E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemTürkiye en çok tahılda kendine yetemiyor: Çay ve soğanda yeterlilik düştü---

Türkiye en çok tahılda kendine yetemiyor: Çay ve soğanda yeterlilik düştü

Türkiye en çok tahılda kendine yetemiyor: Çay ve soğanda yeterlilik düştü
20 Nisan 2019 - 12:49 borsaningundemi.com

Resmi verilere göre 2017-2018 döneminde bitkisel ürünlerde Türkiye en çok ‘tahıl grubunda’ kendine yetemedi. En yüksek yeterlilik derecesi yüzde 501.7 ile fındıkta gerçekleşirken, mısırda yeterlilik derecesi yüzde 73.3’e geriledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan bitkisel ürünler denge tablosu verilerine göre, ‘Tahıllar ve Diğer Bitkisel Ürünler’ grubunda en yüksek yeterlilik derecesi yüzde 111.7 ile buğdayda gerçekleşti. Toplam tahıl üretiminde en büyük paya sahip olan buğdayın yeterlilik derecesi 2016-2017’de yüzde 103.8’di.

Toplam tahıl ürünlerinde 2017-2018 piyasa döneminde yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi yüzde 97.2’den yüzde 98’e yükseldi. Yem sanayinin en önemli girdilerini oluşturan arpanın yeterlilik derecesi yüzde 90.2’ye yükselirken, mısırın yeterlilik derecesi bir yıl önceki yüzde 87.8 düzeyinden yüzde 73.3’e geriledi.

Nohutta yeterlilik yaklaşık beş puan düştü
Kuru baklagillerden yeterlilik derecesinin en yüksek olduğu ürün yüzde 89.6 ile kırmızı mercimek oldu. Geçtiğimiz yıl kuru baklagillerde yeterlilik derecesi en yüksek olan nohutun yeterlilik derecesi ise yüzde 92.1 düzeyinden yüzde 87.5’e geriledi.

Yenilebilir kök ve yumrular grubundan patateste yeterlilik derecesi 108.2’den yüzde 103.5’e gerilerken, yağlı tohumlar ürün grubundan ayçiçeğinde yüzde 64.3, soyada yüzde 4.8 (2016-17: yüzde 7.1) ve kolzada yüzde 70.3 (2016-17: yüzde 76.7) düzeyinde oldu.

Toplam şeker üretiminin büyük kısmı yurt içinde tüketilmiş olup, yeterlilik derecesi yüzde 103’ten yüzde 116.1’e yükseldi.

ÇAYDA YETERLİLİK DERECESİ YÜZDE 93.2'YE GERİLEDİ

2017-2018 piyasa döneminde en yüksek yeterlilik derecesi yüzde 501.7 ile fındıkta gerçekleşti. Sert kabuklular grubunda yer alan ve kendine yeterli olan diğer ürünler ise yüzde 119.4 ile kestane ve yüzde 109.1 ile antep fıstığı oldu.

Turunçgiller grubunda yer alan meyvelerde greyfurt dışında kendine yeterliliğin olduğu görülüyor. Greyfurtun yeterlilik derecesi yüzde 481.1 olurken, limon yüzde 241.6, mandalina yüzde 194.5 ve portakal yüzde 197.9 olarak gerçekleşti.

Diğer meyveler grubunda yer alan, kendine yeterliliğin oldukça yüksek olduğu ürünlerden incirin yeterlilik derecesi yüzde 473.2’e geriledi. İncirin yeterlilik derecesi geçen dönemde yüzde 727.4 olarak gerçekleşmişti. Kayısının yeterlilik derecesi yüzde 391.5, narın yüzde 156.5, üzümün yüzde 153.8, elmanın yüzde 127.5 ve muzun yüzde 67.7 olarak gerçekleşti.

Toplam çay arzının büyük bir kısmı kendi üretimimizden karşılanmakta olup, çayın yeterlilik derecesi geçen yılki yüzde 95.4 düzeyinden bu dönemde yüzde 93.2 düzeyine geriledi.

KURU SOĞANDA YETERLİLİK DERECESİ YÜZDE 108.2'YE GERİLEDİ

Toplam sebze ürünlerinde, 2017-2018 piyasa döneminde yurt içi üretimin, yurt içi talebi karşılama derecesi hafif bir düşüşle yüzde 106.6’ya geriledi (2016-17: yüzde 106.7)

Toplam sebze arzının büyük bir kısmı yurt içinde tüketilirken sadece yüzde 6.6’lık bölümü ihraç edildi.

En yüksek yeterlilik derecesi yüzde 115.9 ile havuçta gerçekleşti. Havucun yeterlilik dereceği bir yıl önce yüzde 113.2 düzeyindeydi. Bunu yeterliliği yüzde 112.7’den 108.2’ye gerileyen kuru soğan ve yeterlilik derecesi hafif yükselerek 100.8’e yükselen turp izledi.

Meyvesi için yetiştirilen sebzeler grubunda, toplam sebze üretiminde en büyük paya sahip domatesin yeterlilik derecesi 2016-17 döneminde yüzde 111.3 iken, bu dönemde yüzde 110.7’ye geriledi. Bunu yüzde 109.2 ile biber, yüzde 107.8 ile sakız kabak takip etti.

Baklagil sebzeleri grubunda, yeterlilik derecesi taze bezelyede yüzde 106.1’e, taze baklada yüzde 103.7’ye yükselirken, geçen yıl da yeterlilik derecesi en düşük olan taze fasulyede bu oran yüzde 100.2’ye geriledi. Sputniknews

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (19)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • mehmet yılmaz21 Nisan 2019 02:42

    gıdada dünyada çok konularda ilk 5 teyiz.7100 tane almanyadan 1850 tane şirket TÜRKİYEDE yatırım yaparken bu yabancıların kompleksinde olan  mankurt kafalar atıp tutuyor.

  • JBT 20 Nisan 2019 23:12

    Patates soğan yemeyin........:pırasa ekmek yiyin....oturun.....enerji tasarrufu yapın......

  • Nihat20 Nisan 2019 21:16

    Çok yakında her şey düzelecek sadece sabır ve hayır dileyelim!  Teknolojik gelişmeler akıl almaz bir biçimde ilerliyor.  Türkiye de de Güneş enerjisi ile çalışan traktör yapılmış elbette gelişecek ve öok şeyler daha kolaylaşacak !  Yıkıcı değil yapıcı olalım her şeyin daha güzel ve hoş olduğunu o kadar da karamsar olunacak bir durum olmadığını görürüz!  Özellikle 4  yanımız ateş çemberiyken!  Gerçekten verimli topraklarımız hala var tabi üretim zor bir konu!  Sabır gayret ve en önemlisi dua her işin üstesinden gelir.  Kasıtlı karamsarlık ve fitne çıkaran züppelere aldırış etmeyin.

  • şevk20 Nisan 2019 20:30

    köylünün çiftçinin üretim şevki kırıldı.geçen sene olanı yazim. çiftçi ekti buğdayı zamlı ürünlerle, mazot aldı veresiye,ilaç,tohum, veresiye. yani nakıt alınca 5 tl veresiyede 7 tl oluyor. hasatta öderim dedi. buğdayı tam sürecek piyasaya hasat yapcak hoooppp yasa teklifi ile ithal buğday alımı kabul edildi. ne hikmetse, denizden aynı hafta tonlarca ithal buğday pıyasaya girdi. haliyel ithal girdisi fiyatları diplere çekti. ya maliyete, yada zarara, ucu ucuna mal para etti. eken biçen zaten seçimlerde gördük, oy pusulası rengi değişti. aynı şey diğer ürünlerdede kademeli oldu. hayvancılıkdada öyle.... haliyle bu işlerden uzaklaşan çiftçinin oğlu şehire çalışmaya göçe başladı. eskiden 2 inekle 7 kişi geçinirken,şimdi inek sütü ile kendi masrafını yemını kurtarmıyor. araştırmak lazım. her şey pahalı olacak dahada

  • Ufuk20 Nisan 2019 19:56

    Endüstriyel tarım için düz, geniş, sulak ve ılıman iklimde arazi gerekir. Avrupa düz bir kıta. Örnek İsviçre dağlarının eteklerindeki Basel şehrinin denizden yüksekliği 240 Metre, oradan Kuzey Denizine kadar yatay eğimde nehir akıp gidiyor, hem sulama hem taşımacılık için kullanılıyor. Öte yandan İstanbul Çamlıca tepesi 250 metre. Eskişehir 750 metre, Ankara 850 metrei Konya 1000 metre. İklimin ve sulamanın müsait olduğu Ege, Marmara bölgesindeki ovalar ise sanayileşme, kentleşme ile baskı altında. Bursa, Manisa, Aydın, Söke vs. Google Earth'den görülebilir.

  • Nihat21 Nisan 2019 12:32

    Yav hemşerim ne alaka sen de!  Rakımım tarımla  ilgisi ne?  Adam düz duvarda patates yetiştiriyor.  

  • Nedim20 Nisan 2019 18:27

    Yahu bırak şimdi! Herkes işin kolayına kaçıyor!  Çitfçilikle kimse uğraşmak istemiyor.!  Bir de yabancı menşeyli Avm tekelinden  kurtulmamız lazım!  Türkiye tpprakları tarım için kendisyle birlikte Avrupa yı bile doyurur.  Ancak çalışkan olmamız gerekir. Bir de  dürüst tabi ki! Hormonşu ilaçlarla toprağı bozmayalım. Organik tarım diye  4-5 katı fiyatına ürün satmaya kalkmayalım!    Eski bildiğimiz köylü tipi de yok artık herkes birbirinden kurnaz olmuş maalesef.  Köylü  önce birlik olup  ürününü direk tüketiciye ulaştırmanın yolunu bulmalı!  Birbiriyle kavga etmek yerine birlik olmalı.

  • Nedim20 Nisan 2019 20:39

    Örneğin  çoğu köylerde en az 7-8 traktör var.  Bunların yerine Bir kaç kamyon kiralayıp kendi ürününü hallere ulaştırıp fiyatı orada eksperlerin belirlese bu aracı üç kağıtçılar  yavaş yavaş ortadan kaybolurlar. İlk anda hemen olmaz ama ısrar edilirse yerine oturur bir çok şey!  Çok sayıda ziraat mühendisinin bu konuda istihdam edilmesi gerekir.

  • metin20 Nisan 2019 19:49

    butun turkiyeyi gezmis, arastirmaci gibi konusmussun. ama içi bos, köylü birlik olsa ne olur, hal yasasi diye birsey var, mal satabiliermi oyle.

  • selım20 Nisan 2019 17:52

    demekkı sadece turızımle olmuyormus

  • ALAATTİN CAMGÖZ20 Nisan 2019 17:47

    ak partinin hatası verdi köylü ye teşviki verdi teşviki  köylü üretmiyor ki gidiyor kahvede akşama kadar oyun oynuyorlar.kimler üretiyor zenginler üretiyor ve pisayayı ele geçirdiler istedikleri gibi piyasayı kontrol ediyorlar.bugün köylü köyde üretmiyor  tüm ihtiyaclarını ekmek yumurta hemen hemen herşeyini şehirden alıyor altınada altmış teşvikler ile son model lüks bir araba akşamları köyüne yazlık eve gider gibi gidiyorlar.teşviklere son verilmelidir.akaryakıt çok pahalı acilen elektrikli traktörler üretilip önce her köye verilmeli ve ardından elektrikli otombiller ile kamyonlar üretilip halkın hizmetini verilmez ise işimiz çok zor.birde sanki zengin bir devlet gibi halka para saçtığımız gibi diğer ülkelere de çok acayip yardımda bulunuyoruz.işimiz çok zor yakında patetes ve soğan 10 tl olmaz ise iyi.gelecek sene 15 TL rahat olur.

  • hasan20 Nisan 2019 17:16

    malesef teknolojı yok tarım vardı onuda oldurduk sımdı sadece tuketıcı pozısyonuna geldık

  • alf20 Nisan 2019 19:50

    bu yoruma dislike verenin kafa yapisini cok merak ediyorum, basil bir dunya bakisi ile bakiyor ulkemize ?

  • aaa20 Nisan 2019 17:00

    bolluk kuyrukları yalan mı ? hadi nollukdan kuyruklarda domates soğan alıyorduk ? meğerse tarımda kendımıze yetemiyomuşuz ? ee kım yabancı şimdi

  • hasan20 Nisan 2019 15:50

    bu neyı gosterıyor tarımda buyuk reforma ıhtıyacımız var 

  • JBT 20 Nisan 2019 15:50

    Tarım devrimi şart.

  • KILIÇ20 Nisan 2019 15:35

    SÜS GİBİ BAKACAK HALE GELDİK BU FİYATLARI GÖRÜNCE TÖVBE TÖVBE DİYESİM GELİYOR BAŞIMIZA TAŞMI YAGACAK ACABA ONA KATLADI DÜŞER DÜŞER DİYE BAKA BAKA GÖZÜMÜZDE ŞAŞA KALACAK.

  • Günaydın hayırlı 20 Nisan 2019 14:33

    Akp çiftçiyi bitirdi bırde Tayyip bey çıkıp destekliyoruz diyor yazık 4 yıl sonra bunlar gidecek

  • Ufuk20 Nisan 2019 14:00

    Tüm dünyada bol ve ucuz üretilenleri, Türkiye'ye özgü ürünler ile değiştirmek lazım. Sürekli sulama göleti, kanal vs yapılıyor ama üretim demek yeterli değil. Ölçek ekonomisi tüm ülkede uygulanmaz ise bu sefer küçük alanlarda üretim yapanlar daha fazla rekabete maruz kalır ve üretimden çekilir, ortalama verim arttığı halde toplam üretim azalabilir. Topyekün çözüm bulmak lazım.