E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaSporVolkan'a hak veriyorum ama...---

Volkan'a hak veriyorum ama...

Volkan'a hak veriyorum ama...
17 Aralık 2014 - 23:05 borsaningundemi.com

FF Başkanı Yıldırım Demirören, "Volkan'ın yaptığı yanlış ama Volkan'a hak verdim. Volkan'ın takım için gitmemesi gerekiyordu" dedi.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören, Ntvspor ve NTV ortak yayınında, % 100 Futbol programına konuk oldu.

Demirören, "Volkan'ın yaptığı yanlış. Volkan gitti diye takımı çekerim ama Volkan'a hak verdim. Volkan'ın takım için gitmemesi gerekiyordu. Benim takımım bunu hak etmiyor" dedi.

Demirören, ilk olarak "Merkez Hakem Kurulu Başkanı Zekeriya Alp'ın istifası sizi şaşırttı mı?" sorusunu yanıtlarken, "Sayın Alp'le bir araya gelirdik. İstifasından haberim yoktu. Ama bu istifa yararlı oldu. Bu kadar değerli bir insanın futboldan koptuğunda birilerinin artık düşünmesi gerekir. Onun gibi namuslu ve dürüst bir kişiyi kaybettik. Onunla konuştuğumuzda 'Başkanım gelip söyleseydim beni ikna ederdiniz' dedi. Tarafsızlığın sembolü Zekeriya Alp'in istifa etmesi beni çok üzdü" ifadelerini kullandı.

'ELEŞTİRENLERDEN DAHA KARAKTERLİDİR'
"Herkes iyi niyetli olduğu sürece bu işler biter" diyen Demirören, "Avrupa'nın ya da dünyanın hangi ülkesinde hakem hatasından dolayı MHK'nın başkanı zan altında kalır da istifa eder. Bu bir tek Türkiye'de oldu. Türkiye'de hep hakemler tartışılıyor. Hakemlerin art niyetli davrandıklarını söylüyorlar. 'Duyum aldım' yorumuyla hakemleri eleştiremezler. Hakemlerimiz onlardan daha karakterliler. Hakemlerimiz aynı anda beyni, kalbi ve düşüncesini çalıştırmak zorunda. Cesur karar vermek zorundalar. Hakemlerimize federasyon olarak en büyük yetkiyi verdik. Onlara güvendiğimiz için, aç iptal etme yetkisi verdik. Bir maçta ortalama 50 tane düdük çalıyorlar. Gerginliğe göre 70'e kadar çıkıyor. 18 maç olarak hesaplarsak bir hafta sonunda 100'e yakın düdük çalıyor. Düdük çalan futbolcu kadar koşuyor ve karar veriyor. Tabii ki hata olmaması lazım. İngiltere Ligi'ni hepimiz seyrediyoruz. İngiltere'de art niyetli denen hakemlerden daha çok hatalı karar veriyorlar. Herkes hakemi eleştiriyor. Trabzonspor - Rizespor maçında futbolcuların iyi niyetinden ne kadar güzel maç izledik. Keşke her maç öyle olsa" dedi.

'KIRGINLIĞI YOK'
"İstifayı duyduğunuz zaman başkan ve yönetim olarak şurada Zekeriya Bey'e yanlış yaptık dediniz mi?" sorusuna Demirören, "Kendisiyle dün akşam 7'de konuştum. Zekeriya Hoca'nın kırgınlığı veya arkasında durmuyoruz diye hiçbir şey yok. Hoca, namuslu ve kişiliğinden dolayı, kendi kişiliğine söz söylendiği için gitti. Aynı 18 kulübün başkanı, Kulüpler Birliği toplantısında Zekeriya Hoca'ya sonuna kadar inandıklarını söylediler. Zekeriya Hoca'yı sembol olarak göstermemiz lazım" yanıtını verdi.

Hakemlere maddi açıdan yapılmayanları yaptıklarını söyleyen Demirören, "Hakemler hatalarının cezasını çekmek zorunda. MHK buz dağının içinde kalmış. MHK bilinmiyor. Öyle bir hava yaratılıyor ki; sanki onlarla bir araya gelip konuşuyoruz. Hata yapan hakem de daha dikkatli olsun. Her insan hata yapar. Onlar da bunu kabul etmek zorunda. Zekeriya Hoca'yla birebir tartıştık, onları mahcup etmek için bir karar almadık ki. Dünyanın en iyi hakemi de hata yapacak" diye konuştu.

'KİMSE İSPAT ETMEDİ'
Cüneyt Çakır'la ilgili olarak ise Demirören, "Bir kulüp başkanımız, 'Cüneyt Çakır şaibelidir' dedi. Kimse bunu ispat et demedi. Federasyon olarak herkese cevap vermeye kalksam, zaten insanlar kaos ortamından besleniyor. Bunları artık kesmemiz gerekir. Spor programları sadece kaos yaratıyor. Futbolu tartışalım. Futbolun başarısızlığına hepimiz üzülüyoruz. Çözüm getiren kimse yok" dedi.

İbrahim Kızıl'ın PFDK'ya sevk edilmesiyle ilgili olarak Demirören, "Bizde futbolla ilgili disiplin sevkleri pazartesi günü yapılır. Hoca ve yöneticilerle ilgili sevkler salı günü yapılır. Zekeriya hoca istifa etti diye sayın Kızıl'ı sevk etmedik. Yönetim kurulu başlarken haber geldi. Toplantı sırasında Yusuf Namoğlu ismi akla geldi. Oylama yaptık ve Namoğlu'nu getirmeye karar verdik. Yusuf Namoğlu'nun namusuna, dürüstlüğüne güvendik ve anında teklifimizi kabul etti. Listesinde bile kim olduğunu bilmiyordum, bugün öğrendim" ifadelerini kullandı.

Hakem yorumcularının birlikte çalışma çağrılarını kabul etmediğini söyleyen Demirören, "En kolay şey, çalışan insanı eleştirmektir. En zor şey de çalışan kişiyle birarada olmaktır. Hepsinin fikrine Türk futbolunun ihtiyacı var. Türk futbolu benden kurtulup bize dönerse kurtuluruz. Yoksa böyle gelir gelmiş böyle gideriz" dedi.

Demirören büyük takımlar lehine bir baskı ortamı oluştuğunu da kaydederken, "Anadolu'da yapılan hatalar, sadece yerel gazetelerde çıkıyor. Büyük gazete ve televizyon programlarında az çıkıyor. Anadolu'da büyük takımlara yapılan hatalar manşetlere çıkıyor. Hakemler tabii ki baskı altına giriyor. O baskı zaten var. Hakemlerin cesur olup o baskıdan korkmamaları gerekir. Beyni ile kalbi aynı anda çalışmalı. Tarihinde ilk defa bu kadar çok Türk hakemi yurtdışında maç yönetiyor. Şansımıza Ulenberg gibi birisi geldi, bu arkadaşlarımızı eğitiyor" ifadelerini kullandı.

'DERNEKLER YASASI DEĞİŞMELİ'
“Türkiye’deki özerk federasyonun genel kurul yapısı, seçim sistemi neticede kulüplerin varlığına dayanıyor. Bu delegeler isterse federasyonu devirip seçebilir, bu yapı yaptırımlar uygulamak konusunda sizi zorluyor mu?” sorusuna Yıldırım Demirören, “Ellerindeki 7’şer oydan dolayı yapıyorlar. Bu, federasyonları zorlamıştır ama beni zorlamıyor. Biz futbol adına bir şeyler yapmaya geldik. Değiştirdiğimiz talimatlara bakarsanız, talimatları sertleştirdik diyebiliriz. Bu sene mali kriterler çıkaracağız. Bu işi kafamıza koyduk. Kriterleri tam oturtacağız. Bu bize büyük tepki doğurabilir. Kulüplerimizin yüzde 90’ı borç batağında. Biz bunlara destek vermeyeceğiz. Bu sistemin değişmesi gerekir. Ne yaparsanız yapın, elindeki gücünü tehdit olarak kullanma mantığını değiştiremezsiniz. Değişmesi gereken kulüplerin de dernekler yapısıdır. Senelerdir çıkmayan; ama Türk futbolu için önemli olan bu yasanın çıkması için çalışmalar devam ediyor. Mevcut kulüplerin mali yapısının da düzeltilmesi lazım. Burada da devlet ve hükümetin desteği lazım” yanıtını verdi.

UEFA'nın, mali kriterleri yerine getirmeyen kulüplere ceza verdiğinin hatırlatılması üzerine Demirören, “Biz bu sene ancak buna başlayacağız. Kulüpler Birliği’nde bunu konuştuk. Senelerce idare edilmişiz. Artık bu idare yok. Bir geçiş süreci olacak ama kesinlikle bu olacak” diye konuştu.

Yabancı oyuncu sayısının değişip değişmeyeceği konusunda ise Yıldırım Demirören, "En son Kulüpler Birliği toplantısında, önümüzdeki uygulanacak sistemi ocak ayında açıklama kararı aldık. Yabancı oyuncu sayısında değişiklik olmayacak. Ocak ayında yabancı kuralı ile ilgili aldığımız kararı açıklayacağız ama 2015-2016 sezonunda uygulanacak. Yabancı oyuncu kuralına milli takım kriteri getirilsin deniliyor. Bu kriteri koyunca Melo gibi önemli bir oyuncu bile Türkiye'ye gelemiyor" açıklamalarını yaptı.

'MİLLİ TAKIM YUHALANIYOR'
Altyapıya önem verilmesi gerektiğini söyleyen Demirören, "Altyapıdan belli bir oyuncu sayısını koymak istiyoruz. İlerisini konuşmamız lazım. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu işe odaklanması şart. Almanya 2012-13’te bu işe 500 milyon Euro koydu. Oyuncu antrenmana gidiyor, sınıfın en çalışkanı akşam gelip derslerle ilgili bilgi veriyor. Bizim de böyle yerlere girmemiz lazım. Biz de pilot olarak çalışmalara başladık. Bunu yaymamız lazım. Altyapı için de Milli Eğitim Bakanlığı’yla ortak çalışarak bu yatırımları yapmamız lazım. Alt yapıdaki hocalarımızdan, hatır için gelenler çok. En önemlimiz alt yapı. Ancak hocalarımız kariyerli olması lazım. Federasyon olarak alt yapı hocalarını biz yetiştirelim dedik. Fatih Hoca’mız sadece Milli Takım hocası olarak getirmedik, direktör olarak getirdik. Bu çalışmaları yapsınlar diye getirdik. 6 turnuvaya katılmadık. Her türlü turnuvaya katılan milli takım yaratmamız lazım. Milli takım sadece alt yapı değil. Milli takımda taraftar kalmadı. Milli takımımız yuhalanıyor. Hangi statta oynuyorsak, o takımın oyuncusu alkışlanıyor diğer oyuncular yuhalanıyor. Tuttukları takımların formalarıyla maça geliyorlar. Tribünlerimiz dağıldı. Milli başarı, tribünde başlar diyoruz, tribünlerdekiler Milli Takımı yuhalıyor" şeklinde konuştu.

'AŞAĞI İNERSEK TAKIMI ÇEKERİM'
Volkan'ın 3-1 yendiğimiz Kazakistan maçı öncesi aleyhindeki tezüharatlar nedeniyle statı terketmesiyle ilgili olarak ise Demirören, "Volkan’ın hareketi yanlış, maçı bırakıp çıkması yanlış. Konu kapandı bizim için. Seyircinin milli takım formasını giymiş bir oyuncuya o hakareti yapması doğru değil. Koşulsuz destek lazım. Federasyon olarak e-bilet ve passolig’i getirdik. Arjantin’de statlara parmak iziyle giriliyor. Bizde de ölümler oldu. Bugün çoğu insan ailesiyle maça gidemiyor. Volkan çıktı gidiyor dediler, “Aşağı inersek takımı çekeriz' dedim. 'Volkan haklı' dedim. 'Volkan gitti diye takımı çekerim' dedim. Volkan’a hak verdim. Ama Volkan’ın takımı için oradan gitmemesi lazımdı. Milli Takım forması giymiş kişiye kimse küfür edemez. Hayatta küfür edilmeyecek, yuh çekilmeyecekler, Milli Takım oyuncularıdır" yorumunu yaptı.

Neden gündüz maçları oynanmıyor? sorusuna Demirören, “Beşiktaş başkanıyken gündüz maçı oynansın dedim. İnsanlar ailesiyle gelsinler, içkili gelmesinler dedim. Ama yayıncı kuruluşa gelince tıkanıyor. Türkiye’de futbola en çok kaynak aktaranlar yayıncı kuruluş. Süper Lig ve PTT 1. Lig’i yayınlayan kuruluşların da önceliklerine kulak vermeliyiz. Barcelona-Real Madrid maçı 12’de olabilir. Ama onlar maçı Çin’e de satabiliyor" yanıtını verdi. 

Seyirci sayısının azalması konusunda ise Yıldırım Demirören, “Passolig’in bugün itibaren satışı 650 bin civarında. Haftasonları geçen sene ortalama 120 bin. Demek ki insanlar alıyor. Konya’da bunun örneklerini yaşadık. Konya’da 38 farklı kulüp taraftarı geldik. Buraya gelmeyenler istemediğimiz kişiler. Futbolu, futbol olduğu için izleyen kişiler mutlaka gelecek. Yavaş yavaş herkes gelecek. Gelmek istemeyenler daha önce o kadar futbola zarar verdiki. Futbolumuzun marka değeri gidiyor. Haftasonunda lig maçından çok İngiltere izleniyor. Küfür edenler gelmesinler. Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat, Fenerbahçe Kulübü'yle ilgili demeç veriyor. Çok hassas bir konuda beyanat veriyor. Bu mesaj çok önemlidir. Bunu Türk toplumunun değerlendirmesi lazım. Sayın Yarsuvat’a destek verilmesi lazım. Futbolu güzelliştirirken statlar dolar. Türk toplumu yüzde 99’u futbolla yatıp kalkıyor, gelmeycek diye bir şey yok” diye konuştu.

'İSTEDİĞİMİZ YERDE DEĞİLİZ'
Milli Takımın başarısızlığı konusunda ise Yıldırım Demirören, “Maalesef istediğimiz yerde değiliz. Bunun için başarılıyız deme şansımız yok. Seyircimiz gole göre tezahürat yaptığı için ileriyi düşünemedik. Fatih Hoca’yla uzun vadeli bir sözleşme yaptık. Kalıcı başarılar kazanmak isteyen bir takım istiyoruz. Şimdi futbolumuzun gerçeklerini konuşmamız lazım. Takımlarımızın performansları çok iyiydi de Milli Takım mı kötüydü. Tam aksine Milli Takım'da çok daha iyiler. Milli Takım, Hollanda’ya tabii ki yenilebilir. Avrupa Şampiyonası için şansımız elbette var. Maalesef grupta istediğimiz yerde değiliz. Oyuncuyu biz mi seçiyoruz. Milli Takım teknik kadrosu ligde en iyi kimse onu seçiyor. Semih kalesine gol attığında ben mi suçluyum. Bu görüşleri değiştirmemiz lazım. Hiçbir kulüp veya federasyon başkanı başarısız olmak için hoca getirmez. Bizler alt yapıya önem verip uzun vadeli düşünürsek, iyi niyetli olursak bütün problemler çözülür. Artık bunlardan Türk futbolunu kurtarmamız lazım” ifadelerini kulandı.

Fatih Terim’in kalması için 5+2  yıllık sözleşme yaptıklarını söyleyen Yıldırım Demirören, “Ben de o hataları yaptım. Bizde hocanın ömrü 1.5, yönetimin ise 2 sene. Burası bir atlama yeri. Abdullah Hoca başarılıydı buraya geldi. Ancak kalıcı olmalılar. Hamza Hoca’ya 'Galatasaray’a git' dedim. Keşke kalsaydı. Tolunay Hoca da kalsaydı. Federasyonda ücret şeyi yok. Futbol için bir şeyler yapalım istiyoruz. Riva, 27 sene korkulduğu için yapılmadı. Şimdi yaşlı futbolcular için burada lokal yapıyoruz. Bunları bizim yapmamız lazım. Federasyon tarihinde amatörlere 34 milyon TL harcayan bir takımız." dedi.

'AYRILIRSIN DEDİK'
Güntekin Onay’ın, “Oldu ki Biz Hollanda’ya kaybettik” ifadelerini üzerine ise Demirören, “Kaybedeceğiz... Fatih Hoca geldiği zaman Avrupa ve dünya şampiyonu olacağız demedi ki. Biz de gidemezsek ayrılırsın demedik. Kalıcı çözümler bulamazsak ilerleyemeyiz” dedi.

Hamza Hamzaoğlu’nun Galatasaray’a geçişiyle ilgili olarak da, “Bunlar normal geçişlerdir. Önce sayın Terim’i aramışlar. Terim, başkanımızdan izin alın demiş. Sayın Abdürrahim Albayrak beni aradı. Hamza hoca ertesi gün buraya geldi. Gitmek istediğini söyledi. Başarılı olacak mısın dedim. Olurum dedi. Ben de Abdürrahim Albayrak’a bu insanın kefili sensin. 3 günde mağlubiyet oldu, baskı olursa arkasında durun dedim. Hamza Hoca’yı kimseye yedirme” dedim.

Beşiktaş-Tottenham maçında tribünlerde “Yeter Yıldırım Demirören” deniliyor. Anadolu’daki maçlarda bile bu yönde tezahüratlar oluyor. Bu sizi rahatsız ediyor mu? “Semih, Brezilya maçında kalesinde atılan golden sonra da beni eleştirdiler. O maçın devre arasında yanımdaki arkadaşlara, Milli takım formasını giyip sahaya inelim dedim bakın bizi eleştiriyorlar. Bu hiç beni rahatsız etmiyior. Çalışan insan hata yapar. Çalışmayan insan eleştiri yapar. Hata yaptığımız şeyler oluyor. Her türlü eleştiriye açıığım. Yeter ki hakaret olmasın” yanıtını verdi.

“Haziran’daki seçimde aday olacak mısınız?” sorusuna “Hiç bir işi yarım bırakmadım. Yapacak o kadar çok iş var ki. Onları yarım bırakmayacağım. O yüzden yeniden aday olacağım” yanıtını vererek tekrar aday olacağını açıkladı.

"Futbola siyasi müdahele var mı?" sorusunu ise Demirören, “Hayır. Dünyanın en demokratik ülkesinde bile federasyon hükümetle ve bakanlıklarla yakın olmasını ister. Çünkü işimiz var onlarla. Onlarla diyalogumuz olacaktır. Şu anda Türkiye’de 42’ye yakın stat yapılıyor. Bunların hepsini devlet yapıyor. Vergi oluyor, hükümete gidiyoruz. Biz hükümete gidiyoruz. Bunların düzene girmesi için spor kanunun çıkması şart. Futbolu seven hükümet başkanımız ve Cumhurbaşkanımız var. Art niyet olmazsa onlar her türlü desteği veriyorlar” diye yanıtladı.

'200 DÖNÜM ÜZERİNE KURULDU'
Riva Tesisleri konusunda ise Demirören, “Burası 200 dönüm üzerine kurulmuş. Buradaki otelimiz yüzde 98 doluluk kapasitesiyle çalışıyor. Bundan önce yaptığımız seminerlerden yüzde 60 tasarruf sağladık. En iyi mali dönemi yaşıyoruz. Buradan yaptığımız tasarruflar kulüplerimize gidiyor. Ancak kulüplerin mali yapısına çeki düzen vermezsek, maç yapacak takım bulamayacağız. Kulüplerin mali yapısını biz denetleyeceğiz. Kulüplere yaptırımlar gelecek. Kulüpler mali olarak çok tehlikeli durumdalar. Gidişat olarak çok tehlikeli gidiliyor."

Kulüplerle olan diyaloglarıyla ilgili ise Demirören, “İbrahim Kızıl, kalbi melek gibi bir insandır. Şenol Güneş gibi hocaların yaptıkları açıklamalardan dolayı Zekeriya Hoca gitti. Türk takımı bugün Yunanistan’a gidebiliyorsa, Bursa da Karabük’e gidebilir. Suni çimle de bir şey olmaz. Biz art niyetli kararlar almadık. Şenol Hoca gibi isimlerin yaptıkları açıklamalar nedeniyle bu gibi durumlar ortaya çıkıyor. Ben Bursa İnegöllüyüm. Türkiye’de kulküp, Kulüpler Birliği ve Federasyon başkanlığı yapan tek kişiyim. Bizim Bursaspor’a, Şenol Hoca’ya bir art niyetimiz neden olsun ki. Ne bir hoca, ne bir başkan bu beyanatların hiçbirini veremez. İspanya ve Hollanda da veremez. Cezalarımız yeterli değil. Talimatların çok daha sertleşmesi lazım. Bunu hep beraber yapacağıız. Kısır döngüler buralara gelmiş. Kulüpler başkanı seçecek ama art niyetli olarak kullanılabiliyor. Cezaları çok arttırdık. Ama öbür taraftan da seyircisiz maç oynanmaz diye seyirci yasağını değiştirdik. Ama adam topu taca atıyor, federasyon suçlanıyor” ifadelerini kullandı.

“18 kulübün temsilcisinden seçilen bir lig birliği söz konusu olabilir mi?” şeklindeki soruya ise Demirören, “Bu işin rüyası. Bunun Türkiye’de olabileceğine inanıyor musunuz? Keşke olsa, ama buyrun yapsınlar. Gelsinler desinler ki bunu yapıyoruz, Dükkan sizin. Futbol hepimizin, bununla yatıp kalkıyoruz. Onun için kulüp başkanları çok önemi. Futbolcu bir başkana yanlış laf söylüyor, futbolcunun başkanı onu tebrik ediyor. Bunu yapmasa futbolumuz kazanacak. Onun için geçen hafta oynanan Trabzon – Rize maçı harikaydı. Bunu artırdığımız sürece bir yere gelebiliriz. Hakem hatası tabiki olacak. Hatayı tartışalım ama hakemi tartışmayalım. Hakemler hakkında "duyum aldım" ifadelerini kaldıralım. Varsa bir şey ispatlayın. Zekeriya Hoca gibi kişileri türk futbolunda artırmamız lazım” cevabını vererek sözlerini bitirdi. 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • yusuf yıldız17 Aralık 2014 23:19

    evet milli takım için yürekten oynayan topculara küfür edilmez ama takımında canla başla oynayıp milli takımda sakatlanmamak için kaçak oynayan topcuyada alkış tutamazsınız..örnek mi istersiniz...arda bunların başında geliyor..çok net olarak milli takımda göstermelik oynuyor..