E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Resmi tarihe göre 1839’daki Tanzimat Fermanı’ndan bu yana, yani yaklaşık 180 yıldır ‘Batılılaşmaya’ çalışan bir milletin ahvadıyız... Bu yolda iki ileri bir geri giderken ne badireler atlattık, yıllarca AB’nin kapısında bekledik ama yılmadık. Türkiye’nin müzakerelere başlangıç tarihini aldığı 17 Aralık 2004 Brüksel zirvesinin ardından dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’da “Avrupa Fatihi, Avrupa’nın yıldızı” olarak karşılandığı günler daha dün gibi aklımızda… Ancak 2000’lerin ortalarına kadar fırtına gibi esen reform sürecinin ardından son 10 yılda ilişkiler “O eski halinden eser yok şimdi” denecek kıvama geldi. Son dönemdeyse Avrupa Parlamentosu’nun Kasım 2016’da AB’nin Türkiye’yle üyelik müzakerelerini dondurmasına ilişkin tavsiye kararının ardından Almanya ve Hollanda’yla yaşanan siyasi krizler, karşılıklı suçlamalar, idam tartışmaları vs. sonucu Türkiye ile Avrupa ilişkileri belki de tarihinin en gergin, en kritik zamanlarını yaşıyor. Son olarak geçen hafta Avusturya Başbakanı Christian Kern, “Türkiye için AB üyeliği bitmiştir” dedi. Biz de Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland’dan Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri’ye kadar Türkiye’yle yakından ilgilenen Avrupalı bürokrat ve siyasetçilere AB’nin Türkiye’ye bakışını ve ilişkilerin nereye gittiğini sorduk. Görünen o ki Türkiye idam cezasını geri getirdiği takdirde sadece potansiyel AB üyeliği tarih olmakla kalmayacak, aynı zamanda Azerbaycan ve Ermenistan’ın bile üye olduğu Avrupa Konseyi’nden de çıkmak zorunda kalacak. İşte Avrupalı siyasetçilerin Hürriyet Pazar’a özel açıklamaları...
Avrupa Konseyi’ne üye hiçbir ülke idam cezasını geri getiremez
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland
Türkiye, 50 yıldan uzun süredir Avrupa Konseyi’nin tam üyesi ve bu durumun değişmesi için hiç bir sebep göremiyorum. Bu süreçte, özellikle son haftalarda birtakım gelgit’ler oldu, ancak biz Türk yetkililerle diyaloğumuzu sürekli canlı tutuyoruz. Türk yetkililerin de aynı yaklaşımı benimseyeceğini ve yapıcı işbirliğinin devam edeceğini umuyorum.
İdam cezası, Avrupa Konseyi’ne üye olan 47 ülkenin hepsinde kaldırılmış durumda. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına göre idam cezası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesi olan yaşam hakkıyla tezat içeriyor. Bu yüzden de yıllar boyunca Avrupa Konseyi’ne katılmak isteyen tüm ülkeler, üye olarak kabul edilmeden önce idam cezasını kaldırmak zorunda kaldılar. Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülkeden hiçbiri idam cezasını geri getirmez. Konsey üyesi olmakla idam cezası bağdaştırılamaz.
Ben, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ayrılacağına dair hiçbir işaret görmüyorum. Türkiye’nin ve vatandaşlarının Avrupa (İnsan Hakları) Konvansiyonu şemsiyesi altında korunmalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. AB’ye üye olmak isteyen her ülkenin öncelikle Avrupa Konseyi üyesi olması ve bu sözleşmeyi kabul etmesi gerekiyor. AB üyeliğine karar verecek olan Türk halkıdır ancak Türkiye’nin AB üyelik sürecinden bağımsız bir şekilde hukuk devleti olması ve vatandaşlarına sunduğu hayat standardı açısından tahmin edilebilir olması bakımından Avrupa Konseyi’nin üyesi olarak kalması çok önemli.
Demokratik bir Türkiye’nin yeri Avrupa’dır
Almanya Parlamentosu Başkan Yardımcısı Claudia Roth
Ben, Türk Hükümeti tarafından demokrasi ve hukuk devletine keskin bir U dönüşü olduğu takdirde üyelik sürecinin devam ettirilmesi taraftarıyım. Öte yandan, Türk halkı birçok açıdan Avrupa toplumunun bir parçasıdır.
İlişkilerin bundan sonra nasıl olacağı önümüzdeki aylara bağlı. Anayasada yapılması öngörülen değişiklikler ve idam cezasının getirilmesi söz konusu olduğunda ortak bir yol bulmak zor olacak.
Küresel terörizm, göçmen krizi gibi küresel zorlukların yaşandığı bir dönemde, Avrupa Konseyi gibi güçlere katılmak dünyadan izole olmayı engeller. O yüzden de demokratik bir Türkiye’nin yeri her zaman Avrupa’dır.
Türkiye’nin AB üyeliği çıkmaz sokağa girdi
AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Başkan Yardımcısı Takis Hadjigeorgiou
Şu anda Hem Avrupalılar hem de Türkler arasındaki izlenim, Türkiye’nin AB üyeliğinin bir süredir komaya değilse bile çıkmaz sokağa girdiği yönünde. Ancak her şeye rağmen, farklı sebeplerden dolayı Türkiye ile Batı arasındaki ilişkinin bitmekten çok uzak olduğunu düşünüyorum. Bu ilişkinin bir ayağı da her iki tarafa da ekonomik ve ticari açıdan çok önemli faydalar sağlayacak olan Gümrük Birliği Anlaşması’nın yenilenmesi olacaktır.
Ancak Türkiye idam cezasını geri getirmekte ısrar ederse, bu süreç kolaylıkla sekteye uğrayabilir. İdam cezasının geri getirilmesi sadece Gümrük Birliği ilişkilerine zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda AB-Türkiye ilişkilerinin de tümden askıya alınmasına yol açar. Türkiye’nin AB’ye ihtiyacı var ve umarım Türk liderler de kendi vatandaşlarının çıkarları açısından bunu dikkate alacaktır.
AB yolunda kalmanın kesinlikle Türkiye’nin çıkarına olduğuna inanıyorum. En çok da ekonomik sebeplerden dolayı. Örneğin Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’yle müzakere sürecinin dondurulmasına ilişkin kararının, Türkiye’deki Avrupalı yatırımcı üzerinde çok negatif etkisi oldu. Türkiye, şu anda olduğu gibi yüzünü sadece Doğu’ya dönmemeli, Doğu ve Batı arasında bir köprü olma rolünü tekrar üstlenmeli.
Türkiye’yle tüm kanallar açık kalmalı
AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Başkan Yardımcısı Miltiadis Kyrkos
Siyasetçilerin söylemlerine bakacak olursanız Türkiye’nin AB’ye üyelik talebi sona gelmiş gibi gözüküyor. Ancak daha derine indiğiniz zaman aslında bir işbirliğinin uygulanabilir olduğunu ve AB’nin Türkiye’yle Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesini konuştuğunu görüyorsunuz. Bana göre (Türkiye’yle) tüm kanallar açık kalmalı, özellikle de Türkiye’nin AB’ye geçiş süreci...
İster AB tarafından yapılsın, ister Türkiye tarafından, fevri kararlarla AB ile Türkiye arasındaki bağların koparılması ya da ilişkilerin dondurulması gibi sorumsuz bir hareket yapılmamalı.
İlişkileri ilerletme yollarını bulmak için çalışmamız gerekiyor. Peki bunu başarabilir miyiz? Büyük engelleri aşmak için işbirliği içinde olmak siyasetçilere ve sivil topluma düşüyor. Ama başarabiliriz.
Türkiye-AB ilişkileri bugüne kadarki en düşük seviyede
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri
Eğer anayasadaki söz konusu değişiklikler uygulanırsa, o zaman Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci askıya alınmak zorunda kalacak. m Bana göre Türkiye’nin nüfusu her zaman AB için potansiyel aday olacaktır. AB’nin Türkiye halkına asla kapılarını kapatmaması gerekir. Ancak müzakereler hükümetle yürütülüyor. Ve her ne kadar biz (Türk yetkililerden) sürekli AB üyeliğinin (Türkiye’nin) stratejik hedefi olduğunu duysak da, son üç yılda Türkiye’yi AB’ye yaklaştıran herhangi bir politika görmedik.
İdam cezasının yeniden yürürlüğe konulduğu an, Türkiye için AB’ye üyelik sürecinin bittiği an olur. İdam cezası geri gelirse, Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci sadece tarih derslerinde okutulan bir konu olarak kalır. m Şu anda AB-Türkiye ilişkileri bugüne kadarki en düşük seviyede. Geçmişte AB tarafından da çok hata yapıldı, örneğin müzakere sürecinde bazı fasıllar açılmadı. Ayrıca Türk vatandaşlarına vizesiz seyahatin 10 yıl önce tanınması gerekiyordu.
AB ile Türkiye arasında çok fazla ortak çıkar da bulunuyor; dolayısıyla anlaşmazlıklarımıza rağmen diyalog tesis etmeliyiz.
İlişkiler ticaret, güvenlik ve göçmen krizine odaklandı
Avrupa Parlamentosu Liberal Demokrat Grup Üyesi Marietje Schaake
AB, Türk Hükümeti’ne referandumda kanuna aykırı uygulamalar olduğuna ilişkin iddiaları araştırma çağrısı yaptı. Ancak “AGİT kendi işine baksın” gibi açıklamalar devam ettikçe ortada herhangi bir iyi niyetin kalacağını düşünmek zor.
Hollandalıların ‘Naziler’ olarak suçlanması gibi olaylar nedeniyle Türkiye ve AB ilişkileri bir yandan daha fazla zıtlaşmaya doğru giderken diğer yandan da daha pragmatik hale geldi. İlişkiler ticaret, güvenlik ve göçmen konularına odaklandı.
AB yolunda kalmak Türkiye’nin çıkarınadır, çünkü Kopenhag kriterleri her ne kadar ulaşması zor kriterler olsa da AB reformları Türkiye’deki hukuk devletinin yapısını çok daha demokratik bir seviyeye getirecektir.
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ KRONOLOJİSİ
1959 - Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) ortaklık için başvurdu.
1963 - Türkiye ile AET arasında ortaklık ilişkisi yaratan Ankara Anlaşması imzalandı.
1970 - Gümrük Birliği’ne ilişkin kuralları içeren ‘Katma Protokol’ imzalandı.
1974 - Tamamlayıcı Protokol’le ilgili ‘Geçici Anlaşma’ yürürlüğe girdi.
1987 - Türkiye, Avrupa Toplulukları’na (AT) tam üye olmak üzere müracaat etti.
1995 - ‘Gümrük Birliği’nin Son Döneminin Uygulanmaya Konmasına ilişkin 1/95 Sayılı Türkiye-AB Ortaklık Konseyi Kararı’, Avrupa Parlamentosu tarafından onaylandı.
1996 - Türkiye, AB ile entegrasyonunda, 22 yıl süren ‘geçiş dönemi’ni ve Gümrük Birliği sürecini tamamlayarak ‘son dönem’e girdi.
1999 - Helsinki Zirvesi sonrası Türkiye adaylık statüsü kazandı ve yeni bir dönem başlamış oldu.
2001 - Türkiye’nin AB üyeliği açısından kaderini çizecek ‘Katılım Ortaklığı Belgesi’ açıklandı.
2004 - 17 Aralık’ta Brüksel’de yapılan Avrupa Konseyi Zirve Toplantısı’nda, Türkiye’nin siyasi kriterleri yeterli ölçüde yerine getirdiği belirtildi ve katılım müzakerelerine 3 Ekim 2005 tarihinde başlanması kararlaştırıldı.
2005 - AB, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini başlattı.
2007 - Türkiye’nin AB Müktesebatı’na Uyum Programı açıklandı.
2014 - Türkiye’nin AB’ye katılımı için Ulusal Eylem Planı’nın I. ve II. aşaması açıklandı.
2016 - Avrupa Parlamentosu, Türkiye’nin AB ile sürdürdüğü müzakerelerin geçici olarak dondurulmasını tavsiye eden tasarıyı kabul etti. Hürriyet
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
insaf rumuzlu yorumcu çok cahilsin Allah seni isla eylesin
can çekişen hırıstiyan topluluğu 50 sene kapısında bekletmiş ülkemizi hala birşeyler bekliyorlar ,sür eşeğini niğdeye .
Allahın adını ağzınıza alarak insanları palavralarınızla aldatmayın, asıl şeytanlık budur. allah insanlar arasına nifak ve kin sokmaz... yıllardır gavur dediğiniz insanların ürettiği teknolojiyle sefa sürüyorsunuz.. önce insan olun insan!!!
bırakın şu palavraları, allahın tek cennetlik topluluğu müslümanlar mı? Allah kendisinden başka tanrı tanımayan, hıristiyanları ve yahudileri neden düşman bellesin ki? bu kin ve düşmanlığı toplum içine sokan insan kılıklı şeytanlardır, allah böyle birşey yapmaz.
Allah (c.c), müslümanlara şöyle buyuruyor: “Ey Allah’a, rasulüne ve İslam dinine gerçek manada iman edenler! Yahudi ve hristiyanları sakın dostlar edinmeyin! Müslümanlar aleyhine onlarla anlaşma yapmayın ve onlara canla, bedenle, malla, kalple, dille yardım etmeyin! Müslümanların sırlarını onlara kesinlikle vermeyin! Onların size dostluk ve sevgi göstermelerine aldanmayın! Şunu iyi bilin ki; onlar, size karşı hiçbir zaman dürüst ve samimi değildirler. Çünkü onlar aslında size düşman olan kimselerdir. Bu düşmanlıkları, şahsınızdan dolayı değil, dininiz sebebiyledir. Bu yüzden dininizden vazgeçmedikçe ve o dini terketmedikçe sizinle asla gerçekten dost olmaz, size karşı dürüst ve samimi davranmazlar.”
AVRUPA BİLİYİ İYİ OLSA YUNANİSTAN BATMAZDI İNGİLTERE BİRLİKTEN ÇIKMAZDI AVRUPA KRİZE GİRMEZDİ.BENCE TİCARET YAPALIM MEDENİ DEYERLER ALALIM.AMA İKİDE Bİ TÜRKİYEYİ TÜRK MİLETİNİ AŞALAT MADAN.ONLARIN BİZDEN ÜSTÜN YANI YOK.
52 yildir almayan topluluk biz musluman oldugumuz surece daha zor olur elimizdeki tek koz IDAM cunki kendi ajanlarida icerde RTE nin bu sureci lehimize cevircegine inaniyorum AB dagilma surrcinde ekonomisi daralmis durumda onlarin da bildigi tek care Turkiye pazari avrupa birliginin bitmemesi icin bize mecbur 15 temmuz gercekleseydi zaten somurulecektik ama tutmadi simdi canlar bizimicin calacak ...
REFARANDUM çare Avrupa Birliğini isteyenler ve istemeyen vatandaşlar sandıkta kararını versin bu kepazeliğe bir son vermek gerek.İyi yada kötü sonuca herkes saygı gösterir iş biter.Avrupa birliğinde çatlaklar oluşmuşken, geleceği şaibeli bir yere girmek için can atmanın faydası ne olacak tartmak gerek
AYNİ ruslara dedikleri neydi netaptılar aynisini yaparlar ihracatın yüzde ellisi avrupa ülkelerine
Türkiye'nin yıllardır yüzü batıya dönüktür ve temel hedefi batı medeniyetidir. Atatürk bu hedefi yıllar önce belirlemiştir. bu yüzü başka yöne çevirmeye, erdoğan dahil hiç kimsenin gücü yetmeyecektir...
Mayısta borsa düşer.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (00:45)