E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaKulisTEB-FORTİS BİRLEŞİYOR MU?---

TEB-FORTİS BİRLEŞİYOR MU?

TEB-FORTİS BİRLEŞİYOR MU?
10 Kasım 2008 - 14:34 borsaningundemi.com

Belçika ve diğer ülkelerdeki Fortis'in iştiraklerinin ne olacağı henüz bilinmiyor. Şu anda atanan geçici CEO'nun, yaşamsal kararları almayacağı tahmin ediliyor. Ya Fortis Türkiye?

Dünyadaki global krizin bir kurbanı da Belçikalı Fortis oldu. 2008 başında Hollandalı ABN Amro'yu satın almak için yaklaşık 25 milyar Euro harcayan Fortis, dalgalanmadan etkilendi ve Belçika hükümeti hisselerini satın aldı. Ardından bildiğiniz gibi hükümet, hisseleri Fransız BNP Paribas'a devretti. Edindiğimiz bilgiler doğrultusunda, sizlere olası gelişmeleri aktarmak istiyoruz. BNP Paribas, Türkiye'de Türk Ekonomi Bankası'nda (TEB) yarı hisseye sahip. TEB'in diğer yarı hissesinin sahibi Hasan Çolakoğlu ile ortak olmaktan mutlu olduğu biliniyor. Yola da Çolakoğlu ile ortak devam etmek istediği söyleniyor. Bildiğiniz gibi hafta içinde BNP Paribas, Fortis Türkiye'nin hisselerini devir almak için Rekabet Kurumu'na başvurdu. Başvurunun olumlu sonuçlanması bekleniyor. Çünkü, her iki kuruluşun piyasa payı yüzde 5'i bile bulmadığından, izin konusunda bir sıkıntı olmayacağı hesaplanıyor. Rekabet Kurumu'ndan çıkacak izinden sonra, TEB-Fortis Türkiye'nin birleşmesi için yapılan çalışmaların somutlaşması bekleniyor. Şöyle ki, bugüne kadar TEB ve BNP kökenli bankacıların Fortis Türkiye üzerinde yaptıkları birleşme senaryoları, somut olarak masaya konacak. Edindiğimiz bilgiye göre, Hasan Çolakoğlu, Fortis Türkiye'nin yarı hissesini BNP Paribas'dan satın alacak. Bu işlemin ardından iki bankanın birleşme işlemlerine geçilecek. Tarih konusunda da resmi işlemlerin yıl sonuna kadar yetiştirilmeye çalışılacağını öğrendik. Fakat, kasım ayında olmamız, tarihin bir miktar sarkabileceğini gösteriyor. Resmi satın almanın ardından, iki bankanın fiili birleşme sürecine geçilecek. Bir bankacı kaynağım, "BNP, Çolakoğlu ile ortaklıktan son derece mutlu. Çolakoğlu da yarı hissenin altına düşmek istemeyecek. Hasan Bey de Fortis'in alınmasını istiyor. Burada en önemli faktör, fiyat olacak. Sanırım, iki taraf da uygun bir fiyatta anlaşacak ve birleşme sağlanacak" diyor. Bankacılar devletin zirvesinde Geçen hafta bu köşede Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile bir toplantı yaptığını yazmıştım. Bu toplantıyı önemli kılan, kamuoyuna açıklanmamış olmasıydı. Bankacıların Maliye Bakanı Unakıtan ile başlayan devletin zirvesiyle buluşmaları, geçen hafta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan ile devam etti. 4 Eylül Salı akşamı, TBB'nin 50'inci yıl kutlamasına da katılan Cumhurbaşkanı Gül, gündüz TBB yönetim kuruluyla toplantı yaptı. Edindiğim bilgilere göre bu toplantıda Cumhurbaşkanı Gül, global kriz hakkında bankacılardan bilgi alıp, alınacak önlemler konusunda talep ve önerilerini dinlemiş. Bu toplantıda ayrıca son günlerin en popüler konusu olan 'kredilerin geri çağrılması' konusu da gündeme gelmiş. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuyla ilgili olarak bilgi alırken, bankacıları dikkatli olmaları noktasında uyararak hassasiyetini hissettirmiş. Cumhurbaşkanı Gül, ayrıca bankacılardan kriz nedeniyle İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin aksatılmamasını da istemiş. Bankacılar ise kredilerin geri çağrılmasının sözkonusu olmadığını, ancak kredi talebinde bir yavaşlama olduğunu dile getirmişler. Görüşmede, yabancı sermayeli bir bankanın genel müdürü ise "Türk bankaları sağlam" açıkmalarına dikkat çekerek, "Bu söylemde yabancı sermayeli bankalar yeterince güçlü değilmiş algılaması oluşuyor, mevduatın yönü değişiyor, lütfen 'Türkiye'deki bankalar sağlam' şeklinde genel bir mesaj tercih edilsin" isteğinde bulunmuş. Edindiğim bilgilere göre bankacıların Başbakan Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede de başta kredilerin çağrılması meselesi olmak üzere; mevduat güvencesi, sendikasyon kredileri ve krize karşı alınacak önlemler ile bankaların talepleri gibi konular gündeme gelmiş. Toplantıda konuyla ilgili bir rapor hazırlanıp Başbabakan'a sunulmasının da kararlaştırıldığı belirtiliyor. Şube müdürlüğünden yönetim kuruluna Geçen hafta İş Bankası yönetim kurulu üyeliğine yeni bir atama yapıldı. Yaklaşık 5-6 ay önce Salih Kurtuluş'un ayrılmasıyla boşalan yönetim kurulu üyeliğine, İzmit Şubesi Müdürü Hasan Koçhan atandı. Hasan Koçhan da selefi Salih Kurtuluş gibi şube kökenli. Ankara İTİA Bankacılık Sigortacılık Yüksek Okulu Bankacılık Bölümü'nden mezunu olan Koçhan, 1984 yılında Maçka/Trobzon'da aday memur olarak başladığı İş Bankası'nın yönetim kuruluna kadar yükseldi. Yerine seçildiği Salih Kurtuluş da Sultanhamam, Rıhtım-Kadıköy ve Yenicami gibi İş Bankası'nın büyük şubelerinde müdürlük yaptıktan sonra yönetim kurulu üyeliğine getirilmişti. Koçhan'ın atamasıyla İş Bankası'nda bir gelenek daha devam ettirilmiş oldu. Şube müdürlerinin yönetim kurulu üyeliğine getirilmesi, diğer bankalarda pek rastlanılmayan bir durum. En azından ben rastlamadım. Genel Sigorta'da nöbet değişimi Genel Sigorta'nın genel müdürü Hulusi Taşkıran, 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle aktif görevi bırakıyor. Yeni yılla birlikte Genel Sigorta'da yönetim kurulu üyesi olacak olan Taşkıran'ın yerine halen genel müdür yardımcısı olan Serdar Gül getiriliyor. Hulusi Taşkıran, aynı zamanda Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı da yürütüyor. Edindiğim bilgilere göre Taşkıran, Genel Sigorta'daki aktif görevinden sonra TSRŞB'nin başkanlığından da ayrılmayı düşünüyor. Yani TSRŞB'nin Nisan 2009 tarihinde yapılacak olan genel kurulunda aday olmayı şimdilik düşünmüyor. Ancak bu süre içinde sektördeki gelişmeler ve dengeler bunu değiştirir mi bilmiyorum. Anımsanacağı gibi Çukurova Grubu'na ait olan Genel Sigorta, 2007 yılında yüzde 80'i İspanyol Mapfre Grubu'na satılmıştı. Krediler batarsa bankacılar cezaevini mi boylayacak? Finans sektöründe son günlerin en popüler konusu, kredilerin geri çağrılması… TBB'nin 50'inci yıl dolayısıyla yaptığı toplantıda da gazeteciler ile bankacılar arasındaki diyalogların çoğu da bu konu üzerineydi. Konuyla ilgili sohbet ettiğim bir bankanın genel müdürünün espriyle karışık yaptığı değerlendirme oldukça manidardı. 2001 krizinden sonra suiistimalin söz konusu olmadığı batık kredilerden dolayı birçok bankacının kovuşturmaya uğraması, gözaltına alınmasına atıfta bulunan genel müdür, "Bankacılara kredileri geri çağırmayın diyorlar ama cezaevleri de bizi bekliyor" dedi. Bankacılık Kanunu'nda 2001 krizinden sonra yapılan değişiklik ile bu konuyla ilgili hükmün daha da ağırlaştırıldığını söyleyen genel müdürün şu sözleri oldukça anlamlıydı. "Ekonomik ve piyasa koşulları veya şirketin kötü yönetilmesi gibi bankacıların hiçbir dahlinin olmadığı nedenlerden ötürü batan kredilerden sorumlu tutulup, hapse girebiliriz. Bu durumda krediler konusunda hassas ve dikkatli olmayalım da ne yapalım. Kredi batarsa hapsi boylayacak olan biz oluruz." EKONOMİST/KAYHAN ÖZTÜRK

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)