EKO ANKARA / HÜSEYİN ÖZAY STAR Kısa adı MASAK olan Mali Suçları Araştırma Kurulu, çalışmalarını sezsiz ve derinden sürdürüyor. Son dönemde çalışmalarını PKKnın finans kaynakları üzerinde yoğunlaştıran MASAK uzmanları, çok önemli bilgi ve belgelere ulaştı. Özellikle gizli hesapların açıklanması yönündeki anlaşmalardan yararlanan MASAK, ABDnin de desteğinden faydalanarak, örgütün Türkiyedeki finans bağlantılarının şifrelerini çözdü. Önümüzdeki günlerde, tamamlanan dosyalar Cumhuriyet Savcılıklarına gönderilecek. Dosyaların ayrıntıları konusunda hiçbir bilgi verilmiyor. Ancak üst düzey bir MASAK yetkilisinin verdiği bilgiye göre Türkiye uzun bir süre MASAKın dosyalarını konuşacak. Dubai krizi Sülün Osmanları da yaktı Petrol zengini Dubainin 80 milyar liralık borcunu ertelemek istemesiyle birlikte finans piyasalarında ortaya çıkan deprem dünya piyasalarını titretirken, Türkiyede bazı bankacıları ise sevindirdi. Dubai krizini değerlendiren bir banka yöneticisi, Dubai krizinin olumlu yönünü bizlere şöyle anlattı: Krizle birlikte Dubai sermayesi efsanesi de çöktü. Küresel kriz nedeniyle ABD ve Avrupadan ortak bulamayan Türk yatırımcıları, arkamızda Dubai sermayesi var diyerek bize proje sunuyorlardı. Araştırdığımızda bir çoğunun Dubaide paravan şirket kurduğunu tespit ediyorduk. Artık arkamızda Dubai sermayesi var diyerek, kimse kredi talebinde bulunamayacak. Yani bir anlamda Dubai krizi, Dubai sermayesini kullanan Sülün Osmanları da engellemiş oldu. Maliye zulacıların izini buldu Maliye Bakanlığı, İsviçredeki bankalarda bulunan Türklere ait gizli hesapların izini buldu. Söz konusu tespit, banka hesapları üzerinden uzun süredir yapılan incelemeler sonucunda gerçekleşti. Varlık Barışı Projesi kapsamında araştırmalar yapan Maliye Bakanlığı denetim elamanları, İsviçre başta olmak üzere, vergi cenneti olarak bilinen ülkelerle para transferi yapan mükellefleri belirledi. Bu çerçevede, yapılan transferlerin sırdaş hesaplardan mı yoksa, bu ülkelerde yapılan işlerden dolayı mı gerçekleştiği bilinmiyor. Ancak Maliye Bakanlığı, bu ülkelerden para transferi olan mükelleflere birer uyarı mektubu gönderdi. Söz konusu mükelleflere gönderilen mektuplarda, yurt dışındaki varlıkların yurda getirilmesini öngören Varlık Barışı Projesinin yararları anlatıldı. Mektuplarda, mükelleflerin yurtdışındaki paralarını yurda getirmeleri halinde sadece yüzde 2 oranında vergi ödeyecekleri vurgulanarak, barış projesinden yararlanarak yurtdışında paralarını getirmeleri istendi. Mektupta, barış projesinin sona ermesinden yararlanmayan mükelleflerin ileride yapılacak incelemelerde zor durumda kalabilecekleri konusunda da uyarıda bulunuldu. Türkiye ile İsviçre arasında paraflanan sırdaş hesap bilgilerinin Türkiyeye verilmesini öngören anlaşmanın imzaları 2010 yılı başında atılacak. Bu tür anlaşmaların paraflanmasının ardından üç aylık sürenin geçmesi gerekiyor. Ancak anlaşma üç ay sonra da imzalansa, Maliye Bakanlığının geriye dönük beş yıllık süre için bilgi isteme hakkı bulunuyor. Dolaysıyla, Türkiye 2005 yılından bu yana olan tüm bilgileri isteyebilecek. BİLGİ İSTENECEK Maliye, İsviçre ile imzalanan anlaşma çerçevesinde, devlete olan vergi borçlarını ödemeyen mükelleflerin hesap bilgilerini İsviçreden isteyecek. Bu çerçevede, devlete yüksek miktarda vergi borcu bulunan mükellefler, denetim dairesi tarafından tek tek taranıyor. Bu işlem sonucunda, İsviçreden bilgileri istenecek mükellefler belirlenerek bir liste oluşturulacak. Anlaşmanın imzalanmasının hemen ardından da listeler İsviçreye gönderilerek, bu kişilerin hesap bilgileri istenecek. Stand-by IMF Şefini zora soktu Son dönemde IMF ile stand-by anlaşması yapılmasına ilişkin beklentiler iyice azaldı. Türk ekonomisinin küresel krizi IMFsiz atlatması, yerli ve yabancı bir çok yatırımcının da övgüsünü kazandı. IMFsiz dönem ekonomi yönetimi için de bir sınav oldu. Bu dönemin kazasız belasız atlatılması ekonomi bürokratlarının kendilerine olan güvenin yeniden sağlanmasını yol açtı. IMF ile anlaşma yapılmamasının, IMFde de rahatsızlığa neden olduğu bildirildi. Ekonomi kulislerinde dolaşan bilgilere göre, Türkiye ile anlaşma yapılmaması IMF içinde de tartışmalara neden oldu. Bu tartışmalarda ise tüm gözlerin IMF Türkiye Masası Şefi Rachel van Elkana çevrilmesine yol açtı. IMF içinde, Türkiye ile anlaşma yapılamamasında, IMF Şefi Elkanın sorumlu tutulduğu konuşuluyor. IMF içinde parlak bir kariyere sahip olan Elkanın, üç yıllık görev süresi dolmadan bir başka görev atanabileceği ifade edildi. IMF yönetiminin, Elkanı ekonomi yönetimi ile iyi bir iletişim kuramamasından rahatsız olduğu belirtiliyor. Şimdiye kadar Türkiye Masası şeflerinin tamamı, görevlerinin ardından IMF içinde üst düzey görevlere getirildi. Bu nedenle, Türkiye Masası şefliği IMF içinde en kıymetli koltuklardan birisi olarak görülüyor. Dolaysıyla, her dönemde şeflik için bir çok aday bulunuyor. IMF şeflerini ise adaylar arasından Türkiye seçiyor. Benzin istasyonlarına bayram operasyonu Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Kurban Bayramı öncesinde akaryakıt şirketlerine sürpriz bir operasyon düzenledi. İki gün süren operasyon, 23 şehirde 41 ekibin katılımı ile gerçekleşti. Operasyon kapsamında Türkiyede faaliyet gösteren akaryakıt dağıtım ve üretim şirketlerinin 93 tesisine baskın düzenlenerek marker ölçümü yapıldı. Yapılan ölçümlerde Türkiyenin önde gelen bazı akaryakıt şirketlerinin depolarında, sıfır marker çıktı. Mevzuata göre içinde marker bulunmayan akaryakıt, kaçak kapsamına giriyor ve akaryakıta el konulması gerekiyor. Ekipler de içinde sıfır marker çıkan akaryakıt depolarını mühürleyerek satışını engelledi. Depolarında sıfır marker çıkan akaryakıt şirketlerinin Türkiyenin önde gelen akaryakıt şirketleri olması ise EPDK uzmanlarını şaşkına çevirdi. Ayrıca operasyon sırasında depolardan numunelerde alındı. Bu numuneler TÜBİTAKa gönderildi. Operasyona EPDKnın dışında Maliye Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı ile güvenlik birimleri de katıldı. Bürokrasi kabinede revizyon iddialarını satın alıyor Ankara kulislerinde, kabinede revizyon iddiaları yeniden dolaşmaya başladı. Kabinede revizyon yapılacağına ilişkin iddialar, siyasetçilerin yanı sıra bürokratların da ana gündem maddesi halinde geldi. Ekonomi ile ilgili kararları alırken, gelecek ile ilgili her türlü olumlu ve olumsuz beklentiyi dikkate almasıyla tanınan ekonomi bürokratları, sanırım kabine revizyonuna göre pozisyon almak istiyor. Bu nedenle, kabinede revizyon yapılıp yapılmayacağı son dönemde en çok konuşulan konuların başında geliyor. Kulislerde dolaşan kabine revizyonu ile ilgili iddialar ise şöyle: 2010 yılının başında kabinede mini bir revizyon yapılacak. Bu revizyon sırasında bazı ekonomi bakanları da değiştirilecek. Kabine de yapılacak revizyonun ardından da ekonomi bürokrasisinde bazı değişiklikler yapılacak.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.