E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaŞirket HaberleriYENİ KRİZ OLASILIĞI ARTIYOR---

YENİ KRİZ OLASILIĞI ARTIYOR

YENİ KRİZ OLASILIĞI ARTIYOR
19 Ekim 2010 - 17:42 borsaningundemi.com

Yeni krizin merkezleri gelişmekte olan ülkelerin balon varlıkları olabilir

Yakın geçmişte yaşanan üç önemli krizin kökenleri aşağı yukarı aynıydı. Japonya, emlak değerlerinin şişirilmesi ve banka kredilerinin bu şişkin değerlere yönelmesinin yarattığı sağlıksız ortam nedeniyle 1990’ların ortasında finans sisteminin çökmesine yol açan bir kriz yaşadı. Emlak değerleri öylesine şişmiş, krediler öylesine karşılıksız kalmıştı ki dünyanın en büyük bankacılık sistemi çöküp gitti. Japonya krize girerken dünyanın en büyük finans kurumları Japonlara aitti. Krizde neredeyse tümü battı. 1990’ların sonlarına doğru aşağı yukarı aynı krizi öteki Uzakdoğu ekonomileri yaşadı. Emlak değerleri aşırı şişmiş, bu şişkinliğe borsalar eşlik etmişti. Her yerde yeni inşaatlar yükselmiş, yatırımlar da banka kredileri de bu alana yönelmişti. Sonunda o inşaatların o kadar değer taşımadığı anlaşılınca bütün bölgeyi etkileyen zincirleme bir finans krizi çıktı. Emlak sektörü balon 2008 yılında başlayan ve halen devam eden küresel krizin yaratıcısı, ABD’deki emlak sektörü balonudur. Şişirilmiş emlak değerleri üzerine yaratılan türev ürünlerin büyük ölçüde karşılıksız olduğunun anlaşılmasıyla birlikte balon patladı. Emlak değerlerini olduğundan çok daha yüksek göstermeye dayanan bu modelde insanlar bu aşırı değeri kabul ettiği sürece finans sektörü sorunsuz görünüyordu. Gelişmiş ekonomilerin bir bölümü finans sektöründe ortaya çıkan bu değer tacirliği modeline ses çıkarmamışlar hatta büyüme modellerini onun üzerine monte etmişlerdi. Son on beş yılda farklı yerlerde farklı boyutlarda yaşanan üç krizin üçü de varlık balonlarına dayalı olarak yaşandı. 2001 Türkiye finansal krizi de aslında onlardan çok farklı değildi. Türkiye krizinden sonra bankalara ait gayrimenkuller satışa çıkarıldığında kredilendirildiği değerlerin üçte biri kadar fiyat bulamadıkları anlaşıldı. Bir ekonomide likidite bollaşmaya başladığında paranın satın alma gücü düşerken malların da fiyatları yükselir. Malların fiyatlarının artmasını yavaşlatacak tek şey o likidite bolluğunun satın almaya değil tasarrufa yönelmesidir. Onu da faiz sağlar. Eğer faizler de düşmüşse o zaman malların fiyatının artması engellenemez. Bu durumda paranın gideceği adres ya emlak yatırımları ya da borsa olur. Bankalar, kredilerinin en somut karşılığı olarak gördüğü gayrimenkullere bol ve ucuz kredi verince bu talep daha da yükselir. Sonuçta varlıklar gerçek değerlerinin çok üstünde balonlar haline gelirler. Yeni bir paket gündemde Sermaye hareketleri serbest olduğu için bu tehditler artık bütün dünyada geçerli hale geldi. Yani bu anlamda dünya tek bir ekonomi gibi oldu. O nedenle ABD’deki, İngiltere’deki ya da AB’nin gelişmiş ekonomilerindeki likidite fazlalığının bütün dünyaya yayılması ve her tarafı etkilemesi söz konusu. Özellikle yüksek getiri sağlayan, yüksek faiz veren ve riski düşük görünen yeni yükselen ekonomiler bu likidite fazlasının en çok rağbet ettiği grubu oluşturuyor. Likidite fazlalığının buralara akması bu ekonomilerde varlık balonları oluşmasına, değerlerin şişmesine yol açıyor. ABD yönetiminin önde gelen isimleri ekonomiyi canlandırmak için likiditeyi yeniden arttıracak yeni bir ekonomik paketten söz ediyorlar. Bu paketin yürürlüğe girmesine öteki gelişmiş ülkelerin de eşlik edeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Bu yeni likidite arzı dalgasının gelişme yolundaki ekonomilerde varlık balonlarını arttırarak sonunda onları krize sürükleyebileceğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönem yeni yükselen ekonomilerden başlayan bir krize sahne olabilir. Mahfi Eğilmez/Radikal

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)