Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, TRT Haber'de Hasan Kurtulmuş'un sunduğu Derin Analiz programında, oldukça çarpıcı sorular ortaya koydu, milletin cebinden çalınan 1,5 trilyon doların hesabını sordu.
Programda, Yiğit Bulut'un " Bu ülkede konuşan herkes şunu çok iyi bilsin. Açalım defterleri. 80 yıl önceye kadar açalım. Var mısınız? Var mı cesaretiniz? 2,5 trilyon dolar 5 bin gerçek ve tüzel kişinin cebine transfer oldu geride bıraktığımız 60 yılda. Dünya çapında bir ürün satmadan, üretmeden, buluş yapmadan, dizayn yapmadan, dünya çapında bir firman olmadan nasıl dünya çapında zengin oldun? Bana bunun mantığını bir anlat, ben gelip senin elini öpeyim.
Ürün yok, üretim yok. Dünya çapında şirket yok. Ama dünya çapında zengin olmuşsun" şeklindeki sözleri dikkat çekti.
Türkiye'nin içine sokulduğu boyalı kutudan, saksıdan artık çıkmaya başladığını ifade eden Bulut, "ben artık o saksıya girmem. Asacak mısınız beni, asın. Ama ben bir daha o saksıya girmem. Ben toprağa iniyorum, Türkiye'nin dirilişi toprağa dönmektir" dedi.
İşte Yiğit Bulut'un açıklamalarından bir bölüm: WASHINGTON'DAKİ TOPLANTI Washington'da çok önemli bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıdan günler önce malum medya ve paralel yapının medyası "toplantı yapılamayacak, iptal oldu, Amerikalılar tek taraflı iptal etti" gibi bir sürü yalan haber yaptılar. Toplantıya hiçbiri giremedi, içeri alınmadılar. Dolayısıyla toplantıda ne konuşulduğu hakkında hiçbirşey yazma şansları yok. Yazılanların hepsi yalan ve hayal ürünü. Binaya dahi giremediler.
"BEŞTEPE'NİN VİZYONUNU ANLATTIM" 18 büyük Amerikan şirketinin katılımcıları tarafından bir yemekli toplantı gerçekleşti. Onlara ben Türk ekonomisinin durumunu ve özellikle ekonomide yeni paradigma nedir, nasıl tanımlanır ve Beştepe'nin ekonomik vizyonu, daha doğrusu Sayın Cumhurbaşkanımızın uzun süredir ortaya koyduğu ekonomik vizyon nedir, bunları detaylı bir şekilde anlatmaya çalıştım.
Yeni dünya düzeninden bahsettik. 11 Eylül saldırısından sonra değişen tehdit algılamasını konuştuk. Petrol fiyatlarını konuştuk, EUR/USD, Amerika'nın durumunu gibi, kısacası her şeyi konuştuk. Çok güzel, çok verimli, karşılıklı saygı içinde, herkesin birbirine fikrini söylediği bir toplantıydı.
TOPLANTI SİLSİLESİ DEVAM EDECEK, FİNALİ SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN KATILIMIYLA YAPACAKLAR Bunun devamı da var. Hem Türkiye'de hem Amerika'da birkaç toplantı daha yapacağız. Fakat bunun finali, son toplantı Eylül-Ekim aylarında yüzlerce Amerikalı yatırımcının ve şirketin Türkiye'ye geldiği ve Amerikan ticaret odaları öncülüğünde gerçekleşen ve Sayın Cumhurbaşkanımızın onlara hitap ettiği Türkiye arama konferansıyla bu süreç tamamlanacak.
MALUM MEDYA VE PARALEL MEDYA HEMEN SALDIRIYA GEÇTİ Toplantının başarılı olup olmadığını nereden anlayabiliriz? Malum medyanın yayın organları, gazeteleri, köşe yazarları, internet organları ve okyanus medyası, paralel terör örgütünün medya uzantıları toplantıdan sonra da toplantıyla ilgili birçok yalan haber yaptılar. Dediğim gibi binaya dahi giremediler. Toplantıya, sadece ismi listede olanlar alındı.
Yeni bir kanal açıldı. Bugüne kadar görmedikleri bir adam gördüler, bugüne kadar duymadıkları bazı fikirleri duydular. Ve bugüne kadar söylenmemiş açıklıkta bazı şeyler kendilerine söylendi, ve onlar da söylenmemiş açıklıkta bazı şeyleri duymaktan memnun olduklarını söylediler.
SİZ KENDİNİZE NE KADAR DEĞER VERİRSENİZ SİZE DE O KADAR DEĞER VERİRLER Siz kendinize ne kadar değer verirseniz, siz kendinizi nereye koyarsanız, karşınızdakiler de size o kadar değer verir ve sizi oraya koyar. Bugüne kadar hep gidenler borç almaya gittiyse, alışılmış döngüler içinde var olan yüksek faiz rantını devam ettiği o denklemleri bozmayacak şekilde konuştularsa, birileri de hep 2001 krizinden itibaren öyle adamlar görmeye alıştıysa, o zaman karşınızkdakiler de sizi o kutunun içine yerleştiriyorlar.
Dolayısıyla, üretimden bahseden Türkiye'yi 2008'den beri duyuyor yabancılar. Aslında 2003'ten başlayan bir süreç ama 2008'de IMF'le ayrılışımızdan itibaren ortaya çıkan yeni bir üretim odaklı ekonomik paradigma var.
CİDDİ BİR FİNANSAL SALDIRI ALTINDAYIZ Bu zor bir süreç. Finansal spekülasyonları görüyorsunuz. Bakın işte dolar kurunda ciddi bir finansal saldırı altındayız. İçerideki piyasadan daha çok, dışarıdaki FX piyasalarında dolar kuru speküle ediliyor. Ellerindeki bütün imkanları kullanarak eski düzenin devam etmesi için her şeyi yapıyorlar.
Bu, seçime kadar devam edecek. Türkiye'nin seçimi çok önemli. Neden önemli? Başkanlık sistemini oylayacağımız bir seçime gidiyoruz. Ve eğer siz başkanlık sisteminin Türkiye'ye gelmesini istiyorsanız onun için sandığa gideceksiniz. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu defalarca ifade etti. Ve başkanlık sisteminin getirilebileceği sayının sağlanması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının karar vereceği bir seçim bu.
TÜSİAD'IN AÇIKLAMASI Bakın, enflasyonla ilgili TÜSİAD'ın bir açıklaması oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız da bugünkü konuşmasında çok net bir şekilde cevap verdi, "bizim dönemimizde sermayelerini beşe katladılar" dedi. Bence Sayın Cumhurbaşkanımız orada tevazu gösterdi. Bunların bir kısmı sermayelerini 10'a, bir kısmı da 25'e katladı. Geride bıraktığımız 13 yıllık süreçte.
1 liranız 5 lira, 1 liranız 50 lira, 1 liranız 25 lira oluyor, ve siz kalkıp geriye dönük olarak size bu ortamı sağlayan, size bu yatırım, genleşme imkanını sağlayan, bu dengeyi bu istikrarı sağlayan siyasal liderlik mekanizmasına ve siyaset denklemine kafa tutuyorsunuz. Niye? Çünkü artık 13 yılda katlanabileceğiniz kadar katlanmışsınız. Şimdi nankörlük yapma zamanı, şimdi vurma zamanı. Çünkü eski sistemin, eski kirli çarkın devam etmesi gerekiyor.
BU TİP AÇIKLAMALAR KÖTÜ NİYETLİ AÇIKLAMALARDIR Dolayısıyla, bu tip açıklamalar talihsiz açıklamaları. Bu ülkenin insanlarının artık bunları görmesi gerekiyor. Eğer bu tip kirli vuruşlar yapılmasa inanın ben bunları burada konuşmak istemezdim. Ama bu tip kirli vuruşlar, bu tip bel altı vuruşlar, bu tip eski alışılmış sistemin devam etmesi, kirli çarkların dönmesi için yapılan bilinçli-bilinçsiz, şuurlu-şuursuz bütün açıklamalar malesef kötü niyetlidir.
DEDELERİ 60 YILDA BU DEVLETİN CEBİNDEN 2,5 TRİLYON DOLAR FAİZ GELİRİ ELDE ETTİ Kötü niyetle karşımıza çıktığınız zaman, geride bıraktığınız 13 yılda varlığınız 1'e, 5'e, 10'a, 25'e katlanmışsa ve geride bıraktığımız 60 yılda sizin dedeleriniz babalarınız bu devletin cebinden 2,5 trilyon dolar faiz geliri elde etmişse ve hala kalkıp bu ülkeye nankörlük ediyorsanız, ve bu nankörlüğe bu devletin başındaki seçilmiş cumhurbaşkanı cevap vermek zorunda kalıyorsa, anlayın ki sizin durumunuz iyi değildir. Anlayın ki sizin durduğunuz yer yanlıştır.
Devlete millete rağmen hiç kimse bu ülkede varlığını devam ettiremez.
13 YILDA DEĞERİ 65 KAT ARTAN BİR ŞİRKET, ÇIKIP DA NASIL GERİDE KALAN 13 YILI KÖTÜLER? Sayın Cumhurbaşkanımız tevazu göstererek "beşe katladınız" dedi. Ama bu şirketleri tek tek incelediğiniz zaman sermaye değerlerinde 25 katına çıkan şirketler var. 2001 krizinde 100 milyon dolara düşen bir şirketin değeri 13 yılda tam 65 kat arttı. Şimdi bu şirketin sahibi kalkıp geride kalan 13 yılı kötülüyor. Veya bu şirketin sahibi kalkıp geride kalan 13 yılı kötüleyenlerin çatısı altında yoluna devam ediyor. Burada, vicdan sahibi birilerinin çıkıp "arkadaş, böyle olmaz" demesi lazım.
NÜKLEER SANTRALİ TEBRİK EDENİ GÖRDÜNÜZ MÜ? NİYE HİÇBİRİ TEBRİK ETMEDİ? Bakın bugün Türkiye'nin nükleer santralinin temeli atıldı. Türkiye'yi eleştirmek için sıraya girenlerden, yurtdışında Türkiye'yi kötüleyenlerden bir kişi çıkıp da "Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bugün tarihi bir gündür. Nükleer santralin temeli atıldı. Yıllarca bütün enerjisini enerji eksikliğinden dolayı yurtdışına ödemek zorunda olan Türkiye için bu açığın kapanması yolunda çok önemli bir adımdır. Türkiye'nin nükleer enerji üreten bir ülke olması adına çok önemli bir adımdır" diye bir kişi çıkıp da tebrik etti mi? Etmedi. Çünkü bugün Türkiye'nin nükleer enerjiye geçişinin temelinin atıldığı gün, yerleşik düzenin kolunun kesildiği gündür. Çünkü yerleşik düzen Türkiye'nin nükleer enerji kullanmasını istemez. Türkiye'nin enerji açığının mümkün olan en büyük seviyede kalmasını ister. Niye tebrik etmediniz? Yapılamayan yapıldı, nükleer enerjiye geçiş için tarihi bir adım atıldı. Niye kimse tebrik etmedi?
NE ÜRETTİNİZ DE DÜNYA ÇAPINDA ZENGİN OLDUNUZ? Kimse bana hikaye anlatmasın. Ne ürettiniz de, ne yaptınız da 35-40 tane dolar milyarderinizi dünya listesine soktunuz? Dünyaya sattığınız, ürettiğiniz ne var? Samsung'u mu kurdunuz? IBM'i mi kurdunuz? Apple'ı mı kurdunuz? Enerjiyle ilgili bir buluş mu yaptınız? Nerden geldi arkadaş bu paranın kaynağı? Nerden buldunuz bu kadar parayı?
Ben söyleyeyim mi nerden bulduğunuzu... 2,5 trilyon dolar ana para+faiz ödedik geride bıraktığımız 60 yılda. İşte bu faiz+ana para o 5 bin kişiye transfer oldu. Darbeler-develüasyonlar, darbeler-develüasyonlar, devlete borç veririm-vermem, medyayla devlete operasyon... 2,5 trilyon dolar 5 bin kişinin cebine transfer oldu. Bu 2,5 trilyon dolar 5 bin gerçek ve tüzel kişinin cebine transfer olunca bu kez "benim param var ben hükümete ortağım, devlete ortağım. Bu milletin kaderini ben yazarım, bu devletin geleceğini ben çizerim" diyen bu arkadaşlar çıktı. Şimdi bunları diyenler hayal kırıklığı içindedirler. Ve hayal kırıklıkları daha da büyük olacaktır.
BU MİLLET ONLARIN ALTINDAN KOLTUĞU ALDI, TEKMEYİ DE PATLATTI Çünkü bu millet onları oturdukları koltuktan indirdi. Koltuğu da altlarından aldı, tekmeyi de patlattı. Ama tekmeye doymuyorlar. Millet tekmeledikçe tekrar geri geliyorlar. "Demokrasi sandık değildir" diyorlar. Nedir? Parası olanların yönetime ortak olması mıdır? Arkasında adam olanların yönetime ortak olması mıdır? Nedir demokrasi? Başka güçlerin devşirilerek yönetime ortak edilmesi midir demokrasi? Vatandaşın oyu yok mudur? Bu zihniyet bu ülkede "ay iğrenç, bu adam benimle aynı oyu kullanıyor" dedi. Bunu söyledi bu zihniyet. Sokaktaki vatandaş, kendiyle aynı oyu kullandığı için rahatsız olan bir zihniyet bu. Niye? Çünkü benim kasalar dolusu param var, son sözü ben söylerim.
ESKİ DEFTERLERİ AÇALIM, VAR MI CESARETİNİZ? Bu ülkede konuşan herkes şunu çok iyi bilsin. Açalım defterleri. 80 yıl önceye kadar açalım. Var mısınız? Var mı cesaretiniz? 2,5 trilyon dolar 5 bin gerçek ve tüzel kişinin cebine transfer oldu geride bıraktığımız 60 yılda. Dünya çapında bir ürün satmadan, üretmeden, buluş yapmadan, dizayn yapmadan, dünya çapında bir firman olmadan nasıl dünya çapında zengin oldun? Bana bunun mantığını bir anlat, ben gelip senin elini öpeyim.
ÜRÜN YOK, ŞİRKET YOK, AMA DÜNYA ÇAPINDA ZENGİN OLMUŞ Ürün yok, üretim yok. Dünya çapında şirket yok. Ama dünya çapında zengin olmuşsun.
Bugün Türkiye'nin dünya çapında iki tane şirketi var. Birisi Türk Hava Yolları (THY). Diğeri de Türk Telekom. İkisi de kamudan çıkma. Bunların haricinde Türkiye'nin dünya çapında bir şirketi yok. Ama dünya çapında milyar dolarlık servetler var. Nereden birikti? Kürekle mi taşındı? Şirket yoksa bu servetler nerden çıktı?
YİĞİT BULUT'U İSTEDİĞİNİZ KADAR KÖTÜLEYİN, HİÇ ETKİSİ OLMAZ Bu vatandaş bunu bilecek. İstediğiniz kadar gazetelerinizde Yiğit Bulut'u kötüleyin. İstediğiniz kadar yalan haber yazın. İstediğiniz kadar resim çizin. İstediğiniz kadar karikatür yapın. Ben siyasetçi değilim. Bunu bin kere söyledim. Ben bildiğim doğruları söyleyen bir adamım. Söyleyebildiğim sürece söylerim. İstediğiniz kadar beni kötüleyin. Hiçbir etkisi olmaz.
Birileri bu ülkenin kanını emerek semirdi. İçeride ve dışarıda birileri bu ülkenin insanlarının varlıklarını, maddi manevi değerlerini sömürerek semirdi, bu hale geldi. Niye 80 yılda 230 milyar dolar GSMH üretebildik? Bunu biri açıklasın.
MENDERES NİYE ASILDI? ASIL SEBEP NEYDİ? Menderes niye asıldı? Bana biri bunu açıklasın. 1958'de Menderes'in üzerine gelen yerel ve küresel güçler kimlerdi? Menderes'e hangi ekonomik programı kabul ettirmeye çalıştılar? Menderes "ırmakların üzerine baraj yapacağım" dediği zaman hangi ülkeden apar topar kovuldu, Türkiye'ye döndü? İçeride kimler "Türkiye'ye kredi vermeyin" diye yurtdışında mektup yazdı? Bunların konuşulması, bilinmesi lazım.
Bu parlamenter sistem denilen yapı, İngilizler tarafından 1940'lar sonrasında nasıl içeride manipüle edilerek bu hale getirildi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken petrol ve gaz bölgeleri nasıl dışarıda kaldı? İngilizler işgal ettikleri İstanbul'u neden tek mermi atmadan terk edip gittiler? Osmanlı'yı reddeden cumhuriyet niye Osmanlı'nın borçlarını kabul etti? Bütün bunların vatandaşların kafasında bir soru işareti bırakması gerekiyor.
KOALİSYONLAR, DARBELER, DEVELÜASYONLARA RAĞMEN... Birilerinin sorması lazım. Arkadaş nasıl bir sistem kurulmuş? Koalisyonlar çıkaran bir parlamenter yapı, darbeler ve develüasyonlar üreten bir sistem ve bu sistemin içinde kavrulan bu ülkenin insanları, ödenen 2,5 trilyon dolar faiz, ortalama 18 ay ömürlü hükümetler, 35 yıl süren terör ve ortaya çıkan bu tablo.
Bütün bunlara rağmen 2015 yılında 1 trilyon dolar sınırına dayanmış bir Türkiye var. Bütün bunlara rağmen çözüm sürecini başlatmış bir Türkiye var. Bütün bunlara rağmen dünyaya "arkadaş, 100 yıldır saldırıyorsunuz içeriden ve dışarıdan. Ama hala dimdik ayaktayız. Yeni büyük, güçlü 2023 Türkiyesi'ne doğru gidiyoruz" diyen bir Türkiye var.
BU ÜLKENİN HAİNİ BOL Bu ülkenin haini bol. Bu ülkenin ekmeğini yemesine rağmen bu ülkenin iyiliğini istemeyen o kadar çok insan var ki. Bu ülkeden semirmesine rağmen bu ülkenin inşaatına, tuğlasına, betonuna, temeline dinamit atmak için sıra bekleyen o kadar çok insan var ki. Ama biz bunları süpüreceğiz. Son dönemeçtir bu. Türkiye başkanlık sistemine doğru gümbür gümbür yürürken, son dönemeçte bunları süpürecek. Ve bu ülkenin insanları, bu ülkenin halkı iradeyi eline alacak. Başkan kimi seçersen seç, hangi partiyi iktidara getirirsen getir. Ama özgürlüğünü eline al.
13 yıldır bir liderlik seni bu esaretten kurtarmış. Yüzde 60-70 kurtarmış. Ama bir hamle yap, kalan yüzde 30'u da sen al.
BEN O SAKSIYA, O BOYANMIŞ KUTUYA GİRMEYECEĞİM Neymiş, kızlar okula gidemezmiş. 35-40 sene bunun kavgası yapıldı. Niye gidemedi kızlar okula? Kızlar okula gidince Türkiye'de rejim mi değişti? Bunun kavgası yüzünden insanlar sokakta coplandı, baskılar yapıldı. Ne oldu okula gitti de? Bir boyanmış bir kutu var. Eviriyorlar çeviriyorlar gösteriyorlar ve "bu kutunun içine gireceksin arkadaş" diyorlar. Diyorum ki "ben o boyanmış kutunun içine girmeyeceğim, o saksının içine girmeyeceğim, inorganik Türkiye istemiyorum" diyorum.
ASILACAK MIYIM, AS BENİ GEL! GİRMEYECEĞİM O SAKSININ İÇİNE Almışlar bizi saksıya koymuşlar. Boyamışlar kenarlarından. Törenler güzel güzel yürüyüşler elbiseler, şık şık kavramlar... Neymiş, bu kavramların içine dolacakmışım. Dolmuyorum arkadaş o kavramların içine. Asılacak mıyım? As beni gel. As beni hadi, bu kadar açık söylüyorum. As beni. Dolmuyorum o kavramların içine. Ben medeniyetimden, tarihimden, coğrafyamdan gelen kavramları yaşayacağım. "Ama Fransızlar böyle dedi, bunun içine gireceksin..." Girmiyorum arkadaş. Ben özüme dönüyorum. Saksıdan toprağa iniyorum. Bakın Türkiye'nin ayağa kalkışı budur. Saksıdan toprağa inmektir. İnorganikten organiğe geçmektir. Sahte, yalan, devşirilmiş güç merkezleri, tasarlanmış örgütler, yerleştirilmiş medya, yerleşik düzenin unsurları, yönetilemeyen Türkiye. Bunu mu istiyorsunuz?
Eskisi gibi kaos mu istiyorsunuz? Yönetilen kaos? Ama yönetilen kaos. Böyle diyorlar. Ne demek yönetilen kaos ya? Bu ülkenin insanları kaosa mı layık? Bu ülkenin insanları düzene layık.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.