E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Türkiye’nin bölgesel rakipleri Akdeniz’deki jeopolitik mücadelelerini Suriye sahasına taşımaya çalışıyor. Abu Dabi Veliaht Prensi ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Silahlı Kuvvetleri Başkomutan Yardımcısı Muhammed bin Zayid’in, Şam Yönetimine müttefiklik ilişkisi teklif ettiği belirtiliyor.
BAE ile Şam arasında Şubat ayında yapılan gizli görüşmeye göre, BAE Şam rejimini İdlib’deki Türk birlikleri ve Suriye Milli Ordusu’na yönelik saldırıya geçmesine ikna etmeye çalışmıştır. Şam rejiminin bunu kabul etmesi durumunda BAE maddi destekte bulunabileceğini, rejimin kontrol ettiği alanlara alt yapı yatırımları gerçekleştireceğini ve ABD’nin Şam’a uygulamakta olduğu yaptırımların kaldırılması konusunda lobi yapabileceği önerisinde bulunmuştur. Ne İran ne de Rusya’dan maddi destek gördüğünü dile getiren Şam yönetiminin BAE’nin 3 milyar dolarlık teklifini kabul ettiği aktarılıyor.
BAE’nin Şam yönetimiyle müttefik olma çabası, Türkiye’nin Suriye ve Libya politikalarına karşı atılan bir adımdır. İdlib krizini tetikleyen Rusya’nın politikası da bununla ilgiliydi. Türkiye İdlib krizi üzerinden Libya politikasından vazgeçirilmeye çalışılıyordu. Bilindiği üzere, Türkiye Libya’da uluslararası toplum tarafından tanınan Libya Ulusal Mutabakat Hükümetini (UMH) desteklerken, BAE, Suudi Arabistan, Mısır ve Rusya muhalif olan sözde Libya Ulusal Ordusu (LUO) komutanı Halife Hafter’e destek veriyordu. Son İdlib krizinde sadece Rusya-Şam-İran ittifakı yoktu. Bu aktörler hadisenin görünen yüzüydü. Olayın arkasında esas Rusya-BAE-Suudi Arabistan-Mısır ortaklığı vardı.
Körfez ülkelerinin desteğini elde eden Şam rejimi, kendini daha cesur hissederek Rusya’nın çıkarlarıyla örtüşmeyen hamlelere girişebilir. Rusya’nın hava desteğinden yoksun kalması durumunda rejim güçlerinin, İdlib krizi örneğinde olduğu gibi, sahada başarılı olması imkansızdır.
AMAÇ TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ KESMEK
İdlib krizinde Rusya, Körfez Monarşileriyle ortak hareket ediyordu. İdlib krizinin devam ettiği ortamda BAE’nin Şam’a yapmış olduğu müttefiklik önerisi, Rusya’nın bilgisi dışında değildi. Hatta Rusya bu sürece dahildi. Rus üst düzey devlet yetkilileri Körfez ülkelerine üst üste ziyaretler gerçekleştirmişti.
23 Ocak’ta Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narışkin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’la Suriye krizini görüştü. 4 Şubat’ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov BAE ve Umman’ı ziyaret etti.
BAE’li mevkidaşıyla basına kapalı yapılan görüşmenin ardından açıklama yapan Lavrov, Suriye konusunda BAE’yle aynı fikirde olduklarını söyleyerek Türkiye’nin İdlib politikasını eleştirdi. Lavrov’un ardından 11 Şubat’ta Umman ve BAE’yi ziyaret eden Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Narışkin’in bu ülkelerin istihbarat birimleri başkanlarıyla yaptığı görüşmelerin ana konusu İdlib krizi ve Ortadoğu’daki güvenlik konuları idi.
BAE-Suudi Arabistan-Mısır üçlüsünün Rusya’yla özellikle Suriye konusunda ilişkilerde bahsi geçen faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda, Türkiye’ye karşı savaşa zorlamaları durumunda Şam rejiminin başarısız olması kaçınılmazdır. Rusya’nın askeri desteğini alarak bunu başaramayan söz konusu aktörlerin Rusya olmadan bu yöndeki amaçlarına ulaşmaları olanaksızdır.
Rusya İdlib’e yönelik saldırılarının gerekçesinin “terörizmle mücadele” olduğunu açıkladı. Fakat Türkiye için de sorun teşkil eden radikal unsurların Suudi Arabistan ve BAE tarafından desteklendiğini Rusya’nın bilmemesi imkansız. Dolayısıyla da Körfez monarşileri tarafından desteklenen terör grupları Esed rejimi, Rusya ve İran'ın "teröre karşı mücadele" adı altında İdlib’e yönelik operasyon başlatmalarına zemin hazırlamaktadır.
Diğer bir deyişle, İdlib’deki terör unsurlarına yönelik mücadele aslında söz konusu ülkelerin dış politika hedeflerine ulaşmak için bir araç niteliğindedir. Bunların öncelikli hedefleri ise Türkiye’nin Suriye ve Libya politikalarının önüne geçmek ve kendi jeopolitik çıkarlarını hayata geçirmekti.
RUSYA'NIN TAVIR DEĞİŞİKLİĞİ
Fakat Türkiye ile Rusya’nın İdlib’de doğrudan karşı karşıya gelme riskinin artmasıyla Rusya İdlib politikasını değiştirmek durumunda kaldı. Türkiye’nin ateşkes önerisini kabul etti. 5 Mart’ta Moskova’da Türkiye ile Rusya arasında İdlib konusunda mutabakat metni imzalandı. Bu mutabakatla Türkiye Libya ve İdlib’de geri adım atmayacağını gösterirken, Rusya da Türkiye’ye yönelik çatışmacı politikasından vazgeçtiğini ve Libya tutumunu değiştirdiğini göstermiş oldu.
Moskova mutabakatı ve Rusya’nın İdlib ve Libya politikalarını değiştirmesi, Suudi Arabistan-BAE-Mısır üçlüsünün Libya ve İdlib’deki beklentilerini olumsuz etkiledi. Libya konusunda Türkiye’yi geri adım attırma planının başarısız olması ve Rusya’nın Türkiye’yle uzlaşmaya varması, Suudi Arabistan-BAE-Mısır üçlüsünü Türkiye’ye karşı hedeflerine Rusya dışında ulaşmanın yollarını aramaya itti.
2012 yılından itibaren Suudi Arabistan, BAE ve Mısır, Suriye hükümetiyle diplomatik ilişkisini kesmiş, Suriye’nin Arap Birliği üyeliğine son verilmiş, Şam rejimine karşı bazı muhalif silahlı gruplar bu ülkeler tarafından desteklenmişti. Suudi Arabistan 2013 yılından itibaren “İslam Ordusu” adı altında selefi gruplardan oluşan çatı örgüt kurmuş, bunlara askeri eğitim, silah ve maddi destek sağlamıştı.
Libya kriziyle beraber Türkiye’ye karşı açık bir şekilde cephe alan Suudi Arabistan-BAE-Mısır üçlüsü Suriye politikasını değiştirerek, sadece selefi muhalif grupları desteklemekle kalmayıp, Şam yönetimiyle diplomatik ilişki kurmayı, terör örgütü PYD/YPG olmak üzere Fırat’ın doğusundaki silahlı grupları örgütleyerek bunları tek bir cephe halinde Türkiye’ye karşı harekete geçirmeyi hedeflemektedir.
Şubat 2020’de Suudi Arabistan’ın Suriye özel temsilcisi Fırat’ın doğusunu ziyaret ederek, Arap kabilelerinden oluşan bir silahlı örgüt kurmak ve var olanları silahlandırmak için görüşmeler yaptı.
Moskova mutabakatın imzalandığı tarihten sonra, mart ayının ortalarında Mısır hem Şam yönetimiyle hem de terör örgütü PYD/YPG ile görüşmeler yapmış, bu iki aktör arasındaki ilişkileri düzeltmek için arabulucu olmak istemiştir. Ayrıca Mısır, Kahire’de terör örgütü PYD/YPG için diplomatik temsilcilik ve televizyon kanalı açmış, Türkiye’ye karşı savaşması için örgüte büyük miktarlarda askeri yardım yapmaya başlamıştır. PYD/YPG’ye sadece Mısır değil, BAE ve Suudi Arabistan da kayda değer miktarlarda askeri ve finansal destek sağlıyor. Böylelikle Suudi Arabistan-BAE-Mısır üçlüsünün amacı, askeri anlamda PYD/YPG’yi güçlendirmek, Şam rejimiyle PYD/YPG’yi ortak noktada buluşturarak Türkiye’ye karşı hem İdlib’de hem de Fırat’ın doğusunda ortak hareket etmelerini sağlamaktır.
Türkiye’nin politikaları ve Moskova mutabakatı nedeniyle Libya ve İdlib’le ilgili Suudi Arabistan-BAE-Mısır ilişkilerine belli bir mesafe koyan Rusya, Şam rejiminin Arap ülkelerinin kontrolüne geçerek İdlib’deki ateşkesi ihlal etmesini ve Türkiye’yle tekrar karşı karşıya gelinmesini istemiyor. Körfez ülkelerinin çabalarından endişe duyan Putin, 23 Mart’ta Rusya Askeri İstihbaratı (GRU) Başkanı Amiral İgor Kostyukov’un eşliğinde Savunma Bakanı Sergey Şoygu’ya Şam’a gitme talimatı verdi. Şoygu’nun ziyaretinin amacı, Esed’i ateşkesi ihlal edecek adımlardan kaçınması konusunda uyarmaktı.
REJİMİN HESAPLARI TERS TEPEBİLİR
BAE-Suudi Arabistan-Mısır ortaklığı Türkiye’ye karşı Suriye’de yeni bir cephe kurma çabasında. Bu durum Rusya ve İran’ın Suriye’deki vekil gücü haline gelen Şam rejimi için önemli bir fırsat niteliğinde. Ancak Şam’ın bu yöndeki kararı aynı zamanda bir risk de taşıyor. Şam yönetiminin Körfez monarşileriyle yakın ilişki kurması ve başta askeri olmak üzere maddi ve diğer desteklerinden yararlanma imkânı elde etmesi durumunda, Rusya ve İran’a olan bağımlılığını azaltabilir. İlişki içerisinde olduğu aktörler arasındaki manevra alanını ve bunların nazarında kendi önemini artırabilir. Diğer yandan ise Arap ülkelerinin dış politika aracı haline gelerek onlar adına savaşmak durumunda kalabilir. İdlib’deki Türk birlikleri ve Milli Suriye Ordusuna karşı çatışma başlatması durumunda daha da yıpranarak zayıflaması kaçınılmaz olacaktır.
Ayrıca Körfez ülkelerinin desteğini elde eden Şam rejimi, kendini daha cesur hissederek Rusya’nın çıkarlarıyla örtüşmeyen hamlelere girişebilir. Rusya’nın hava desteğinden yoksun kalması durumunda rejim güçlerinin, İdlib krizi örneğinde olduğu gibi, sahada başarılı olması imkansızdır. Dolayısıyla da BAE-Suudi Arabistan-Mısır üçlüsünün Rusya’yla özellikle Suriye konusunda ilişkilerde bahsi geçen faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda, Türkiye’ye karşı savaşa zorlamaları durumunda Şam rejiminin başarısız olması kaçınılmazdır. Rusya’nın askeri desteğini alarak bunu başaramayan söz konusu aktörlerin Rusya olmadan bu yöndeki amaçlarına ulaşmaları olanaksızdır.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
NEKADAR DİN DÜŞMANI MÜSLÜMAN VARMIŞ KENDİLERİNİ AÇIĞA VERMİŞLER ESAT ŞİA KATİL SİSİ KATİL FİRAVUN SUDİ VELİHAT PİRENSİ VE BEA EMİRİ SİONİST UŞAĞI BİRGÜN BUNLARINDA BOYNUNA YAĞLI İP GEÇECEK DÜŞMANLIK YÖNETİCİLERDE VAR BİRZAMANLAR ÜLKEMİZDE AYNIYDI İSRAİL DOSTU MÜSLÜMAN DÜŞMANIYDI .İNŞALLAH KATİL ESAT DOLDURUŞA GELİP ATEŞKEZİ BOZMAZ BOZARSA ŞAMIDA SARAYIDA BAŞINA YIKARIZ MÜTTEFİKLERİNE LİBYADA ORDUMUZ GEREKLİ CEVABI VERİYOR LİBYALLILARLA BERABER
Bu cephenin ayrılmaz parçası CHP spor ve kemal'ı unutmuş,
Bunlar okadar aymaz ki kendi memfaatleri için Kuranı bile değiştirmeye içinden ayetleri çıkarmaya kalkıyorlar Peygamberin arap milletin den çıkması Allahın arapları çok sevmesinden değil onlara gerçek ahlakı öğretip bataklıktanbir gülün nasıl doğduğunu bütün insalığa göstermek için olduğuna inanıyorumHatırlayın bu cani millet kız çocuklarını didiri toprağa gömüyordu
Ayıdan post araptan dost olmaz. Atalarımız boşuna dememiş. 1. Dünya Savaşında sırtımızdan hançerlediler.
arap sevici akp gerçekleri görür inşallah yüzünü Enver Paşanın hayali Turan İmparatorluğuna dön artık. Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. Teşkilatı Mahsusa kurucusu Enver Paşa ne denli haklıymış şu an bile görüyoruz. Ne varsa Türk Dünyasında var. Enver Paşanın izindeyiz Turan İmparatorluğuna gidiyoruz hedef Çin surlarına dayanıp Atam Kürşad ve 40 fedaisinin yarım bıraktığı işi bitirmek. Zafer Türkündür.
Innnnnnn ınnnnınnnn gaz gaz
Enver Paşa bir haindir düşünün bir General var sarıkamış'a orduyu götürüyor Aylardan Kasım ve yazlık kıyafetiyle kafkaslara sürüyor bu tamamen bir bunu bir çocuğa bile söyleseniz o mevsimde o kıyafetle kendisi dahi o dağlara çıkmaz
Topunuz gelin lan bu kadar mısınız?
KAŞIKÇI OLAYI TEKTAR TEKRAR GÜNDEME GETİRİLDİĞİ İÇIN BUNDAN RAHATSIZ OLAN SUUD YÖNETİMİ DARBECİ SİSİ BOMBACI ESAT VE YÖNETİCILERİYLE ÜLKEMIZ ALEYHINE İŞBİRLIĞI YAPMAYA BAŞLIYOR ABD yönetımleri darbecileri kendi yanında olan DARBECİ generalleri seviyor KENDİSINDEN 110 MİLYAR DOLARLIK SILAH ALAN SUUD YÖNETICILERINI SEVIYOR _ESAD YÖNETIMINI DE ÜLKESINI BOMBALATIP SURIYEYI ZAYIFLATTIĞI İÇIN SEVIYOR
Butun gızli din dusmanları kinlerini kusmaya başlamıslar bahane bulup. A be zavallılar, bunların islamla ne alakası var. Mesela sizde buyuk ihtimal kendınıze musluman diyorsunuz ama dine gizli ve acık küfür ediyorsunuz. Yani kimliğinde yada dilinde müslümanım lafı olan islamı temsıl etmez. Sadece peygamberler ve bozulmamıs kutsal kitaplar dinin temsilcisidir. Bilerek yapıyorsanı Allah hidayet versın, yapmıyorsanız biraz akıllanın. Bae yada mısır liderleride , bizim içimizdeki muhalefet gibi ezik ve batının köpeğidir. İslamı temsil etmedıklerı kesindir.
Dinin arkasına sıgınmayın dide olmasa hepden acsınız boş insanlarsız
Din toplumları kolelestirmek için kullanılan bir aygıt haline dönüştürülmüş durumda bunu da bu iktidar sahipleri çok iyi yapıyorlar.
müslümanlar böyledir. Müslümanlar, Allah adına adım atmaz. Bakmayın hepsi öyle der. Ama Köy yerinde bile 2 müslüman birbirini eşeltirir. şehirlerde, hatta 2 dergah vakıf bile birbirini eleştirir. türkiye geneline bakalım, bir çok cemaat birbirini suçlar sahtekar diye, bir çok müslümanda birbirine engel koyar taş koyar yoluna... bu işler hep böyledir. dünya devletleri arasınada bakınca malesef birlik asla ve asla olmaz. halife döneminde bile birlik olamamışlardır. o bakımdan müslüman birliği, ekonomi ve ticaret menfaat birliği olarak kullanılacaktır. işin içine para girdimi... müslümanlık biter. para din kardeşik ve birliği bozar. sistem budur
müslümanlıkla ilgili yorumlarında aynı ismin gibi iğrenç niyetlisin o kadar için kararmışki senin gibi kötü olanların bir dininin olduğunu veya dinlerini yaşadıklarını sanıyosun bahsettiklerin ne kadar müslümansa sen de o kadar insansın.
Araplardan tum kalleslik beklenir
sevgili dın kardeşleri birilerinin
Müslüman ve ümmetçilerin yorumlarını merak ediyorum. Tarih dersi bilmeyen, yaşananların sadece 2020 yılında yaşandığını düşünen... müslüman devletleri seven bütün trollere selam olsun... açsınlar tarih kitaplarına geriye geriye okusunlar... Bakalım, bu yaşananlar sadece 2020 de mi oluyormuş görsünler :D düne kadar arap birliği, ümet, hatta ortaodğunun halifesi x diyenler vardı : ))) buyrun yorumları görelim...
bu cenabetler savaştan ne anlar?
Topunuz gelin
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (03:33)