E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemUkrayna'nın kaderinin değiştiği gün---

Ukrayna'nın kaderinin değiştiği gün

Ukrayna'nın kaderinin değiştiği gün
21 Kasım 2015 - 15:01 borsaningundemi.com

Ukrayna'da, iç savaş başlatan, Kırım'ın kaybına neden olan, uluslararası boyut kazanan krizin ateşi, iki yıl önce bugün yakıldı

Eski Sovyetler Birliği ülkesi Ukrayna'da, sakinliği, halkın hoşgörülü olması dolayısıyla, pek ihtimal verilmeyen şiddet olayları, iki yıl önce bugün başladı.

Kiev'de yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan "meydan olayları"nın fitili, dönemin Rusya yanlısı hükümetin Avrupa Birliği Ortaklık Anlaşması görüşmelerini askıya almasıyla ateşlendi. 

Başbakan Nikolay Azarov'un, Litvanya’nın Vilnius kentine düzenlenen Avrupa Birliği Doğu Ortaklık Zirvesi’nden hemen önce 21 Kasım 2013'te aldığı bu kararı, Kiev’deki Bağımsızlık Meydanı’nda toplanan bin 500 kişi protesto etti.

Zirvenin sonuna kadar olaysız geçen protestolar, kolluk kuvvetlerinin kalabalığı dağıtmak istemesiyle adeta kontrolden çıktı. Güvenlik güçleri müdahalesini sertleştirdikçe meydanda toplananların sayısı arttı.

Milyonları sokaklara döken kanlı sürece, televizyon kanallarının canlı yayınıyla tüm dünya şahit oldu. Artık Ukraynalılar için Ortaklık Anlaşması’nın imzalanması yeterli değildi, kapı komşuları AB ülkelerindeki gibi refah seviyesi yüksek bir ülkede yaşama taleplerini dile getirmeye başladılar.

Eylemciler ve güvenlik güçleri arasında aylarca süren çatışmaların sonunda sadece meydanda 100'e yakın kişi hayatını kaybetti.

Azarov hükümetinin istifasının ve Rusya yanlısı Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in ülkeden kaçışının ardından, parlamentoda bir geçiş hükümeti kuruldu.

Bu ara dönemde oluşan parlamentonun ilk kararı, Rusça’ya bazı bölgelerdeki ikinci resmi dil statüsü veren yasayı iptal etmek oldu. Bu karar, Kiev'deki tansiyonu düşürürken ülkenin doğusunda ve Kırım'da yükseltti.

- Kırım ilhak edildi

Ukrayna'nın Kırım Özerk Cumhuriyeti’ndeki Rusya yanlısı gösteriler giderek arttı. Üzerlerinde aidiyet belirten işaretler bulunmayan asker üniformalı kişiler, yarımadada hükümet binalarını ele geçirmeye başladı. 

"Silahlı, yeşil adamların" bastığı Kırım Parlamentosu, yarımadanın geleceğini belirlemek amacıyla referandum yapma kararı almak zorunda kaldı. 

 Kırım'ın yerli halkı olan Tatarların ve Ukraynalıların katılmadığı tartışmalı referandum sonrası Rusya, Kırım'ı ilhak etti. Böylece Karadeniz'in uydusu, askeri açıdan son derece stratejik olan Kırım'ı Rusya, tüm dünyanın gözü önünde topraklarına kattı.

Sovyetlerin dağılmasından sonra en agresif tutumunu takınan Rusya, hem bölgede hem de dünyada yeni bir dönemi başlatmış oldu.

Ukraynalı ve Kırım Tatarları'nın bir kısmını göçe zorlayan bu defakto durum, uluslararası toplumca tanınmadı. Batılı devletler çeşitli alanlarda Rusya'ya ambargo uyguladı. Rusya ekonomisi derin yaralar alsa da Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırım konusunda geri adım atmadı.

- Kırım'daki ilhak politikası Donbas'a örnek oldu

Ukrayna'nın Rus kökenli nüfusunun yoğun olarak yaşadığı, Donetsk ve Lugansk (Donbas) bölgelerindeki ayrılıkçılar da "Kırım senaryosunu" hayata geçirmek için silahlı mücadeleyi artırdı.

Ağır silahlarla Ukrayna ordusuna saldıran ayrılıkçılar, Donetsk ve Lugansk bölgelerindeki bazı şehirlerde düzenlenen "halk oylamalarıyla" bugüne kadar hiç kimsenin tanımadığı iki ayrı yönetim oluşturdu.

Bu süreçte, Moskova yönetimi inkar etse de Kiev yönetiminin kontrolünü kaybettiği sınır bölgelerinden Rus askeri araçları ve ağır silahlar Donbas'a girdi. AGİT gözlemcilerinin raporlarına rağmen Rusya bu durumu kabul etmedi, Kırım’daki gibi "o gruplarla ilişkimiz yok" dedi.

Ukrayna, Rusya'yı terörizmi desteklemekle suçladı, süreçte karşılıklı yaptırım kararları alındı, alacak verecek sorunlarının toleranssız yerine getirilmesi istendi, siyasi sosyal, ekonomik ilişkiler en alt düzeye çekildi ancak iki ülke arasındaki köprüler tamamen atılmadı, atılamadı.

Doğalgaz ihtiyacı nedeniyle Ukrayna'nın Rusya'ya, Avrupa'ya sattığı doğalgazın geçiş güzergahı olması nedeniyle Rusya'nın da Ukrayna'ya ihtiyacı olması köprüleri zayıf da olsa ayakta tuttu.

-Ukrayna'nın reform yapması bekleniyor

Bugün resmi verilere göre çoğu sivil 8 bine yakın insanın hayatını kaybettiği, on binlercesinin yerini terkettiği Ukrayna'nın doğusunda, çatışmalar, düşük düzeyde de olsa devam ediyor. Minsk Anlaşmaları sonrası Donbas'ta sağlanan kırılgan ateşkes, krizin taraflarına güven vermiyor.

Batı'nın desteklediği Devlet Başkanı Petro Poroşenko, Ukrayna sınırlarını aşan, Rusya ile Batılı devletlerin güç gösterisi yaptığı için dinmeyen krizin çözümü için verilen sözlerin tutulmasını bekliyor.

AB'ye yakınlaşın Ukrayna, derinleşen ekonomik kriz, enerji ihtiyacı ve toprak kaybetme sorunuyla baş etmeye çalışıyor. Kiev yönetimi, tüm bu sorunları aşabilmek için AB Ortaklık Anlaşması'nı imzalarken vadedilen maddi yardımların gönderilmesini istiyor.

ABD ve AB ise Kiev yönetiminin reformları gerçekleştirmesini bekliyor. Hemen her gün Batılı uzmanlar, maddi destek sağlayıcıları, Kiev'de temaslarda bulunuyor.

AB'ye entegrasyon adı altında yasalarda değişiklik yapılsa da Ukrayna ekonomik kriz yaşıyor.

Kaynakların büyük bir kısmı, doğuda ayrılıkçılarla verilen mücadeleye harcanıyor. Yargıda reform, yolsuzluklar ve rüşvet konusunda ciddi bir yol alınamadığı yönündeki eleştiriler açılacak kredileri geciktiriyor.

Şimdi Ukrayna, 21 Kasım "Onur ve Özgürlük Günü"nü, doğuda ayrılıkçılarla savaşmanın ve Poroşenko'nun belirlediği 2020 stratejisi kapsamında AB'ye entegre olma mücadelesinin gölgesinde kutluyor. A.A /Analiz

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)