimi dahil net 804,69 TL olacak. Bu oranlar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda oy çokluğu ile belirlendi. The Lira'nın haberine göre Komisyonda işçi kesimi adına görev yapan TÜRK-İŞ (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu) temsilcileri çoğunluk görüşüne gerek miktar ve gerek belirleme yöntemi açısından katılmayarak karara muhalefet şerhi koydu. Muhalefet şerhini uluslararası sözleşmeler, anayasa ve yasalarda yer alan ilkeler ile istatistik kurumu verileri üzerine inşa etmiş olan Türk-İş’in muhalefet şerhi, altı iki kere çizilmesi gereken hususlarla dolu.

İŞÇİ KESİMİ “35 LİRALIK” ARTIŞA MUHALİF
TÜRK-İŞ, muhalefet şerhinde önce asgari ücretin ne olduğunu anlattı ve muhalefetini bu kavram üzerinde yapılandırdı: "Asgari ücret, işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak, bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücretidir. Asgari ücretin belirlenmesinde esas alınacak ilk şey çalışanların karşı karşıya bulundukları geçim koşullarıdır."
Asgari ücretin belirlenmesinde, işçinin “insan olma” kimliğinin ön planda olduğunu ve asgari ücretin temel insan haklarının güvencesi altında bir sosyal hak niteliğini taşıdığını belirten Türk-İş yetkilileri; komisyonda işçinin değil işverenin durumunun dikkate alındığına dikkat çektiler. Konfederasyonun iddiasına göre; tespit çalışmalarında işverenlerin talepleri belirleyici oldu ve işçiye, ailesiyle birlikte insanca yaşaması için yeterli ücret yine verilmedi.
T.C. Anayasası Madde 55: Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur.
GEÇİM KOŞULLARI NASIL BELİRLENİYOR
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) geçim koşullarını hesaplaması için görev verdi. TÜİK’in Kasım 2012 Tarihi itibariyle yaptığı hesaplamaya göre bir işçinin geçinebilmesi için eline geçmesi gereken net tutar 1.025,40TL oldu. Bu hesaplamada çalışanın ailesi dikkate alınmadı.
İşçi kesimi, tespit çalışmalarında TÜİK tarafından belirlenen net tutarın temel alınıp bu tutara 2013 yılı enflasyon hedefi ile refah payının ilave edilmesini talep etti. Ancak komisyonda TÜİK tarafından bekar bir işçinin geçimi için belirlenen en düşük tutardan bile daha düşük bir tutar işveren-devlet temsilcileri tarafından oy çokluğu ile asgari ücret olarak belirlendi.

GÜNLÜK 25,80 LİRA
Türk-İş’in günlük 25,80TL kazanç için görüşü şöyle: “Komisyonun işveren-devlet temsilcilerinin oy çokluğuyla belirlediği günlük 25,80 Lira asgari ücret tutarıyla, çalışanların aileleri ile birlikte gıda, konut (kira, elektrik, su, yakıt), giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden minimum düzeyde bile olsa karşılaması mümkün değildir. Günlük asgari ücrete yapılan yaklaşık 1 liralık artış sonucu çalışanlar, aileleri ile birlikte -bir kez daha- yoksulluğa, insana yakışmayan olumsuz yaşama koşullarına terk edilmiştir. Asgari ücretli çalışanlar, işveren-devlet temsilcileri tarafından sorumlusu olmadıkları ve fakat mağduru oldukları ekonomik ve sosyal politikaların bedelini yüklenmek durumunda bırakılmışlardır. Bu yaklaşım gelir eşitsizliğini ve adaletsizliği daha da büyütmektedir.”
ADALET BUNUN NERESİNDE
TÜRK-İŞ, asgari ücret ile en düşük kamu çalışanı ücreti arasındaki farkın çalışanlar arasında yapılan ayrımcılığı ve yıllardır sürdürülen haksız uygulamaları ortaya koyduğunu ileri sürdü. İşçi temsilcisi; en düşük işçi ücreti ile en düşük memur ücreti arasındaki fark için; “Toplumda adalet duygusunun zedelenmesine zemin oluşturmuştur.” yorumunda bulundu.
Maliye Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre (verilmesi muhtemel enflasyon zammı hariç) 2013 yılı Ocak ayında en düşük brüt memur maaşı 1.836,72 TL olacak.
ZAYIF OLANI KİM KORUYACAK
TÜRK-İŞ yetkilileri devletin sosyal koruma görevi hakkında da çarpıcı bir örnek verdi: “Komisyon tarafından alınan karar sonucu 2013 yılının ilk altı aylık döneminde asgari ücretli olarak çalışan bekar her işçi asgari geçim indirimi sonrası her ay devlete 51,38 TL gelir vergisi ödeyecektir.
Asgari ücretli çalışanın üzerindeki vergi yükünün azaltılması doğrultusunda düzenleme yapması gereken siyasal iktidar “istihdamı artırmak ve işsizliği önlemek” gerekçesiyle, sigortalı çalıştıran özel sektör işverenlerinin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarının Hazinece karşılanması yönünde teşvik uygulanmasını 5763 Sayılı yasayla düzenlemiştir. Böylece işverenin yüzde 19,5 olan SGK işveren primi oranı yüzde 14,5’e indirilmiştir. Bu düzenlemeyle işveren her asgari ücretli için 48,91 TL daha az prim ödeyecektir.
Asgari ücretli işçinin nafakasından kesilerek ödenen 51,38 TL vergi, devlet tarafından asgari ücretli işçi çalıştıran işverene 48,91 TL olarak geri dönmektedir. Devlet sosyal koruma görevini iktisaden zayıf olan işçiden yana kullanmamıştır.”
ÇALIŞANLAR NE İSTEMİŞTİ
TÜRK-İŞ; asgari ücret belirleme çalışmalarında temel alınmasını istediği unsurların komisyon çalışmalarında dikkate alınmadığını, bu ilkeler temel alınmadan belirlenen asgari ücret düzeyinin yeterli ve insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlamaktan uzak olduğunu savundu.
İşçi kesiminin Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarında öne sürdüğü unsurlar şöyleydi:
Anayasa’da yer alan “geçim şartları” yaklaşımının dikkate alınması;
İşçinin ailesi ile birlikte günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir tutarın esas olması;
İşçinin ve ailesinin harcama kalıbının esas alınması ve hesaplamalarda Türkiye İstatistik Kurumu verilerinin kullanılması;
Bilimsel verilerle hesaplanan net tutarın işçinin eline geçmesinin sağlanması;
Sanayi/tarım veya bölge, yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan asgari ücretin ulusal düzeyde tek tutar olması;
İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınması, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal ve “insan onuruna yaraşır” bir ücret olarak kabul edilmesi;
İşçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için gerekli bir iyileştirmenin ayrıca TÜİK tarafından bilimsel olarak belirlenecek tutara ilave edilmesi;
Belirleme yapılırken en düşük devlet memuru maaşının dikkate alınması;
Gelir dağılımında adaleti sağlamaya yönelik olarak ayrıca refahtan pay içermesi;
MUHALEFETE MUHALEFET
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işveren-devlet kesimi temsilcilerinin oy çoğunluğu ile belirlediği asgari ücrete muhalif kalan Türk-İş’in, işçi temsilcisi olarak etkinliği yine tartışma konusu oldu.
HAK-İŞ (Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu) Genel Başkanı Mahmut Arslan, belirlenen asgari ücret artış oranlarının beklentilerin çok uzağında kaldığını belirterek, asgari ücret artış oranlarının her yıl daha da geriye gittiğini belirtti.
HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan yaptığı basın açıklamasında sosyal bir ücret olması gereken asgari ücretin anlamını yitirdiğini söyledi. Arslan değerlendirmesinde: “Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen, Sayın Bakan Faruk Çelik tarafından açıklanan asgari ücret rakamları ve artış oranları bir kez daha büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Bu yılki artış oranlarına bakıldığında geçtiğimiz yıla oranla geriye gidiş olduğu bariz bir biçimde görülmektedir. 2012 yılında ilk 6 ay için % 5.91, ikinci 6 ay için % 6.09 oranında artış yapılmıştı. Bu artış oranları sosyal bir ücret olması gereken asgari ücretin anlamını ve değerini yitirdiğini göstermektedir.” dedi.
Milli gelirdeki ve istihdam oranlarındaki iyileşmelerin asgari ücret rakamlarına yansımadığını vurgulayan Arslan; belirlenen rakamın Türkiye gerçekleriyle bağdaşmadığını söyledi.
Mahmut Arslan; TÜİK’in Asgari Ücret Tespit Komisyonuna sunduğu raporda yer alan rakam ile açıklanan asgari ücret arasında büyük bir uçurumun bulunduğunu belirterek bu asgari ücret rakamıyla çalışanların aileleri ile birlikte insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmesinin imkânsız olduğunu ekledi.
Tespit komisyonunun yapısının ve komisyondaki işçi temsilciliğinin etkisinin yıllardır tartışmalara konu olduğunu belirten HAK-İŞ Genel Başkanı sözlerine şöyle devam etti: “Ortaya çıkan bu artış oranları Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçi kesiminin güçlü şekilde temsil edilemediğini bir kez daha ispatlamıştır. TÜRK-İŞ’in Asgari Ücret Tespit Komisyonundaki etkinliği sürekli bir tartışma konusu olmaya devam etmektedir… Bu komisyonun yapısı ve konsepti acilen değişmelidir. Asgari ücretin belirlenmesinde çalışanın ailesi ile birlikte yaşamsal ihtiyaçlarının esas alınmasını öngören yeni bir konsepte geçilmelidir.”
AÇLIK SINIRI
DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, asgari ücretin ödenmesi zorunlu en az ücret olduğunu belirterek “bu zam ve bu maaşla insanlar Türkiye şartlarında nasıl rahat yaşayacaklar bilemiyoruz" diyen Küçükosmanoğlu, asgari ücretin sosyal niteliğini vurgulayan açıklamasını şu sözlerle bitirdi: "Asgari ücret, işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma uyulmuyor. Biz bu tanımın tam olarak uygulanabilmesi için gereken mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz ve asgari ücretin en azından açlık sınırı olan 1061 lira olarak belirlenmesini istiyoruz."

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)