2008 yılında küresel finansal krizin dinamiti olan riskli türev ürünleri, küresel finans piyasaları ve düzenleyici otoritelerin ders çıkarmaması üzerine, krizden bu yana azalmak yerine iki katına yükseldi. Dünya'nın haberine göre, türev işlemlerinin 2008’deki 700 trilyon dolardan değerindeki tutarının 1.5 katrilyon dolara ulaştığını belirten uzmanlar, bu dev kaldıraçlı küresel ekonominin bir sonraki krizinin 2008’e göre çok daha ağır olacağını belirtiyor.
Küresel GSYH’nin 20 katı büyüklüğünde Dünyanın en önemli türev uzmanlarından Paul Wilmot, toplam türev piyasasının hacminin 1.5 katrilyonu aştığını belirtti. Küresel türev piyasasının hayli karmaşık ve kesinlikle denetlenmediği belirten Wilmot, “Ayrıca ürkütücü bir büyüklükte” ifadeleriyle riskin büyüklüğüne dikkat çekiyor. Toplam küresel ekonominin yıllık brüt gayri safi milli hafızasının 70 ila 80 trilyon dolar olduğuna dikkat çeken Wilmot, türev piyasası küresel ekonomide bir yıl boyunca alım-satımı yapılan ürün ve hizmetlerin toplam değerinin neredeyse 20 katına denk geldiğini vurguluyor.
‘Batı medeniyetini yok edebilir’ Küresel araştırma şirketi Global Research’in yayınladığı bir rapora göre, ekonomist ve gazeteci olan Politik Ekonomi Enstitüsü Başkanı Paul Craig Roberts finansal piyasalarda çok yüksek kaldıraçlı türev işlemler yapılmasını eleştiren uzmanlardan biri. Finansal bozunmanın Wall Street’i bir kumarhaneye dönüştürdüğünü belirten Roberts “Batı medeniyetini yok edebilir. Felaket her an gerçekleşebilir” diye konuştu. Dünyanın en ünlü yatırımcılarından Warren Buffet ise türev ürünler için “ekonomiler ve sıradan vatandaşlar için finansal saatli bomba” demişti. Oldukça kazançlı fakat bir o kadar da riskli olan türev işlemler için birçok ekonomist ise ‘finansal kitle imha silahları’ ifadelerini de kullanmıştı.
Dev bankalar yasayı atlamanın yolunu buldu ABD Emtia Vadelileri İşlem Komisyonu tarafından konulmuş olan Dodd Frank yasası gibi türev piyasasını sınırlandırıcı kanunların dev bankalar tarafından yasal boşluklarla atlatılabilmesi ise, hacmin bu derece büyüyebilmesinin en önemli sebebi olarak görünüyor. Reuters’ın yayınladığı bir analize göre sözleşmelerde yapılan oynamalar ve türev işlemlerinin birçoğunu ülke dışında gerçekleştirmek bankaların en çok kullandığı dolambaçlı yol. Londra merkezli veri şirketi Clarus FT’den, kendisi de eski bir swap traderı olan Chris Barnes’e göre türev piyasasındaki verilerde çok ilginç değişiklikler bulunuyor. En önemlisi de Goldman Sachs, JP Morgan Chase, Citigroup, Bank of America ve Morgan Stanley gibi dev ABD bankalarının ABD’deki işlemlerinin, denetimlerin daha hoşgörülü olup, ABD kanunlarının uygulanamadığı İngiltere gibi ülkere ve ABD dışına taşınmış olması.
‘Ekonomi basını görmezden geliyor’ 2008 krizinden bu yana batması hükümetler tarafından göze alınamayacak kadar büyük, ‘too big to fail’ bankalar konsolidasyon süreciyle herzamankinden daha büyük hale geldi. En prestijli ekonomi basının bile bu konuyu henüz su yüzüne çıkartmadığı belirtilen Global Research analizine göre, The Wall Street gazetesi tarafından incelenen ABD Merkez Bankası’nın bankalara yapmış olduğu ‘stres testi’nin sonuçlarında da türevlerin bir saatli bombaya dönüşmüş olması ve tüm finansal sistemi riske atıyor olması göz ardı edildi.
ABD’li beş bankada 200 trilyon dolardan fazla En büyük beş ABD bankasının, Dodd Frank gibi riskli işlemleri sınırlamayı amaçlayan yasalara rağmen 200 trilyon dolardan fazla türev işlemi bulunuyor. Reuters’ın yapmış olduğu bir araştırmaya göre en büyük beş bankanın toplam 200 trilyon dolar değerinde türev piyasasında işlemi bulunuyor. Birçok opsiyon ve swap işlemi ABD dışında gerçekleşiyor olsa da, uzmanlar en büyük riskin hala ABD’de olduğuna dikkat çekiyor. Eski IMF ekonomisti ve Federal Mevzuat Sigorta İşbirliği danışmanı Simon Johnson “Bunlar kriz zamanında sizi yok edebilecek riskler, çünkü ne kadar yurt dışı temsilcilikleri üzerinden işlem yapılsa da, ABD’deki bankayla her zaman bir bağ var” diye konuştu.
Elmas-türevleri yolda! Vadeli işlemcilerin yakın bir gelecekte altın gibi elmasla da türev işlemler yapabileceği belirtiliyor. Marketwatch sitesinde yer alan bir habere göre ilk kez 1982 yılında New York Commodities Exchange’e elmas türevleri için teklif götürülmüş ve reddedilmişti. Elmas dünyasında fiyat ve diğer piyasa bilgileri için önemli bir kaynak olarak görülen Rapaport Group Yönetim Kurulu Başkanı Martin Rapaport şirketin o tarihten beri bunun için çalıştığını ifade ediyor ve “2016’nın sonları veya 2017’nin başlarında elmas için de vadeli piyasa yaratacağımıza inanıyorum” diye belirtiyor.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.