E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Yeni asgari ücreti belirleme çalışmalarında süreç başladı. İlk toplantı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda dün yapıldı. Toplantı yaklaşık 2 saat sürdü.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun İşçi Grubu Başkanlığını yapan TÜRK-İş Genel Sekreteri ve TÜRK Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, asgari ücrette gelinen durum ve TÜRK-İş’in görüşlerini aktarmak için TÜRK-İŞ Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi.
TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Kavlak, 2022 yılı asgari ücret görüşmelerinin sonuçlarını değerlendirerek başladığı basın toplantısında şunları söyledi: “Hatırlayacağınız gibi, geçtiğimiz yıl bugünlerde 2022 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere toplanmıştık. Komisyonun toplandığı dönemde, 11 aylık enflasyon henüz yüzde 21 civarındaydı. Bu enflasyon rakamı dikkate alındığında o günün şartlarında, net asgari ücret önemli oranda artırıldı.
İşçi sınıfının yıllardır ortak talebi olan asgari ücretin “vergi dışı bırakılması” da bu toplantılar sonucunda sağlandı. Damga vergisi de kesilmemeye başlandı. Böylece, asgari ücrette brüt yüzde 39,87 oranında artış sağlandı. Vergi dışı bırakılmasıyla da, bu artış, net olarak yüzde 50,51 oranına ulaştı. Karar tüm tarafların ortak katılımıyla alındı. Toplumun tüm kesimlerince de olumlu olarak karşılandı.
Ancak ne yazık ki, asgari ücret daha yürürlüğe girmeden fiyat artışlarının gölgesinde kaldı. Yani imzalanan tutanağın daha mürekkebi kurumadan asgari ücret erimeye başladı. Başta temel gıda maddeleri olmak üzere, zorunlu harcama giderlerindeki artışlar nedeniyle asgari ücretin satın alma gücü geriledi.
Aynı dönemde, ülkemizde ekonomik büyüme sağlanmasına rağmen, ücretlerin milli gelirden aldığı pay gerilemeye devam etti. Giderek artan hayat pahalılığı, geçim şartlarındaki bozulma, başta ücretli çalışanlar olmak üzere, dar ve sabit gelirli kesimlerin yaşantısını zorlaştırdı.
Bu gelişmeler üzerine, asgari ücret tespit komisyonu yeniden toplanmak zorunda kaldı. Artan enflasyon karşısında satın alma gücü gerileyen asgari ücrete yüzde 30 zam yapıldı. Böylece geçici de olsa, geçim şartları nispeten iyileşti. Ancak devam eden fiyat artışları asgari ücretteki aşınmayı engelleyemedi” dedi.
"GÜNLÜK NET ASGARİ ÜCRET SADECE 183 TL"
Anayasanın 55. Maddesini hatırlatan Kavlak sözlerine şöyle devam etti, “Mevzuatımızda asgari ücret; “işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen, işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret” olarak tanımlanmaktadır. Bugün itibariyle günlük net asgari ücret sadece 183 TL seviyesindedir. Bu tutarla, işçinin ailesiyle birlikte temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi mümkün değildir.
İşçiler olarak talebimiz ‘yaşanabilir bir ücretin’ hep birlikte belirlenmesidir. Öncelikle yapılması gereken, günün fiyatları üzerinden geçim şartlarının belirlenmesidir. Anayasamızın 55. Maddesi de buna işaret etmektedir.
Milyonlarca çalışan ve ailelerinin yanı sıra toplumun geniş bir kesimi, yapılacak bu çalışmaların sonucunu umutla beklemektedir. Umuyoruz ki, alacağımız karar beklentileri karşılar. Hayal kırıklığına yol açmaz. Geleceğe umutla bakılmasını sağlar. Çalışma barışı ve toplumsal huzur getirir. Toplum olarak ve çalışanlar olarak buna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Bunu sağlamanın yolu, birlikte belirlenecek yeni asgari ücretin, öncelikle insan onuruna yaraşır ve işçilerin geçimi rahatça sağlayacak bir tutarda olmasıdır.”
"KENDİLERİNE İŞÇİ DEĞİL, KÖLE ARIYORLAR"
Emeğin ekonomik büyümeden aldığı payın her geçen gün azaldığının altını çizen Kavlak bu durumu sert sözlerle eleştirdi. Kavlak, “Ekonomide rekabeti düşük ücretle sağlamak üzerine yaklaşımlar doğru değildir. Bu anlamda, ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması da önemlidir. Bunun için büyümenin kapsayıcı olması gerekir.
Çalışan kesimler, ülkede sağlanan büyümeden, eşit biçimde pay talep etmektedir.
Bakınız, son açıklanan resmi rakamlara göre, ülkemiz üçüncü çeyrekte yüzde 3.9 oranında büyümüştür. Ancak geçen yılın üçüncü çeyreğine göre sermayenin bu büyümeden aldığı pay, yüzde 54.6’dan yüzde 55’e yükselmişken, emeğin bu büyümeden aldığı pay, yüzde 29,8’den yüzde 26,3’e gerilemiştir.
Bu rakamlar ortadayken, bazı sermaye gruplarının asgari ücret artışının rekabeti engelleyeceği yönündeki açıklamaları, kendilerine işçi değil, köle aradıklarının belgesidir.
Ekonomide makro dengelere dikkat edilmesi elbette büyük önem taşımaktadır. Ancak hiçbir gerekçe insanın temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesinden daha önemli değildir. Asgari ücret çalışmalarında ekonominin içinde bulunduğu durum bahane olarak kabul edilemez. Çünkü konuştuğumuz asgari ücrettir. Hiçbir ekonomik gerekçe, asgari ücretlilerin içinde bulunduğu yoksulluk şartlarını kapatamaz… Kapatmamalıdır” dedi
"ÜCRETLİLER 'SABİT GELİRLİ' DEĞİL, 'AZALAN GELİRLİ' OLARAK TANIMLANMALIDIR"
Konuşmasında vergi adaletsizliğine vurgu yapan Kavlak, “Çalışanların bir önemli beklentisi de, vergide kalıcı bir adaletin sağlanmasıdır. Ücretli çalışanların yıl içinde yaşadıkları vergi kaybının önüne geçilmesidir. TÜRKiye’de ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi bulunmaktadır. Yılın başında alınan net ücret, vergi kesintileri nedeniyle ilerleyen aylarda giderek azalmaktadır.
2002 yılında gelir vergisi tarifesi brüt asgari ücretin 22,9 katı iken, günümüzde sadece 4,9 katına denk gelmektedir. Her geçen yıl işçinin ücretinden eksilmektedir.
Ücretliler genellikle ‘sabit gelirli’ olarak tanımlanır. Oysa mevcut vergi yapısıyla ‘azalan gelirli’ olarak tanımlanması gerekmektedir.
Asgari ücretliler başta olmak üzere kamu ve özel sektörde çalışan milyonlarca işçi ve memurun gelir vergileri, kaynağından kesinti yapılarak ödenmektedir.
Anayasamızın 73. Maddesi gereğince, yapılması gereken, “az kazanandan az, çok kazanandan çok” vergi alınmasıdır. Oysa TÜRKiye’de gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık üçte ikisi ücretliler tarafından ödenmektedir.
Dolaylı vergilerin ağırlığı da, TÜRKiye’deki vergi sistemini daha da adaletsiz bir hale getirmektedir. Toplam vergi gelirleri içinde yüzde 70’lere ulaşan dolaylı vergiler çalışanların vergi yükünü daha da artırmaktadır. Dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin beklentisi, çağdaş ve adil bir vergi sisteminin oluşturulmasıdır. Bu kapsamda, vergi oranları ile gelir vergisi tarifesinde ücretliler lehine ‘ayrım’ yapılması gerekmektedir” dedi.
SENDİKALAŞMA VURGUSU
TÜRK-İş Genel Sekreteri Kavlak konuşmasının sonunda işçi sınıfının sorunlarının asıl çözümünün sendikal örgütlenme ile sağlanabileceğini söyledi. Kavlak, “Ücretlerin enflasyona karşı korunması için ülkemizde sendikalaşma ve toplu sözleşme kapsamının geliştirilmesi zorunludur. Çünkü ücretli çalışanlar, eğer sendika üyesi ise ve toplu iş sözleşmesi kapsamındaysa, enflasyona karşı daha korunaklı olmaktadır.
AB ülkelerinde toplu pazarlık kapsama oranı yüzde 60, OECD ülkelerinde yüzde 30 düzeyindedir. ILO’ya göre ise TÜRKiye’de genel olarak yüzde 7,5 civarındadır. Bu oran özel sektörde ise yüzde 6’nın altındadır.
Bu durum, TÜRKiye’de asgari ücret civarında çalışanların oranını artırmaktadır. TÜRKiye ne yazık ki, asgari ücretliler ülkesi haline gelmiştir. Araştırmalar, asgari ücret civarında bir ücretle çalışanların oranının yüzde 50’lerde olduğunu gösteriyor.
Asgari ücretin artırılması kadar önemli olan konu, ülkemizde asgari ücretle çalışanların sayısının düşürülmesidir. Asgari ücret kapsamının düşürülmesinin yolu ise, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılarak toplu pazarlık kapsamının genişletilmesidir.
Ülkemizde sosyal adaletten çalışma barışından, refah toplumundan söz edeceksek, o zaman, adil bölüşümden de söz etmeliyiz. Ülkemizde demokrasiden, barıştan, özgürlükten, insan haklarından söz edeceksek, herkes için, insan onuruna yakışır bir yaşam isteyeceksek, o zaman hakça bir paylaşımdan da söz etmeliyiz.
Bizim gerçeğimiz, bir yandan ülkemizin büyümesi, güçlenmesi, ilerlemesi, bacaların tütmesi, çarkların dönmesi olduğu kadar, barış içinde, huzurlu ve mutlu insanların yaşadığı bir TÜRKiye’de, birlikte üretmek, birlikte kazanmak umududur.
Bunun yolu da, örgütlü olmaktan, sendikalı olmaktan, özgür toplu pazarlık sistemi içinde, üretmekten ve hakça bölüşmekten geçmektedir.” dedi.
TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, açıklamaların ardından soruları yanıtladı. Kavlak'ın cevaplarından öne çıkanlar şöyle:
"TÜRKiye ne yazık ki asgari ücret ülkesi haline gelmiştir. Oran yüzde 50'lerin üzerinde. Asgari ücretin artırılması kadar önemli olan konu da asgari ücretle çalışanların sayısının düşürülmesidir.
Çalışma hayatında elmanın bir yarısı işçi iken diğer yarısı işverendir. Asgari ücretle çalışanların sayısı düşürülmeli. Ücretli çalışanların vergi kayıpları önlenmelidir.
Son 20 yılda asgari ücrete 29,8 kat zam yapıldı. Aynı zaman diliminde ortalama memur maaşı 16 kat arttı. Ortalama işçi emekli maaşı 16 kat artmış. Asgari ücreti çok artırmasına rağmen niye konuşuyor, yetmediği için. TÜRKiye'de bu işin çözümü örgütlenmektir, sendikalı olmaktır. Asgari ücret mürekkebi kurumadan alım gücünü yitiriyor. Çalışanlar örgütlenirse bu işin önüne geçebilir. Asgari ücretli çalışanların sayısı ancak bu şekilde azaltılabilir.
Asgari ücretle ilgili konuşmayan herhalde bir tek biziz. İhracatçılar ayrı konuşuyor, TOBB ayrı konuşuyor. Eğer onlar ihracat şampiyonu olduysalar emekçiler sayesinde olmuştur.
Brüt 16 bin lira maaşının 1400 lira nette kaybı oluyor. 6. ayda asgari ücrete düzenleme yapıldığı için düşük. Düzenleme olmasa 1800 lira net olacaktı. TÜRKiye'de vergi çalışanların üzerinde inanılmaz bir yük. Bu vergi yükü sürdürülebilir değil.
"İÇİMİZE SİNMEYEN BİR ŞEYE KESİNLİKLE İMZA ATMAYIZ"
İçimize sinmeyen bir şeye kesinlikle imza atmayız. TÜRK-İŞ'in asgari ücrette imza atmamak dışında yapabileceği bir eylem yok. Üçlü mutabakat sağlanmazsa imza atmayacağız, bunun da sebebini açıklayacağız. Başka da yapabileceğimiz bir şey yok. 5 oyumuz var bizim 15 kişilik masada."
Asgari ücret araştırma sonuçları açıklandı
Asgari ücrette pazarlık başladı
İşverenler asgari ücret için ne dedi?
Türk-İş Başkanı'ndan asgari ücret açıklaması
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
SORUNUN KAYNAĞI FEVRİ BAĞIRIŞLAR VE DÜŞÜNCESİZCE MÜLTECİ DOLDURUP ÇARIKLI MİLLETİN SIRTINDAN BESLENMESİDRİ..
askari ucret 2 tip olmali zor is kolay ise gore kapicilarin ev kirasi bile yok bu sekliyle devam ederse isten cikarmalar baslar yetkililer bunlari goz onunde bulundurmali
hayatınız palavra. cıkarınızı korumak ugruna yemiyeceginiz halt yok. bunu adamın kendi agzından duyduk.
Son 10 -15 yılda olduğu gibi mi
Ben bu kişiye sormak isterim kendisi ve tüm sendica başkanları o gariban dediğin işcinin sırtından aylık kaç TL para alırlar ve yıllır kaç TL ikramiye alırlar.verirler bunlar gazı verirler gazı kendilerini unuttururlar.Bakın içanadolura benim bildiğim tekstil fabrikalarının bazıları fabrikalarını kapattılar millerce işci soğukta beş parasız ve SSK sız kaldılar.bu iş işçi ve işverenin ortak birleşimi ile olmalı.bunlar diyorki tüm işciler sendikalı olsun be ne yazar benim fabrikam olsa zarar eder isem neden üretim yapayım ki .kapatırım fabrikamı KKM girerim risk almadan milyarlara kazanırım.
suriyeye git fabrika aç, sendikasız iş gücü,günlük 1 dolar aişçi var... afganistana git fabrikanı kur orada 30 usd ye 1 ay çalıştırırsın... ama ben elektrıktrik isterim, yol isterim, su isterim, fabrikamın güvenlikli olmasını isterim, hukuk isterim, can ve mal güvenliğimi isterim, bankada paramın güvenliğini isterim dersen, Türkiye gibi ülkeye fabrikanı aç, üret, kazan, işçininde hakkını ver. yoksa hem herşey güvenli olsun, ticaret yapasın, işçi ekmek parasına çalışsın geç bu boş ağızları. bilmiyorsan ticaret yapmayı, kapat dükkanını. milletin sırtından değil, emeğini sermayenle birleştirip de kazanmayı öğren gel.Kapat fabrikanıi 5,500 tl ye çalış güzel kardeşim. ölmüyor 50 milyon ücretli, sende ölmezsin açlıktan...
hukuk ortamında siviltoplum örgütleri, kuruluşları, dayanışmalar, çiftçi kooperatifleri vb. birlik olup, anayasal haklarını, anayasal çerçevede alabilir deniyor. Bu kanun TBMM de yıllar önce verilmiş... Günümüzde ise, kanun koyucular, kadın hakları değiştir, kadınlar tepki gösterince vali izni yok jopla... Öğrenciler barınama sorunu var, açız dedğiğinde meydanlarda polisle göz altına al... maden işçileri yürüdüğünde hukuksuz eylem dağılın diye biber gazı sık sonra tekmele... yani neden bu insanlar dışarıda? ne istiyorlar? ne anlatmaya çalışıyorlar ? nerede hukuksal hatalı sonuç işlem olduda ortay açıkıp bir dertlerini haykırıyorlar? dinleyen yok. bu durumlarda hukuk kemirile, kemirile işte ekonomiside, işçiside, işsizide, dolaruda, faizide vb bu hale geldi. Sorun temeli, hukuksuzluktur. hakların verilmemesidir. yıllar önce sendikalar dınlense idi, iç ekonomi bu kadar batak olmaz, kriz derinleşmezdi.
tv lerde orda burda bozoranlar, paralı yazarlar diyor ki..millet mutlu..mill etumutlu..meillet memnun, millet istekleri karşılanmıyor... millet doğlagazı özeniyor, elektrık ödenitor allah razı olsun diyor vb. diyor borozan pararlı yazarlardan biri :D ... yahu hangi millet o ? ... kadınla rhakları için meydana çıkacak polis etrafını sarıyor... emekliler protesto yapacak güvenlik güçleri dağıtıyor... öğrenciler barınma açlık vb gündeme getirmek için topalacak yurtlardan kovarız katılanı harçları keseriz deniyor :D kötlü traktörle Ankaraya gidecek protestone ürün para etmez diye yolları kesilip geri çevriliyor... besici sütleri yola dökece zdiyor göseri toplu yuruyuz hak vb yasak denılıp engellenıyor... sonra borozan çıkmış HALK MUTLU , MEMNUN diyor yahu sivil toplum kuruluşları etkisiz kılındı. halk dinlenmeden kanuni yasalar yapıldı. şimdi halk adına MUTLU diyorlar :D
sorunun kaynagı TL nin aşırı deger kaybı ama faiz haram enflasyon helal yani yönetim enflasyonun artışında hoşnut ben sürekli para basar işime bakarım diyorsa bu sorun artarak devam edecek ülkenin gündemi daima,her zaman zam olarak devam edecek.paramız pul olacak.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (02:56)