Turkcell’de devlet kimi koruyor?

Turkcell’in yabancı ortakların hâkimiyetine geçmesine karşı olan hükümet bu konuda onu destekleyecek.
Bayramdan önce İstanbul’da Çukurova yetkilileri ile yaptığım konuşmaların özeti bu.
Yetkililer Çukurova’nın siyasi destek için Ankara’da lobi yapmadığını savundu. “Çukurova’nın hiçbir zaman siyasilerle işbirliği yapıp avantaj sağlamaya çalışmadı” dedi Çukurova’nın en kıdemli yöneticilerinden biri.
“Bazı şirketleri devletler vermiyor. Fransa’da, Almanya’da, İtalya’da hükümetler bazı Telekom şirketlerin yabancıların kontrolüne girmesine mani oldu. Neden Türkiye olmasın? Bu bizi korumak değil. Daha çok Türkiye’nin kendini koruması. Avea ve Telsim yabancı kontrolüne girdi. Türkiye’nin Turkcell konusunda kararı bir tutumu var. (Yabancı ortaklar TeliaSonera ve Alfa) bunu görmek ve anlamak istemiyorlar.”
2023’te Turckell’in imtiyaz sözleşmesi sona erecek ve şirket bütün alt yapısıyla birlikte devletin mülkiyetine geçecek.
Geçen ay yapılan Turkcell yönetim kurulu toplantısından saatler önce hükümet kanun kuvvetinde bir kararname çıkarmış, ardından Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) buna dayanarak bir yönetmenlik açıklamıştı. Yönetmenlik aralarında Turkcell’in de bulunduğu İMKB 30 indeksi şirketlerinin yönetim kurullarına en az üç bağımsız üye atamasını buyuruyordu.
Karamehmet’in dezavantajı
Üç bağımsız üye adayı olmadığı için genel kurul yönetim kurulu değişikliğine gidemedi. Çukurova’nın hâkimiyetindeki yönetim kurulu varlığını korudu. Şirketin çoğunluğuna sahip İskandinav TeliaSonera ve Rus Alfa, umdukları gibi, yönetim kurulu üyelerini değiştirip şirkete hâkim olamadılar. Çukurova’nın yaklaşık yüzde on dört hissesine karşılık ortak hareket eden bu ikilinin hisseleri yüzde 50’nin üzerinde.
Her iki ortağı ile yurtdışında tahkim mahkemelerinde davalı olan Çukurova yasal yolları sonuna kadar deneyecek. Ancak bu konuda Karamehmet’in büyük bir dezavantajı var. Dolandırıcılık suçundan hapis cezası almış olması.
Karamehmet Ankara’nın baskısı ile sahibi olduğu Pamukbank’ı kapatmış, Yapı Kredi Bankası’nı ise Koç ile İtalyan ortağına satmıştı. 2000 krizinde devlet yirmiden fala bankaya el koydu. Bunların içinde devletin çıkardığı faturayı ödeyen tek sahip Karamehmet oldu.
Hazine’ye 5 milyar dolar...
Bankalarından aldığı krediler karşılığında Karamehmet Hazine’ye beş milyar dolar civarında ödeme yaptı.
“Borcumuzu 15 yıl yerine 20 ayda ödedik” diye konuştu yetkili. “Buna rağmen hâlâ mahkemelerde boğuşuyoruz. Yurtdışında mahkemelerde boynumuzda dolandırıcı yaftası ile çıktığımızda, haklı olsak bile davaları kazanma şansımız ne olabilir?”
Aslında Karamehmet’in mahkeme karşısına çıkma şansı yok. Çünkü hem o, hem de üst düzey danışmanlarının birçoğunun yurtdışına çıkma yasağı var.
metin münir-milliyet

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.