E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Türiye 2012’de tam 20 yıl sonra yeniden kazandığı yatırım sınıfı notunu dün kaybetti. Avrupa ve ABD kökenli derecelendirme kuruluşlarından yatırım sınıfı notumuz kalmadı.
Türkiye’nin kredi dereceleme şirketleriyle ilişkisi, sermaye hareketlerini serbestleştirdiği 1989 sonrasında başlar. Dış sermayeye açılma, içerideki banka ve şirketlere döviz tutma ve borçlanma kapısını açtı. Bunun da yatırımlara ve ekonomik büyümeye kapı açtığı malum. Sermaye hesabının serbestleşmesine dair o dönemde ekonomi bürokrasisinin çoğunda kaygılar vardı; Türkiye buna hazır mıydı? Başbakan Turgut Özal’ın arzusu, bürokratları ikna etti. Çünkü sermaye hesabını serbestleştirmesi demek; bireylerin, şirketlerin ve bankaların serbestçe döviz tutmasına, borçlanmasına, sermayenin serbestçe girip çıkmasına kapı açmak demekti. Nihayetinde; Türkiye, ‘oyunu’ uluslararası kurallara göre oynayacaktı.
İlk not 5 Mayıs 1992’de hem de ‘yatırım sınıfı’ bir not olarak geldi; Moody’s tarafından. Siyasetçilerin zoraki faiz indirme çabasıyla hani ağızlara sakız olan o söz ters yüz oldu; yatırım sınıfı notla gelen bu fırsat, krize çevrildi. Türkiye, ilk yatırım sınıfı notunu bir buçuk yıl sonra Ocak 1994’te kaybetti. Sonrası malum 1994 krizi patladı. 90’lı yılların ve hatta 2000’li yılların başlarında temel kaygı kamu kesiminin borç çevirme ve geri ödeme kaygısı idi. Buna eşlik eden yan pencere ise sığ döviz akışında ödemeler dengesi dalgalanmaları idi.
1994’ten 2012’ye uzanan çok uzun sürede Türkiye’nin notu bir basamak ileri, bir basamak geri iniş çıkışlarla seyretti. Arada 2001 krizi en dip noktası idi. 2005’te AB çapası ile daha iyi bir noktaya taşındı. Ama 2008-2009 küresel krizi buna bir ara verdirdi. 2009 sonrasında kredi dereceleme şirketlerinin finansal araçlara sağladıkları yüksek notlar ve bu süreçteki hatalarının su yüzüne vurması, ardından ABD’de yürürlüğe giren Dodd-Frank yasası gibi dereceleme şirketlerini sorumluluk altına sokan düzenlemeler nedeniyle ‘iyi not’ almak zorlaştı. Sonunda Kasım 2012’de Türkiye yeniden Fitch ile yatırım sınıfı nota çıktı. O dönemin Hazine Bakanı Ali Babacan, “Not artışı geç de olsa yerinde bir karar. Karar piyasa göstergeleri ile kredi notumuz arasındaki farkı bir miktar azaltmıştır” diyordu.
KONJONKTÜR ALEYHİMİZE
İşin doğrusu Türkiye 2005-2008 arası dönemde alabileceği notu, 2009 sonrası gelişmiş ülkelerden akan ve nereye gideceğini bilemeyen paraların sağladığı bir ‘doludizgin piyasaya’ borçlu idi. Babacan da, ‘piyasa ile kredi notu farkıyla’ bunu örnek gösteriyordu. Şimdi 2012’ye göre şirketlerimiz çok daha borçlu, ama döviz borçlusu. Hem de ekonomik durgunluk içindeyiz. 2012 sonrasında risk unsurlarıyla baş etmede, yönetmede daha sorunlu bir tablomuz var; hem siyaseten, hem ekonomik olarak. Hem de arka planımızda, değişen küresel koşulların aleyhimize geliştiği bir konjonktür var.
2009-2017 arası dönemde Türkiye’de şirketler kesimi çok hızlı biçimde borç biriktirdi. Kredi dereceleme kuruluşlarının artık 1990’lı yıllardan farkı şurada; o yıllardaki kamu kesimi için duyulan kaygılar artık şirketler kesimine kaymış durumda. Özetle; ‘çok borçlu şirketler, ekonomik yavaşlama ile bu borçlarını geri ödemekte zorlanacaklar’ kaygısı. Hele ki hem döviz kurunun arttığı, hem de ekonomik durgunluğun derinleştiği bir dönemde bu risk çok arttı. Borç geri ödeme kapasitesi azalıyor. Türkiye’nin mevcut döviz borçları veri iken döviz arzının azaldığı, kur baskısının arttığı bir dönemde; yavaş yavaş kamunun, özel kesimin kur risklerini kıyıdan köşeden üstlendiği bir mecraya girdiği de kayıtlara yansıyor. Dolar kuru 4’e dayanmışken, bir kesime yılbaşında geçerli 3.53’lük kur üzerinden geri ödeme seçeneği sunulması böyle bir durum. Ama çok tehlikeli bir kapı. İspanya’nın, 2008 küresel krizi patlamadan önce, kamu borçlarının kabaca milli gelirin yüzde 30’una, bütçe açığının da milli gelirin yüzde 2’sine yakın bir ülke olduğu, krizle birlikte özel kesim borcunun kamu borcu haline dönüştüğü ve yüzde 100’e yaklaştığı belleklerde.
1994’te ilk yatırım sınıfı notu kaybetmemizde en önemli etken, yapay biçimde faizi aşağıda tutmaya çalışmaktı. Aradan geçen çeyrek yüzyıl sonunda yeniden başa döndük; çok yüklü döviz borcu olan bir ekonomide yine yapay biçimde faizi düşük tutma çabası, bizi yine aynı yere getirdi. Sonunda notumuz düştü.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
derecelendirme kuruluşları abd ve avrupanın tetikçileridir havasını alırla kimse takmıyor onları hava cıva
olsun londradan bol bol kredi çekip londraya özel bankalar üzerinden borç yapıp o paralarla imf ye borcu kapattık
uğur gürses dahil kaç kişi fitch ile not anlaşması yapmadığımızı biliyor acaba ayrıca fitchin not indirmesini geçen günkü merkez bankasının faizleri sabit tutmasından sonra bilinçli yaptığını göremiyor musunuz görmemek için kör ve gerizekalı olmak gerek ve ne yazık ki ülkemizde bu tür insanlar oldukça fazla
allaha cok sükürki eski hükümetler gibi 70 cente muhtac degiliz.
Faiz arttığında herşeyin düzeleceğeni zannedenler uçurumdan düştük bir kere ister amuda kalk ister tombalak at yere çakılma yakın
Döndüm döndüm durdum 16 yılık içraat budur ve basarızsızlıkla sonuz bitidi
yurda gelen yabancı sermayeyi kendi paran sanıp saray ve avm yaparsan sonu hüsran olur.
Önce kendine bakcan ben nerde ne yapdım neden adamalrı suçluyorum bu notları verriken böbürleniyordunz şimdi ne olduda adamalra kızıyorsun demekki siler ülkemizi kişisel egonuza göre yönetiyorsunuz ekonomiyi kuralına göre yönetmiyorsun
Reis Başkan olursa hepsi katlamalı şekilde not yükseltecektir
FAİZİN İNMESİ LAZIM,,ENFLASYON =FAİZ
Büyük dünya lideri onların notunu başlarına çalacaktır. Bu yıl büyük ekonomik kalkınma yapacaktır. Büyük sosyal kalkınma tapacaktır
Dolar 5 tl olur yıl sonu sen daha faiz arttırma 1 puan faız için yaptıkları rezalet ayıp bee battıkkkk
ya şimdi ne olacak
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (19:18)