Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye'de faiz oranlarının yüksek olmasının enflasyonla mücadeleyi zora soktuğunu belirterek, "Enflasyonla mücadelede faizi düşürerek, yatırım yapılabilir hale getirerek, üretimi artırarak, yani mal arzını piyasaya artırarak yapılan mücadele kalıcı bir mücadeledir" dedi.
Zeybekci, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından bir otelin konferans salonunda düzenlenen "2013 Yılı Kayseri İhracatının Yıldızları Ödül Töreni" toplantısında yaptığı konuşmada, faiz bu yükseklikte olduğu sürece Türkiye'de yatırım ve üretim yapılamayacağını söyledi.
Yüksek faizin olduğu dönemlerde insanların istihdam yapmak istemeyeceğini, hammadde stoğuna girmeyeceğini ifade eden Zeybekci, şunları kaydetti:
"Üretim yapanlar, ürettikleri malın üzerindeki faiz ve finans maliyetlerinden dolayı stok yapmak istemez. Bizi iki şekilde yanıltıyorlar veyahut da bazı eksik bilgi veriyorlar. Enflasyon yüzde 9,54. 'Türkiye'de enflasyon bu kadar yüksekse faizler daha fazla düşmemeli' diyorlar. Yanlış ya da eksik söylüyorlar. Yıllık enflasyon dendiğinde bu enflasyon bugün itibariyle 365 gün geriye aittir. Ağustos sonu itibariyle enflasyon yüzde 9,54'se bugün itibariyle 2013 yılı temmuz sonundan bu güne kadar olan döneme aittir."
Bankaların sanayici, üretici, esnaf ve tüketiciye yüzde 14 civarında faizle kredi kullandırdığına dikkati çeken Zeybekci, faiz oranlarının geleceğe ait olduğunu dile getirdi.
Eğer enflasyonla faiz karşılaştırılacaksa bir yıl sonra bugün yaşanacak beklenti enflasyonuyla faizin karşılaştırılması gerektiğinini söyleyen Zeybekci, "Bir yıl sonra Türkiye'nin beklenti enflasyonu yüzde 6'lar seviyesindedir. Reel anlamda bugün katlanılan faiz yüzde 14 seviyesindeyse reel anlamda yüzde 7-8 fazladan faiz ödeme durumu söz konusuysa ekonomiden büyümeyle ilgili bir performans beklemek zordur. Üretimle istihdamla ilgili performans beklemek de zordur" diye konuştu.
ENFLASYONLA MÜCADELE Enflasyonla mücadelenin kendileri için son derece önemli olduğunu belirten Zeybekci, ancak enflasyonla mücadelenin doğru yapılması gerektiğini vurguladı.
Enflasyon ve faizin ekonomide bir sonuç olduğuna işaret eden Zeybekci, şöyle devam etti:
"Nasıl ki vücutta bir ateş olduğu zaman ateşi düşürmek için ateş düşürücü verirsiniz ama sebep vücuttaki bir hastalıktır. Enflasyon ve faiz de bir sonuçtur. Enflasyonla mücadelede doğru araçlar kullanmamız gerekiyor. Bu mücadelede iki yöntem var. Birisi talebi daraltırsınız, yani insanların mal talep etme imkanlarını, kredileri daraltırsınız, piyasayı soğutursunuz, enflasyonu düşürmeye çalışırsınız. Bu vücuda ateş düşürücü şurup vermektir. Enflasyonla mücadelede faizi düşürerek, yatırım yapılabilir hale getirerek, üretimi artırarak, yani mal arzını piyasaya artırarak yapılan mücadele kalıcı bir mücadeledir. İnşallah bundan sonraki mücadelemiz bu yönde olacaktır. Faizle mücadelemiz üretimi destekleme şeklinde aşağı yönde olacaktır. Onun için biz ekonomideki bu düzelmeleri hep birlikte sizlerin desteğiyle yaşayacağımıza inanıyoruz."
TÜRKİYE'DEKİ BÜYÜME OBEZ BÜYÜME DEĞİL Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da toplantıda yaptığı konuşmada, istihdam ve üretime dönük her yapının ülkenin büyümesine, gelişmesine, ilerlemesine konan temel katkı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin her yönüyle değiştiğini, büyüdüğünü ve geliştiğini dile getiren Yıldız, obez bir büyüme olmadığını, beyniyle zihniyle kalbiyle ekonomisiyle şirketleri ve üretimiyle beraber büyüdüğünü ifade etti.
Enerji sektörüyle alakalı yatırımlar konusunda sanayicileri bilgilendirmek istediğini belirten Yıldız, şunları kaydetti:
"Türkiye tükettiğinden daha fazla üreten bir enerji sektörüne ulaşmıştır. Dün itibariyle en fazla enerji çekilen günlerden birisini yaşadık ama arz, talepten karşılanabilir olarak yüzde 12-15'ler civarında daha fazla. Türkiye'nin ekonomisi Gezi'ye, 17-25 Aralık ve Türkiye siyasi tarihindeki farklı aralıklardaki bütün risklere rağmen büyümeye devam ediyor ama enerji sektörü artan refah seviyesini karşılayabilmek açısından Türkiye'nin ekonomik ortalama büyümesinden daha fazla büyüyor. Son bir yıl içindeki enerji sektöründeki kurulu güç artışı yüzde 11,4'tür. 7 bin 200 megavatlar civarında artış oldu. Bu bir çırpıda yaklaşık 15 tane sayabileceğimiz ülkenin toplam kurulu gücünden daha fazladır. Yani son bir yıl içinde enerji sektörü birçok ülkenin kendisi kadar gücüne güç ekledi. O açıdan bizler daha kaliteli ve daha vasıflı enerjiye daha rekabetçi daha liberal bir ortamda hep birlikte kavuşmuş olacağız."
DAHA ÇOK GİDİLECEK YER VAR TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de Kayseri'nin Türkiye'nin önemli ihracat merkezlerinden birisi olduğunu ancak ihracat rakamlarının beklenenin çok altında olduğunu söyledi.
Daha çok gidilecek yer olduğunu ifade eden Büyükekşi, "Biz de özellikle ihracatta öne çıkan firmalarımızı ödüllendirerek onları bir nebze olsun gönüllemeyi düşünüyoruz. Türkiye gerçekten önemli günlere tanıklık ediyor. Türkiye'de ilk defa seçilmiş cumhurbaşkanı göreve geldi. Türkiye'nin 2023 hedefleri var. 2 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hasıla hedefi ve bizi yakından ilgilendiren 500 milyar dolar ihracat hedefi var. Bunları gerçekleştirebilmek için daha çok çalışmamız gerekiyor" diye konuştu.
Yaşanan krizlere ve Türkiye'nin çevresindeki bu kadar probleme rağmen ihracatını Ağustos ayında 5,2 artırdığını dile getiren Büyükekşi, şunları söyledi:
"Tüm zamanların Ağustos ayı cumhuriyet rekorunu kırdık. İhracat kahramanlarına teşekkür ediyorum. Kayseri de ihracatını yüzde 8'le Türkiye ortalamasının 3 puan üzerinde artırdı. Kayserili ihracatçılarımızı da ayrıca tebrik ediyorum. 2013 yılında Kayseri'nin ihracatı 1,6 milyar dolar ve ilk bin içinde 13 Kayserili ihracatçı firmamız var. Önümüzdeki yıllarda bu ihracatçı firma sayısını ve ihracatı çok daha fazla artırmayı ümit ediyoruz."
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.