E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemYunanistan krizinde son perde---

Yunanistan krizinde son perde

Yunanistan krizinde son perde
04 Temmuz 2015 - 21:21 borsaningundemi.com

Uzmanlar Avrupa'yı aylardır meşgul eden kriz için neler söyledi?

Yunanistan krizi 2010'da patlak verdiğinden bu yana, Yunan hükümetleri ve ülkeye kredi açarak iflası önlemeye çalışan kreditör kurumlar arasında bir ''suçlama savaşı'' da yaşanıyor. Kimilerine göre Yunanistan'ın geldiği noktanın en büyük sorumluları 'az çalışıp çok tatil yapan' Yunan halkı ve reform yapma konusunda isteksiz olan hükümetler. Bu görüşe karşı çıkanlar ise çareyi Almanya başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri ile Atina'ya borç veren Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi kreditörleri suçlamakta buluyor.

MIT Ekonomi Profesörü Daron Acemoğlu'nun da aralarında bulunduğu birçok uzman, her iki tarafın da sorumlu olduğunu düşünüyor. Ancak Yunan halkının az çalıştığı tezi gerçeği yansıtmıyor. Bir işçinin ortalama yıllık çalışma saati bakımından yapılan sıralamada Yunanistan OECD ortalamasının çok üstünde. OECD ortalaması yıllık 1.788 saatken Yunanistan’da yıllık 2.037 saat. 

Bu noktaya nasıl gelindi?

Yunanistan krizine ilişkin 2012 yılında bir makale yazan Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Dimitris Tsarouhas, ülkesinde krizin tohumlarının siyasette sivillerin egemenliğinin pekiştiği 1980'lerde atıldığını düşünüyor. Yunanistan'da yüksek enflasyon ve düşük büyüme sarmalının 1980'lerde başladığını ifade eden Tsarouhas, 1990'lı yıllara gelindiğinde ise enflasyonun daha da artarak yüzde 20'lere ulaştığını belirtiyor. Tsarouhas, 2000'lerin başında ise Yunanistan'da üretimin ciddi oranda azaldığını ve bugünkü krize yol açan temel unsurlardan olan kamu sektöründeki verimsizliğin ülkeye ciddi zarar verdiğini aktarıyor. Akademisyen, 2004'te düzenlenen Atina Olimpiyatları'nın sağladığı inşaat patlaması sayesinde Yunanistan'ın yapay olsa da sağlıklı büyüme oranlarının yakaladığını belirtiyor.

Tsarouhas, bugün gelinen noktada, 30 yılı aşkın süredir devam eden sorunları görmezden gelen ve  siyasi çıkar uğruna adım atmaktan geri duran hükümetlerin ciddi oranda pay sahibi olduğunu düşünüyor. Akademisyene göre reformların eğilmesi gereken noktaların başında, Avrupa standartlarının çok üstünde insanın çalıştığı kamu sektörü geliyor. Tsarouhas, Yunanistan'da kamu sektörünün verimsizlik ve çıkar ilişkisi üzerine kurulu olduğunu belirterek, yalnızca kendi çevresine yarar sağlayan bu sektörle ilgili reform ihtiyacına dikkat çekiyor. Tsarouhas ülkede zaman zaman gündeme gelen reformların, siyasi anlamda ciddi güç sahibi sendikalar ve medya tarafından engellendiğini belirtiyor. 

Tek sorumlu Yunanistan mı?

Yunanistan'ın tek sorununun iç politika ve sosyal dinamikler olduğunu belirtenlerin sayısı az olmasa da, birçok uzman Avrupa Birliği ülkeleri ve IMF gibi kreditörlerin de krizin bu noktaya gelmesinde pay sahibi olduğunu düşünüyor. Kreditörlerin kriz patlak verdiği sırada doğrudan çözüm bulma konusunda geç kaldığını ifade eden bir takım analistlere göre, Avrupa ülkeleri olası krizlerin finansal sistem üzerindeki etkilerini azaltarak, Yunanistan açmazını göz ardı etti.

London School of Economics Öğretim Üyesi Konstantinos Makatos, Almanya gibi bazı kreditörlerin Yunanistan' örneğini kullanarak diğer ülkelere nasıl bir politika uygulamaları konusundan yol göstermek gibi bir ajandası olduğunu belirtiyor.

Fransa ve İtalya gibi Yunanistan'a daha olumlu yaklaşan ülkelerin ise Yunan hükümetlerinin söz verilen reformları yerine getirmemesinden sıkıldığını ifade eden Makatos, Avrupa'da iki farklı yaklaşım olduğuna işaret ediyor. Makatos'un Yunan hükümetlerine getirdiği eleştiri ise siyasi kazanımların gözetilerek seçmeni rahatsız edecek geniş çaplı reformlardan uzak durulması noktasında yoğunlaşıyor. 

Kreditörlere yöneltilen eleştiriler

Paul Krugman ve Joseph Stiglitz gibi önde gelen ekonomistler, IMF ve Avrupa Birliği'ndeki kreditörleri, büyüme ve toparlanma getirmeyeceğini bilmelerine rağmen doğrudan Yunan halkını hedef alan kemer sıkma önlemlerinde ısrar etmekle ve bu yolla Yunanistan'ın içinde bulunduğu buhranı derinleştirmekle suçluyorlar.

Bir başka görüş de, 2010'dan bu yana Yunanistan'ın borcunu özel sektörden kurumlara aktaran kreditörlerin bugün finans sistemi için ciddi risk teşkil etmeyen Yunanistan ile krizin başındaki gibi anlaşmaya muhtaç olmadığını yönünde. O dönemde Yunanistan'daki krizin diğer çevre ülkelere sıçramasından endişe eden ülkeler, anlaşma yoluna gitmişti. 

Referandumdan ne çıkacak?

Nobel ekonomi ödüllü Krugman ve Stiglitz, Yunanistan'ın kemer sıkma sarmalından çıkarak kendi parasıyla yeni bir başlangıç yapma şansını elde etmek için yarın yapılacak referandumda, kurtarma programına hayır oyu kullanması gerektiğini ifade ettiler.

Bir başka Nobel ödüllü ekonomist Christopher Pissarides ise, kemer sıkmanın resesyon döneminde yanlış bir politika olduğu noktasında Amerikalı meslektaşlarına katılsa da, eurodan çıkışın Yunanistan'a daha fazla sıkıntı getireceğini belirtiyor. Referandumdan hayır oyu çıkması halinde eurodan çıkış ihtimalinin artacağını ve bunun Yunanistan'ın kendi parasını basması anlamına gelceğini belirten Pissarides ''Bu yeni paranın euronun yarısı değerinde olacağı yönündeki görüş mantıklı. Kamu sektöründe çalışan Yunanlar bu durumda alım güçlerinin yarısını kaybetmiş olacak. Bir süre sonra da herkes aynı duruma gelecek'' ifadelerini kullandı.

Oldukça karmaşık bir krizle karşı karşıya olan Yunan halkı, yarın uzun vadede ciddi etkileri olabilecek bir karar verecek. Uzmanlar, yarınki oylamanın sonucundan bağımsız olarak Akdeniz ülkesini ciddi anlamda zor günlerin beklediğini ifade etseler de, üzerinde hemfikir oldukları bir nokta Yunanistan'ın yeni bir başlangıca ihtiyacı olduğu. Ancak bu başlangıcın nasıl gerçekleşeceği konusunda kimse kesin bir öngörüye sahip gözükmüyor. (Enes Tunagür-BloombergHT.com)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (16)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • BASEL05 Temmuz 2015 10:02

    SERMAYE ARAÇLARI BAZ ALINDIĞINDA VERİ TABANIDIR.PARANIN SON KURUŞUNA KADAR HESABI YAPILIR

  • DEAŞ05 Temmuz 2015 09:58

    DEAŞ NORMALDE FİNANS ÖRGÜTÜDÜR..AMAÇ SADECE HEC EDİLEN SERMAYE ARAÇLARINDAKİ PETROLÜN PARASAL ZARARI BİR ŞEKİLDE GERİ ALABİLMEK.

  • AKILLI ,APTALLAR05 Temmuz 2015 09:55

    SADECE KARA PARA İSVİÇREYEMİ KAÇIRILDI.HAYIR.HEPSİ DEŞİFRE OLDU.

  • FED05 Temmuz 2015 09:47

    FED İN PARASAL GENİŞLEME AKABINDE PARASAL POLİTİKALARI 1998 YILINDAN 2008 YILINA KADAR EKONOMİK DİR.SONRASI PARASAL GENİŞLEMEYE DAYALI PARA PASMIŞTIR.ÇALDILAR GERİ VERECEKLER KENDİ ÜLKE EKONOMİLERİNE.KAÇARI YOK..BİRÇOK ÜLKE EKONOMİLERİNDE YAPILAN YATIRIMLAR FED İN KENDİ FİNANSMANI KARŞILIĞI YAPILDI.SEN DEĞİL SAHTEKAR

  • NEDEN05 Temmuz 2015 09:42

    İSVİÇRE BANKACILIĞI KARA PARA SAHİPLERİNİN YANİ ÜLKE EKONOMİLERİNDEN PARA KAÇIRANLARIN DEŞİFRESİ KONUSUNDA BASKI YAPIYOR SANIYORSUNUZ...

  • aptal olmak gerek05 Temmuz 2015 09:36

    borsa ve bırçok sermaye aracları baz alındığında örnek.borsadan olası para cıkışının öncelikle döviz sonrasında altın fiyatlarına girişi olasılığını düşünmek bile aptallık olur...yada faşizm ve anarşizm fark yok.tek yolu.üretim e dayalı ekonomi ve kalkınma politikaları akabinde istikrar ve istihdam..HEPSİ DEŞİFRE OLDULAR..

  • hindistan 05 Temmuz 2015 09:28

    neden altın alımı yapmıyor son yıllarda.oysaki hindistan önde gelen altın ithalatcısıdır......

  • 1998 den 2012 05 Temmuz 2015 09:26

    yılına kadar ne olduda altın fiyatları ve petrol fiyatları aşırı değerlendi.ben söylim.1998 yılı akabınde 2001 yılı na kadar olan sürecde abd nin dolar karşılığı altın rezervleri dünya ekonomileri baz alındığında bırçok ülke sorguladılar ve abd ye baskı yaptılar..senin doların baz alındığında altın rezervlerinin karşılığı nedir.....bırçok aşalık iş birlikçi ekonomistler finans ve ekonomi konularını bu ülkede saptırmaya çalışsa dahi gercek ekonomi ve finans konularını bilen bırçok yatırımcı var.yurtiçi yada yurtdışında...kendilerini kandıran ekonomistler kimin umrunda

  • asya krızı05 Temmuz 2015 09:18

    1998 .yılı öncesi akabinde 2001 yılı ikiz kullelerin vurulup 2013 yılına kadar olan kademeli sürç baz alındığında finans krızıdir..ekonomi değil.ekonomi ve finans ayrı konular..

  • sanayi devrimi mi.05 Temmuz 2015 09:13

    1929 büyük buhran 625 yıl dünyada hüküm sürmüş osmanlıdan sonra finans ve ekonomi devrimidir.üretime dayalı finans ve ekonomi yönetimi devşirilmiş yerine paraya dayalı tefecilik ve sömürüler getirilmiştir....

  • sahın K.05 Temmuz 2015 03:55

    Yakarsa yunanistan ı zenginler yakar.

  • halden05 Temmuz 2015 03:17

    1929'u biliyor görünen arkadaş; birincisi, "büyük burhan" kim?.. "büyük buhran" mı demek istedin yoksa, ikincisi anımsatan şey nedir?.. Yunanistan'da krizden önce güçlü sanayi üretimi vardı da insanlar zorunlu olarak mı işsiz kaldı?.. büyük buhranın sebebi sanayi devrimiydi!..

  • ama petrol rezervleri04 Temmuz 2015 23:26

    bitiyor ve kuyular azaldıkça kalite düşüyor..50 yıl diyorlar..aptal işi...abd 50 yılın hesabını yapmaz.minimum 100 yıl

  • hedef 04 Temmuz 2015 23:19

    ortadoğu değil.hedef soğuk savaşı başlatma olasılığı olan rusyanın kıyı şeriti

  • buyuk burhan04 Temmuz 2015 23:16

    yunanıstandaki son 1 hafta baz alındığında olan bitenler 1929 yılı anımsatıyor....sizce sayın üst akıl fed in ortağı recofeller in eli varmı yunanıstan ekonomisinde ve gelişmelerde...bence var..

  • herdaim şüpheli.....04 Temmuz 2015 22:38

    yunanıstanın ekonomi krızınde olmadığına akabınde likilite krızı yaşadığına ayrıca tüm ülkenin bankalarının gecici olarak içi boşaltıldığı ve sermayenın yurtdışına kacırıldığına dair..global krız akabınde parasal genişleme ve doların karşılığı olan altın baz alındığında zaten ab ülkelerinden bir kaçının ekonomik krıze girmesi gerekiyordu..ortadoğu zaten belli.karşılığı petrol.