Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, öğrenci evleriyle ilgili tartışmalara ilişkin, “Bu konu temel hak ve özgürlükler alanının dışına çıktığında tek tipleştirici bir yaklaşıma da sebep olabilir ve bunu tehlikeli buluyorum” dedi.
Yılmaz, TÜSİAD, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) ve Global Compact Network Türkiye işbirliğiyle gerçekleştirilen “Vizyon 2050 Türkiye: Sürdürülebilir Tedarik Zinciri” başlıklı seminerin açılışının ardından soruları yanıtladı.
Öğrenci evleriyle ilgili tartışmalara ilişkin soru üzerine Yılmaz, bu konunun insanın insan olmaktan gelen temel hak ve özgürlüklerinden yana bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini böyledi.
Muharrem Yılmaz, “Hak ve özgürlükler alanı siyasetin tercihlerine göre şekillenmeyecek bir alandır. Bireyin kendi gelişimini temin etmek için kendi özgür iradesiyle kullanması gereken bir alandır. Çağdaş hukuk devleti de bunu güvence altına almaya çalışır. Ben siyasetin Türkiye gibi 6,5 yıllık bir eğitim seviyesine sahip bir ülkede önemli bir misyonu olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Bireyin hak ve özgürlükler alanını bu topluma daha iyi anlatma misyonunun siyasete değer katacağını ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:
“Bu alanın kısıtlanmasına yönelik kaygılar yaratacak, bu yönde toplumda düşünceler oluşturacak bir söylemle ele alınmamasını diliyorum. Bu konu temel hak ve özgürlükler alanının dışına çıktığında tek tipleştirici bir yaklaşıma da sebep olabilir ve bunu da tehlikeli buluyorum. Biz uzun süredir bireyi ve haklarını merkeze alan bir yeni Anayasa hazırlamaya çalışıyoruz. Bu çalışmalar sürerken bu tür tartışmaların yararlı olmadığı kanaatindeyim. Diğer yandan bu toplumun refahını artırmak, gelişmesini sağlayacak çalışmaları yapmak üzere ihtiyacımız olan istikrar ortamını da zedelediğini düşünüyorum. Hatta toplumda huzursuzluklara, üzüntülere neden olan kutuplaşma yönünde de zemin hazırladığını düşünüyorum.”
Sınırlanan insandan yaratıcılığın beklenemeyeceğini anlatan Yılmaz, geleceğin toplumu için özgür bireye ihtiyaç olduğunu söyledi.
”SANAYİ BÜYÜME VERİSİ UMUT OLDU” Merkez Bankası’nın açıkladığı Enflasyon Raporu’na ilişkin soruya Yılmaz, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını kontrol altında tutma görevini bağımsız bir şekilde yerine getirmesini beklediklerini belirterek, ekonominin istikrarlılığı ve güvenilirliği bakımından bunun çok önemli olduğunu kaydetti.
Yılmaz, sanayi büyüme verisine de değinerek, açıklanan rakamın Türk ekonomisine umut olduğunu dile getirdi.
Sanayi rakamının, mevsimsellik ve tatil günlerinden arındırılmış olarak bakıldığında yüzde 8′ler civarında olduğunu aktaran Yılmaz, “Bu senenin sonunda yüzde 4′lere yakın bir büyüme gerçekleşmesini istiyorum. Tahminimizi o yönde yapmıştık. Bu sanayi büyüme verisi bana yıl sonuna doğru 4′e yaklaşan büyümenin gerçekleşebileceği umudunu vermektedir. Bunu bu sabahın iyi haberi olarak paylaşmış oldum” diye konuştu.
“HEMEN 23. VE 24. FASILLARIN AÇILMASINI BEKLİYORUZ” Yılmaz, Türkiye-AB ilişkilerine dair bir soru üzerine, “AB ile ilişkilerimiz yavaşlamaktan öte duraklamıştı. 2,5 seneyi aşan bir süredir hiçbir yeni müzakere başlığı açılmadı ve Türkiye’de her geçen gün AB vizyonundan, hedefinden uzaklaşan bir gelişme oldu. Toplumun da bu alandaki morali sarsıldı. Biz AB müzakere sürecinin başlamasıyla ilgili hem çok talepkar olduk, her vesileyle bu konuda gündem yaratmaya gayret ettik, hem de hazırlık yapmaya çalıştık. 22. faslın olarak Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu başlığının açılmasından, yeniden müzakere sürenin açılması bakımından büyük memnuniyet duyuyorum” açıklamasında bulundu.
Bu başlığa uygun olarak Türkiye’de hazırlanan kalkınma ajansları altyapısıyla birlikte çalışacak iş dünyası örgütlenmesini de (Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu) TÜRKONFED çatısı altında desteklediklerini belirten Yılmaz, 22. faslın Türkiye’de hayata geçirilmesi noktasında iş dünyasının gerekli sorumluluğu almaya hazırlık yaptığını da dile getirdi.
Bu kadar bekledikten sonra bir tek başlığın açılmasının yetersiz olduğunu ifade eden Yılmaz, “Neden 23. ve 24. fasıllar açılmasın ki. Türkiye’de yargı alanında AB ile uyum çalışmaları yapmamızdan kim ne zarar görür ki. AB tarafına da bunu söylüyorum. Bu konuda önümüzdeki engellerin aşılması bakımından çalışmalarda gerekli katkıyı vermeye gayret ediyoruz. 22. faslın ardından hemen 23. ve 24. fasılların açılmasını da bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“ECB FAİZ İNDİRİMİNİN TÜRKİYE’YE ETKİLERI OLACAK” Yılmaz, bir başka soru üzerine Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz indiriminin Türkiye’ye etkileri olacağını belirterek, Avrupa’da büyümeyle ilgili beklentilerde bir düşüş olduğunu, istihdam sıkıntısının arttığını, bu nedenle ECB’nin, büyümeyi destekleyecek, istihdamı artıracak yönde faizleri düşürme tercihini kullandığını dile getirdi.
İndirimin hisse senedi piyasalarında hızlı bir gelişmeye sebep olabileceğini belirten Yılmaz, “Böyle bir gelişmenin bizi de etkileyeceğini düşünüyorum. Türkiye’de de hisse senedi piyasasına bir hareketlilik getirmesini tahmin edebiliriz. O bakımdan Avrupa’daki büyüme ve istihdam konusundaki sıkıntıya dikkat çekmek istiyorum; Türkiye buna yönelik önlemler almalı. Ayrıca bu faiz indiriminin hisse senedi piyasalarında yaratacağı gelişmelere karşı da bilinçli olmalıyız” diye konuştu.
Sürdürülebilirlik konusunda toplumda bir farkındalık yaratılması gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, “Bugünkü ekonomik büyüme ve refah arayışlarımız geleceğe rağmen yapılmamalı. Gelecek nesillere de yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için bugünkü kaynakların emanetimiz olduğunu düşünerek, bu kaynakları geliştirme ve geleceğe devretme sorumluluğumuzu da ihmal etmemiz lazım” dedi
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.