Son yıllarda yaş almanın etkilerini önleyip, sağlıklı ve uzun yıllar geçirilmesi için kişilere tıbbi danışmanlık yapmak için kurulan “Longevity Center” ler, bu konuda büyük bir boşluğu dolduruyorlar. Bu merkezler vitamin, mineral, metabolitler ve besin takviyeleri gibi pek çok maddelerin kişiye özel eksikliğini veya fazlalığını tespit etmeye yarayan özel tahliller ve incelemelerin sonuçlarından ve gerektiğinde genetik yatkınlık testleri gibi incelemelerden yararlanarak, ileri sağlık danışmanlığı hizmeti vermeye başladılar. Longevity Center bu anlayışıyla kurulmuş üst düzeyde hizmet veren bir ileri danışma merkezidir. Bu danışma hizmetine başlarken, danışman doktorumuzla karşılıklı konuşarak geçmişiniz ve şu anki durumunuzu birlikte tartışarak, vücut bağışıklık sistemlerinizin sizin hakiki yaşınıza oranla daha mı genç, yoksa daha mı yıpranmış olduğunu birlikte tespit edeceksiniz. Cemiyetin yakından takip ettiği Alem Dergisi Yaşam Koçu Dr. Hasan İnsel ile kişileri sağlıklı ve uzun yaşatan testler hakkında söyleşi gerçekleştirdi. İşte o söyleşi…
Hasan Bey kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
İç hastalıkları uzmanlığımı Almanya’da yaptım. Türkiye’ye döndükten sonra Intermed’i kurdum. Burası şu anda da çok fazla doktorun çalıştığı geniş her türlü tetkikin yapıldığı bir kuruluş. Şimdi biz bu kuruluşun içinde 7. katında yeni bir yer açtık; Longevity Center. Bunu açmamızın sebebi de 2003’ten beri Avrupa Anti-aging yani Önleyici Tıp ve Rejeneratif Tıp dediğimiz bir derneğimiz var, Viyana’da. Onun kurucu yönetim kurulu üyesiyim ve Longevity Center’da sağlıklı ve uzun yaşam öneriyor; insanları sağlıklı ve uzun yaşatıyoruz. Bu da ancak insanların kendilerine bakmalar ve birtakım risk faktörlerini engellemeleriyle mümkün oluyor. Biz de onlara öğretiyoruz, onlarda uyguluyorlar. Burası sağlık konusunda danışmanlık veren bir yer aslında. Yeni modern teknikleri, modern değişik kan tahlillerini ve idrar tahlillerini kullanıyoruz. Günümüzde yeni testler var. Kişinin hangi vitaminden ne kadar alması gerektiğini, bundan altı ay önce bilemiyorduk. Biz bugün insanların kanında hangi vitaminlere ne kadar ihtiyacı var, testlerle belirleyebiliyoruz. Bunun yanında Omega 3, balık çok önemli. Yediğimiz balık işe yarıyor mu yaramıyor mu bilemiyoruz. Yeni Omega 3 indeksi çıktı. Bu o kadar önemli bir test ki bu indeksin normal sayısı 8 ile 11 arasında; eğer bu 3,5-4’e kadar düşerse insanların ani kalp krizinden ölüm riski çok artıyor. Bu bütün dünyada çok önemli, her yerde yavaş yavaş yayılmaya başlıyor. Türkiye’de de ilk defa vitamin tesbiti ve Omega 3 indeksini biz uyguluyoruz. Onun yanında da genetikler çok önemli. Artık dört genetik testi beraber yapabiliyoruz. Bu dünyada ilk defa uygulanan geniş kapsamlı bir test. Longevity Center’da uygulamaya başladık. 24 yıl beraber çalıştığım Dr. Mari Benli ile uyguluyoruz ve bu testte hem kişilerin yakalanabileceği hastalıklar hakkında hem de çocuklarına geçebilecek 78 tane hastalık üzerinde bilgi veriyoruz. Hem onları bazı ilaçlara karşı hassasiyeti olup veya o ilaçlardan yararlanıp yararlanamayacağını söylüyoruz. Asıl önemlisi genetik testinde 700 civarı gen tipine bakıyoruz. En önemlisi kişinin beslenmeyle ilgili genlerine bakıyoruz. Yaşam tarzına göre nasıl yemeli, diyelim ki yediği gıdayı tuzlu algılıyor ve onu yemiyor. O genlere kadar gidip onların kilo vermek için nasıl beslenmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu değişik testlerle insanların biyolojik yaşını buluyoruz ve kendilerine sağlıklı yaşam önerileri sunuyoruz. Buranın devamında plates stüdyomuzda ciddi şekilde ele alıp diyet önerilerini de sunup sağlıklı yaşamalarına yardımcı oluyoruz. Aynı sistemi Suadiye Kadıköy Şifa Hastanesi ile birlikte Klinik adı altında hizmette, orada da danışmanlığın yanında kaliteli ve sağlıklı yaşam ve vücut için uzman kadro yönetiminde klinik çalışmalar dahil tüm bu modern olanakları kullanıyoruz.
Peki ideal kilo nasıl olmalıdır?
İdeal kilo diye bir şey aslında yok. Bizim önem verdiğimiz bel çapı… İdeali kadınlarda 80 cm’nin altında olacak, erkeklerde de 94 cm altında olacak. Özellikle erkeklerde bel çevresi çok önemli, bel çevresindeki yağlar öldürücü oluyor. Kullandığımız bir alet bel çevresindeki yağın belin dışında mı yoksa bağırsakla arasında mı olduğunu ölçüyor. Eğer yağ bağırsaklar arasındaysa öldürücü etkiye sahip oluyor. Çünkü kalbi bozuyor ve damarları daraltıyor.
Anti-aging tedavinin amacı genelde genç kalmak olarak biliniyor, sizce nedir, kısaca açıklar mısınız?
Açıkçası haklılar. Akla öncelikle değişebilir ve kolay görülebilir bir şey geliyor. Biz Avrupa Anti-aging Derneği’ni kurduğumuzda bunun akla geleceğini düşünmedik. Yoksa Anti-aging koymazdık adını. Sonradan pişman olduk. Zaten ismi aslında yanlış olan Anti-aging’in amacı, çok kişinin zannettiği gibi sadece insanı genç göstermek değil, en büyük özelliği insanı kendisini bekleyen hastalıklardan koruyup, bu hastalıkların bulgu vermesine imkan vermeden onların olmasını önlemek. Gayemiz hastalıklar olduktan sonra tedavi etmek yerine hastalıkları olmadan önlemekti. Bu Önleyici Tıp olarak geçiyor. Zaten derneğin ismini Türkçe’ye çevirdiğimiz zaman Anti-aging yani önleyici ve rejenere demek oluyor. Anti-aging yaşlanmanın karşıtı demek. Biz yaşlanmayı durduramıyoruz ama yavaşlatıyoruz. 80 yaşındaki bir kişiyi 40 yaşındaki gibi yaşatmak ve göstermek elimizde. İç organlardan gelen bir takım risk faktörlerinin düzeltilmesi de var. Her geçen gün bu konu için yeni aletler çıkıyor. Geçenlerde Anti-aging Kongresi’ne katıldım. Orada da anti-aging sistemleri ile ilgili teknolojik cihazları inceledim. Gerçekten muazzamdı. Bir alet var mesela üzerinde küçük küçük iğneleri var ama cilde batmadan ışın vererek bütün yüzü yenileyebiliyor. York Testi kullanıyoruz, bağırsaktaki geçirgenliği toparlayıp bütün bunları kişiyi sağlıklı yaşatmaya çalışıyoruz. Bunun yanında egzersiz ve aktif yaşam bizde çok önemli. Onun içinde pilatesi kullanıyoruz ve diğer sistemlerimizi. Kişinin hem içini düzeltiyoruz hem dışını. Aslında şöyle oluyor; balık DNA’sından elde edilen Celergen dediğimiz besin takviyesi var. Bu hakikaten insanı içeriden yenileyebiliyor. Artık elimizde çok imkan var. Bugün kullandığımız besin takviyeleriyle cildi içeriden yenileyebiliyoruz, doğrusu içeriden yenilenmesidir. Dışarıdan ne yaparsanız yapın geçici oluyor. İçerden takviye yaptığınızda dışarıdan da takviye yaparsanız o kalıcı oluyor.
Uzun ve kaliteli yaşlanmak nasıl mümkün?
Özellikle genetik test uygulandığı zaman bunlarda kişilerin kendilerinin ne tip hastalıklara tutulacağı ve nelerden zarar göreceğini biliyoruz. Onlara göre uygulayacağız belirli vitamin, mineral ve sağlıklı yaşam önerileri hakikaten insanları genç tutuyor. İnsan ömrü 120’li yaşlara kadar programlanmış bir ömür. Bugün 80’li, 90’lı yaşlardaki insanlar aynı 50’liyaşlardaymış gibi performansını kullanabiliyor. Longevity Center, insanları darmadağın yaptıkları şeyleri toparlıyor. İnsanlar ne yapacağını duyuyor ama yapmayı bilemiyor, onların yönetim danışmanı gibi. Sağlık danışmanı olarak düşünün, sağlık koçluğu veren bir merkez burası. 6 ay sonra bakıyorsunuz ki darmadağın yürüyen insan kilosunu vermiş, yürüyüşü değişmiş, kendine bakar olmuş. Her şeyi öğretiyoruz, ‘şu sağlık kontrolünü yap şu risklerin var, kalbinde şu bozukluk var’ diye sağlık dosyalarını inceleyip ona göre önerilerde bulunuyoruz. Burası aslında Longevity Center olarak kişilerin bundan sonraki sağlıklı yaşamlarının programlanıp, yönetileceği bir yer. Bunun içinde ileri derecede modern testler uygulanıyor. Testlerin çoğu Amerika’da yapılıyor. İnsanı yaşlandıran yaşamak. Normal şartlarda biz nefes alıp verdikçe vücuda oksijen gidiyor, alınca hücreler yanıyor enerji alıyoruz. Her fırında olduğu gibi bu fırında da bir takım küller ortaya çıkıyor. Bunlar negatif küller ve gidiyorlar dokulara yapışıyorlar ve yapıştıkları dokuları yavaş yavaş öldürüyorlar. Bunlar 18 yaşındayken size 100.000 tane varsa, 35 yaşında 5 milyon tane, 70 yaşında 300 milyon tane oluyor. Bunlara karşı da antioksidan dediğimiz maddeler var, bir takım besin destekleri bu antioksidanları belirli sistemlere göre gidip alayım ile olmuyor. Belirli ölçülere ve sistemlere göre verdiğimiz zaman serbest radikalleri, (zararlı toksinler) yapıştıkları yerden alıyor, kendi üzerine yapıştırıyor. Onun için belirli miktar vermek lazım ki yeterinde alabilsin, hücre dokuları canlansın. Bunlardan kurtulan dokular da kendilerini toparlıyor. Celergen gibi ilaçlar da balık DNA’sında bu kurtarılmış dokuları tekrardan eski hale getiriyor ve bunları tamir ediyor.
İyi beslenme anne karnında başlıyor ve yaşam boyu sürüyor. Bilinçli beslenme nasıl olmalı? Kötü beslenmenin nedenlerini açıklar mısınız?
Bir kere bu yanlış, beslenme anne karnında değil, anneanne karnında başlıyor. Bugün anneannenin ve dedenin evinde yapılan yanlışlar çocuklara da intikal ediyor. O çocukların yaptığı yanlış beslenme de ileride çocuğun zekaca yavaş ya da kilolu veya şeker hastası olmasına sebep olabiliyor. Şöyle bir örnek vereyim; anne ve babadan biri evde sigara içiyorsa o evde doğmuş bir çocuk 5 yaşına geldiğinde 100 paket sigara içmiş olur. Buna da epigenetik diyoruz. Düzeltilebilir genetiğe, epigenetik diyoruz. Bir uygulamamız da bu. Bugün anne veya baba da kötü besleniyor, anne hamile kalıyor, karnında çocuğu var fakat iyi beslenmiyor. Ya kilosu kaybolmasın diye yemiyor ya da kötü şeyler yiyor. İçerideki çocuk bundan etkilenmiyor. Bu çocuk normal yaşamını yürütüyor, kendini koruyan genleri geliştiriyor. Normal olarak az besleniyorsa aynı kiloda sıhhatli bir çocuk doğuyor ama doğduktan sonra normal beslenmeyi bulduğu an, çocuk kilo almaya başlıyor. Bu çocuk zekasını iyi kullanamıyor çünkü şeker dengeleri bozuk. İlerledikçe yaşı kilolu, aktif olmayan, zekasını yeteri kadar işletemeyen bir çocuk oluyor. Biz hamile kişilere uyguladığımız genetik testleri görüp veya konuştuğumuz zaman genetik yanlışlarını düzeltiyoruz. O zaman çocuk sağlıklı olmaya başlıyor. Çocuğun doğacak olan çocukları da sağlıklı doğuyor. O yüzden biz genleri düzeltemeyiz ama genlerin etkisini düzeltiriz. Epigenetik, genlerin kötü etkilerinin düzeltilmesi demek.
Sebze ve meyvelerde bulunan birçok antioksidanlar yaşlanmayı önlüyor. Sağlığın yanı sıra güzellik iksiri görevi de gören meyve ve sebzelerden bahseder misiniz?
Her sebze ve meyve bunu yapmış olsaydı bütün ineklerimiz genç ve güzel kalırdı. Ayrıca sebze yemek ile zayıflansaydı inekler de zayıf olurdu. Bu iki şeyi unutmamak gerek. Bazı özel şeyleri yemek lazım. Bunlarında başında yaban mersini, balık, ceviz, fındık, zerdeçal çok önemli. Zerdeçal kanseri önlüyor, zerdeçalla karabiber ve zeytinyağı ile karıştırılırsa salatanın üzerine dökülürse müthiş derecede ikili oluyor. Bunun yanında elma çok yararlı. Kırmızı şarap ve çekirdekli kara üzüm, yararlıdır, insanı gençleştirir. Tahıllı gıdalar; nohut, mercimek, tahıl kepekli ekmek çok önemli. Beyaz ekmek, tabii ki şeker yemek kadar bozuyor. En önemli şeylerden biri, balık. Balıkta olan Omega 3 çok önemli.
Stres, insanı hızlı mı yaşlandırıyor?
Yaşlandırmayı bırakın öldürür bile. 100 yaşını geçmiş kişilerle konuşmuşlar. Hepsinde ortak olan bir şey var; stressiz, şiddetsiz, tatlı bir hayat. Stres ve negatif yaşam kadar kötü bir şey yok. O yüzden daima geçmişi bırak, kendini affet. Gelecek kaygısını da bırak günü yaşa. Hatta böyle bir seminerimiz var. İnsanlarımız gülmeyi bilmiyor. Sevmeyi bilin, sevilmeyi bilin. Gülen insan çok uzun yaşıyor. Bir insanın kendisini kontrol edebilmesi lazım. Sabahları insan kendine, ‘bugün kendin için ne yapacaksın?’ diye sorması lazım. Biz kendimize bakmıyoruz.
Son dönemde yaşlanma karşıtı kremler çok gözde. Bu kremler gerçekten etkili midir?
Kesinlikle etkili. Eskiden değildi ama şimdi bunlar etkili. Böyle ismi duyulmamış kremlerden bahsetmiyorum ama ciddi doğru laboratuarlar tarafından doğru müesseseler tarafından yapılmış kremler etkili. Yapılan ciddi medikal estetik tedavilerde etkili. Kendi kendinize almayacaksınız ve iyi firmalardan olacak. Bunu ucuz bir yerden taklit ürünün iyi gelmesi mümkün değil. İçinde ne olduğu bile belli değil.
Beslenmenin dışında yaşlanmayı azaltıcı neler yapılabilir?
Madde 1: Senede bir kere check up yaptırmak lazım ve doktordan geçmek lazım. Madde 2: Bilinçlenmek, örnek vereyim kadınlar ayda bir kendi kendilerine meme kontrolü yapsa çok büyük ölçüde kanseri önleyebiliyorlar. Madde 3: Bilinçli beslenme. Kilosunu dengede tutan hiçbir kişiyi 100 yaşında kilolu göremezsiniz. Hepsi zayıf kişilerdir. Günde on bin adım yürümelisiniz. Yüzmek harika. Madde 4: Stressiz, pozitif yaşamak ve stresle mücadeleyi öğrenmek.
İki kişiyseniz o stresi yaşadığınızda, sineğin yerine koyun kendinizi, onun gözüyle aşağı bakın ne göreceksiniz? O an bozulduğunuz hadiseye gülebilirsiniz. En sonuncusu da size önerilen tıbbi tedavileri ve modern tetkikleri uygulayın. Tedavileri doktorlara bırakın. Daha demin bahsettiğimiz kremler. Yeni kapsül mü çıktı, doktorunuza danışarak alın. Bizim de görevimiz bunları toparlayıp insanlara sunmak. Uzun ve sağlıklı yaşamları için koçluk yapmak.
ALEM DERGİSİ CELERGEN’E DE GENİŞ YER AYIRDI
Dünya ünlülerinin gençlik sırrı
İsviçreli bilim adamları balık DNA’sından gençlik iksiri ürettiler: Celergen
Yaşlanmak kaçınılmaz, ancak İsviçre’de dünyada ilk defa balık DNA’sından elde edilen Celergen ile yavaşlatabilirsiniz.
Tarih boyunca insanoğlu büyük bir ümitle “Gençlik Formülünü” ve “Yaşam İksiri”ni aramıştır. İnsanlar için yaşlanmak kaçınılmazdır. Ancak yaşlansak bile hepimiz canlı ve enerjik bir yaşam hayali kurarız. Sağlım alanındaki son gelişmeler, bize yaşlanmanın önemli oranda yavaşlatılabildiğini göstermiştir. “Hücresel Onarım” da denilen, hücrelerin temizlenmesi ve fonksiyonlarının yeniden kazandırılması işlemleri, özellikle şov dünyasının şöhretleri ve iş dünyasının önde gelenleri tarafından başarı ile uygulanmıştır. Ünlü insanların yaşlarından genç görünmeleri ve yaşlarından bağımsız olarak gençlik ve enerji dolu olmalarının nedenlerinden birisi de budur.
Ünlülerin genç görünmelerinin sırlarından birisi de, Avrupa’da özellikle İsviçre ve Almanya’daki ünlü gençleştirici kliniklere başvurmalarıdır. Bu klinikler, canlanma, yenilenme ve özellikle bilimsel “Hücre Onarımı” na yardımcı teknikler kullanarak, gençleştirme konusunda uzmanlaşmıştır. Genellikle enjeksiyon yoluyla uygulanan bu teknikler, uygulanan kişilere genç görünüm, aktif bir yaşam tarzı ve hiç tükenmeyen bir dayanıklılık, enerji kazandırmaktadır.
Ancak bu enjeksiyonların hem maliyeti hem de uygulanmasındaki zorluklar, bilim adamlarını bunu ağızdan alınan bir kapsül şeklinde üretmeye yönlendirdi. Bu noktada İsviçreli bilim adamları balık DNA’sından elde edilen Celergen’i ürettiler.
Celergen’in Yararları
Dayanıklılık ve enerji düzeylerinde artış
Dikkat ve düşünme yeteneğinde gelişme
Cildin parlaklığı ve ışıltısında gözle görülür artış
Cildin esnekliği, formu, yapısı ve genel görünümünde ciddi gelişmeler
Cildin maksimum onarımı ve nemlenmesi
Metabolik hızda artış
Artmış hücre onarımı
Mine Yurdabak/ ALEM
CELERGEN’E NASIL ULAŞABİLİRSİNİZ?
Dünya ünlülerini gençlik sırrı olarak bilinen Celergen’in internette tek yetkisi satıcısı www.organikeczane.com.
Tüm alışverişlerinizi www.organikeczane.com dan kredi kartınız ya da banka havalesi ile yapabilirsiniz.
Ayrıca,0 212 250 30 22 veya 0 532 304 95 57 numara telefonlardan sipariş verebilirsiniz. www.organikeczane.com un Türkiye'nin her yerinde kapıda ödeme hizmeti mevcuttur.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.