Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin cumhurbaşkanı adayını kimseyle istişare etmeden belirlediklerini kaydederek "İkisi kafa kafaya verdiler, başka kimsenin haberi yok, adaylarını belirlediler. Şimdi aralarında sıkıntı büyük. Zaten öyle bir güçleri olsaydı içlerinden birini çıkarırlardı. Siyasetle, halka hizmetle yakından uzaktan alakası olmayan bir isim tespit ettiler” dedi.
Başbakan Erdoğan, Tokat'ın Erbaa ilçesindeki Şehir Stadı'nda verilen iftarda vatandaşlarla orucunu açtı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, ramazan ayının ülkeye, millete ve İslam dünyasına hayırlar getirmesini, tutulan oruçların, ibadetlerin ve hayırların Allah nezdinde kabulünü niyaz ettiğini söyledi.
Son yerel seçimlerde, AK Parti'yi tercih ettikleri için Tokatlılara teşekkür eden Erdoğan, şunları belirtti:
"Sizlere sözüm vardı, demiştim ki seçim sonrası: Tokat'a teşekküre geleceğim. Tokat'a teşekküre geldiğimde Erbaa'ya da uğrayacağım demiştim. Bugün iki sözü de yerine getirmenin bahtiyarlığı içerisindeyim. Zira Tokat yerel seçimlerde maşallah sildi, süpürdü. Bütün belediyeleri hamdolsun AK Parti'ye verdi. Tokat, inanın farklı düşündü. Bir farkı ortaya koydu. İnanıyorum ki şu önümüzdeki 5 yıl içerisinde bunun da neticesini alacak. Tüm belediye başkanlarımızı, tüm belediye meclis üyelerimizi, ilk genel meclis üyelerimizi, hepsini, şu önümüzdeki 5 yıl içinde gece gündüz demeden halkımızın hizmetinde en güzel hizmeti vermelerini tabii ki rica ediyorum. Çünkü AK Partili belediyeler bir farkın ifadesidir. Bu farkı da ortaya koymalıdır."
Erdoğan, 10 Ağustos'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Tokat ve Erbaa'dan, tüm Türkiye'ye örnek olacak rekor bir netice beklediğini dile getirerek "Bu rekor neticeye var mıyız? Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Maşallah, Allah nazardan saklasın" diye konuştu.
Bizde kula kulluk yok Vatandaşların, "Dik dur eğilme" diye slogan ataması üzerine, Erdoğan, "Erbaa, bugün Tokat'ta söyledim ya biz Hakk'ın huzurunda rükuda eğiliriz. Bunun dışında bizde kula kulluk yok. Birileri farklı yere kulluk edebilir ama biz asla, sadece Hakk'a kulluk... Bunun dışında hiçbir yere asla. Bizim ubudiyet anlayışımız budur. Hakk'tan başka, Allah'tan başka kimseye hiçbir güce kulluk yok. Biz bunu böyle öğrendik. Böyle biliyoruz, böyle inanıyorum. İmanımızın gereği de budur" şeklinde konuştu.
Erdoğan, 2007 yılında AK Parti’ye cumhurbaşkanı seçtirmemek için görülmemiş, duyulmamış engeller çıkarıldığını, bunun karşısında boyunlarını bükmediklerini, hemen seçim kararı aldıklarını ve meseleyi milletin hakemliğine bıraktıklarını anlatarak milletin 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 47 ile tercihini AK Parti’den, demokrasiden yana kullandığını anlattı.
O dönem yerel seçimlerin ardından yapılan halk oylamasıyla cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlayan düzenlemeye milletin yüzde 69’luk bir destek verdiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi acaba bu Kılıçdaroğlu ve Bahçeli hangi yüzle milletin huzuruna gelecekler, hangi yüzle milletten adayları için oy isteyecekler. Hani siz, halkın cumhurbaşkanı seçmesini istemiyordunuz. Şimdi hangi yüzle geleceksiniz halka. Bu ikili, bir istişare neticesinde adaylarını belirlemedi. İkisi kafa kafaya verdiler, başka kimsenin haberi yok, adaylarını belirlediler. Şimdi aralarında sıkıntı büyük. Zaten öyle bir güçleri olsaydı, içlerinden birini çıkarırlardı. Siyasetle, halka hizmetle yakından uzaktan alakası olmayan bir isim tespit ettiler."
Erdoğan, 10 Ağustos’ta Türkiye’de ilk defa cumhurbaşkanını halkın seçeceğine işaret ederek adaylığının açıklanmasının ardından ikisi ilçe mitingi olmak üzere Tokat dahil altıncı mitingini gerçekleştirdiğini, Erbaa ile birlikte beşinci iftar programına katıldığını söyledi. Ramazan boyunca mitinglerinin ve iftar programlarının devam edeceğini, yarın da Yozgat’ta miting düzenleyeceğini bildiren Erdoğan, "Ama Yozgat anlamlı. Yozgat da bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı, hep bizimle beraber oldu. Beraber yürüdük bu yollarda dedik, beraber olduk" dedi.
Ramazan bayramından sonra günde 2 mitingle cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını sürdüreceğini ve cuma günü de Türkiye’nin geleceğine dair "Vizyon Belgesi"ni kamuoyuna açıklayacağını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2023 hedeflerimizi, 2053 ve 2071’e dair tahayyülümüz bu belge ile daha da zenginleştiriyor, daha da somutlaştırıyoruz. Bizim arkamızda 12 yıllık bir somut icraat dönemi var. Biz, Türkiye’nin geleceğine dair hedeflerimizi ortaya koyarken, bunların 12 yıllık icraatlarımızın üzerine oturtuyoruz. Ziya Paşa’nın o meşhur sözünü hatırlıyorsunuz değil mi? ‘Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünün rütbei aklı eserinde.’ Bir başka söz daha var: Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Bunlarla anılacağız. Bir başka söz daha var. O da Baki’nin: 'Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer.' İnşallah biz bu kubbede o sadayı eserlere bırakmanın gayreti içerisindeyiz. İşimizle yaptıklarımızla başlattığımız, bitirdiğimiz, süren ve başlayacak olan projelerimizle eserlerimizle ortadayız."
Erdoğan, bir medeniyet iddiası, kadim medeniyeti ihya etme, tüm mağdurların, mazlumların, gariplerin umudu olacak şekilde yükseltme hedefleri olduğunu anlatarak "Bunun için Türkiye’nin önündeki sorunları çözme konusunda başlattığımız çok önemli çalışmalar var. Çözüm Sürecini başarıya ulaştırmak, ülkemizi ve milletimizi sürekli yoran bu meseleyi hal yoluna koymak istiyoruz. Yani terörle mücadelede başarılı olma hedefimiz var. Ülkemiz için büyük bir tehlike olan, CHP ve MHP’yi de güdümüne alan paralel yapıyı tüm unsurlarıyla devletten temizlemek istiyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, 2023 yılında kişi başına milli geliri 25 bin dolar, ihracatı da 500 milyar dolara yükseltmek istediklerini belirterek şunları kaydetti:
"Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da ve bölgemizde diğer ülkelerde yaşanan karışıklıkların, karmaşanın, zulmün bitmesini, buralardaki kardeşlerimizin huzura ve refaha ulaşmasını arzu ediyoruz. Balkanlar’dan Güney Asya’ya bütün buralara kadar umudunu Türkiye’ye, bu millete bağlamış her kardeşimize yardım eli uzatmak, ihtiyaç duyduklarında en etkili şekilde yanlarında olmak istiyoruz. Bu yolda çalışmak, mücadele etmek, gerekirse risk almak bizim tarihi sorumluluğumuz, vicdani, ahlaki sorumluluğumuz. Bu milletin derdiyle dertlenmeyenden bu ülkeye de bu millete de hayır gelmez.
Tek sermayeleri Tayyip Erdoğan düşmanlığı, AK Parti düşmanlığı olanların bu ülkeye verebilecekleri hiçbir şey yoktur, olamaz. Yeni Türkiye inşallah yeni cumhurbaşkanıyla yeni cumhurbaşkanlığı anlayışıyla farklı yükselecektir. Sizlerin teveccühüyle inşallah seçilmem halinde milletten yana, milletin tarafından, Tokatlıların, Erbaalıların safında bir cumhurbaşkanı olacağım. Bugüne kadar milletime verdiğim her sözümü tuttum. Bu sözümü de inşallah tutacağım."
Türkiye'de her yeniliğin, her reformun karşısına dikilen, reformları engellemeye çalışan bir zihniyet olduğu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"O zihniyet, Kılıçdaroğlu zihniyetidir, CHP zihniyetidir. Onların nasıl bir Türkiye istediklerini biz biliyoruz. Aslında onların istedikleri gibi bir Türkiye'yi bizler de babalarımız, dedelerimiz de gördüler ve yaşadılar. Rahmetli babam, dedem, bize onları hep anlatırdı. Nüfus kağıtlarını dedem, babam, önüme koyduğu zaman biz şaşırırdık. Niye? Gazyağını, bakıyorsun, karne ile alıyorsun. Unu karne ile alıyorsun, ekmeği karne ile alıyorsun. Böyle bir Türkiye, modern Türkiye olabilir mi? CHP, yokluktur. Bahçeli, yokluğun mimarıdır. Gölcük depreminde, depremin altında kaldı. Sakarya'da depremin altında kaldı. 5 yıllığına iktidar oldular, 3,5 yılda kaçıp gittiler. Şimdi de birbirlerini buldular. İşte, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, yanlarında adayları ve iki tane de farklı partiler, onlarla beraber 'Biz, şimdi adayımızı destekliyoruz' diyorlar. Haydi, hayırlı olsun."
Eskiden devletin etrafında bir seçkinci zümre olduğunu ifade eden Erdoğan, "Kendilerini büyüttüler, ekonomilerini de büyüttüler. İmtiyazlarını çoğalttılar ama milletten her şeyi esirgediler. Kendileri için huzur dolu, refah dolu bir hayat inşa ettiler. Millete ise yoksulluk, zulüm bıraktılar, baskı bıraktılar. Milletten her zaman aldılar" diye konuştu.
Millet ibret dersi verecek Şabanözü'ne giden CHP heyetinin orada bir yaşlı bir kişi ile görüştüğünü aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
"Amca'ya diyor ki: 'Bu Demokrat Parti, yeni kuruldu, neyini destekliyorsunuz?' Amcanın verdiği yanıt, çok manidardır: 'Siz, bizden hep istediniz. 'Ver' dediniz, verdik. 'Öl' dediniz, öldük. Tekrar geldiniz, 'Ver' dediniz, verdik. 'Öl' dediniz, öldük ama Menderes, Celal Bayar, geldi. Onlar bize 'Al' dediler. Onlar 'Ver' demediler, onlar 'Öl' demediler. Menderes'ten sonra şimdi AK Parti 'Al' diyor. Bunlar, tarihleri boyunca millete hizmeti değil sadece kendilerine, sadece çevrelerine hizmeti tercih ettiler. Milletin haklarını olduğu kadar tercihlerini sürekli aşağıladılar. 2007'de bizim cumhurbaşkanı seçmemize de karşı çıktılar. Halkın cumhurbaşkanı seçmesine de karşı çıktılar. Şu anda da adeta milletle alay ediyorlar. Milletin zekasıyla milletin tercihleriyle milletimizin ferasetiyle basiretiyle adeta dalga geçiyorlar. Ben inanıyorum ki 10 Ağustos'ta millet, bunlara bir kez daha gereken dersi verecektir. Millet, kendi içinden bir adayı o yüksek makama taşıyarak hem de yüksek bir oy oranı ile taşıyarak milletin zekası ile dalga geçenlere hiç unutulmayacak bir ibret dersi verecektir."
Yüzü millete değil, devlete dönük cumhurbaşkanlığı dönemi sona eriyor
Meselenin cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi meselesi olduğunu, teknik bir mesele olmadığını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Biz, yetkiyi Meclis'ten, vekillerden alarak millete yani asıllara, size teslim ettik ama değişim yalnızca bundan ibaret değildir. Artık zihniyet değişimi yaşanıyor. Milletten kopuk, yüzü millete değil, devlete dönük cumhurbaşkanlığı dönemi sona eriyor. Bunun benzer bir tecrübesini geçmişte yaşadık. Bakın, 1950'de Demokrat Parti seçimi kazanınca sadece hükümet ve başbakan değil, cumhurbaşkanı da değişti. Merhum Celal Bayar, cumhurbaşkanı olarak, merhum Menderes, başbakan olarak, birlikte uyum içinde Türkiye'ye çok büyük hizmetler verdiler. 1960 darbesi ile işte bu uyumu ortadan kaldırdılar. Hükümet, milletin hükümeti olacak ama onun üstünde devleti temsil eden cumhurbaşkanı olacak. Cumhurbaşkanı, adeta milleti frenleyecek. Millet ne derse desin, hangi istikamete bakarsa baksın, cumhurbaşkanlığı makamı, devletin isteklerini yerine getirecek. Merhum Özal, işte bu anlayışa aykırı bir cumhurbaşkanı oldu. Sayın Gül, bu anlayışa aykırı bir cumhurbaşkanı oldu. Biz, şimdi hem seçilme yöntemini hem de anlayışı kökten değiştiriyoruz. Devlet ve milleti buluşturuyoruz. Devlet ve milletin aynı istikamete bakmasını sağlıyoruz. Bu yeni dönem, inşallah Türkiye için son derece hayırlı bir dönem olacak. İşte şu anda CHP, MHP, bu yeni döneme karşı çıkıyor. Millet egemenliğinin tam olarak tecelli edecek olmasından korkuyorlar. Cumhurbaşkanını halkın seçmesine itiraz etmişlerdi. Şimdi, seçime giriyor ama o eski cumhurbaşkanı modelini yaşatmak için giriyorlar. Dikkat ederseniz, sahada yoklar, sonucu biliyorlar. Yaptıkları yanlışı görüyorlar. Her ikisi de köşe bucak gözlerden kaçıyorlar."
CHP ve MHP'nin "cesaret edip kendi içlerinden bir aday çıkaramadığını" ifade eden Erdoğan, CHP ve MHP'nin 30 Mart'ta ittifak yaptığını ama "çok ağır bir yenilgi yaşadıklarını" savundu. Erdoğan, "Ama ibret almadılar, ders almadılar. 10 Ağustos'ta milletim, inşallah bu kez anlayacakları bir dersi verecek onlara" dedi.
Birbirimize veda etmiyoruz Eski Türkiye'ye ve eski Türkiye'nin muhalefet anlayışına takılıp kalmayacaklarını bildiren Erdoğan, büyük hayalleri ve büyük hedefleri olduğunu, oraya doğru koşmaya devam edeceklerini anlattı. Birlik, beraberlik, kardeşlik içerisinde çok daha büyük ve itibarlı, bölgesinde daha etkin bir Türkiye'yi inşa ettiklerini ve etmeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Birbirimizden ayrılamıyoruz. Birbirimize veda etmiyoruz. Bu, bir veda değil, 'basü bade'l mevt'tir. Bir başlangıçtır. Millet ve Başbakan, 12 yıl beraber Türkiye'yi büyüttüler. İnşallah bu sefer de millet ve cumhurbaşkanı beraber Türkiye'yi büyütecekler. Cumhurbaşkanıyla başbakanıyla bakanlarıyla inşallah farklı bir Türkiye'yi inşa ediyoruz. Hayır dualarınızı bizlerden eksik etmeyin."
Cüneyt Çakır'a başarılar diliyorum Alandakilerin ramazan ayında millet, Türkiye ve İslam coğrafyası için dualarını eksik etmemesini isteyen Erdoğan, Suriye, Filistin, Irak, Libya, Myanmar, Pattani'de yaşananlara karşı duyarlı olunması gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Irak'ta şu anda başkonsolosluğumuzdan rehin olarak alınmış olan kardeşlerimizin durumunu takip ediyorsunuz, bizler de takip ediyoruz. Temennim odur ki bu mübarek ramazan ayında, bu IŞİD denilen örgüt, artık eğer gerçekten inanıyorlarsa artık bu kardeşlerimizi ülkelerine iade etmeleri gerekir. Bunu bekliyoruz" diye konuştu.
Milli hakem Cüneyt Çakır'ın dünya kupası yarı final maçını yöneteceğine işaret eden Erdoğan, "Milli takımımızla olmasa da hakemlerimizle dünya kupasında temsil ediliyoruz. Milli hakemimiz Cüneyt Çakır'ın bu akşam Arjantin Hollanda müsabakasını yönetiyor olması, bizim için ayrı bir iftihar vesilesi. Buradan kendisine tebriklerimi iletiyorum. Bu yöneteceği maçta da başarılar diliyorum" dedi.
Erdoğan, herkesin ramazan ayını ve Ramazan Bayramı'nı da kutladı.
Başbakan Erdoğan, iftarın ardından Erbaa Belediyesini ziyaret etti. Erdoğan, belediyeden ayrılırken kendisini bekleyenlere kısa bir konuşma yaptı, Ramazan Bayramı'nı kutladı.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.