E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde yeni 10 yılda Türkiye tarımının yol haritasına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen “Tarım Ormanın Geleceği” webinar serisinin ikincisi bugün (26 Ağustos 2020) gerçekleştirildi.
“Sürdürülebilir Kalkınma, Kırsal Kalkınma ve Girişimcilik” başlıklarının incelendiği webinarın açılışında konuşan Ali Ülker, hedeflerinin “Mutlu Et, Mutlu Ol’ mottosuyla tedarikçileri, üreticileri, çalışanları ve perakendecileri mutlu etmek ve insanlara kolaylıklar sunmak olduğunu söyledi. Sabri Ülker döneminden bu yana işletmeyi gelecek yıllarda yatırım yapmasına imkan verecek makul bir kar oranıyla çalıştıklarını söyleyen Ülker, eğer zincirinde yer alan tüm işletmeler için makul oranda karlılığı göz önünde bulunduran ekonomik modelin kalıcı bir model olduğunu anlattı. Ali Ülker, şunları söyledi:
“Yıldız Holding, 60 milyar TL’lik ciro büyüklüğüne verimlilik, iyi bir tedarik zinciri ve güçlü lojistik ağı ile ulaştı. Bizim için önemli olan dünya ile rekabet edebilme gücümüz. Bu nedenle kullanılan girdilerde yüksek kalite, uygun fiyat ve sürdürülebilirlik kavramı altında, doğa ve çevre ile dost, karbon ayak izi kontrollü üretim süreçlerine çok önem veriyoruz. Son yıllarda tarım ürünlerinde de karbon emisyon ve ayak izini takip ediyoruz.”
Kovid-19 sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da altını çizdiği gibi tarımda Türkiye’nin kendi kendine yettiğini hatırlatan Ali Ülker, ekim ve dikim faaliyetleri ve hayvancılığın özellikle pandemi döneminde gücünü gösterdiğini ifade etti. Tarım ekonomisinin cari fazlasının olmasının sevindirici olduğunu belirten Ali Ülker, “Gıdada yeterli olmanın yanı sıra gıda israfının engellenmesi de son derece önemli. Bakanlığın ‘Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık’ programı ile elde etmeyi hedeflediği ve başardığı tasarruflarla Türkiye’nin misliyle fazlasını, tekrar besleme imkanına sahibiz. Yıldız Holding’in hedeflerinden biri de israfsız şirket ile sürdürülebilirlik politikalarını yaymak, üretimde ve tüketimde kontrolü artırmaktır” dedi.
Yıldız Holding olarak otomasyona önem verdiklerini ve Ar-Ge ile dünyayla rekabet eden ürünler geliştirmek için çalıştıklarını ifade eden Ali Ülker, “Türkiye buğday da ihraç edebilir, ama onun yerine un ihraç etmeli. Un yerine makarna, makarna yerine bisküvi yapabilmeli. Bizim için ürettiğimiz bisküvileri İngiltere’ye satabilmek iftihar vesilesidir. Üzerine çikolata koyduğumuzda tonunu 2 bin 500 dolardan 5 bin dolara çıkarabiliyoruz. Afrika’dan direkt kakao tanelerini ithal edip işleyerek, çikolata üretip, Türk tarımından şeker ve süt tozu alarak insanımızın emeği ile çikolata yapıyoruz. Bir kısmı Türkiye’de tüketilse de Godiva markamızla Silivri’deki fabrikadan Japonya’ya ve ABD’ye satıyoruz. Bu arada Tarım Bakanlığı bünyesindeki Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü ile 7-8 senelik çalışma ile “Ali Ağa” isimli bisküvilik buğday tohumunu geliştirdik ve artık ekim aşamasına geldik. Sözleşmeli tarım ile önemli miktarda bisküvilik buğday elde edeceğiz ve bunu ihraç etmeyi hedefliyoruz” dedi.
Sözleşmeli tarım ve alım garantisi ile 500 bin aileye imkan sağladıklarını belirten Ülker, çiftçilere ayrıca avans verip, finansman sağlayarak maliyetlerin düşmesine yardımcı olduklarını belirtti. Ülker, Şok Marketler’in de sözleşmeli tarım yaptığını ve tarladan rafa ulaşana kadar yüzde 10-20 kayıp verilmesinin önüne geçilmesi için çalışmalarının sürdüğünü vurguladı.
Webinar’ın özel konuğu Çin Tarım Üniversitesi Kırsal Kalkınma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Lixia Tang Çin’de 1980’lerden bugüne kırsal kesimdeki yoksulluğun azaltılması için yaptıkları projeleri anlatarak finansman ve altyapı desteğiyle büyük başarıya ulaştıklarını dile getirdi.
Kovid-19 etki analizi yapılıyor
Webinar kapsamında gerçekleştirilen “Tarımsal Ekosisteminin Sürekliliğini Sağlamak İçin Türkiye’nin Yol Haritası” panelinin açılış konuşmasını yapan Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu, Avrupa ve Orta Asya Merkezi, Ülke Program Müdürü Doç. Dr. Taylan Kıymaz, kırsal kalkınmanın kaynakların sürdürülebilirliği üzerine oturtulduğunu söyledi. Kırsal istihdamın artırılması için yoksullukla mücadele ve göçün önlenmesinin de temel unsurlar olduğunu belirten Taylan Kıymaz, “Köy yatırımlarının desteklenmesi programları, kırsal altyapı destekleri programı, kırsal kalkınma yatırımları destekleme ile AB destekli kırsal kalkınma destek programı ile kırsal kalkınma altyapısına 2.5 milyar TL’lik kaynak aktarılıyor” dedi.
Sürdürülebilir program ve destekler kapsamında üreticilerin iklim değişikliğine karşı direnç oluşturabilmesini sağlamak ve projelerde bu algının yer alması için çalışıldığını anlatan Kıymaz, Kovid-19 etki analizi ile e-ticarete kırsal kesimin katılabilmesi için çalışma yaptıklarına dikkat çekti.
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Cengiz Sayın moderatörlüğünde yapılan “Tarımsal Ekosisteminin Sürekliliğini Sağlamak İçin Türkiye’nin Yol Haritası” panelinde konuşmacılar sürdürülebilirliğin geliştirilmesi için gereken adımlara ve politikalara dikkat çektiler.
Yatırım fonlarının gözü tarıma çevrildi
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Furkan Karayaka, her ne kadar tarımın uluslararası yatırım pastasından aldığı pay az olsa da pandemi dönemiyle birlikte öneminin arttığına dikkat çekti. Karayaka, “Tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar, aksayan hasat, tüketicilerin satın alma alışkanlıklarındaki değişiklik önemli faktör oldu. Tarımsal üretimde otomasyon, hasat takip sistemleri önem kazandı. Bu alana artık büyük yatırım fonları yatırım yapıyor. Üretimde verimlilik, sürdürülebilirlik ve otomasyon konusunda ciddi bilinç oluştu. Su konusunda çalışmalar arttı. Sulama teknolojileri yatırım fonlarının hedefinde” diye konuştu.
Üreticiler ile teknoloji girişimcilerinin bir araya getirilmesi gerektiğini kaydeden Karakaya, son yıllarda dijitalleşmenin tarımda kullanılmasıyla tarım ve gıdada start-up girişimcilerinin öne çıktığını belirtti. Karakaya, fonların da bu konuda bir iştahı söz konusu olduğunu belirterek ofis olarak da girişim ekosistemine yatırımcı bulmak için dünyanın her yerinde görüşme yaptıklarını vurguladı.
Panelde söz alan MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım ve Hayvancılıkta Dönüşüm Kırsalda Kalkınma Komitesi Başkanı Abdullah Eriş, pandeminin tarımın önemini bir kez daha öne çıkardığını söyledi. Bu süreçte ülkelerin sürdürülebilir gıda güvenliği için yeniden projeler geliştirmeye başladığını anlatan Eriş, kırsalın cazibesini artırmak için komite kurarak projeler geliştirdiklerini belirtti. Eriş, kırsal alanda yaşam kalitesinin yükseleceği, modern yaşanabilir akıllı yaşam kentleri oluşturmayı hedeflediklerini söyledi.
Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Tevfik Keskin ise pandeminin tarım ve gıdayı unutanlara kendini hatırlattığını, birliklerin küçük aile işletmelerinin ürettiklerini satmakta büyük önem taşıdığını ve küçük üreticilere pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini söyledi.
Amasya Damızlık Birliği Başkanı Güner Arslan da sürdürülebilirliğin olmazsa olmazının kooperatifçilik olduğunu söyleyerek, üretici örgüt yapılarının gözden geçirilerek geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Tarımda üretim sorunu değil markalaşma ve pazarlama sorunu olduğunu belirten Arslan, kırsaldan kentlere göçün durması gerektiğini, kadın kooperatiflerinin kurularak geliştirilmesinin buna katkı vereceğini vurguladı.
Atalık Tohum Sosyal Girişimci Nardane Kuşçu ise, “Tarım kadın eliyle toplanıyor. Tarımda görünmeyen kadın emeğini görünür kılmak artık şart. Kadın çiftçiliğinin desteklenmesi lazım” diye konuştu.
Önce üreticiye sertifikalı tohum bilinci verilmeli
Tarım İşletmeleri Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Ayşin Işıkgece ise pandeminin herkesi şaşırttığını belirterek, “Tarım Bakanlığı özel sektörle elele çalışmalar yaptı. Kendi kendine yeterlilik nedeniyle elimizdeki varlıkları nasıl değerlendirebiliriz konuları tartışıldı” dedi.
Pandemi sonrasında sürdürülebilir kalkınma için yerli tohum kullanılması, verimliliğin artırılması, israfın azaltılması ve dijitalleşmenin çok daha önemli bir hale geldiğini söyleyen Işıkgece, “Buğday üretimimizin 1.4 milyon tonun yüzde 38’i sertifikalı. Üçte ikisini daha kullansak yüzde 25 daha fazla verim demek oluyor. Bu işin abecesi… İlk etapta bu bilincimizi ülkemizde çiftçimize yayarak yüzde 25’lik verim kaybını cebimize koymamız gerekiyor. Dijitalleşme de önemli. Tarımın en önemli problemini dikkate alıp Dijital Tarım Pazarı’nı (DİTAP) tasarladık. Bu portalda arz ve talep buluşuyor” dedi.
Yerli tohumculuğu geliştirmek için yaptıkları çalışmaların sonucunda satışlara da başladıklarını kaydeden Işıkgece, yılsonunda özel bir katalog çıkaracaklarını ve üreticilerin bu katalogdan seçerek tohum alabileceğini dile getirdi. Endüstriyel kenevir konusunda da çalışmalarının sürdüğünü belirten Işıkgece, “Karadeniz Bölgesi’nde tekstille ilgili yeni bir fabrika açılacak. Ve tekstilde, kağıtta, otomotivde bir çok sektörde kullanılan endüstriyel kenevirle ilgili üreticilerin bize başvurmalarını önemsiyoruz. Maliyetler ve kullanım alanları konusunda üreticiye çok faydası olan bir ürün hem de birçok üreticinin girebileceği boş bir pazardan bahsediyoruz” diye konuştu.
“Tarım Ormanın Geleceği” webinar serisinin ikincisinin açılış konuşmasını ise Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Atanur yaptı. “Tarım Ormanın Geleceği” projesinin, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Toprağına Sahip Çık’ sloganı çerçevesinde, tarımın gelecek 10 yılının tartışıldığı ve sektör paydaşlarının bu sahada yaptıkları çalışmaları kamuoyu ile paylaşmayı hedefleyen bir yapıda tasarlandığını belirten Atanur, “Sürdürülebilir Refah Toplumu ve Sürdürülebilir Kalkınma, bütünleşik kalkınma anlayışının en önemli kavramlarından biri. Kalkınmanın temel dinamiklerinin güçlendirilmesinde ise, kırsalı da kapsayan sürdürülebilir refah toplumu birincil önem taşıyor. Ulusal ve uluslararası çok değerli katılımcılarımızla ‘Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma ve Girişimcilik” konularını konuşarak, kırsal kalkınmanın daha hızlı yol alması ve girişimciliği desteklemek için yapılması gerekenlerin altını çizeceğiz” dedi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
Bisküilik buğday ihrac etmek marifet değil. Katma değeri yok. Ondan biscuit yap biscuit ihraç et. 10 kat kazan, dövizini getir. Marifet o. 80 yıllık Ülker e o yakışır.
Ali bey sizlere çok uğraştım ulaşmak için beni sadece 5 dk dinlermisiniz sizden bir engelli olarak istiyorum lütfen anlayın beni benim numaram sadece bir cevap verin bana 0544 568 6295 lütfen ali bey
2019 yılı en fazla buğday ithal eden ülke hangisi diye istatistiklere bakın sadece, sonra neden diye sorgulayın lütfen
Saman var ithal hemde saftirik chplilere duyurulur.
Bizim toptan niye yurumuyo o zaman müdür
Ülkemizde biskivilik bugday fazlasıyla var italat niye
İthalat değil ihracat yazıyor ön yargılarınızı kaldırarak okumanızı tavsiye ederim. :D :D
karpuz yerine sungerimsi sulu kabak yiyoruz... çiek yerıne sungerimsi çleik yiyoruz. kabun yerine sungerimsi kabun aroması yiyoruz.. butun heryerın tatı aynı oldu... buğday yerıne ne gazlıcaklar bu mllete. lezzet diye bişe kaldı. her şey sungerimsi içi sulu aromalı bişeye dondu. fiyatlarda uçuyor.. eskiden karpuz yerdım, ellerım şekerinden yapışkan olur rahatsız olurdum. şimdi karpuz yıyorsun eller tertemizoluyor.. nasıl tohumsa
Valla akşam kavun yedim , lokum gibiydi , tadı kokusu, gayet iyi, her yer aynı değil
Meyvelerin içinde kurt olmadığından organik değiller, meyveler kelek karpuz için söylendiği gibi eşek eti tadında oluyor.
sanayi ve tarım işbirliği. güzel gelişme.. tebrikler bu fikri ortaya atanlara..
Buğdayın özünü ayristira ayristira ekmeğin vitamini kalmadı. Çoğu hastalık vitamin eksikliği ile geliyor. Lütfen ilgililer bu konuyla ilgilenebilirler mi
Piskevit de var mı?
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (14:03)