Yeşil enerji yatırımları ekonomileri dünya liderliğine taşıyacak

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Küresel ekonomide önemli bir dönüşümün başlangıcı yaşanıyor. Yeşil enerji özellikle altyapısını bu alanda besleyen Avrupa ekonomileri için büyük bir fırsat sağlıyor. Dünyaca ünlü yatırım danışmanlığı Invesco’nun CEO’su Stephanie Butcher günümüzün uzay yarışı olarak tanımladığı karbon sıfıra ulaşma yarışında Avrupa’nın bir sıfır önde başladığını belirtiyor. İşte Butcher’ın Financial Times’taki yazısı:

Borsalardaki genel görüş size Avrupa'da teknoloji sektörünün olmadığını söyleyecektir. Elbette, ASML, SAP veya Spotify'da garip küresel işaret var, ancak bunlar "kuralı kanıtlayan istisnalar".

Bir yatırımcı teknoloji, büyüme ve yenilik istiyorsa ABD veya Asya'ya gider. Avrupa, birçok yatırımcının zihninde ekonomik döngü içerisindeki belirli noktalarda ek döngüsel çeşitlilik sağlayacak biçimde yer alıyor.

Bununla birlikte, teknoloji geniş bir alandır. Sosyal medya platformları ve yarı iletken tedarik zincirinin çoğunluğu ABD ve Asya'da hakim olsa da, alanın çok daha açık olduğu fintek ve sağlık hizmetleri gibi canlı teknolojik alt katmanlar vardır. Ve "yeşil" yenilik ve teknoloji söz konusu olduğunda, Avrupa'nın liderlik etmek için önünde gerçek bir fırsatı var.

ABD’nin teknoloji merkezi Silikon Vadisi'nin kurulmasının arkasındaki faktörler, vadinin başarısına, yani teknik uzmanlığa, sermayeye erişime ve siyasi ivmeye önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Silikon Vadisi, Stanford gibi yerel üniversitelerde yetenekli bir bilimsel araştırma üssünü, bol miktarda girişim sermayesine erişimi ve küresel askeri / uzay yarışına teknolojik çözümler bulmaya odaklanan hükümet harcamalarını birleştirdi.

Mühendislik tabanından uzmanlık, önemli finansman kaynakları ve değişimi yönlendirecek açık görüşlü siyasi irade gibi benzer bileşenler, Avrupa'nın yeşil ekonomiye geçiş sürecindeki konumu açısından da mevcuttur.

Uzay yarışının günümüze eşdeğerinin, aciliyet açısından kesinlikle 2050'ye kadar net karbon sıfıra doğru yarış olduğu iddia edilebilir.

Başka hiçbir bölge bu hedefe Avrupa kadar odaklanmış değil. Yeşil Parti siyaseti Avrupa'da başlamasa da (bu alandaki öncülük Mart 1972'de kurulan Avustralya Birleşik Tazmanya Grubu'na gidiyor.), 1980'de ilk federal seçimiyle yarışa giren Almanya'nın Yeşil siyasi hareketi yaygın güvenilirlik ve nüfuz kazanan ilk siyasi hareket oldu. Bu nedenle, çevresel konular uzun yıllardır Avrupa'da siyasi gündemde önemli bir yer kaplıyor.

Yeşil devrim büyük bir görevdir ve son derece sermaye yoğunluğu ister. Enerji Geçiş Konseyi tarafından geçen yıl Eylül ayında yayınlanan bir rapora göre, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon elde etmek yılda tahmini 1 trilyon ila 2 trilyon dolara veya küresel gayrisafi hasılanın yüzde 1 ila 1,5'ine mal olacak.

Palo Alto (Borsagundem.com: Kaliforniya’daki Silikon Vadisi’nin bulunduğu yer) garajından çıkan fikirleri destekleyen özel risk sermayedarı firmalar yerine, söz konusu toptan dönüşümü sağlamak için gereken toplumsal değişimleri yönlendirmek hükümetler düzeyinde bağlılık gerektirir. Arz değişikliklerini zorlayacak düzenlemeler; talebi artırmak için sübvansiyonlar ve gelecekte ekonomiyi fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçirmek için gereken altyapıyı oluşturmak için geniş mali harcamalar gereklidir.

Avrupa'nın Kovid salgınına verdiği mali tepki olan 750 milyar euroluk Avrupa Kurtarma Fonu'nun, piyasa düzenleme gücüyle tüm mali gücünü birleştirerek, şirketleri, kurumları ve yatırımcıları yeşil bir toparlanmayı teşvik etmesi tesadüf değildir.

Yeşil çözümlere yönelik siyasi destek, kimya, otomotiv, enerji üretimi, endüstri, inşaat ve kamu hizmetleri gibi sektörlerde Avrupa'nın büyük kurumsal başarılarının gömülü olduğu mühendislik becerileriyle birleşiyor.

Gerekli değişiklikler arasında, net sıfır ekonomisinin temeli olacak yenilenebilir enerji kullanan güç sistemlerinin kitlesel elektrifikasyonu yer almaktadır. Avrupa önde gelen rüzgar türbini üreticilerine (Vestas, Nordex ve Siemens Gamesa) ev sahipliği yaparken, yeşil güç jeneratörleri üretimindeki (Enel, EDP, Iberdrola ve Orsted) "süper güç" liderleri içerir.

Hidrojen, ağır sanayi ve taşımacılığın yeşil enerjiye uyum sağlaması açısından güçlü bir şekilde ortaya çıkan bir temadır. Plastic Omnium, Elring Klinger ve Burckhardt Compression gibi bu alanın sektör liderleri Avrupa’da yer alıyor. Bölge ayrıca yarı iletken şirketleri Infineon ve STMicro ile oto-elektrifikasyonu alanında da liderliğe sahiptir.

Saint Gobain, Wienerberger ve Signify gibi Avrupalı firmalar şirketlere sahip olduğu binalarda ve inşaatlarda enerji tüketimini azaltmak için teknolojiler geliştiriyorlar. Avrupa, Veolia ve Suez gibi şirketlerle atık su ve su yönetimi için "döngüsel" ekonomide dünya liderlerine de ev sahipliği yapıyor. Bölgenin piyasa kapitalizasyonu ölçeğinde çok daha fazlası da bulunuyor.

Küresel siyasi ivme ve harcamalar hızlandıkça, özellikle ABD ve Çin'in bu alandaki rekabeti kesinlikle artacaktır. Ancak vadedilen büyüme, hissedarlar ve paydaşlar için gerçekten piyasayla uyumlu olmak için bir fırsattır. Avrupalı şirketler kendilerini büyük bir rekabetin içerisinde bulacak.

Küresel petrol devinden yenilenebilir enerji yatırımı

Naturel Enerji'den dev satın alma hamlesi

Türkiye’nin yeni enerji devi Esenboğa Elektrik

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.