E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaKulisSPK'yı harekete geçiren artış---

SPK'yı harekete geçiren artış

SPK'yı harekete geçiren artış
30 Nisan 2013 - 07:48 borsaningundemi.com

SPK’nın aracı kurumlara getirmeye hazırlandığı sermaye şartının altında, sektörün hızla artan borçları yatıyor

2006 yılında 896 bin lira olan aracı kurumların toplam borcu, 6 yılda yüzde 720 artarak 2012 sonunda 7.4 milyar liraya ulaştı.
Vatan Gazetesi'nden Ufuk Korcan'ın haberine göre, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) Nisan ayı ortasında görüşe açtığı aracı kurumların özsermayelerine ilişkin tebliğ taslağı sektörde büyük tartışma yarattı. Getirilmesi planlanan mininum sermaye tutarlarını şu an çok az sayıda aracı kurum karşılayabiliyor. Sektördeki rakamlara geçmeden önce SPK’nın konuyla ilgili tebliğ taslağını hatırlatmakta yarar var. SPK, yatırım hizmet ve faaliyetinin taşıdığı riskleri dikkate alarak aracı kurumları sahip olmaları gereken özsermaye açısından 3 farklı gruba ayırdı.
Tebliğ taslağına göre, emir iletimine aracılık ve/veya yatırım danışmanlığı faaliyetlerinden herhangi birini yürütecek aracı kurumların 2.5 milyon lira özsermayeye sahip olmaları gerekiyor.


İşlem aracılığı faaliyetinin yanında halka arz ve portföy yönetimi hizmete verecek kurumların sahip olması gereken asgari özsermaye tutarı ise 10 milyon lira olarak belirlendi. Bu faaliyetlere ek olarak, portföy aracılığı, genel saklama hizmeti ve/veya aracılık yüklenimi faaliyetinden herhangi birini yürütecek aracı kurumların 25 milyon lira özsermayeye sahip olmaları öngörülüyor.
Şimdi gelelim sektördeki rakamlara...
Sektörde 27’si bankaların kurdukları olmak üzere 100 aracı kurum var. Bankaların kurduğu 27 aracı kurumdan 15’i getirilen özsermaye şartını karşılayamıyor. Bankaların dışında kurulan 73 aracı kurumun da 44’ünün özsermayesi tebliğde getirilmesi gereken tutarların altında. Kısaca 100 aracı kurumdan 59’u tebliğin hayata geçirilmesi halinde ek sermaye koymak zorunda.

Aracı kurum borçlarında korkutan tırmanış
Peki SPK sürpriz sayılabilecek bir kararla neden aracı kurumlara böyle bir düzenleme getirme ihtiyacı duydu?
Sorunun cevabı aracı kurumların borçlarında yaşanan hızlı artışta gizli.
2007 yılı sonunda 1 milyar 388 milyon lira seviyesinde bulunan aracı kurumların toplam borçları geçen yıl sonunda 7 milyar 353 milyon liraya ulaştı. Başka bir ifadeyle aracı kurumların borçları son 5 yılda tam yüzde 430 arttı. Aynı dönemde kurumların özsermayelerindeki büyüme yüzde 67 olarak gerçekleşti. 2007 sonunda 1.8 milyar lira olan sektörün toplam özsermayesi 2012 sonunda 3 milyar liraya çıktı. Sektörün sermaye yeterliliği tabanı da 2.6 milyar lira seviyesinde. Toplam borçların sermaye yeterliliği tabanına oranı yüzde 285 gibi oldukça yüksek bir seviyede bulunuyor. Bu oran 2004’te yüzde 35, 2006’da yüzde 74, 2007’de de yüzde 95 olarak gerçekleşti.
Sektörün borçluluk rakamlarındaki hızlı artışa bakınca, SPK’nın bu gidişe “Dur” demek istediği ortaya çıkıyor.
Bu karar özel portföy yönetimini bitirir
SPK’nın aracı kurumlara getirmeyi planladığı özsermaye şartı en fazla özel portföy yönetimi şirketlerini etkilemiş gözüküyor. Şu an 35 portföy yönetim şirketi arasında sadece Garanti Portföy ve İş Portföy’ün özsermayesi 10 milyon lira şartına uyuyor. Konuştuğum sektör temsilcileri, tebliğin bu haliyle kabul edilmesi durumunda kepenk indirmekten başka çareleri olmadığı görüşünde. Avrupa’daki sermaye şartının ortalama 750 bin euro civarında olduğunu söyleyen bir portföy yönetim şirketinin ortağı, “İyi getiri sağlayamayan emeklilik fonlarının özel portföy yönetimi şirketleri tarafından yönetilebilmesi gündeme gelmişti. Ancak 10 milyon lira özsermaye çok yüksek. En fazla 2.5-3 milyon lira olmalı. SPK’nın bu konuda bir adım atacağını düşünüyoruz. Aksi halde bu iş kökten biter. Sadece bankaların şirketleri kalır” yorumunu yaptı.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • GOLDAŞ zede30 Nisan 2013 17:52

    Ülkemizin İMKB (yeni adı BİST) de kayıtlı ilk otuz şirketi arasında gösterilen GOLDAŞ hissesi sahibi yatırımcılarız. Ülkemizin en büyük otuz şirketinden birine kar payı ortağı olmak ve Ülkemizin ve kendimizin elimizdeki küçük sermayelerimizle yapacağımız katkılarla daha ileri bir refah seviyesine gideceğine inanan insanlarız. Bizler Ülkemize ve devletimize güvendik ve Ülkemizin en büyük şirketlerinden olan Goldaş hissesi aldık. Göz göre göre paramız pula çevrilmiş vaziyette hatta tamamını kaybettik diyebiliriz. Bizler borsanın, yatırımın, serbest piyasa da işlem gören şirketlere ortak olmanın ne olduğunu biliyoruz. Her işte olduğu gibi zararın karın kardeşi olduğunu da biliyoruz. Bizlerin sıkıntısı bunlar değil bizlerin sıkıntısı gerek SPK nın ‘ben yaptım oldu’;gerekse şirketin umursamaz tavırlarıdır. Bizler borsayı, zararı bilmeyen insanlar değiliz lakin devletin bir çok kurumunun denetimi altında hareket edilen bir yatırım kolunda paramızın tamamını kaybettik. Takdir edersiniz ki hiçbir yatırımcı hisse senedini aldığı şirketin üretim yerlerini gidip gezmek ya da önümüze sunulan mali verileri bir bilene götürüp danışmak zorunda değildir. Bu işlerle uğraşan büyük bir çoğunluk, kendi çapında az da olsa bilanço okumanın ne demek olduğunu bilmektedir. Anlamadığımız olay; bize sunulan verilerin neden gerekli kurumlar tarafından yıllarca titiz bir şekilde incelenmediğidir. - Şirket aleyhine yaklaşık 5 yıldır süren davalar hakkında SPK bu şirketten bundan 1-2 ay öncesine kadar ciddi hiçbir açıklama istemedi. - Spk,davalar sürdüğü halde şirketin talep ettiği bütün tahsisli taleplerine olumlu yanıt verdi. - Türkiyenin en büyük sanayi şirketleri arasında 2011-27.,2012-33.sırasında yer alan bir şirket herkesi nasıl kandırır? ya da birileri kandırması için nasıl çanak tutar? - 9 aylıkta 20 milyon kar açıklayan bir şirket, borçlarını ödemekte sıkıntı yaşıyor denilerek nasıl gözaltı pazarına alınır? Spk elinde ki bu borçlu listesini neden kamuoyuyla paylaşmaz? - Bizim kap tarafından bilgilendirildiğimiz 2012/ 12 aylık kapsamlı gelir tablosunda 2 milyar 800 milyonluk üretim yapıldığı görülmekte. Lakin bugün gözaltı pazarına alınma sebeplerinden birisi de üretimde sıkıntı yaşaması gösterilmektedir. şirketin 10-11-12.aylarda yaptığı üretim 700 milyon tl civarıdır. borsa da işlem gören bir çok şirketin yıllık üretim toplamından bile daha fazla olan bu rakamı kim, nasıl izah eder?beyan edilen rakamlar yalan ise;bu insanlar bu rakamları telaffuz etme cesaretini kimlerden alır? - Aynı şekilde gönderilen bildirimlerde toplam varlıkları 533 milyon olan bir şirket;11 milyon borçtan dolayı nasıl iflas ettirilir? - Yine aynı şekilde bizlere sunulan bilançolarda ticari alacakları, duran varlıkları ve dönen varlıkları, borçlarından 250 milyon artıda olan bir şirket kim tarafından, nasıl batırılır? - Yıllarca Mali de altın madenleri bulup işleteceğiz diye yeni yatırımcı avına çıkan şirkete spk neden hesap sormadı? - Mevcut davaları gerek yurt içinde gerek yurt dışında güçlü bir İngiliz ortakla takip edeceğiz diyen şirketten neden daha sık bilgi istenmedi? - Yeni mağdurlar oluşmasın diye gözaltına alınan şirket bugün itibariyle mahkeme tarafından iflas ettirilmiştir. - Şirketin gözaltı pazarına alınacağı gün yaptığı işlem hacmi ve prim ortadadır. O günün akşamı gözaltı kararı çıkmıştır. Şirket sahiplerine o gün kim, nasıl bilgi sızdırdı? O gün içerisinde kimler işlem yaptı ve elindeki malı çıktı? spk, bu yapılan vurgunu neden görmezden geldi? Bu ve benzeri bir sürü yanlışlar silsilesi ile bizler mağdur edildik. ve bizi bu sisteme karşı korumakla görevli kurumlar da maalesef bunların hırsızlığına kılıf hazırlamaktan başka hiçbir şey yapmadılar. Şimdi ne diyeceğiz? eski imkb kötü yönetildi. Yeni imkb,spk ne güzel yönetiliyor.kurumlarda devamlılık esas değil midir? eskilerin yaptığı ve yenilerin devam ettirdiği uygulamalarla perişan edilen biz yatırımcıların sesini kim duyacak? İmkb kapandı.yeni adı bist oldu.ve bizler..babalar olarak..anneler olarak..onbinler olarak..eski borsayla beraber tarihe gömülmek üzereyiz. bu zamana kadar eşi benzeri görülmemiş bir dolandırıcılığın yeni kurbanlarıyız. Bizler bu güne kadar haklarını arama konusunda mücadeleler veren küçük insanlarız. gerek spk ya gerekse imkb ye bir sürü yazılar yazmamıza rağmen hiç kimse tarafından dikkate alınmadık. Elbette hakkımızı yargı önünde de arayacağız lakin yarın öbür gün şirket resmi olarak iflasını açıklarsa uzun yıllar sürecek bir sürece girmekten korkmaktayız. Mahkemeler sonuçlanana kadar şirket sahipleri yeni hayatlarını Fransa’da kurmuş olacaklar zaten. Biliyoruz ki düzen eski düzen değil.’ben yaptım oldu’ devirleri çoktan kapandı. Artık küresel bir güç olma yolunda ilerleyen bu ülkede bu tip vurgunlara izin verilmemesini ve ivedilikle bu işin üzerine gidilmesini sizden rica etmekteyiz. Bu yazımıza diğer kurumların yaptığı gibi otomatik msj la cevap verilecekse hiç cevap vermemenizi de ayrıca rica ediyoruz. Yarın biz, hiç kimseden zerre lütuf beklemeyen ve sadece haklarını arayanlar olarak mahkeme önüne gittiğimiz vakit ‘başbakanımıza da seslendik ama sesimizi duymadı’ dersek; kurmaylarınıza dönüp ‘benim neden bundan haberim yok’ dememenizi ve bu yazımızın dikkate alınmasını bekliyoruz. Bu hayatta tek amaçları; Çıkar amaçlı çete kurmak, sahte evrak düzenlemek,devletin kurumlarına yanlış beyan sunmak,halkın parasını dolandırmak olan bu insanlara Allah(c.c.)rızası için DUR deyin

  • yazıklar olsun30 Nisan 2013 08:16

    son 15 yılda aracı kurumlar kendileri bu şekilde borçlanırken, aynı zamanda bu borcum 10 katı küçük yatırımcıların tasarruflarının da heba olmasına aracılık ettiler.Men dakka duka..