Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, yılbaşından bu yana yayınladıkları raporlarda Türkiye ekonomisindeki kırılganlık risklerine karşı ardı ardına uyarılar yaparken, gelinen noktada yapılan bu uyarıların arkasından bir not indirimi geleceği endişeleri baş gösterdi. Dünya’nın görüşlerine başvurduğu ekonomistler kredi derecelendirme kuruluşlarının ülke notunda bir değişikliğe gitmesini beklemiyorlar. Son dönemde kredi derecelendirme kuruluşlarının banka ve şirket bilançolarında kırılganlığın arttığına dair yorumları çoğalırken dün de Standard and Poor’s (S&P) bankalar için belirsizliklerin arttığını not eden bir rapor yayınladı. Hafta içinde Moody’s’den gelen raporda da Türkiye ekonomisinin kırılganlığının arttığı, Fitch’ten gelen açıklamada ise özel sektör şirketlerinde döviz borcu nedeniyle risklerin yükseldiğini belirten analizler yayınlanmıştı.
Türkiye’nin notu Moody’s ve Fitch’de yatırım yapılır seviyede bulunurken görünüm durağan olarak değerlendiriliyor. S&P’de ise not yatırım yapılabilir seviyenin altında ve görünüm negatif.
Görüşlerine başvurduğumuz uzmanlar nisan ayındaki gözden geçirmelerde görünümlerin negatife çekilme ihtimalinin riskler dahilinde olduğunu belirtirken, hafta sonu yapılacak seçimlerden alınacak sonucun derecelendirme üzerinde rol oynayacağını düşünüyor. Reyting şirketlerinin aceleci davranmayacağını söyleyen ekonomistler, politik belirsizliklerin azalma yönünde eğilim sergilemesi durumunda, kredi notunun kısa vadede olumsuz etkilenmeyeceğini bildiriyorlar. Kamu maliyesinde bütçe istikrarı ve sıcak para girişinin ülke notu için önemli kriterler olduğu kaydedilirken iki konuda da belirgin bir bozulma olmadığının altı çiziliyor.
ABD’nin dünya piyasalarına 10 yıldır pompaladığı parayı geçen yıl mayısta kısacağını açıklamasının ardından, içinde Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin para birimler değer kaybetmeye başlamıştı. Kasımda ABD’nin parasal genişlemeyi kısmaya başlamasının ardından finansmanının önemli kısmını sıcak paradan karşılayan gelişen ülkelerin para birimleri değer kaybetmeye başlarken, 17 Aralık soruşturmasında siyasi güvenin de sarsılmasıyla TL en çok kayıp yaşanan para birimlerden biri oldu. 2014’e bu risklerle girilirken kredi derecelendirme kuruluşlarından teskin edici açıklamalar geldi. 7 Ocak’ta Fitch, 8 Ocak’ta Moody’s, ülkenin kredi notunun yaşanan siyasi tansiyonu kapsadığını bildirdiler. 9 Ocak’taki Fitch raporunda ise zayıflayan TL'nin krediler üzerinde baskı oluşturabileceği belirtildi.
Şubat ayında rüzgar döndü Ocak sonuna doğru dolar kuru 2.40 TL’ye dayandığında Merkez Bankası faizleri yükselterek TL’ye geri dönülmesini sağladı. Bunun üzerine 29 Ocak’ta yeni bir Fitch değerlendirmesinde faiz artırımının kırılganlıkları azaltacağı belirtildi. Ocak ayındaki iyimser raporlar Şubat ayında tonunu farklı bir havaya bıraktı. Faiz artırımı sonrasında dolar ve euro, TL karşısında gerilemesine rağmen kurlar yeniden yükseliş trendine girince S&P 7 Şubat’ta Türkiye’nin durağan olan kredi notu görünümünü ekonomideki ani yavaşlama riskini gerekçe göstererek negatife düşürdü. 14 Şubat’ta Fitch, TL’deki değer kaybı nedeniyle şirketlerin notlarında indirimine gidebileceği uyarısında bulundu. S&P, 17 Şubat’ta hızlı kredi büyümesi nedeniyle bankaların aktif kalitesinin ekonomideki olası bir yavaşlama karşısında kırılgan olduğunu belirtti. Aynı gün Moody’s de KOBİ kredilerinde yükselen faizler nedeniyle takip düşme oranının artabileceği yorumunu yaptı.
Bankalara üç farklı rapor Mart ayının ilk değerlendirmesi yapan Fitch, Türk bankalarının yüksek zarar kaldırabilme olanakları sayesinde aktif kaliteleri ve performanslarına yönelik ılımlı şoklara karşı dayanıklı olduğunu açıkladı. Ancak bu pozitif yorumun üzerinden 1 hafta geçmeden Moody’s 10 Türk bankasını ekonomik büyüme üzerindeki baskılar ve artan fonlama maliyetleri nedeniyle olası bir indirim için izlemeye aldı. Dolar, 2,25 TL üzerini zorlarken Fitch, EMEA bölgesine yönelik raporunda yüksek döviz borcu nedeniyle en yoğun riskin Türkiye’deki şirketlerde bulunduğu kaydetti. 25 Mart’ta Moody’s siyasi çalkantı ve piyasalardaki oynaklık nedeniyle Türkiye’de dış kırılganlıklarının yükseldiğini açıklarken son olarak S&P’in dün bankalara yönelik raporunda faiz artırımının marjları daraltmasının beklendiği, takibe düşen kredilere karşı tamponlar olduğu ancak yüksek fonlama riskleri konusunda tedbirli olunması gerektiği ifadelerine yer verildi.
Ekonomistler aynı görüşte
TEB Finansal Piyasalar Strateji Müdürü Erkin Işık Kredi derecelendirme kuruluşları not indirimi hususunda aceleci davranmayacaktır. Not kriterleri arasında önemli yer tutan mali politikadaki istikrar ve bütçe görünümünün pozitif olması ülkenin borçluluk oranını aşağıda tutuyor. Bu nedenle notta aşağı yönlü revizyon ihtimali sınırlı kalıyor. Yerel seçimlerden çıkacak sonuçlar da takip eden haftada açıklanacak gözden geçirmelerde etkili olacaktır.
Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi Şu anda piyasa görünümü kötü fiyatlıyor diye onlar da kötü fiyatlamak durumunda değil ama işaretler var. Şimdiye dek şirket risklerinden bahsediliyor ama bankalar iyi ele alınıyordu. Bankaları izlemeye alınması öncü sinyal olarak algılanabilir. Not değil ama görünüm değişim görülebilir. Seçimden resmi değiştirecek, sürpriz bir şey çıkarsa görünüm değişebilir. Görünüm negatif olursa sonraki dönemde indirim de gelebilir.
DenizBank Ekonomik Araştırma ve Strateji Grup Müdürü Ercan Ergüzel Çok sıra dışı bir durum olmadıkça not indirimi öncesi görünümler negatife çekilir. Moody’s ve Fitch Türkiye’nin görünümü durağan. Dolayısıyla not indirimi beklemiyorum. Daha önceki açıklamalarda, bütçe performansında bozulma ve fon girişlerinde ani duraksama görülmesi halinde not indiriminin gündeme gelebileceği belirtilmişti, bu iki kriterde de bozulma görünmüyor. Görünümün negatife çekilme ihtimali de düşük.
T – Bank Başekonomisti Veyis Fertekligil Yapılan açıklamalar çok sürpriz değil. Üç kuruluşun da tespitleri birbirine benziyor. Ekonomik yavaşlama var, bankalar bundan olumsuz etkileniyor, şirketlerin borçlanması artıyor ancak not indirimine gidilmez, bekleyip görmeyi tercih edeceklerdir. İlk çeyrek sonuçları gelmedi ama ocak rakamlarına baktığımızda çok yavaşlama görmüyoruz. Seçim sonrası politik durum karışırsa, büyüme yavaşlarsa ileride değerlendirebilirler.
Halk Yatırım Başekonomisti Banu Kıvcı Tokalı Kredi kuruluşları son dönem açıklamalarında, risk unsurlarını ön plana çıkarken, aynı zamanda döviz borçlarının oranının düşüklüğü, kamu borç yönetiminde vade ve enstrüman olarak sağlanan iyileşme gibi olumlu unsurlara da yer vererek daha dengeli bir yaklaşım sergilenme çabasındalar. Seçim sonrası politik belirsizliklerin azalma yönünde eğilim sergilemesi durumunda, kredi notunda kısa vadede olumsuz bir gelişme beklemiyorum.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.