E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Wall Street’in büyük patronlarından sıradan Amerikalılara kadar ABD’de herkes yükselen enflasyonun 1970 benzeri bir stagflasyona neden olmasından endişeleniyor. Kalıcı enflasyon beklentilerine yönelik açıklamalar tüm hafta boyunca gündemdeki başlıklar arasında dikkat çekti.
Cuma günkü enflasyon açıklamalarının ardından dünya basını stagflasyon endişelerine manşetlerinde yer verdi. Associated Press stagflasyonu korkulan ‘S’ olarak tabir ederken Wall Street Journal da yavaşlayan veya durgunlaşan ekonomik büyüme, istihdam kaybı ve enflasyon ortamının kökenlerine dikkat çekti.
Geçtiğimiz hafta Dünya Bankası ve OECD’den yapılan açıklamalar da yatırımcıların söz konusu endişelerini destekledi. Salı günü Dünya Bankası’ndan yapılan açıklamada “uzun süren zayıf büyüme ve yüksek enflasyon dönemi” uyarısı yapıldı ve iki kurum da küresel ekonomik büyüme beklentilerini geri çekti.
Yatırımcıları asıl şoka uğratansa Cuma günü paylaşılan ABD enflasyon rakamları oldu. Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre ABD’de Mayıs ayı tüketici fiyat endeksi yatırımcıların ve politikacıların enflasyonun zirveye ulaştığı yönündeki umutlarını boşa çıkardı. Enflasyon Mayıs ayında yıllık bazda %8,6 ile yeni bir zirveye ulaştı.
Birçok ekonomist hızlı bir şekilde ABD ekonomisinin henüz stagflasyona düşmediği konusunda fikir paylaşıyor. Zira ülkede iş piyasası halen olağanüstü derecede güçlü. ABD ekonomisi ilk çeyrekte geriledi. Ancak ikinci çeyrek boyunca birçok uzman iş piyasasındaki olumlu verilere dikkat çekti.
MarketWatch’un haberine göre tüm bu işaretler göz önünde bulundurulduğunda stagflasyonun portföylere ve birikimlere nasıl etki edeceğini bilmek büyük önem taşıyor. Ekonomistlere, portföy yöneticilerine ve borsa uzmanlarına göre eğer stagflasyon bir gerçeklik halini alırsa hisse senetlerinden altına kadar bütün alanlardaki yatırımcılar için korunabilecek çok az pozisyon bulunuyor.
Stagflasyondan neden bu kadar korkutucu?
Stagflasyon endişeleri genellikle denklemin enflasyon tarafına odaklanıyor. Cuma günü açıklanan TÜFE rakamlarının da teyit ettiği üzere enflasyon yeni ekonomik döngünün bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.
Açıklanan verilerin ardından Capital Economics, Barclays ve Jefferies gibi finans gruplarından ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımlarını 75 puana çıkarabileceği yönünde beklentiler geldi. Bu beklentiler Haziran ayında olmasa da Temmuz ayı faiz kararında gerçeğe dönüşebilir.
FED 75 baz puan faiz artırır mı?
Rekor enflasyon verileri aynı zamanda Mart ayında fiyat baskılarının zirveye ulaştığı ve FED’in piyasa önlemlerini yavaşlatacağı yönündeki öngörülerin de boşa çıkmasına neden oldu. FED bu Mart ayında 2018’den bu yana ilk kez faiz artırmıştı. Fakat bu artışı daha sonrasında yıl içerisinde çok daha yüksek faiz artışı planları izlemişti.
Cuma günü piyasaları alarma geçiren tek veri ABD TÜFE rakamları değildi. Michigan Üniversitesi tüketici anketi Küresel Finans Krizi’nin derinliklerinden bu yana tüketicilerin en karamsar hale büründüğünü gösterdi.
Ekonomik büyümeye bakıldığında ise ABD ekonomisinin yılın ilk yarısında negatif büyüme açıklayacağına dair işaretler görülüyor. Atlanta FED’in GSYH tahmini ilk çeyrekte %1,5’lik daralmanın ardından ikinci çeyrek büyümesinin %0,9 oranında geleceğini tahmin ediyor.
Ekonomistler resesyonu genellikle iki çeyrek üst üste gelen ekonomik daralma olarak adlandırır. Yani Atlanta FED’in paylaştığı rakamlar doğru olsa bile ABD teknik olarak resesyonda olmayacak.
İstihdam piyasası ne diyor?
ABD ekonomisinde istihdam halen tablonun umut veren kısmı olarak görülüyor. ABD’de işsizlik oranı Mayıs ayında %3,6’da kaldı ve ABD ekonomisi 390.000 yeni istihdam ekledi.
Buna rağmen artan maliyetlerden tüketim malları zarar görüyor. ABD’deki tüketici kredileri bu ayın başında rekor seviyelere yaklaştı. Societe Generale’den Albert Edwards konuyla ilgili açıklamasında, “Bu tüketimin sağlıklı olduğuna dair bir işaret mi yoksa gelirler yaşam maliyeti karşısında ezilirken tüketicilerin döngünün sonlarına geldiğini gösteren bir haykırış mı?” sorusunu sordu.
Sermaye piyasası şirketi RBC’nin ABD Ekonomisti Tom Porcelli de konuyla ilgili açıklamasında, “Kredi kullanımında hızlı bir artış görülmekte. Bunun iyi bir gelişme olduğunu düşünmüyorum” ifadelerine yer verdi.
Yine de bir stagflasyon için yükselen enflasyon ve zayıf ekonomik büyüme yeterli değil. Stagflasyon korkularının gerçek olması için ABD istihdam piyasasın da zarar görmesi ve işsizlik oranının %5’e yaklaşması gerekiyor.
ABD Merkez Bankası faizleri artırmaya devam ederse, Ukrayna Savaşı ve yüksek emtia fiyatları gibi gelişmeler etkisini hissettirmeyi sürdürürse bu durum şirketlerin bilançolarının azalmasına neden olabilir. Düşen bilançolar dev ABD şirketlerini maliyet düşürme tedbirlerine zorlayabilir. Ekonomistler ancak bu şartların tamamının gerçekleşmesi halinde bir stagflasyonun gerçekleşeceğine inanıyor.
Yatırımcılar stagflasyona cevap verebilir?
Bu tür bir ekonomik ortamda portföy konumlanmasındaki en zorlu tercih hisse senedi ve tahvil gibi iyi performans göstermemesi beklenen varlıklardadır. Zira stagflasyon sırasında oluşan resesyon tüketici talebinin ve şirket kârlarının düşmesi anlamına gelir ve bu da yüksek işsizliğe neden olur. Tüm bunlar hisse senetlerinde perakende yatırımcı akışlarını etkiler.
Tahvil tarafında ise yüksek enflasyon FED’i faiz oranlarını yüksek tutmaya zorlar. Yüksek enflasyon beklentileri ise tahvil getirilerini yükseltir. Bu getiriler aynı zamanda yatırımcıların uzun vadeli tahvil tutma riski karşılığında talep ettiği miktardır. Yani getirilerindeki artış, yükseliş öncesinde tahvile yönelen yatırımcıların zarar edeceği anlamına gelir.
Moody's Analytics Ekonomisti Mark Zandi, yakın tarihli bir araştırma notunda, uzun vadeli ABD Hazinesi tahvil getirilerinin 1970'lerin sonu ve 1980'lerin başındaki stagflasyonist dalga sırasında% 5'in üzerine çıktığına dikkat çekti. Sermaye yönetimi şirketi Beam Capital’ın Portföy Yöneticisi Mohammad Aama ise, “Gerçekten de saklanacak hiçbir yer kalmadı” ifadelerine yer veriyor.
Geçmişte altın yatırımları piyasalardaki dalgalanmalar sırasında yatırımcıların en çok tercih ettiği güvenli liman yatırımı olmuştu. Altın Cuma günü en iyi performans gösteren yatırım aracı olarak öne çıktı.
Ancak Dow Jones verilerine göre Mart ayında 2.040,10 dolarla zirve yapan altının ons fiyatı bugünse 1.843,98 dolardan işlem görüyor. Söz konusu rakam son zirveye göre %8’in üzerinde bir düşüşü işaret ediyor. Altının fiyatı birçok yatırımcıyı hayal kırıklığına uğratsa da yine de birçok hisse senedi endeksinden daha iyi performans gösteriyor.
Stagflasyonist bir ortama girerken, faiz oranları yükseldikçe ABD Doları’nın güçlenmeye devam etmesini beklemek de makul olacaktır. Ancak stagflasyon geldiğinde, FED muhtemelen bir seçim yapmak zorunda kalacak. FED enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını yükseltmeye devam edecek mi, yoksa ekonomiyi canlandırmaya çalışmak için faiz oranlarını düşürecek mi?
Standard Chartered G-10 Döviz Piyasası Araştırmaları Küresel Başkanı Steven Englander, ikinci seçeneğin daha yakın olduğunu belirtiyor. Englander konuyla ilgili açıklamasında, “Bana kalırsa FED böyle bir ortamda taviz verecektir” ifadelerine yer verdi.
ABD borsaları bu gafta oldukça yoğun bir ekonomik takvimle karşı karşıya olacak. Ancak tüm gözler FED’in Çarşamba günü sona erecek iki günlük para politikası toplantısında olacak. FED Başkanı Powell’ın Türkiye saatiyle 21:00 basın toplantısı yapması bekleniyor.
Piyasaların yol haritası Powell’da
Citi'den emtialar için korkutan rapor
Ünlü baş stratejistten boğa piyasası öngörüsü
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (07:42)