E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Tahvil piyasası ile hisse senetleri arasında her zaman bir rekabet olmuştur. Piyasaya girmenin kısa yolu olduklarından dolayı hisse senetleri büyük oranda manşetleri süsleyerek bireysel yatırımcıları etkisine alır. Sürekli gelir yatırımları ise daha kötümserler ve daha “akıllı” yatırımcıların tercih ettiği varlık sınıfıdır.
Hisse senetlerinin tahvil piyasasına göre daha fazla kazanç getirdiği fikrine kimse karşı çıkmıyor. Buna karşın Bloomberg yazarı Brian Chappatta son otuz yılda bu iki varlık sınıfı arasındaki yarışın görece daha yakın geçtiğine dikkat çekiyor. Chappatta’nın yazısında paylaştığı verilere göre Dow Jones Endeksi 1990 yılından bu yana ortalama %11,1 getiri sağladı. S&P 500 %10,7 kazandırdı. Yüksek verimli tahviller %8,9, yatırım notlu şirket tahvilleri %6,9 ve ABD Hazinesi tahvilleri %5,5 ortalama getiri sağladı. Bloomberg yazarına göre tüm bu esneme süresince birkaç akıllı kararla sürekli gelir fon yöneticileri endeksleri tamamen geçemeseler dahi ortalama ABD hisse senetleri performansına yaklaşmayı umut edebilirler.
Ancak 2021’e gelindiğinde tahvil yatırımcıları ciddi anlamda havlu atmaya yaklaşmış gözüküyorlar
Hakim tahvil verim seviyesine küçük bir bakış bütün hikayeyi anlatıyor. ABD Hazinesi 10 yıllık hazine tahvilleri halen %1 altında verim sağlıyor. ABD’deki yüksek dereceli 10 yıllık belediye ait borç tahvillerinde ise verim %0,67 oranında. 12 yılda olgunlaşan, AAA notundan 6 veya 7 adım gerideki ortalama yatırım notlu şirket tahvillerinin getirileri %1,82 ile rekor dip seviyesinden sadece 2 baz puan yukarıda. Ortalama çürük tahvillerin getirileri ise %4,49 ile tüm zamanların en düşük seviyesine yakın işlem görüyor.
Tahvil verimleri yatırımcının temerrüde düşmemesi koşuluyla, bir tahvili vadesine kadar tutarak elde etmeyi bekleyeceği toplam getirinin bir ifade eder. ABD Hazinesi’nde faizlerin düşmesi tahvil fiyatlarını da yükseltti. Tüm sabit gelirli varlıklar son 30 yıldır rüzgarı arkalarında tutsa da denklemdeki “gelir” kısmı, uzun vadede getirileri güvenilebilir bir şekilde yönlendirilmesi için anahtar kelime olmuştu. Bu özellikle de kriz dönemlerindeki sabırlı yatırımcılar için önemliydi. 2011’in sonunda veya 2016’nın başlarında yüksek getirili tahvil satın almak yıllarca %10’luk bir getiriye sabitlenme imkanı sağladı.
Beklenmedik gelişmelerle birlikte geçen içerisinde bulunduğumuz yılda ise ABD Merkez Bankası bilanço defterini 3 trilyon dolardan fazla arttırdı ve şirket tahvilleriyle belediye borç tahvillerine daha önce hiç yapmadığı bir biçimde saldırdı. Buna karşın tahvil yatırımcıları yine de benzeri bir sabrın ödüllendirilip ödüllendirilmeyeceğini merak ediyor. ABD ekonomik büyümesinde önümüzdeki yıl tahvil verimlerinde keskin bir artışa yatırım yapmak FED’in ABD Hazinesi’ni bükebilme yeteneği göz önüne alındığında gerçek dışı bir beklenti gibi gözüküyor. Buna karşın 2020 yılında %16,9 artan S&P 500 Endeksi FED’in kurumsal kredi imkanlarını açıklamasının ardından 23 Mart’tan bu yana %67,3’lük göz kamaştırıcı bir ralli gerçekleştirdi.
Yatırım danışmanlığı şirketi Janus Henderson Investors’ın Küresel Tahviller Başkanı Nick Maroutsos konuyla ilgili açıklamasında, “Dürüst olalım. Sürekli gelir portföyümüzde neden ana para üzerine artı %2’den %3’e kadar bir verim elde etmek isteyelim. Bu verimi hisse senetlerinden iki ya da üç gün içerisinde elde edebiliriz. Neden düşük dereceli borç alalım? Hisse senetleri satın almak ve büyük ihtimalle daha iyi bir sonuç almak varken neden likidite, banka kredisine sahip olalım?” dedi.
Maroutsos bu yıl %3 oranında kazandıran 2,9 milyar dolarlık Janus’un kısa vadeli gelir yatırım fonunu yönetiyor. Bu gelir yetersiz bir oran olarak görülebilir. Ancak standart sapma ile ölçülen fonun volatilitesi S&P 500 borsa yatırım fonlarının volatilitesinin onda birine sahip. Bu da risk birimi başına geri dönüş açısından güçlü bir performans anlamına geliyor.
Maroutsos, “Yatırımcılarımıza söylediğimiz şey merkez bankasının faiz oranlarını arttırmayacağı ve yolun sonunda çok fazla volatiliteyle karşılaşılmayacağı. Bir sürü gelir elde edemeyeceksiniz ama gelirinizde çok fazla değişkenlik olmayacak. Eğer buna gelecek 12 ay için uyuyorsanız tamam. Fakat daha agresif olmak istiyorsanız bunu hisse senetleri alanında yapmalısınız” ifadelerine yer verdi.
BlackRock’ın Sürekli Gelir Birimi Baş Yatırım Sorumlusu Rick Raider benzeri bir sonuçla bireysel yatırımcıların %60’lık hisse senedi ve %40’lık tahvil yatırımı yaptığını görüyor. Söz konusu 60’a 40’lık oranın alışılmışın dışında bir şekilde riskli yatırıma döndüğünü belirten Raider, “Bugün finanse ettiğimiz getiriler normalleştirilmiş bir durumda değil. Hisse senetlerinin daha yüksek verim sağlamaya devam edeceğini düşünmemin bir nedeni de şirketlerin sermaye harcamaları, şirket evlilikleri ve satın almalar, Ar-Ge'ye para harcamasına izin vermeklerdir. Bu alanlar şirketler için doğrudan bir kurumsal değer enjeksiyonudur ve borç alabilecekleri alanlardır" ifadelerine yer verdi.
Chappatta yazısının sonunda, “Hisse senetleri ‘her zaman yükselmez’ ve kesinlikle risksiz getiri alanı olarak görülmemesi gerekir. Riskli fon yöneticisi milyarder Leon Cooperman gibi bazı piyasa gözlemcilerinin de belirttiği gibi bu tahvil oranları ‘serbest getirili risk’ sunuyor. Sabit getirideki ‘akıllı para’ da dahil olmak üzere iki seçenek arasında kalındığında yatırımcıların yeni yıl rallisinde hisse senetleri rallisine yönelmesi sürpriz değil” yorumlarında bulundu.
Küresel borsalar yeniden dot-com krizine ilerliyor
Borsalarda Noel Baba rallisini iptal edecek üç gelişme
SEC’in Ripple’a açtığı dava kripto paralar için ne anlama geliyor?
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (15:19)