E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaWall Street hisseleri cazibesini kaybetti---

Wall Street hisseleri cazibesini kaybetti

Wall Street hisseleri cazibesini kaybetti
07 Nisan 2023 - 17:02 borsaningundemi.com

ABD’de FED’in agresif faiz artışlarının ardından tahvil getirilerinin olağanüstü yükselişi Amerikan hisse senetlerine yatırımı gereksiz risk haline getirdi. Yatırımcılar risk almak yerine tahvillerdeki yüksek faiz getirisinden faydalanıyor

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Wall Street’te tahviller yerine hisse senedi sahibi olmanın getirisi 2008 Küresel Finans Krizi’nden bu yana hiç bu kadar düşük olmamıştı.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, hisse senetlerindeki (S&P 500 Endeksi’ndeki) yıllık getiri ile tahvillerin (10 yıllık ABD Hazinesi tahvilleri) getirisi arasındaki fark anlamına gelen özkaynak risk primi ABD’de %1,59 civarında dolaşıyor. Bu kadar düşük bir oran ülkede en son Ekim 2007’de görülmüştü. 2008’deki ortalama aralık ise 3,5 yüzdelik puan civarındaydı.

Düşük hisse senetleri getirisi hisse senetleri için zorlu bir dönemi işaret ediyor. ABD borsalarındaki Hisse senetlerinin uzun vadede tahvillerden daha yüksek bir getiri vadetmesi gerekiyor. Aksi takdirde devlet tahvillerinin güvenliği hisse senedi yatırımcılarının parasının tamamını olmasa da bir kısmını kaybedebilme riskinden daha ağır basabilir.

Tahvil getirilerinin yükselmesiyle ve kurumsal bilançolara ilişkin beklentilerin düşmesiyle hisse senetlerinin cazibesi son dönemde oldukça azaldı. ABD Merkez Bankası (FED) şimdilerde çift yönlü bir krizle karşı karşıya kaldı. Zira politika faizlerini yükseltmek bir yandan enflasyonu yavaşlatırken öte yandan bankacılık krizinin patlak vermesine neden olabilir. Her iki ihtimal de hisse senetleri için kara bulutların hüküm sürmesi anlamına geliyor.

S&P 500 Endeksi 2022 yılında kaydedilen eksi %19’luk performansın ardından yıl başından bu yana %6,9 yükseldi. Bloomberg ABD Tahvil Kümesi Endeksi ise %4,2’lik yükseliş gösterdi. Endeks bir önceki yıl kaydettiği yükselişi destekledi ve getirilerini artırdı.

S&P 500 son istihdam verilerinin ardından perşembe günü %0,4 yükseldi. Yatırımcılar FED’in rekor sıcaklıktaki işgücü piyasasını yavaşlatmaya başladığına dair işaretleri fiyatlandırdı. Tahvil piyasasında da getiriler yükseldi.

Wall Street Journal’ın haberine göre BlackRock ABD Temel Varlıklar Baş Yatırım Sorumlusu Tony DeSpirito tahvillerin nadir görülebilecek bir fırsat vadettiğini söyledi.

BlackRock araştırması, mevcut hisse senedi risk priminin uzun vadeli normlara daha yakın olduğunu gösteriyor. Konuyla ilgili BlackRock araştırmasına göre, 1957'den bu yana hisse senetlerinin ortalama primin yaklaşık 1.62 puan olduğu görülüyor. DeSpirito’ya göre bu tablo Hisse senetlerinin tarihsel performansları göz önünde bulundurulduğunda tahvillerden daha iyi bir getiri sunması gerektiği anlamına geliyor.

Özkaynak risk primi, tahvil getirileri yükseldiğinde veya bir hisse senedinin fiyat/kazanç oranı yükseldiğinde düşer. Bunun nedeni ya daha zayıf bilançolar ya da daha yüksek hisse senedi fiyatlarıdır.

2007 sonrası borsalarda ne olmuştu?

Ekim 2007 piyasalar için istikrarsız bir döneme işaret etmişti. Hisse senetleri söz konusu dönemde rekor seviyelerdeki en yüksek fiyatlarına ulaşmıştı ve FED faiz oranı %4,8 civarında mevcut seviyesine yakındı.

Ertesi yıl, S&P 500 kabaca %45 oranında düşmüş ve FED’se faiz oranlarını sıfıra yakın bir seviyeye indirmişti. Şişirilen hisse senedi değerleri sıfırlanmış tahvil getirileri ise çökmüştü. Mart 2009'da borsa dibe vurduğunda, hisse senetlerinin tahvillere göre risk primi 7 yüzdelik puanın üzerine çıktı ve yeni bir boğa piyasası doğdu.

ABD borsalarında hisseler aşırı pahalı

Wall Street hisse senetleri bugün yine pahalı görünüyor ve piyasalar yeni bir dizi zorlukla karşı karşıya. Research Affiliates’in verilerine göre ABD hisse senetleri çevresindeki herhangi bir ülkeye veya bölgeye göre çok daha pahalı konumda. Bu tablo S&P 500’ün son 10 yıldaki enflasyondan arındırılmış kurumsal bilançolara göre fiyat seviyesi oranlarına (CAPE) dayanıyor. 1990'ların sonlarında ve 2021'de görülen önceki zirvelerin çok altında olmasına rağmen, S&P 500 Endeksi 1881'den bu yana tüm zamanların %90'ından daha pahalı konumda. Endeks 29 katlık fiyat/kazanç ortalamasıyla işlem görüyor.

Tarih boyunca hisse değerleri ekonomik resesyonlar döneminde düşüş eğilimi gösteriyor. Ancak bazı analistler yüksek değerlemelerin hisse senedi fiyatlarının yükselmeye devam etmesini engellemeyeceğini düşünüyor.

Makro danışmanlık firması Stray Reflections’ın Kurucusu Jawad Mian, “Borsa değerlemelerinde zirveyi gördük, ancak bu mutlaka içerisinde bulunduğumuz döngüde henüz zirve fiyatları gördüğümüz anlamına gelmiyor” dedi.

Mian ekonominin geçmişte olduğundan çok daha fazla yüksek faiz oranlarına dayanıklı olduğunu söyledi. Enflasyonun artırdığı yüksek nominal büyüme Mian’a göre Wall Street’in tahmin ettiğinden çok daha fazla bilançoları desteklemeye devam edecek ve borsalardaki önemli bir düşüşü engelleyecek.

FactSet verilerine göre analistler S&P 500’daki şirketlerin bilançolarının 2023’te kabaca %1,6 oranında artmasını bekliyor. Geçen yılın sonunda ise analistler bilançolarda %5’lik bir artış öngörüyordu.

BlackRock araştırmasına göre 1957’den bu yana hisse senetleri bir yıldan uzun bir süre tutulduğunda sabit getirili varlıkları üçte iki oranında dize getirdi. Hisse senetlerini tutmanın getirisi bekletildikleri süreler uzadıkça iyileşiyor.

Değer hisseleri uzun vadede kazandıracak mı?

BlackRock'tan Bay DeSpirito, hisse senetlerinin kısa vadeli risk primine odaklananların resmin önemli bir kısmını kaçırdığını söylüyor. Zira kısa vadeli oranları baskılayan ve uzun vadeli tahvilleri satın alan FED müdahalesi, 2008 Küresel Finans Krizi sonrasında hisse senetleri için anormal bir risk-getirisi profili yaratmıştı. DeSpirito yatırımcıların aşırı değerli şirketlerden kaçınıp sağlam kâr marjlarına ve güçlü bilanço artışlarına sahip Hisse senetlerini aramasını tavsiye ediyor.

Bazı yatırımcılar aşırı değerlenen hisse senetleri ortamının değer hisselerine yatırım yapmak gerektiği anlamına geldiğini de belirtiyor. Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre değer hisseleri defter değerinin veya net değerinin altında işlem gören şirketlerin hisse senetleri anlamına geliyor.

Research Affiliates’in Kurucu Başkanı Rob Arnott değer hisselerinin şu sıralar büyüme odaklı hisse senetlerine göre aşırı ucuz olduğunu söyledi. Arnott değer hisselerinin büyüme hisselerine göre fiyatının tüm zamanların beşte dördünden daha fazla iskontolu hale geldiğine dikkat çekti.

Her ne kadar değer hisseleri geçen yılki sert borsa düşüşleri sırasında büyüme odaklı hisseleri geride bırakmış olsa da büyüme hisseleri tekrar liderliği ele almış gibi gözüküyor. Russell 3000 Büyüme Endeksi 2023’ün başından bu yana %13 yükseldi. Aynı dönemde Russell 3000 Değer Endeksi ise sadece %0,1 yükselebildi.

Arnott, enflasyonun yılda %4 ila% 8 arasında yükseldiği dönemlerde değer hisselerinin büyüme odaklı hisselere göre yılda yüzde 6 ila 8 puan daha iyi performans gösterdiğini söyledi. Tüketici fiyatları şubat ayında bir önceki yıla göre %6 artarak Eylül 2021'den bu yana en düşük artışı kaydetmişti.

Goldman Sachs: Şirket kazançlarında sert düşüşe hazırlıklı olunmalı

 

Piyasalarla Fed’in inatlaşmasından kim galip çıkacak?

 

Ekonomistler uyarıyor: ABD’de kredi krizi başladı

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)