E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaKulisUğur Batı’dan “Tüketici Davranışları”---

Uğur Batı’dan “Tüketici Davranışları”

Uğur Batı’dan 
“Tüketici Davranışları”
14 Ocak 2016 - 08:43 borsaningundemi.com

Borsa İstanbul Kurumsal İletişim Müdürü Uğur Batı’dan yeni bir eser. Batı bu kez de şeytanın notlarıyla tüketim toplumunu sorguluyor…

BORSAGUNDEM.COM

‘Tükenmez kalem’den tükenen bir kültür…


Günlük hayatın bezdiren mücadelesi; kavga gürültü içinde yalpalanan, çırpınan, tutkularının peşinde koşan, terleyen, oflayan, bağıran, öfkeli, sevinçli, mutsuz, özgür, tutsak, cep mahkumu, dilsiz, fiyakalı, marka takıntılı, berduş, gözlemci, görmeyen, her saniye varlığından yiyen, ömür tüketen bir yolda, yolculukta soluk aldığını sanan, yaşayıp yaşamadığını bilmeyen insanoğlunu bekleyen son ne?

Baştan söyleyelim ölüm değil.
Mevzu öyle göktaşı trajedisi ya da birbirine hırlayan ulusların nükleer fantezisi hiç değil.
Zaten bu dünyanın ne güneşi parlak, ne de ayın şavkı vuruyor üstüne.
Sazın, sözün kesildiği, karanlık bir manzarada, insan ruhunu yiyip bitiren, içten içe çökerten sorun aslında hiç de yabancı değil. Tanıyoruz ama tınmıyoruz. Oysa o yanı başımızda, beynimizde, elimizde, dilimizde, gözlerimizde. Hislerimizde, düşlerimizde… 
Uçsuz bucaksız bir evrende, dünden miras zenginliklere sırt çevirmeye, hayatımızı köreltmeye, tüketmeye o kadar meyilli, yatkın, o kadar uzmanınız ki!..

İşte usta kalem de bunu bildiğinden analiz temiz, teşhis net: “Sorun psikolojik ve sosyolojik.”
Uğur Batı soruyor: Sevgi, merhamet, acı ve hatta aşk dâhil tüm insani duygularımızın metalaşmış birer tüketim öğesine dönüştüğü 21. yüzyılda insanoğlu, tüketecek bir şeyi kalmadığında ne yapacak?

Evet, ne yapacak?
“Tüketim düşleri, tüketmenin mutsuzluğu, kentin tüketimi, markalı tüketimler ya da dijital tüketimler bugün her birimizin hayatının önemli bir parçası”yken, insanoğlu nasıl bir çıkış yolu bulacak.

İşte tükenen o nefesi, ‘kalemin efendisi’ açıyor. Tüketenlerin, tükenenlerin çığlını aşıyor.
 
 

YENİ BİR TARTIŞMA BAŞLATIYOR

Borsa İstanbul’un, her eseriyle kalp dostlarını bir kez daha heyecanlandıran, özgün çalışmalarıyla yeni kalpleri dost tutan Kurumsal İletişim Müdürü Uğur Batı, bu kez de “Tüketici Davranışlarıyla” yeni bir tartışmanın kapısını aralıyor.

Kapsamlı bir araştırmanın, saatlerce bilgisayar başında kalmanın, kafa yormanın ürünü, “Tüketici Davranışları / Tüketim Kültürü, Psikolojisi ve Sosyolojisi üzerine Şeytanın Notları” sizi, beni, hepimizi, tüketim ve tüketici davranışları, tüketim psikolojisi ve sosyolojisi üzerine çarpıcı uyarıları, tenkitleri, göndermeleri, öngörüleri taşıyan bir macerayla baş başa bırakıyor.

Batı, her sayfasında sorguluyor. Her biri doktora tezi yoğunluğundaki sorularla. Her biri derin bir platformda tartışılacak şeytani detaylarla. Ortaya attığı tüketim yumağından çekince, “Zihnimiz tüketime programlanmış mı?” çıkıyor. Bir tane daha diyorsun, “Tüketim kültüründe, otantik ve gerçek olan gösterişli ve sıradışı olana yenilmiştir” geliyor. “Doğru mu bu” demeye kalmıyor, adrenalin kışkırtıyor, yeniden dalıyorsun, “Tüketim, modern bir din alegorisi midir? ” karşına dikiliyor.
Haydaa!
Yumak yumak değil, sanki Ortadoğu! Nefes almak öylesine karışık, karmaşık olur mu?.
Bitmiyor, devam…
Yumak çözülüyor, “Tüketim gerçekten bugün biraz gösterişçilik için mi yapılıyor?”, “Biz hep ‘seks sattırır’ biliyoruz. Sattırmaz diyorsunuz?”, “Bugün bir tüketim toplumunda mı yaşıyoruz?”
Problemler peş peşe akıyor…
Her biri gizemle çevrili sorular şaşkınlık uyandırırken,  her bir çözüm de insanı tüm duyularıyla yeniden rektifiye ediyor.
Güneş şimdi artık Batı’dan doğuyor…

“Tüketmek bugün ortalama bir insanın ruhundaki boşluğu doldurmadaki telaşının akıl ötesi dramı gibi bir şey! Adeta anlam yerine hazzı koymanın zihinsel karşılığı. Günümüzde kapitalizm zincirinin halkalarını oluşturan toplum psikolojisi ne diye sorsanız, ‘tüketimdir’ cevabını vermek gerekirdi. Maddenin sağladığı yapay hazlarla doldurmaya çalıştığımız içimizdeki kapanmayan boşluk ve bu sonsuz boşluğu daha da genişletme çabasında olan tüketim odaklı günümüz endüstrisi bizi sürekli tüketmeye zorluyor. Hep daha fazlasını istiyor” diyen Uğur Batı, “Tüketici Davranışları” üzerine genç-yaşlı, kadın erkek, milyonların aklına ‘okuyun, düşünün’ tohumları ekiyor.
 
 

DÖRT SORU, DÖRT YANIT

“Tüketim toplumu nasıl bir şey?”

Yanıtını Batı veriyor: Güçlü bir sosyolojik olgu. Farklı bir örnek sunacağım. Filipinler, Manila Havalimanı’nı düşünün. Havaalanının hemen dışında Filipinli diktatör Ferdinand Marcos Meydanı’nın ötesinde bir Meryem Ana heykeli… “Çarşıların Meryemi” olarak çağrılıyor. Böyle çağrılmasının nedeni, anıtın gölgesinde yükselen iki büyük alışveriş merkezidir. Ülke ne kadar deprem, ne kadar sel, ne kadar darbe yaşarsa yaşasın, göreceğiniz tek şey sizi alışverişe çağıran Pepsi, Apple, Nokia, BP, Shell ya da Burger King’dir.
Sahte cennet, bir tüketim sahnesinden söz ediyoruz. Genel kültür ya da müstesna kültür... Başka ne bekliyorsunuz ki?  Coca Cola’nın bir reklamı bir günde 160 ülkede 560.000.000 kez gösteriliyor. Filipin bundan nasıl sıyrılabilir ki? Dünyada her 5 saatte bir Mc Donalds' restoranı açılıyor, her 24 saatte 110 bin adet jean satılıyor. Finlandiya’da çocukların %69’u inekleri mor renkli zannediyor. Çocuklar, Disney'in Mickey Mouse'unu, kendi devlet büyüklerinden çok tanıyor. 2013’te dünyada en iyi iş yapan 20 filmin 19'u Amerikan filmleriydi.

Şeytanın notlarında ‘anneler’ önemli bir bölüm. Pas geçmek olmaz, yüzümüzü Uğur Batı’ya çeviriyoruz.

“Bugün tüketim her yanı, her statüyü sarmış sarmalamış durumda diyorsunuz. Niye annelerden örnek veriyorsunuz?”

Batı konuşuyor: Bugün dünyanın en kolay ürün ya da hizmet satılabilen özel bir tüketici segmenti anneler. Özellikle kariyer yapan anneler. Nedeni ise suçluluk duygusu. Çünkü çocuklarının yanında değiller. Tüketim onlar için bir nevi telafi mekanizması. Anneler tüketim tercihlerinde kesinlikle çocuksuz kadınlara oranla daha farklı bakış açısına sahipler. Tüm anneler ilgilerini çeken ürünlere ait indirimlere ve kuponlara karşı daha duyarlı davranarak hayat tarzlarına uygun bilgilendirmelerden rahatsızlık duymuyorlar.

Size öyle istatistikler veririm ki, adamı çarpar! Aile gelirinin %85′e kadar olan önemli bir kısmı, yeryüzündeki en güçlü tüketici grubu olarak adlandırılan anneler tarafından kontrol ediliyor! Bir diğer önemli bilgi, numuneler satın alma kararını %39 oranında etkiliyor. Kampanya ve indirimler annelerin üçte birini satışa yönlendiriyor. Sosyal medyayı çok etkin kullanıyorlar, satın alma tercihlerinde bu önemli bir yer tutuyor. Facebook, Twitter, Foursquare ve diğer sosyal medya platformlarının kullanımı, yeni nesil annelerle etkili iletişim kurma veriyor.  Bu da tavsiye mekanizmasının önemini arttırıyor.
Tüketimi tanımlarken, psilosibik mantar kavramını kullanıyor, ‘sahte cennet gibi' iyor.
Neden?


Cevap hazır: Psilosibik mantarlar, ilginç bir mantar türüdür. Etkisi gerçekten büyüktür. Bu hapı kullanan kişinin zekâsı yaklaşık dört seviye birden düşüş yaşar. Kişi bu şekilde uyuşturucu kullanmış gibi hisseder. Ruh hali ise %100 seviyeye ulaşır. Hapı kullanan kişinin ruh halinden biraz götürdüğü de tespit edilmiştir. Bunlar, en kuvvetli “saykodelik”lerden biridir. Öyle ki, kullanıcının bilinç düzeyini değiştirerek çeşitli halüsinasyonlar ortaya çıkartırlar. Kullanıcının derinlik ve zaman algısı değişir ve renkler, sesler ve dokunma duyuları daha yoğun hissedilir.

Aynı tüketim etkinliklerinde olduğu gibi! Tüketim ve bunun sonucunda “sahip olmanın” getirdiği psikoloji, haz duygusu her şeyi satın almaya zorlanan, beyinlerindeki o sıcak noktalarda da benzer bir etki yaratır.

Bugün yaratılan tüketim düşleri” içinde her daim “sahte cennet”e ve sonsuz hayata bizi götürecek gidiş biletimiz mevcut.

Ve çuvaldızı hart diye Türk tüketicisine batırıyor: Gösteriş meraklısı.
Hakikaten öyle mi?

Ortalama Türk tüketicisini acaba nasıl tanımlıyor?

“Bir kere tüketime bakarak ekonomiyi görebiliyorsunuz, kültürü görebiliyorsunuz, politikayı görebiliyorsunuz. Bir toplumun gerçekten ne olup olmadığını anlamak için bakılacak şey tüketime bakmaktır. Türk tüketicisi kesinlikle gösterişçidir ilk başta. Bugün, artık tüketim mallarına sahip olmak ve bunları gösterişçi olarak sergilemek kapitalist ideoloji tarafından desteklenen bir tavırdır. Her kapitalist toplumda bu böyledir kuşkusuz ama toplumların buna verdiği cevap farklılaşabilir. Türk tüketicisinin cevabı da doğrusu gösteriş amaçlarıyla tüketmek olmuştur. Her birimizde akıllı telefonlar, tabletler var bugün. Türkiye bu kategoride dünyanın en çok satan, potansiyelli pazarlarından. Ancak sizce akıllı telefonların “aklını” ne kadar kullanıyoruz? Yani ne kadar işlevsel amaçlarla kullanıyoruz? Yoksa onu masanın üstünde, herkesin görebildiği yerde mi seviyoruz? Üstelik Türkiye mesela Avrupa ülkeleri ya da ABD kadar zengin de değil ama tüketmeye odaklı.  Bunun yanında Gelişmiş Batı toplumlarında tüketim faaliyetini bireyler bir vatandaş olarak gerçekleştiriyor. Düzenlemeler var. Eşitler. Bizde ise değil. Biz, kişisel ilişkilerinin parçası olarak tüketiyoruz. Topluluk halinde tüketmeye eğilimiz. Tüketimle statü kazanma, kimlik ve aidiyet gibi kavramların Türk toplumunda önem kazandığını görüyoruz. Tüketme kategorileri de ilginç. İstatistikler, kişisel gelişim, kültür, seyahat gibi etkinliklerde Türk tüketicisinin tüketme ağırlığının azaldığı görülüyor…”
 


MEDYANIN DEVLERİ DİYOR Kİ
 
Borsa İstanbul'un enerji deposu akademisyeni Uğur Batı’ya medyanın devleri bakın nasıl şapka çıkarıyor?

Harvard Business Rewiev Türkiye
*Tüketim kültürü, psikolojisi ve sosyolojisi üzerine şeytanın gör dediğini görün.
Bloomberg Businessweek Türkiye
*Çağdaş tüketim manzaraları, tüketim düşleri, tüketmenin mutsuzluğu, kentin tüketimi, markalı tüketimler ya da dijital tüketimleri, Uğur Batı’dan dinleyin.
Wall Street Journal Türkiye
*Tüketimi en iyi en çarpıcı en eğlenceli anlatan kitaplardan biri…
Radikal Gazetesi
*Kapitalizm ve idealleştirilen tüketim toplumu modeliyle ilgili bilmediğiniz her çarpıcı ayrıntı burada.
The Gate Magazine
*Ruhun ve tenin dramı olan tüketimi en iyi algılayacağınız kitap.
The Brand Age
*Tüketim olgusu üzerine derinlikli, sarsıcı, düşündürücü bir serüven.
 

 
UĞUR BATI İMZALI ÇOK TÜKETİLMEYE ADAY BİR ESER

Reklam yazarlığı, yaratıcı yönetmenlik, marka uzmanlığı, danışmanlığı ve öğretim üyeliği gibi reklamcılığın neredeyse tüm taraflarında bulunmuş olan Uğur Batı, kariyerini konuşturuyor.
Yeteneklerini köreltmiyor, aksine bileyliyor.
Bilgiyi beyin hücrelerine hapsetmiyor aksine paylaşıyor,
Güler yüzlü Uğur Batı imzalı bu eser,
Reklam yazarlarına, tasarımcılara, reklam yaratıcılarına, marka uzmanlarına ve diğer tüm pazarlama profesyonellerinin yanı sıra iletişim öğrencilerine de sesleniyor.
Tüketici Davranışları çok tüketilmeye aday.
Alfa yayınlarından kitapçılarda…

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)