E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaYüzde 66'sı yabancı olan bir borsada...---

Yüzde 66'sı yabancı olan bir borsada...

Yüzde 66'sı yabancı olan bir borsada...
22 Ağustos 2013 - 13:13 borsaningundemi.com

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Fed kararlarının halka arzları olumsuz etkileyeceğini söyledi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) temmuz ayındaki toplantı tutanaklarının açıklanmasının ardından biraz tedirginliğin olduğunu, ancak ortalık yatışınca Türkiye'nin yine ön plana çıkacağını söyledi. Şimşek, "Gelecek Avrupa'da, Amerika'da değil, gelecek gelişmekte olan ülkelerdedir. Yani Brezilya'dadır, Türkiye'dedir, Hindistan'dadır, Çin'dedir, Rusya'dadır" dedi.
Bakan Şimşek, Bloomberg HT ve Habertürk TV'nin ortak yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) temmuz ayındaki toplantı tutanaklarının açıklanmasının, piyasalar ve Türkiye üzerindeki etkisinin sorulması üzerine Şimşek, özellikle gelişmiş ülkelerin küresel krizden çıkış için para politikasına çok yüklendiklerini söyledi.
Muazzam bir paranın basıldığı dönemin artık geride kalacağını, zaten bu sancıların da bununla ilişkili olduğunu anlatan Şimşek, Fed'in politikasındaki değişikliğin bir kriz olmadığını, sadece varlıkların yeniden fiyatlandırılmasının bir süreci olduğunu ifade etti.
Zaman zaman bazı analizlerde yanlış değerlendirmelerin yapıldığına işaret eden Şimşek, "Sanki gelişmekte olan ülkeler veya Türkiye, bu sürecin sonucunda sanki bir krizle karşı karşıya kalacakmış gibi bir izlenim veriliyor ama böyle bir şey söz konusu değil. Faizler, global likidite nedeniyle baya bir düşmüştü. Onlar şimdi likiditenin bir miktar azalmasıyla veya pahalanmasıyla bir miktar yükseliş sürecine girdi, zaten bunu Türkiye'de gördük, tüm dünyada da yaşıyoruz" diye konuştu.
"Bizi fonlama kanalıyla etkileyecek"
Bakan Şimşek, Fed'in söz konusu tutanaklarının açıklanmasının Türkiye'ye etkilerine de değinerek, şunları kaydetti:
"Bizi fonlama kanalıyla etkileyecek. Bu olumsuz bir kanal. Çünkü Türkiye'nin tasarruf oranları düşüktür, Türkiye'nin bir cari açığı vardır. Bunun finansmanının maliyeti bir miktar yükselecektir. Finansmanı o anlamda biraz daha zorlaşacaktır ama Türkiye çok büyük küresel krizleri atlatmış bir ülkedir, bunun da üstesinden rahat bir şekilde gelecektir. Olumlu iki tarafı var. Birincisi, eğer Amerikan ekonomisindeki toparlanma, global ekonomideki toparlanmayla birlikte büyüme beklentileri güçlenecekse, bu Türkiye'ye küresel doğrudan yatırım gelişini de artıracaktır. Bu cari açığın finansmanına katkıda bulunacaktır. Çünkü Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin uzun vadede geleceği parlaktır. Dolayısıyla büyüme beklentileri iyileşince, yani Amerika'daki, Avrupa'daki, Asya'daki şirketler güçlenirse, kar etmeye başlarsa daha çok küresel yatırım yaparlar, Türkiye'de bundan payını alacaktır. İkinci önemli konu, bu ülkelerdeki ve özellikle AB'deki toparlanma, Türkiye'nin ihracatını ve istihdamını da olumlu yönde etkileyecektir."
"Fed'in dünyaya yaptığı en büyük haksızlık, belirsizlik"
Bu geçiş sürecinin biraz sancılı olduğunu çünkü ortada bir belirsizlik bulunduğunu vurgulayan Şimşek, Fed'in aslında dünyaya yaptığı en büyük haksızlığın, bu belirsizlik olduğunu ifade etti.
Fed bir an önce bu belirsizliği kaldırsa, ortada daha öngörülebilir bir ortamın olacağına değinen Şimşek, "Biz ülke olarak her türlü senaryoya hazırız. Bizim varsayımımız şu; İlanihaye bu devam etmez. Bunun mutlaka bir sonu var. Muhtemelen de erken olur, geç olmaz. Zaten piyasalar da bunu yavaş yavaş fiyatlıyorlar. Dolayısıyla piyasalara yansıması da açık ve net olarak ortada" dedi.
"Vatandaşa, reel ekonomiye yansıması son derece sınırlı"
Şimşek, tutanakların açıklanmasının Borsa'ya etkisinin nasıl olacağı yönündeki bir soru üzerine de Fed'in politika değişikliğini ilk açıkladığı mayıs ayı öncesinde Türkiye'de borsaya, ülkenin tahvillerine, bonolarına çok ciddi bir para girişi olduğunu anımsattı.
Bu dönemde Türkiye'nin çok başarılı bir performans ortaya koyduğunun altını çizen Şimşek, birçok fonun parasını Türkiye'de park ettiğini ifade etti. Yabancıların borsadaki payının neredeyse yüzde 66'lar civarında olduğuna dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:
"Şimdi tabii yabancı ağırlıklı bir borsa olunca ve bunların fonlama maliyetleri Fed kanalıyla değişecekse, yabancıların bir kısmı geri dönüyor. Burada borsanın düşüşü ağırlıklı olarak yabancı fonları etkiler, birincisi bu. Çünkü bizim bildiğimiz anlamda ABD gibi, İngiltere gibi Türkiye'de sermaye tabana çok yayılmamış. Vatandaşın, yerlilerin payı zaten borsada çok az, 3'te 1'i civarında. Dolayısıyla aslında reel ekonomiye, vatandaşa yansıması sınırlı olur. Yalnız şöyle bir şey olur; Borsa normalde güçlüyken, yükselirken halka arz daha kolaydır. Firmaların bankalardan borç almadan daha sağlıklı kaynak, daha çok ortak alarak şirketi büyütme imkanı geçici olarak olumsuz etkilenecek. Dolayısıyla vatandaşa, reel ekonomiye yansıması son derece sınırlı ama belki şirketlerin halka arzını bir miktar olumsuz etkiler, o da geçici bir fenomen."
"Vatandaşın dövizle borcu yok denilecek düzeyde"
Döviz fiyatlarındaki yükselişin sorulması üzerine de Şimşek, küresel krizin başında bir karar aldıklarını hatırlattı. Bu kararla vatandaşa dövizle borçlanmamasını önerdikerini anımsatan Şimşek, dolayısıyla vatandaşın dövizle borcunun yok denilecek düzeyde olduğunu söyledi. Buna karşılık vatandaşın çok ciddi düzeyde döviz mevduatının olduğuna işaret eden Şimşek, dolayısıyla böyle bir yükselmede vatandaşın zararda olmadığını vurguladı.
Sonuç olarak bu tabloya göre döviz fiyatlarının yükselmesinin vatandaşa etkisinin son derece sınırlı, hatta pozitif olduğunu aktaran Şimşek, şöyle konuştu:
"Tabii ithal ettiğimiz ürünlerin bir kısmının fiyatına etkisi tabi ki olacak ama öbür türlü de oldu. Dikkat edin, 10 yıl boyunca TL, dolara karşı değer kaybetmedi neredeyse. Bugünkü seviyelere dahi baksanız, son 10 yıl içindeki enflasyon yüzde 150 civarında. Halbuki 2002 yılına bir gidin, dolar/TL kuru neydi? Yaklaşık 1,50-1,60'lar civarıydı. Şimdi 1,9 veya 2 diyorsunuz. İstisnai dönemleri hariç tutuyorum. Buradaki değer kaybı, enflasyonla karşılaştırdığınızda son derece sınırlı. Önümüzdeki döneme baktığınız zaman ise bir etkileşim şöyle olacak; Döviz kurundaki yüzde 10'luk değişim, 1,5 puan olarak yansıyor enflasyona. Bu, şu demek; aslında geçmiş dönemlere kıyasladığımız zaman, dövizdeki hareketlerle enflasyondaki hareket arasındaki geçişkenlik yüzde 15'ler civarı, yani sınırlı. Eskiden, 90'lı yıllara giderseniz çok yüksekti. Dolayısıyla buradaki etki sınırlı olacak."
Şimşek, kendisinin dövizin seviyesi hakkında yorum yapmayacağını çünkü Türkiye'de dalgalı kur sistemi olduğunu da belirterek, "Sadece bir şeyin altını çizmek istiyorum. Türkiye gibi geleceği parlak, büyüme potansiyeli yüksek, nüfusu genç, gelişen ülkelerin uzun vadede para birimleri reel olarak değerlenir. Bakın 1980'li, 90'lı yıllara gidin. Bir vatandaş veya bir şirket, Türkiye'ye güvenip, parasını TL cinsinden değerlendirdiyse, uzun vadede mutlaka kazançlı çıkmıştır" dedi.
"Gelecek gelişmekte olan ülkelerde"
Dalgalı kur sisteminde paranın zaman zaman değer kazanabileceğini veya kaybedebileceğini dile getiren Şimşek, burada devalüasyondan bahsedilemeyeceğini, bu terimin eski kur rejimi çerçevesinde kullanımının daha uygun olacağını ifade etti.
Bakan Mehmet Şimşek, son 10 yılda, özellikle son 1-2 yıl içinde Türkiye'ye çok büyük bir güvenin olduğunu vurgulayarak, "Bu zaman içinde Türkiye'ye çok ciddi bir fon akışı olmuş. Şimdi biraz tedirginlik var, ortalık biraz toz duman ama ortalık yatışınca Türkiye yine ön plana çıkacaktır, Türkiye'ye girişler tekrar güçlenecektir. Çünkü niye? Gelecek Avrupa'da, Amerika'da değil, gelecek gelişmekte olan ülkelerdedir. Yani Brezilya'dadır, Türkiye'dedir, Hindistan'dadır, Çin'dedir, Rusya'dadır, bu değişmedi" diye konuştu.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • sayın bakan22 Ağustos 2013 15:12

    bir ülkede hem borsa hem ev fiyatları aynı anda artıyorsa bu işte bir bit yeniği yok mudur?