E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Yunanistan aslında 2 yıl önce iflas etti. Global kriz yatırımcıların gözünü açınca kriz öncesinde çok açılmış olan Yunan bankalarını ve devletini artık finanse etmek istemediler. Koca bir ekonomi solunum makinesine bağlatılıp yaşatıldı.
Halbuki Yunanistan akıllılık edip "kendi iyiliği için" bunu kabul etmeyecekti. Hemen iflasını açıklayacak ve borcunun % 30'unu tıraşlayıp kalanını uzun vadeye çekecekti. Faizini de ekonomisinin büyüme hızına endeksleyecekti. Sonra da Euro'dan çıkacaktı. Bunu yaparken bankalarını kısa bir süre tatil edecek ve tatildeyken drahmi tahvillerle bankalarına sermaye koyacak ve aynı zamanda bankalarının yurtdışındaki tüm değerli aktiflerini ve diğer özelleştirmeleri, bedellerini sermayeye eklemek üzere, satışa çıkartacaktı. Mevduatları drahmiye çevirip sonrasında drahmiyi % 30-50 arasında bir oranda devalüe edecekti. Tüm drahmi mevduatlara devlet garantisi getirecekti.
Bunları yaparken kapsamlı bir reform programını, mümkünse AB finansmanı destekli olarak, hayata geçirecekti. Kamu sektörünü yeniden yapılandıracak ve harcamaları disiplin altına alacaktı. Başta Kurumlar Vergisi olmak üzere vergileri radikal şekilde aşağıya çekip basitleştirecek ve sonrasında da çok büyük hukuki cezalarla vergi sistemini takibe alacaktı. Kapalı sektörlerini rekabete açıp yabancı sermaye girişini kolaylaştıracaktı. AB ile "yapılacaklar listesi" konusunda anlaşıp liste gerçekleştiğinde yeniden Euro'ya kabulünü taahhüt etmelerini isteyecekti. Ve tüm bu süreçte Yunanistan AB içinde kalacaktı. Olayın Yunanistan'dan diğer sorunlu ülkelere bulaşmasını engellemek için Yunanistan'a verilen (ve bir anlamda çöpe giden) tüm destekler ve daha fazlası sorunlu ülkelere ve bankalarına doğrudan verilerek bir savunma duvarı örülecekti.
Çok kaba bir tasvirini yaptığım bu planı ne Yunanlılar ne de AB uygulayamadı. Yunanlıların vizyonu yetmedi. Kriz tecrübesi olmayan AB de yönetemeyeceğinden korkarak cesaret edemedi. 2 yıl boyunca içerde Yunanistan'ı süründürüp dışarıda alacaklılarına paralarını ödediler (Grafik 1, 2). Kurtaran kurtardı. Ama sonunda dipsiz kuyuya para yetmeyeceği görüldü. Özel sektör alacakları tıraşlandı. Yunanistan'ın en büyük alacaklısı kamu (AB, IMF, ECB troykası) oldu.
Troyka özel sektör borçlarını tıraşladıktan sonra Yunanistan'ı ve Yunanlıları süründürmeye devam etmeyi planlıyordu. Almanya'nın da baskısıyla direttiği tasarruf önlemlerini ve reformlarını zamana yayıp çaktırmadan pisliği temizleyebileceğini düşündü. Bu uzun süreçte Yunanistan'ın kolay kolay büyümeye geçmesi mümkün değildi çünkü sadece reformlarla ekonomisinin rekabet gücü kazanıp büyümeye geçmesi çok uzun süre alacaktı. Yunan halkı bu uzun süreli işkenceye dayanamazdı. Ama reformlar devalüasyonla birleştiğinde çok daha etkili olacak ve çok daha kısa sürede ekonomi toparlanabilecekti. Sırf Almanya'nın Euro'yu yaşatma aşkı uğruna buna izin verilmedi.
Ne var ki, mayıs ayına kadar her şeyi kurgulayabilen ve hatta zorla hükümet değiştirten AB otoriteleri Yunan halkının sokaklardaki tepkisini seçim sandığına taşımasını engelleyemedi. Yunanlılar, genel seçimlerde AB ile mevcut anlaşmayı devam ettirecek partilerin yetkilerini ellerinden aldılar. 2009 seçimlerinde Meclis'teki 300 sandalyenin 251'ine sahip olan Pasok+Yeni Demokrasi koalisyonu 2012 seçimlerinde 149'a geriledi (Grafik 3). En çok oy alan ikinci parti olan radikal solun başındaki Chavez hayranı Tsipras hemen seçmenlerine AB ile yapılan mevcut anlaşmanın geçersiz olduğunu açıklayarak teşekkür etti. Tüm bunlar, Yunanistan'ın Euro'ya karşı egemenliğini vermeyeceğini ilan etmiş olması anlamına geliyor.
Şimdi ne olacak?
Korkulan senaryo şu: Yunanistan AB'ye (Troyka'ya) bu postayı koyunca AB de bunun karşılığı olarak mevcut anlaşmayı imzalayacak bir hükümet olmadığını öne sürerek Yunanistan'a verdiği parasal desteği geri çekecek. Euro Bölgesi'nde 8 liderin yok olduğu, Sarkozy'nin kovalandığı ve son yerel seçimlerde kendi kalesindeki kayıplarına bakılırsa Merkel'in de bu yolda hızla ilerlediği bir ortamda AB'nin de karşı posta koyması gayet mümkün. Bu durumda Yunanistan kamu maaşlarını ödeyemeyecek duruma düşecek ve olayın nereye gittiğini görenler mevduatlarını çekmek üzere bankalara koşuşturacak. Sonuçta 2 yıl önce yapılması gerekenler mecburen yapılacak. Bankalar tatil olacak, drahmiye geçilecek vs. Ama olay Yunanistan'la kalsa yine iyi. Yunanistan'da yaşananları görenler diğer sorunlu ülkelerin bankalarına saldıracaklar. Benzer olaylar orada da yaşanmaya başlayacak çünkü İspanya, İtalya ve Portekiz'i koruyabilecek kadar büyük ve güçlü bir destek fonu yok ortada henüz. Bu "kanlı senaryo" ortalık yatışana kadar Euro'yu zayıflatırken değer kaybının şiddetini Almanya'nın tavrı belirler.
AB her şeye rağmen bu kaos senaryosundan çekinerek, posta koymasına rağmen Yunanistan'a para aktarmaya devam edebilir. İlk baştaki rahatlamayla Euro biraz güçlenebilir de. Ama sonra sorunlu ülkelerin sıkıntıları piyasaları karıştırmaya devam edecek ve Euro'yu baskı altına alacaktır.
AB'nin yüzünü kurtaracak bir çözüm yolu, acilen Yunanistan'ın yeniden seçimlere gitmesi olur. Büyük bir olasılıkla zaten mevcut milletvekili dağılımından bir hükümet çıkamayacak ve seçimlere mecburen gidilecek. Yunan halkı gerçekten Euro'da kalmayı istiyorsa "nasılsa ilk seçimlerde gereken mesajı verdim" diyerek ikincide Pasok ve Yeni Demokrasi koalisyonunu yeniden ortaya çıkartabilir. Böylece Euro eskisi gibi 17 üyesiyle devam eder. Ama yukardaki sonuç değişmez. Sürekli "Euro parçalanmak zorunda kalacak" baskısı yine devam eder.
Euro nasıl güçlenir?
Eğer AB "kansız" bir şekilde Yunanistan'dan başlayarak sorunlu ülkeleri Euro dışına çıkartabilir ve Euro'nun çok daha az sorunlu 10-12 ülkenin para birimi olarak kalmasını becerebilirse Euro hızla değer kazanmaya başlar. Bu senaryo Euro Bölgesi'ndeki ülkelerarası rekabet gücü farkının daralmasını sağlayacak etkili bir çözümdür. Euro projesinin yaşamasını istiyorsa Almanya'nın katlanması gereken bir senaryodur ve bugünlerde tartışıldığı gibi bunu becermek için Almanya'da enflasyonun yükselmesine ve işçilik maliyetlerinin artmasına gerek kalmaz. Euro Bölgesi'nin içinde bulunduğu kaos nedeniyle bugün pek tahmin edilmediği için böyle bir senaryonun getirisi de çok yüksek olur ve yılın yatırım stratejisi haline gelir.
SARUHAN ÖZEL- ZAMAN
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (20:15)