E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaYaşam-MagazinSPK Kompoziyon Yarışması sonuçlandı---

SPK Kompoziyon Yarışması sonuçlandı

SPK Kompoziyon Yarışması sonuçlandı
07 Mayıs 2012 - 15:05 borsaningundemi.com

SPK'nın düzenlediği kompozisyon yarışmasının sonucu belli oldu.

Sermaye Piyasası Kurulu'nun düzenlediği Kompoziyon Yarışması'nın sonuçları belli oldu. Malatya'dan İlköğretim kategorisinde birinci olan Dilruba Nilhan KUTLU, Ortaöğrenim birincisi ise Bursa'dan Emre KANİK oldu. İşte öğrencilerin kaleme aldığı kompoziyonlar:
BİR PASTA TARİFİ
Bir çocuk için dünyadaki en kolay şeydir hayal kurmak ve dünyadaki en kolay şeydir bir çocuğun hayallerini gerçek yapmak; zor olan alın teri dökerek çalışmak ve kazanmaktır. Çocukları hayal kurabilsin diye çalışır çabalar anneler, babalar.
Bazıları kızının her gece hayal ederek uyuduğu kırmızı bisiklet için simit satarken, koskoca bir şirketi yönetir bazıları. Bir anne; uçururken dev gibi uçakları, bir baba soğukta yük taşırken, akşam oğluna götüreceği oyuncak arabayı düşünüyorsa, üşüyen sadece vücududur, yüreği sıcacıktır aslında…
Yaptıkları iş, verdikleri emek farklı farklıdır ama amaçları ortaktır, çocukları güvenle baksınlar yarınlara ve hayallerinden vazgeçmesinler asla.
Annem ve babam; bana her zaman doğru ve dürüst olmayı öğrettiler. Paranın yaşamımızdaki önemini anlatırlarken; “Onsuz yaşayamayız ama her şeyi de satın alamayız.” dediler ve hayallerim için var güçleriyle çalıştılar. Para kolay kazanılmıyor farkındayım ve parasını iyi yöneten hayatını da iyi yönetiyor.
Dünyada ekonomik kriz içinde olan ülkeler, açlıktan ölen çocuklar var. Ben; anne babamın yerinde olsaydım eğer bunları düşünerek gereksiz harcamalardan, israftan kaçınırdım. Alın teri ile kazanıldığından her kuruşa değer verir, bir bütçe yaparak, zorunlu harcamalarımdan arta kalan parayı disiplinli bir şekilde biriktirirdim.
Para da biz insanlar gibidir aslında kazanması için çalışması gereklidir, bu yüzden ben paramı başıboş bırakmaz, tembellik etmesine izin vermezdim. Çağımız bilgi çağı, bunu başarabilmemiz için yatırım araçları hakkında bilgi sahibi olmamız, sorgulamamız, kendimize uygun olanı seçmemiz gereklidir.
Bana göre, yatırım yapanlar için kazanç; tarifi bilinmeyen lezzetli bir pasta gibi. Herkes doğru karışımın ne olduğunu merak ediyor, araştırıyor ve o pastadan tatmayı, pay almayı istiyor.
Benim tarifim şöyle olurdu!
Birikimlerinizi; biraz hisse senedi, bir parça tahvil, bir tutam döviz ve göz kararı altın alarak değerlendirin. Böylece riski dengeleyin. Piyasaları takip edin ama gerçekçi ve sabırlı olmayı unutmayın. Pasta ne kadar büyük ve lezzetli olursa olsun, çalışmaktan, tutumlu olmaktan vazgeçmeyin. Hazır olduğunda afiyetle yiyin ve hayallerinizi asla ertelemeyin…
Dilruba Nilhan KUTLU
İlköğretim Birincisi
Malatya Özel Doğa İlköğretim Okulu 
YOLCULUK
Belli bir yaşa gelene dek yatırımı dayımızın, amcamızın verdiği bozuklukları kumbaramızda biriktirmekten ibaret bilmedik mi? Peki ya hayatını yarış atı misali geçiren biz milenyum çağı çocukları için yatırım ya da finans gibi kavramların bu yarışın dışında kaldığını reddedebilir miyiz? Bu yüzden üzerimize düşen ilk görev, bir kitap basıp bu kitabı okullarda okutmak yerine bu kitabın içindekileri nasıl öğreteceğimiz olmalıdır.
Bu derste vereceğimiz bilgileri, kavramları bir okyanus misali düşünmekle başlayalım. Suyun üzerinde kalabilmek için bir yelkenliye ihtiyacımız var. Yani derslerde verilecek teknik bilgiler. Peki, amacımız bu uçsuz bucaksız okyanusta yerimizde saymak mı, yoksa yolculuğa çıkmak mı? Hedefimiz taze kanlardan potansiyel yatırımcılar oluşturmak olduğu için; amacımız tabii ki yolculuk. Peki, bunu nasıl başarabiliriz? Tabii ki arkamıza alacağımız rüzgâr sayesinde. Günümüz eğitim anlayışının temellerini atan John Dewey’in de dediği gibi: “Bireyin psikolojik yapı ve aktivitelerini kavramayan bir eğitim gelişigüzel ve keyfidir. Bireyin zihinsel aktiviteleriyle buluşursa sıçrama noktası yakalar, aksi takdirde ihtilaf ve parçalanma yaratır.” Yani öğrenciyi bir yolculuğa çıkarmak için, bilgileri öğrencinin beynine ezbere dayalı olarak kazımaya çalışmak yerine, öğrenci psikolojisine uygun olarak ve ilgi çekici şekilde bu dersi yaşama fırsatı vermek gerekir.
Gelelim yelkenlimizi yolculuğa çıkarmaya. Öncelikle dersi can alıcı noktalarla beslemeliyiz. Söz gelimi; ekonomi ve finans gibi kavramları beynimizdeki soyut kavram köprüsünden karşıya geçirmekle başlamalıyız işe. Öğrenci bu kavramların, yerinden oynamayacak taşları dahi oynatabilecek kudrete sahip olduğunu bilmeli. Bir nevi Hiroşima’ya atılan atom bombasının şaşkınlığı yaratılmalı beyinlerde. O zaman ekonomi dünyasının atom bombasını bularak başlamalıyız işe. Nasıl mı? Ekonomik krizler… bir ülkeyi batırıp başka bir ülkede yiyecek ekmek bulmayı olanaksız kılan, ekonomik krizler. Büyük buhran anlatılmalı mesela. Ya da çok uzaklara gitmeye gerek yok. 2001 yılı hepimizin aklında canlandı bile. Öğrencinin göz bebeğindeki şaşkınlık tomurcuğu, yelkenlimize ihtiyacı olan rüzgârı verdiğimizin kanıtıdır. Ve yelkenlimiz yolculukta.
Öğrencilerimizin kafasında büyük bir bilgi açlığı oluşturduk. Şimdi bu bilgi açlığını kullanarak devam edelim. Öncelikle ülkemizde bu işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeli öğrenci. Sermaye Piyasası Kurulu kısa ve öz şekilde anlatılmalı. Aracı kurumlar, yatırım ortakları ve yatırım fonları betimlenmeli beyinlere. Bunlardan da öte belki hepimizin kulak aşinalığının bulunduğu bir terim olan İMKB, ana haber bültenlerinden sonra duyduğumuz ve açılımını bilmenin ayrıcalık olduğu bir terim olarak kalmamalı. İşlem gören şirketler arasında çayımızın yanından ayırmadığımız kurabiyeleri öğreten firmanın, hatta fanatiği olduğumuz futbol takımının bile işlem gördüğü büyülü bir dünya olduğunu göstermeliyiz.
Gelelim bu büyülü dünyanın kapılarını öğrenciler için aralamaya. Artık temelini attığımız binalara, tuğla örüp son rötuşları atmaya geldi sıra. Şirketler nasıl kurulur, nasıl büyür? Büyüyen şirketler kendilerini para karşılığında devretmek yerine neden halka arz eder? Peki, “halka arz” nedir? Halka arz edilen şirketlerin hisse senetleri nasıl hem şirkete, hem yatırımcıya kâr sağlar? Peki, “hisse senedi” nedir, “tahvil”den farkı nedir? Öncelikle bunlar ayrıntılarıyla anlatılmalı. Tabii teorik olarak vermek yetmez, çeşitli animasyonlarla canlandırılıp, desteklenmeli bu bilgiler.
Artık sıra bilinçli yatırımcılar yaratmaya geldi. Risk kavramı burada önemli bir noktadır. Ne demiler, büyük dalgalar büyük denizlerde olur. Bu yüzden risk-getiri ilişkisi iyi şekilde kavratılmalı öğrenciye. Borsada her zaman kâr edemeyeceğimiz gerçeği öğretilmeli. Her şeyden öte yatırımın en temel kavramı enjekte edilmeli öğrenciye: “Yumurtaları aynı sepete koymamak.” yani “çeşitlendirme”. Verilecek derslerde pusula görevi görmeli bu kavram. Bize yol göstermeli, cesaret vermeli. Ayrıca okyanustaki yolculuğumuzda köpek balıklarından korunmamız gibi bir gerçek var: Borsa simsarları. Bunlardan korunmamız için gerekli olan bilgiler anlatılıp, özgüven aşılanmalı eğitmenler tarafından.
Şimdi elimizde ciddi bir potansiyele sahip yatırımcı genç nesil var. Böylece vergi gelirleri artmış, istihdam olanakları gelişmiş, refah seviyesi yüksek bir ülkeye merhaba diyerek bu uzun yolculuk sonunda karaya ayak basmanın mutluluğunu yaşayabiliriz.
Emre KANİK
Ortaöğretim Birincisi
Gemlik Celal Bayar Anadolu Lisesi

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)