CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV'de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
TBMM'de kendisine yapılan yumruklu saldırıyı araştırdıklarını ve soruşturmayı takip ettiklerini belirterek, saldırganın bu saldırıyı yapacağını ve yakında çok parası olacağını akrabalarına ifade ettiğini söyledi. Saldırganın telefon kayıtlarının henüz ellerinde olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, söz konusu kişinin davranışlarının planlı olduğunu dile getirdi.
Yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, siyasetçinin övgüye değil, eleştiriye ihtiyacı olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:
"Parti olarak bizim bu seçimlerde bir beklentimiz vardı, her siyasi partinin olduğu gibi. Biz, yüzde 31-32 çıtasını aşabileceğimizi düşünüyorduk ve bütün çalışmalarımızı, stratejilerimizi bunun üzerine inşa etmiştik. Kamuoyu yoklamaları vardı, 28-32 bandında gidip gelen. Şu da vardı, oyumuz sürekli artıyordu. Bu artışın 17 Aralık olaylarından sonra biraz yükselebiceğini, beklentimizin de üzerinde yükseklik yakalayabileceğimizi düşünmüştük ama o gerçekleşmedi. Bunun nedenlerine bakmamız gerekiyor. Neden gerçekleşmedi? Eleştiriler geliyor, 'Siz, seçimi tümüyle yolsuzluk üzerine inşa ettiniz' söylemleri. Bu nedenle 'Toplum, yolsuzluklar konusunda çok duyarlı değil, herkes çalıyor ve bunlar da çalıyor. Ne var bunda?' diyen bir toplum kültürünün oluştuğu şeklinde eleştiriler geliyor ve deniyor ki 'Böyle bir kültürde sizin sürekli yolsuzlukları dillendirmeniz doğru olmaz' deniyor."
Seçim çalışmalarında sadece yolsuzlukları değil, projelerini, programlarını, vaad ettiklerini de anlattıklarını bildiren Kılıçdaroğlu, gittikleri yerlerde çiftçinin, emeklinin, ev kadınlarının sorunlarına da değindiklerini anlattı.
"Toplumun önemli bir kesimi yolsuzluk olduğunun haberini bile bilmiyor" "Bir siyasal iktidar ve onun 4 bakanı yolsuzluk yaptı diye ve Başbakan onları korudu diye birdenbire o partiye gönül vermiş olan, o partiye geçmişte oy vermiş olan veya o partinin üyesi olanların böyle bir gecede kulvar değiştirip başka bir partiye yönelmelerini beklemek zaten doğru değil. Hele bizim gibi ülkelerde bu hiç doğru değil. Toplumun kültürü, lidere bağlılık, siyasal partiye bağlılık, oradan nemalanma, bütün bu parametreleri tek tek düşünmemiz gerekiyor" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin yerel seçimlerde 2 milyon oy kaybettiğini öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, "Yüzde 50'lerden, 55'lerden söz ediyorlardı. Sonunda de oldu? Yüzde 43 oldu. Demek ki bu toplumun en azından yüzde 57'lik bir karşıtlığı var ve bu giderek artıyor" dedi.
"Yolsuzlukların üzerine gitmenize rağmen beklediğiniz oy neden gelmedi?" sorusunu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:
"Gelmedi ama o insanların vicdanlarının bir yerinde duruyordur çünkü önümüzdeki süreç içinde parlamentoya fezlekeler gelecek. Bütün bu yolsuzluk haberlerine karşın toplumun önemli bir kesimi yolsuzluk olduğunun haberini bile bilmiyor. Böyle bir gelişmeden bilgi sahibi değil. Bu da çok önemli. Toplumun önemli bir kesimi, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren yurttaşlar, bu haberlerin doğru olmadığını, Başbakanı zor duruma sokmak için bu haberlerin üretildiğini düşünüyorlar. Önümüzdeki günlerde fezlekeler görüşülecek, soruşturma komisyonları kurulacak, bunların gerçek olduğu biraz daha net toplumun önüne konulacak."
"O süreçte o kadar çok ses kaydı yayınlandı ki vatandaşın kafası iyice karıştı"
Kılıçdaroğlu, "CHP'nin elindeki yolsuzluk kozları, AKP'nin eline geçmiş olsaydı ve onu CHP'ye karşı kullansaydı oylarında bir patlama yaratabilirdi, deniliyor. Buna ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine, "CHP'de böyle bir olay olsaydı, CHP diye bir parti kalmazdı. Bizim tabanımız, ahlaki değerleri yüksektir. CHP'ye oy veren bütün yurttaşlarıma o açıdan saygı gösteriyorum. Biz, her kuruşun hesabını soran ve her kuruşun hesabını veren bir siyasi gelenekten geliyoruz. Böyle bir gelenekten gelen bir partinin en ufak bir yolsuzluklar konusundaki bir ahlaki sapması bize ağır bedel olarak dönüyor" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan ile oğlu arasında olduğu öne sürülen ses kayıtlarının Türkiye'nin gündemine "bomba" gibi düştüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, havuz medyasının ses kayıtlarının doğru olmadığı yönünde kampanya başlattığını, Başbakan Erdoğan'ın da TİB'e yazı göndererek 17 Aralık'tan sonraki ses kayıtlarının silinmesini istediğini savundu. Kılıçdaroğlu, "Bunlar, toplumun belleğinde yeteri kadar durmadı. O süreçte o kadar çok ses kaydı yayınlandı ki vatandaşın kafası iyice karıştı. Hangisi doğru, hangisi doğru değil. Öyle bir noktaya geldi ki toplum, her akşam saat 6-7'de 'Acaba bugün ne gelecek' diye bekledi" diye konuştu.
Bazılarının "Başbakanın oğlu, onun evinde de 30 milyon avro olsun" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "30 milyon avroyu sokaktaki sade yurttaş, henüz tam kavramış değil. Nedir bu 30 milyon avro? Nasıl bir paradır bu para? Evde nasıl bunlar durur? O da dağıtıldıktan sonra kalan kısım. Bunların tamamının üzerinde durulması lazım. Devlet devletse bütün bunların üzerine kararlılıkla gider. MASAK'ın olayın üzerine gitmesi lazım. Bu kadar nakit para, hiçbir demokraside bir kişinin evinde olmaz" yorumunu yaptı.
Kılıçdaroğlu, yerel seçimde neden bekledikleri sonucu alamadıkları yönünde bir soruya "Benim samimi inancım, bizim en azından 30'u aştığımız şeklindedir ama seçim sandıklarındaki oy çalmalar ve buna benzer pek çok olay böyle bir tablonun ortaya çıkmasına yol açtı. Mesela biz Ankara'da seçimi kazanmıştık. Bir anlamda sandıklarda kaybettik" yanıtını verdi.
"Sandıkların bazılarında CHP'li üyeler yoksa bu tepkisi de son derece normaldir" CHP'nin Üsküdar Belediye Başkan Adayı İhsan Özkes'in teşkilattan gerekli desteği göremediğine yönelik görüşlerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Bir belediye başkan adayımızın özellikle seçimler bittikten ve sayımlar başladıktan sonra bütün sandıklarda CHP temsilcisini görmek istemesi kadar doğal bir şey olamaz. Eğer böyle bir beklenti gerçekleşmemişse, sandıkların bazılarında CHP'li üyeler yoksa bu tepkisi de son derece normaldir'' dedi.
Her sandıkla ilgili temsilcilerin bulunduğunu ve bu kişilerin süreci sonuna kadar takip etmesi yönünde uyarıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Bazı yerlerde diyelim ki bizim oy oranımız düşük olduğu zaman, sandık görevlisinin sandığı terkettiği söyleniyor. Bizim aslında şikayet etme hakkımız yok. Sonuçta oyların şu veya bu şekilde çalındığını iddia ediyorsan orada adamını tutacaksın, sandığın başında kalacak, elektrikler söndüğü zaman orada duracaksın, kesinlikle izin veremeyeceksin çuvallara veya sandığa müdahale edilmesine bunun aksadığını görüyoruz.''
Kendilerinin ıslak imzalı tutanakları da genel merkeze istediklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Eğer ıslak imzalı tutanaklar bize gelmiyorsa, o zaman bir sorunumuz var demektir, bunlar üzerinde duruyoruz'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yurt dışından gelecek oylar Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yurt dışındaki vatandaşların kullandığı oylarda herhangi bir hile yapılmaması için partinin nasıl bir önlem almayı planladığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, zaman zaman Avrupa'daki CHP gönüllülerini Ankara'ya davet ettiklerini onlara bilgi, belge, doküman ve stratejilerin neler olduğunu anlattıklarını ifade etti. Gelecek haftalarda bir ekibin Avrupa'ya gideceğini ve seçimin nasıl yapılacağını anlatacağını aktaran Kılıçdaroğlu, ''Burada sandıkların, oyların çuvallara konulup Türkiye'ye getirilmesi yasadan kaynaklandığı için yasa bunu böyle öngördüğü için. Aslında büyükelçiliklerde veya konsolosluklarda bu sayım yapılsa çok daha rahat olacaktı çünkü bizim temsilcimiz de ortada olacaktı. Olabildiğince dikkatli olacağız'' diye konuştu.
''Eksikliklerimiz, yanlışlarımız olabilir'' ''Aday belirleme sürecinde bazı yanlışlıklar yapıldığını kabul ediyor musunuz?'' şeklindeki bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, ''Bazı eksikliklerimiz ve yanlışlarımız olabilir. Bazı adaylarda beklediğimiz sonuçları elde etmedik. Demek ki bizim gösterdiğimiz aday, aday olduğu beldede beklediğimiz ölçüde bir oy almıyorsa, onun sorumluluğunu oturup düşünmemiz lazım, o sorumluluğu bizim üstlenmemiz lazım'' dedi.
Bazı çevrelerin kararlarında etkili olduğu, kendi özel hesaplarına göre, kararlar aldırdığı yönünde iddiaların olduğunu nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, kendisinin genel başkan yardımcılarıyla eşit mesafede olduğunu, merkez yönetim kurulu toplantısı yapılırken her toplantı öncesinde, arkadaşlarından kendi alanlarıyla ilgili MYK'ya bilgi vermesini istediğini ifade etti.
''Özel olarak birisinin bana yön verme şansı zaten yoktur'' diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Ben, CHP'nin genel başkanıyım. Toplumun çok değişik kesimleriyle görüşürüm, pek çok kişinin görüşünü alırım, pek çok kişi bazen randevu alır gelir, kendi görüşünü bana aktarır. Bunun içinde bizden solda olanlar da bizden sağda olanlar da var. Biz herkesi dinleriz zaten dinlemek gibi de irfan sahibiyiz. Sonuçta bu insanlar şu ya da bu şekilde görüşlerini aktarırlar ama bizim inandığımız belli doğrular vardır, o doğrulardan ödün vermeyiz.''
Cumhurbaşkanlığı seçimleri Sosyal medyada CHP'nin Prof. Deniz Ülkü Arıboğan'a Cumhurbaşkanlığı adaylığı teklif ettiği yönünde iddiaların yer aldığının belirtilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, ''İlk kez duyuyorum ben de. Benim de aldığım istihbarata göre de böyle bir şey yok. Yok öyle bir şey'' dedi.
Cumhurbaşkanı adayı konusunda MHP ile ortak adayda uzlaşma zemini aranıp aranmayacağına ilişkin bir soru üzerin de Kılıçdaroğlu, bunlara karar vermek için daha çok erken olduğunu, bütün seçeneklerin düşünüldüğünü söyledi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.