SPK incelemeleri bitirmedi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gündemdeki olaylara ilişkin açıklamalar yaptı.
Ali Babacan, hükümetin yolsuzluklara karşı mücade ettiğini söyledi. Babacan sözlerine şöyle devam etti:
"17 Aralık sürecinde vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Hem yargı hem de emniyette farklı bir yapılaşma ortaya çıktı. Devletin güçler ayrılığı prensibi dışında farklı bir yapılanma oluşmuş. Son 2 haftadır yaşadıklarımız ülkenin geleceğini, istikrarını olumsuz etkileyecek olaylar olarak yer aldı. 2 haftadır hisse senetleri düştü. 13 Aralık'tan 27 Aralık'a kadar halka açık şirketlerin toplam değeri 270 milyar dolardan 220 milyar dolara geriledi. Halkbank'a baktığımızda 9 milyardan 6 milyar TL'ye düşüş var.
Hisse senetleri dışında kurun artmış olması reel sektöre ek yük getirdi. Devlet ve bankalar kurdan etkilenmiyor. Kur herkese bedel ödetiyor. Türkiye'nin varlık değerlerine maliyeti yüksek oldu.
13-27 Aralık tarihlerinde hisse senedi piyasasından yabancı çıkışı 238 milyon dolar oldu. 85 milyon dolar 30 Aralık'ta geri geldi."

Operasyonun dış güçler tarafından yapıldığı sorusu üzerine Babacan şu cevabı verdi:

"Bu istihbari bir durum. Bunu alenen konuşamayız. Dış güçler Türkiye'nin ilerlemesinden rahatsız. Bu kendi içimizde de var. Türkiye'yi engellemek istiyorlar. Hükümet olarak işimizin başındayız. Bu istikrarı bileğimizin gücüyle yaptık. Bu istikrarı kimsenin alıp gitmesine müsade etmeyiz. Türkiye'yi sarsabilecek tüm olayları bertaraf ettik. Pek çok yapılanmayı bertaraf ettik. Son günlerde yaşanan olaylardan da çıkacağız. Hükümetin ne yapmak istediği çok açık. Halkımız da bunu biliyor, bizi destekliyor."

Halkbank konusuna ilişkin Babacan şunları kaydetti:

"Hükümet kamu bankalarını özel banka gibi statüye getirdi. Açık hesap verebilir yönetim tarzıyla kamu bankaları yollarına devam ediyor. Sayıştay kredilerini izleyebiliyor. Kamu bankalarında batak kredi özel sektör bankalarından daha az. Halkbank'ın yüzde 49'u halka açık, yüzde 51'i hazineye ait, borsada Hisse senedi itibar gören bir banka. İran'la işbirliği yapabilen tek banka Halkbank'tır. Halkbank dünya genelinde güven kazanmış bir bankadır. Halkbank'ı dünya ülkeleri gıpta ile izliyor. Halkbank hem ABD hem de İran nazarında güvene sahip bir banka. Dünyada böyle bir banka yok. Halkbank'ın kendi işlemleriyle ilgili sorunu yok. Genel müdürlükle ilgili problem var. Bankaya yeni genel müdür ataması olabilir. İstişare ediyoruz, buna göre karar vereceğiz."

BDDK ve SPK'nın uyarılarını Babacan şöyle yorumladı:

"Uyarıları tüm bankaları düşünerek yaptık. Halkbank halka açık bir şirket, bunu da düşünmemiz gerek ve BDDK, SPK buna göre açıklamalar yaptı. Halkbank ticaretin finansmanını sağlayan bir bankadır. ABD ve İran sorunu aşan ve 2009 yılından bu yana  bu işlemleri yapan tek banka Halkbank'tır."

Bazı bankaların 17 Aralık operasyonu öncesi döviz aldığı iddialarını Babacan şöyle cevapladı:

"Araştırmalar yapıyoruz, operasyondan önce kimlerin bilgisi olduğunu öğrenmek için araştırmalar yapıyoruz. İlgili birimlerimiz araştırma yapıyor. Araştırmalar sonucu birşey çıkarsa hukuk yoluyla yargılamalar yapılacaktır."

İçişleri Bakanı Ala'nın "Elimizde belge var" sözlerini Babacan şöyle yorumladı:

"Bazı belgeler elimizde mevcut. İstihbaratımız çalışıyor, gelen belgeler incelenir doğruluğu araştırılır."

Gezi Parkı olayları konusunda yapılan SPK incelemesini Babacan şöyle anlattı:

"SPK Başkanı'nı aradım, 17 ülkeyle yazışmışlar. İşlem yapan mali kuruluşların belgeleri daha toplanmadı. Tüm işlem belgeleri toplanmaya devam ediyor. Bazı ülkelerle bilgi paylaşımı anlaşmamız var. Buna göre hareket ediliyor. Bilgiler toplanıyor. İncelemeler henüz sona ermedi."

Operasyonun ekonomik maliyeti konusunda bilgiler veren Babacan, yabancıların dikkat ettiği konunun yönetimin kimin elinde olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: 

Türkiye'de amir, memur arasında bilgi kopukluğu oldu. Biz bunları 1-2 haftada aştık ve herkes görevini bilerek işini yapmaya başladı. Yabancılar bir kaç hafta içinde neler olacağını görecekler, hükümet işinin başındadır. Herşey kontrol altında. Güven ortamını engelleyeceklere karşı duruyoruz. Türkiye hızlı büyüyor, gelir dağılımı adaletli olmaya başladı. Rüşvetin olduğu ülkede gelir dağılımı düzgün olmaz. Türkiye böyle bir ülke değil. Yolsuzlukların olduğu ülkede böyle bir başarılı ekonomi olmaz.

Büyüme konusunda ise Babacan şunları söyledi:

"2013 büyümesi yüzde 3.6 olur. 2014 büyümesini yüzde 4 olarak öngörmüştük. Fed'in tahvil alımını kısacağını dikkate almıştık. Yüzde 4'lük 2014 büyümesini revize edecek birşey göremiyorum. Yaşanan operasyonlar kısa süreli ve geçici. Önümüzde seçimler var, halkımızın sağduyusu çok kuvvetli. Zaman geçtikçe halkımız bunu daha iyi anlıyor. Seçimlerde çok sağlam bir kanaat oluşacak ancak uluslararası konjonktür çok önemli."

Kurdaki oynaklıkla ve TL'deki değer kaybını Babacan şöyle değerlendirdi:

"Dalgalı kur rejiminde kura taahhüt verilmez. Hazine'nin döviz cinsinden borcu yok, 40 milyar Dolar artıda. Bankalar kurdan etkilenmiyor. Reel sektör döviz cinsinden kredi kullanıyorsa döviz geliri olması kuralı var. Döviz kazanan firmalar dövizle borçlandığından kurdan etkileniyorlar. Kurun çok yükseldiği zamanlarda reel sektör borç çevirdi, bankalara yükümlülüklerinde bir sorunu olmadı. Reel sektörün borcuna karşılık yurtdışında döviz cinsinden varlıklarının da değeri artıyor. Kredi alırken bunu teminat olarak gösteriyorlar."

Cari açığın finansmanıyla ilgili olarak tedbirleri Babacan şöyle değerlendirdi:

"Türkiye'de artık Hazine'nin borcu milli gelire oranı düştü. Bankalarımız çok sağlam durumda. Sermaye yeterlilik rasyosu ortalamının çok üzerinde. Basel yüzde 8'lik sermaye yeterlilik oranı isterken biz yüzde 12 olarak bunu sağladık. Dış borca baktığımızda özel sektörün borcu olduğunu ve cari açığı da özel sektörün yarattığını görüyoruz. Yüzde 4-5'lik cari açık Türkiye'nin taşıyabileceği bir cari açık. 2014 için yüzde 6.5 cari açık öngörüyoruz. Petrol ve gaz ithalatı için tedbirler alıyoruz. Cari açığın önünü kesebilmek için çalışıyoruz.

Kredi kartlarına ilişkin taksit sınırlandırmasını Babacan şöyle yorumladı:

"Taksit düzenlemesi cari açığı düşürecektir. BDDK'nın çalışması resmi gazetede yayımlandı. Kredi kartında 9 aydan uzun taksitlendirme yapılamayacak. Kontör tefeciliğinin önüne de geçeceğiz. Taşıt kredisinde yüzde  30 peşinat gerekiyor. Araç kredileri 48 aydan uzun olmayacak. Bankalar müşterilerinden gelir beyanı isteyecek. Böylece kredi gelire göre verilecek. 1 yıl veri toplanacak ve buna göre gelire göre taksit ödeme prensibini ele alacağız. Ya tamam gelire göre taksit ödensin ya da olduğu gibi devam etsin diyeceğiz.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.