E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaYatırımda 'risk yönetimi'nin 3 kritik bileşeni---

Yatırımda 'risk yönetimi'nin 3 kritik bileşeni

Yatırımda 'risk yönetimi'nin 3 kritik bileşeni
22 Mart 2024 - 20:20 borsaningundemi.com

Risk yönetimi, piyasalarda alım satım yapan her trader’ın mutlaka özümsemesi ve uygulaması gereken bir yatırım bileşenidir.

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Piyasalarda alım satım yaparken dikkat edilmesi gereken başlıklardan belki de en önemlisi ‘risk yönetimi’dir. Riskinizi doğru yönetememek, sermayenizin kısa süre içinde tükenmesine neden olabilir.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, risk yönetimi, özellikle yatırım serüvenine yeni başlayan yatırımcı adaylarının en öncelikli olarak bilmesi ve anlaması gereken yatırım aşamalarından biridir. Bu aşamanın önemi, uygulaması basit olsa bile, çoğu yatırımcı tarafından göz ardı edilerek ağır ve acı verici sonuçlara yol açmasından gelir.

Üç çerçeve

ABD’li yatırımcı ve yazar Steve Burns’ün New Trader U’da yer alan makalesi, risk yönetiminin üç yönüne odaklanıyor. Anlaşılması zor olmasa da gerekli olan bu üç alt başlık, risk yönetiminin geniş çerçevede neden uygulanması gerektiğini gösteriyor.

Burns, bu üç çerçeveyi şu şekilde sıralıyor: ‘Kaybeden işlemlerinizin oranı’, ‘yaşayacağınız kaybın ortalama büyüklüğü’ ve 'sermayenizin tamamını kaybetme ihtimaliniz’.

Kaybeden işlemlerinizin oranı

Kaybeden bir alım satım yapma ihtimaliniz, kayıpla kapattığınız işlemlerinizin yüzdesidir (win rate). İster geriye dönük testlere ister alım satım geçmişinize göre belirlenmiş olsun, bu, yatırım psikolojiniz ve pozisyon boyutlandırmanız için bilmeniz gereken çok önemli bir orandır. Hiçbir gerçek yatırımcı her işlemde veya yatırımda kazanamaz: Bu nedenle, kayıpla kapattığınız işlemlerinizin sayısı konusunda gerçekçi beklentilere sahip olmak önemlidir. Bir trader rastgele giriş ve çıkışlar yapıyorsa, tıpkı yazı tura atma gibi zamanın yaklaşık yüzde 50'sini kaybetmelidir.

Yüksek kazanma oranına sahip bir yatırım sistemi üzerinde çalışıyorsanız, daha yükse bir oran tutturmalısınız. Ancak eğer büyük kazanan işlemleri odaklandığınız bir yatırım sisteminiz varsa, bu oranın yüzde 50’nin altında olması da büyük bir sorun teşkil etmeyebilir çünkü kârlılığınızı belirleyen, kazanan işlemlerinizin miktarı değil, kârınızın ve zararlarınızın büyüklüğüdür. Kaybetme sıklığınızın etkisini anlamak için işlem yapmadan önce kazanma yüzdeniz konusunda gerçekçi beklentilere sahip olmalısınız.

Yaşayacağınız kaybın ortalama büyüklüğü

Yaşayacağınız kaybın ortalama büyüklüğü, pozisyon büyüklüğünüzle oldukça ilgilidir. Kaybedeceğiniz işlemleri biliyorsanız bir sonraki soru şu olacaktır: “Bunlar ne kadar büyük olacak?” Sisteminize bağlı olarak işlemlerinizin yüzde 40'ının kaybedeceğini ve bir hisse senedi hareketindeki ortalama kaybın, zararı durdurma emriniz tetiklendiğinde yaklaşık olarak eksi yüzde 5 olacağını düşünüyorsanız o zaman pozisyon boyutunuzu yönetmek için uygun pozisyon boyutlandırma parametrelerine karar verebilirsiniz.

Pozisyon büyüklüğünüz yatırım sermayenizin yüzde 10'u kadarsa ve hisse senedi yüzde 5 oranında değer kaybederse, toplam yatırım sermayenizde yüzde 0,5 oranında bir kayıp yaşarsınız. Pozisyon büyüklüğünüz yatırım sermayenizin yüzde 20'siyse ve hisse senediniz yüzde 5 oranında düşerse, o zaman toplam yatırım sermayenizde yüzde 1'lik bir kayıp yaşarsınız. Kayıplarınızın ortalama sıklığını ve büyüklüğünü anlamak, kayıplarınızı hem psikolojik hem de finansal olarak yönetmenize yardımcı olur.

Sermayenizin tamamını kaybetme ihtimaliniz

Sermayenizin tamamını kaybetme ya da bir başka deyişle hesabınızı havaya uçurma ihtimaliniz, bilmeniz gereken en önemli şey olabilir. Bu sizin en kötü olasılık riskinizdir. Bir kayıp veya bir dizi kayıp, yatırım hesabınızı kurtarılamaz bir miktara indirdiğinde teorik olarak mahvolmuşsunuz demektir. Uzun vadede hayatta kalma, kısa vadeli kârlılıktan daha önemli bir şekilde, yatırımda dikkate alınması gereken en önemli noktadır.

Yüzde 40 kayıp ve yüzde 60 kazanma oranına sahip bir yatırım sisteminde, her 100 işlemden 10'unun art arda kaybedilen işlemler olma ihtimali yüzde 1'dir. Kayıp başına riskinizin, yatırım sermayenizin maksimum yüzde 1'i olduğunu varsayarsak, toplam kaybınızın yüzde 10 olduğunu görürüz. Böylesi bir kayıp serisi, sermayenizi yine aynı büyüklüğe döndürmek için yaklaşık yüzde 11'lik bir getiriye ihtiyaç duymanız anlamına gelir. Kayıp başına riskinizin, yatırım sermayenizin maksimum yüzde 2'si olduğunu varsaydığımızda, toplam kaybınızın oranı yüzde 20 olduğunu görürüz. Ve bu kez aynı sermaye büyüklüğüne dönmek için yaklaşık yüzde 25'lik bir getiriye ihtiyacınız olurdu.

Kazanma oranınız ve kayıplarınızın boyutu, bir noktada sermayenizde yüzde 50'lik bir düşüş yaşama olasılığınızı gösteriyorsa, bu çoğu yatırımcı için yıkıcı bir sonuç anlamına gelir. Bir trader’ın sermayesinin yarısını kaybettikten sonra geri dönebilmesi için yüzde 100 oranında sermaye getirisine ihtiyacı olacaktır.

Piyasalarda elde ettiğiniz kazançları sonunda hepsini geri vermekle kalmayıp, elinizde tutma fırsatını kendinize vermek için kaybetme yüzdenizi, kayıplarınızın boyutunu ve mahvolma riskinizi doğru yönetmelisiniz.

Risk yönetiminin 10 temel prensibi

 

Trader'ları başarısız kılan psikolojik zaaflar

 

Profesyonel trader’lar için okulda öğretilmeyen 7 ipucu

 

6 maddede trade psikolojisi

 

Yarı zamanlı trader’ların uyması gereken 20 kural

Başarısız trader’ların 10 ‘kötü alışkanlığı’

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)