Türkiye'nin yabancı paraya ihtiyacı var

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) 2014 yılı ikinci Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Akın, büyüme ile ilgili bir soru üzerine ise, dışarıdan sermaye gelmediği sürece büyümenin bu seviyelerde kalmasının normal olduğunu söyledi.

Türkiye'nin çok acil yabancı paraya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Akın, "Yani artık bizim kendi tasarruflarımızla olmuyor; Hans'ın, George'un, Jack'in tasarruflarına ihtiyacımız var" dedi.

Onlarının tasarruflarının Avrupa ve ABD'deki gibi düşük faizlerle Türkiye'ye gelmesine ihtiyaç olduğunu belirten Akın, bunu mümkün gördüklerini, dünyada hiç olmadığı kadar paranın ucuz olduğunu dile getirdi.

Akın, o yüzden bu ucuz paradan Türkiye'nin de nasibini alması gerektiğini vurgulayarak, "Bunun için de Türkiye siyasi ve ekonomik anlamda ne gerekiyorsa buraya odaklanıp bunu yapmalı. Eğer bu yapılırsa Türkiye'de yüzde 5'li, 6'lı, 7'li rakamları çok kolay yakalar. Türkiye'nin halen yukarıya doğru gidebilme payı var" değerlendirmesinde bulundu.

Akın, 2015 hedeflerine yönelik bir soruya ise şu cevabı verdi: "Kişiler olarak hedef koyamıyoruz. Çünkü Türkiye gibi ülkede hedef koyduğumuz zaman, o hedefe gitmenizi alıkoyan o kadar çok dış etken var ki. Her gün bir şey değişebiliyor. Her 3 ayda, her 6 ayda, bir şeyler değişebiliyor. Türkiye hala bir süreklilik çizgisini yakalayabilmiş değil. Onun için hedef koyamıyoruz. Siyaset de birazcık rayına oturdu. Türkiye siyasi anlamda bir risk içermiyor. Bir tek seçimler kaldı önümüzde. 2015 seçimlerini de eğer olaysız kapatırsak. Önemli olan seçimlerin normal bir şekilde yapılabiliyor olması. Aslında bu bir nevi istikrar demektir. Yabancıların gelmesi için ekonomik ve güven ortamını oluşturmamız lazım. Dışarıdaki finansmanı muhakkak getirmemiz lazım. Türkiye'nin kimyası son 1 yıldır bozuldu. Bu bozulan kimyayı düzeltmek lazım."

FON VARSA SORUN YOK

Akın, hangi sektör olursa olsun bankalar alıcıyı fonladığı zaman o sektörde iş olduğunu söyledi.

Burada önemli olanın finansmanı oluşturmak olduğunu aktaran Akın, "Eğer inşaat sektörüne yönelmeyi zararlı görüyorsa hükümet, bu konuda yapılacak tek şey bankaların alıcıların arkasından çekilmesi. Bankalar alıcıların arkasından çekilirse, satış ister istemez düşer, o sektöre olan talep azalır" dedi.

Faizler yüzde 1'in üzerine çıktığı zaman piyasanın kendiliğinden durduğunu aktaran Akın, aylık faizler yüzde 1'in altına düştüğü zaman ise piyasanın hareketlendiğini, o yüzden bankaların konut kredisine verdiği faiz ayarlamaları ile yöne olan iştahı azaltmanın ya da çoğaltmanın mümkün olabileceğini dile getirdi. Akın, ev ihtiyacının hiç bir zaman bitmeyeceğini vurgulayarak, ancak talebin azlığını ya da çokluğunu ayarlamanın hükumetin bankalarla olan diyaloğuna bağlı olduğunu söyledi. Konut üretiminin sanayiyi desteklediğine dikkati çeken Akın, "Konut olduğu zaman çelik sanayi iş yapıyor, alüminyum sanayi iş yapıyor. İnşaat sektörünün bir lokomotif olduğunu unutmamak lazım" diye konuştu.

Akın, frene basmayı doğru bulup bulmadığı yönündeki bir soruyu ise şöyle cevapladı: "Her şeyin bir ayarı var. Hiç bir zaman 'Bu işte biz frene basacağız da aşağı çekeceğiz', böyle bir şey söz konusu olamaz. Talepte gerçekten aşırılık varsa elbette onun da önüne geçmek gerekir. Zaten Ali Babacan da ona dikkat çekiyor. Ali Babacan da 'bu sektörü tamamen öldürelim' demiyor. Bunu stabilize etmek lazım diyor. Sayın bakanın söylediği bundan ibaret. Bu sektörü ne ihmal edeceksiniz, ne de çok fazla aşırı diğer sektörlerin önüne geçilebilecek bir cazip, kar merkezi haline getireceksiniz. Aksi takdirde bugün olduğu gibi herkesin o yöne yönelmesi söz konusu olabilir."

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.