'SPK'da geç bile kalındı'

Başbaka Yardımcısı Ali Babacan ekonomiyi genel hatlarıyla yorumladı. Büyümeden, özelleştirmelere, SPK'dan İran konusuna kadar birçok soruya cevap verdi. Star'ın haberine göre, Başbakan Yardımcısı krediye dayalı iç tüketimi daraltmak için frene basarak cari açığı azalttıklarını belirterek “2013’ten itibaren iç talebi biraz arttıracağız. Enflasyon 7.3 hedefinin çok altında gelecek” dedi.
HOLLANDA ile ilişkilerin 400’üncü yılı nedeniyle yapılacak kutlamaya katılmak için bu ülkeye giden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Lahey yolunda soruları cevaplarken her senaryoyu çalıştıklarını anlattı. Babacan “Biz her türlü duruma uygun senaryoları çalıştık. Bana soruyorlar, ‘gece uykunuzu ne kaçırıyor’ diye. ‘Gayet güzel uyuyorum’ diyorum” diye konuştu.
İHRACAT AĞIRLIKLI BÜYÜME
Babacan, Gaz-Fren tartışmalarının Orta Vadeli Plan’la sona erdiğini belirterek “Krediye dayalı bir iç tüketim artışı vardı. Bu riskliydi. Halkımız borçla tüketiyordu, cari açığı arttırıyordu. İç tüketimi kısmak için bazı bariyerler koyduk. Ama bu yıl net ihracat ağırlıklı büyümeye geçtik” dedi. İç tüketimin büyümeye katkısı olmadığını aksine eksi etkisi olduğunu ifade eden Babacan, “Onun için cari açımız düştü. Önce kazanacak, sonra kendi paramızı harcayacağız. 2013’ten itibaren iç talebi biraz arttıracağız. Büyümeye etkisi de artacak. Büyüme beklentimizin az altında kalacak ama enflasyon 7.3 hedefimizin çok altında gelecek.”
ÖNCE KAZANIP DAHA SONRA HARCAYACAĞIZ
-TÜRK REYTİNG KURULUŞU: Türkiye Bankalar Birliği’ne söyledik. Bunu onların yapması lazım. Çalışıyorlar. Yatırımcılar bizim reyting kuruluşumuzun kredi notlarını tanıması yıllar alacak ama bir yerden başlamalıyız.
SPK’DA DEĞİŞİM GEÇ BİLE KALDI: 1981’den beri reforme edilememiş bir kurumdan bahsediyoruz. Borsaları düzenlerken SPK’yı 1981’de bırakamazdık. Özel sektörden biliyorum, görevden almalar hızlı, çabuk olur. SPK yönetimini tamamen değiştirmeyeceğiz. Yasayla görevden alınan üyelerin bir kısmını yeniden atayabiliriz. Ekonomiyi bilen hakimlerin olacağı ihtisas mahkemeleri kurulacak.
FREN-GAZ TARTIŞMASI OVP İLE BİTTİ: Önceki yıllarda büyümenin motoru iç tüketimdi. Biz ‘yumuşak iniş’ ifadesini Orta Vadeli Plan’da kullandık. Gaz-fren tartışması ondan önceydi, bitti. Çünkü OVP’de 3 yıllık bütçe hedefleri var. Krediye dayalı bir iç tüketim artışı vardı. Bu riskliydi. Halkımız borçla tüketiyordu, cari açığı arttırıyordu. İç tüketimi kısmak için bazı bariyerler koyduk. Merkez Bankası ve BDDK kimi tedbirler aldı. Eski hükümetler bu önlemleri alamadıkları için sürekli döviz krizleri çıktı. Ama bu yıl net ihracat ağırlıklı büyümeye geçtik. İç tüketimin büyümeye katkısı yok, aksine biraz eksi etkisi var. Onun için cari açımız düştü. Önce kazanacak, sonra kendi paramızı harcayacağız.-
İÇ TALEBİ ARTIRACAĞIZ: 2013’ten itibaren iç talebi biraz arttıracağız. Büyümeye etkisi de artacak. Çünkü enflasyonda iyi bir yere geldik. Büyüme beklentimizin az altında kalacak ama enflasyon 7.3 hedefimizin çok altında gelecek.
BANKA ÜCRETLERİNDE ORTA YOL: Bankalar eskiden yüksek faizden kazanıyordu, faizler düşünce ücretleri arttırdılar. Ankara’da şehir içi havale ücreti taksi parasından pahalıya geliyor. Sabit ücretleri tamamen kaldırırsak bankalar faizi yükseltecek. Orta yolu bulmak gerekiyor.
SSM’NİN YETERİNCE NAKİTİ VAR: Savunma Sanayi Müsteşarlığı bütçesini yüzde 3.5’tan 2.5’e indirdik. Çünkü fonda yeterince nakit para var. Orada hazır para dururken üste para vermenin anlamı yok. O parayı bitirsinler biz her zaman veririz. Yeter ki konu savunma olsun. Biz zamanında bütün fonları kapattık, 4 tane bıraktık. Bugün olsa hiçbirini bırakmazdım.
OYAK’IN DURUMU ÖZEL: Bu fonlardan örneğin Merkez Bankası fonunu kaldırdık. Maaşları yükseltiyor, o kısmını fona aktarıyorlardı. Yani devletin cebinden... İkinci emekli ikramiyeleri inanılmaz rakamlara ulaşmıştı. Onu kaldırdık. Ama OYAK’ın imtiyazları, özel statüsü sürüyor. Onunla ilgili gündemimizde birşey yok.
LİBYA BORCUNU ÖDEDİ: Libya’ya uçakla 200 milyon dolar göndermiştik. ödediler. Şimdi Türk müteahhitlerin alacaklarının ödenmesine ilişkin açıklama yapmışlar. Yaklaşık 100 milyar dolar nakit varlıkları var. Ayda 6 milyar dolarlık petrol üretiyorlar. Para sorunları yok. Şimdi Tunus ve Mısır’a destek veriyoruz. Tunus’a bir kısmı hibe 500 milyon Dolar sağladık, Mısır’a desteğimiz 2 milyar dolara çıkacak.
ABD İLE AYNI FAİZDE BORÇLANIYORUZ: Büyüme beklentilerin biraz altında gerçekleşti ama bizim yılsonu beklentimizi bozacak şekilde değil. Herşeyi Orta Vadeli Program’da öngörmüştük. OVP açıklandıktan sonra hazine faizleri düzenli olarak düşmeye başladı. Ardından kredi notu artışı geldi. Bugün Türkiye’nin 30 yıllık tahvillerinin faizi ABD tahvillerinden sadece 1.6 puan daha fazla. 10 yıllık kağıtlarda bu oran 1.3’e düştü. Bu uluslararası piyasaların güvenini gösteriyor. Şu an ABD hazinesi borçlanamıyor, para basıyor.
Başbakan Rutte’ye iade-i ziyaret
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, temaslarda bulunmak üzere geldiği Hollanda’da Başbakan Mark Rutte ile görüştü. Başbakanlık’ta gerçekleşen Babacan-Rutte görüşmesinin başında, basın mensuplarının görüntü almasına izin verildi. Yaklaşık yarım saat süren ve Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan’ın da katıldığı görüşmeden sonra geçen ay Türkiye’yi ziyaret eden Hollanda Başbakanı’na iade-i ziyarette bulunduğunu belirtti. Babacan, “Başbakan Mark Rutte ile çok güzel bir sohbetimiz oldu’’ diye konuştu. Görüşmede Avrupa Birliği’nin ekonomik durumu dahil İtalya ve İspanya’daki durumu değerlendirdiklerini ifade eden Babacan, iki ülke ilişkilerinin gayet iyi olduğunu ve Başbakan ile görüşmesinde bu konuya da temas ettiklerini kaydetti.
MERKEZ BANKASI NOBEL’İ HAKEDİYOR
Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu 7 kişiden oluşuyor. Hepsini tek tek seçtik ve hepsi konusuna çok hakim arkadaşlar. Başkan, başkan yardımcıları öyle. Çok güçlü akademik kariyerleri ve piyasa deneyimleri var. Ben o ekibe güveniyorum. Brezilya örneğini vereyim, göstergeleri kötüye gidiyor. Büyüme yüzde 1’in altına indi. Çünkü son 3 yıldır her türlü yanlışı yaptılar. Maliye Bakanları kısa sürede halkın gözüne girmek için popülist kararlar aldı. Bakanları gazetelere manşet oldu ama ülke kötüye gitti.
Wall Street Journal gazetesi, iki yıl önce bizim Merkez Bankası’nın politikaları için “Ya batacaklar, ya Nobel alacaklar” diye yazmıştı. Gelinen noktaya bakılırsa Nobel’i hak ediyor. Döviz kurlarına bakın, en istikrarlı para birimi TL.
MB bağımsız ama yeni kurduğumuz ve sessiz sedasız çalışan bir Finansal İstikrar Komitesi var. MB, BDDK, SPK, TMSF başkanları, Hazine müsteşarı var.
DIŞ BORÇ KENDİ PARAMIZ
DIŞ borç dediğimizin içinde önemli bir kısım, işadamlarımızın kendi parası. Yurtdışından kredi almış gözüküyor ama zaten kendi parası. Yoksa bu devirde dışarıdan milyarlarca dolar kredi kolay değil. Bu paranın toplamı en az 33-34 milyar dolar. Bilmediklerimiz de var. Yurtdışından alınan kredilerin vadesinin uzatılması için paket hazırlıyoruz.
TERÖRÜN FİNANSMANI YASASI
Amerikalıların bizi sıkıştırmasının nedeni şu: Terörizmin finansmanıyla ilgili para hareketlerine, mal varlıklarına nasıl davranılacağına ilişkin kurallar dizisi var. Tasarı yetkiyi tamamen mahkemelere veriyor. Ama bizim hukukçu arkadaşlarımız, bu iş sadece mahkemelere bırakılamaz diyor. Ülkelerin terörist örgüt listeleri siyasi. Mesela, Almanya’da PKK para topluyor, bu terörün finansmanı değil mi?
İRAN’A GİDEN ALTINLAR
BİZ doğalgazı alıyoruz, karşılığında İran’ın Türk bankalarındaki hesabına TL ücretini yatırıyoruz. Sonra İran bu parayı bankalardan nasıl çeker onu bilmeyiz. ‘İran’dan gaz alma’ demek İran’a değil Türkiye’ye yaptırım olur.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.