E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemSöz konusu milletin bekası---

Söz konusu milletin bekası

Söz konusu milletin bekası
05 Eylül 2014 - 07:53 borsaningundemi.com

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ilk kez canlı yayında soruları yanıtladı

Başbakan Ahmet Davutoğlu,  gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nden gerçekleştirilen özel yayına, gazeteciler Nihal Bengisu Karaca, Mehmet Barlas, İbrahim Karagül ve Fikret Bila da katıldı.

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başbakan Davutoğlu, yargının tek başına karar vermesi gerektiğini söyledi. Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti;

“Süreç içinde görüyoruz. Muhakeme kararına en çok güvendiğimiz ve karar verbileceğini düşündüğümüz hakim ve savcılarımız bir yerden gelen bir talimatla bir blok listeye oy veriyorlar. Öyle olunca bu kez yargı tek bir ekolün hakimiyeti altına girmiş oluyor. Buna kimsenin hakkı yok. Böyle bir şey olursa o yargı otoritesini kullananlar diğer toplumun her kesimini dışlarlar. Bunlar size yakın da olsa tehlikedir, uzak ta olsa tehlikedir. Bu tehlikeyi göremeyen muhalefet partilerine sesleniyorum. Böyle bir yapının oluşturacağı dikta en acımasız dikta olur. Çünkü, nihayet bir dikta karşısında hukuka sığınırsınız. Hukuk’ta böyle bir yapı olduğunda. Bu kadar renkli toplum bir araya gelmiş. Niye bir araya geliyorlar? Çünkü onların her biri farkındalar ki kim olursa olsun kime yakın olursa olsun bir grup yargıyı böyle tekeline alırsa en önce yargının diğer mensupları mağdur edilecekler. Tüm yargı mensuplarına sesleniyorum. Tek başınıza karar verin. Hükmederken de tek başınıza karar verin. Adalet sayısal olarak dağıtılmaz. 2010 referandumu bize bunu öğretti. Sayısal bir temsil her zaman adalet getiremeyebiliyor. Bizim bu konuda ki kararlılığımız açık ve nettir. Çünkü söz konusu olan bizim bekamız veya siyasi iktidarımız değil. Söz konusu olan milli iradenin bekası ve milli iradeye dayalı siyasi devletin yapısının sürmesi” dedi.

HÜKÜMET PROGRAMININ HAZIRLANIŞI

Hükümet programının nasıl hazırlandığı konusunda bilgi veren Davutoğlu, "21 Ağustos'ta uzun istişareler sonucunda ismim telaffuz edildi, bu büyük bir teveccühtü, 27'sinde 6 gün sonra kongre yaptık. 21'inden itibaren Hükümet programı hazırlıklarına başlayabilirdim. 27'sinden, kongreden sonra gerçek anlamda çünkü kongrede de nihayet demokrasidir, o güne kadar her şey olabilir. 27'sinden sonra gerçek anlamda başbakan olma niteliği kazandım, 28 inde de 29'unda da hukuki anlamda başbakan oldum, birkaç gün içinde hükümet programını çıkardık. Hükümet programının daha önceki hükümet programlarıyla karşılaştırdığımızda bu kadar kısa sürede nasıl çıkarabildik bunu? 2-3 toplantı ama gece yarılarına kadar süren, bir tanesi Sayın Başbakanımız o zaman ilk geldi, kısa bir açılıştan sonra biz devraldık, arkasından arkadaşlar çalıştılar, 2 kez ben birlikte oturdum ve sadece 'guideline' diyebileceğimiz, rehber mahiyetinde şunları şunları Hükümet programında ana odak olarak görmek istiyorum, Hükümet programının görsel niteliği, bu sefer tarihi bir doküman halini alacak şekilde değişmeli ve mutlaka şu vurgular olmalı, birlikte oturduk, ekonomi bölümü nasıl, tek tek gözden geçirdik."

Gazeteci Fikret Bila'nın "Kongreden önce Başbakan olacağınızı biliyordunuz o zaman" şeklindeki ifadesi üzerine Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ismini andığı gün çalışmalara başladığını belirterek, "Çünkü kaybedecek vakit yok" dedi. O gün, borsayı takip eden bir arkadaşından, "2005'ten bu yana borsanın en fazla vadeli işlem hacmi yaptığı gün" şeklinde bir mesaj aldığını da ifade eden Davutoğlu, "Vadeli işlem şu demek, geleceğe dönük olarak beklentilerin karşılanacağı ümidiyle insanların vadeli işlem yapması" dedi.

Cumhurbaşkanı seçiminin ardından ne olacağına yönelik bir belirsizliğin borsayı da etkilediğini ancak borsanın o günlerde yükselişe geçtiğini kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bunu niye zikrediyorum? Hükümet programıyla borsa arasındaki ilişki... Hükümet programını görerek şey yapmadı borsa ama şunu gördü, bir kere her şey suhuletle cereyan ediyor, sistem işliyor ve AK Parti içinde kesinlikle bir türbülans olmayacak, Türkiye'de zaten türbülans olmayacak. Cumhurbaşkanı son derece objektif seçimle kazanmış, kimsenin bu seçim üzerinde tartışması yok, birilerinin beklediği, 'Benim kongrede fetret dönemi arzu ediyorlar' derken kastettiğim buydu, beklediği kriz bu kez Türkiye krizi değil de AK Parti krizi olur muydu? AK Parti krizi beklenirken 21 Ağustos'ta bu olduğunda ben o akşam, Sayın Cumhurbaşkanımızla isim telaffuzundan sonra birlikte oturduğumuzda şunu kendisine ifade ettim, o da uygun buldu, bu sürelerin hepsini kısaltalım, mümkün olan en kısa sürede kongre zaten bir tarihtir 15 gün beklemek gerektiği için değişemezdi, hemen ertesi gün görevi alayım, o vakte kadar hükümet programı hazır olsun, kongrede sürpriz bir aday çıksa da, o kazanmış olsa da o hükümet programı onun olacaktı ya da o kendi rengini verecekti ama nihayet bir ortak akıl var. Esas gelmek istediğim yer orası. Bu sadece benim şahsi olarak yönlendirdiğim bir şey değil, AK Parti de öyle bir ortak akıl ve öylesine güçlü bir müktesebat birikti ki, o kadar birbiriyle entegre çalışmaya hazır bir ekip var ki, o gün o programı benimle birlikte hazırlayan arkadaşların hemen hemen tamamı 2002 programını da hazırlayan arkadaşlar. Yani bütün o süreci bilen Kalkınma Bakanımızın koordinatörlüğünde oldu ama Sayın Ali Babacan, birçok arkadaşımız sürece katıldı, o şunu gösteriyor, artık AK Parti kurumsallaşmış, krizleri aşabiliyor, krizi aştıktan sonra ne yapacağı konusunda 1 günü bırakın, 1 saat bile tereddüt etmiyor, planlıyor."

Kendisinin AK Parti Kongresi'nde yaptığı konuşmanın özünün Hükümet programına yansıdığını aktaran Davutoğlu, "insani kalkınma", "çözüm süreci" gibi başlıkların ön plana çıkarıldığını ifade etti. Paralel yapılarla mücadele konusunun da hükümet programında yer aldığını aktaran Davutoğlu, "Paralel yapılarla mücadele ve devletin vesayetten kurtarılması ki, bu özne olma konusunda çok önemli bir husustur, bizim aslında paralel devlet olgusuna bu derece kararlı ve net tepki vermemizin sebebi, daha önce benzer olguları başka kimliklerle gördüğümüz için tabiri caizse aşılıydık, aşılı bir bünyenin vereceği tepkiyi verdik çünkü bir adım sonrasını görebildik. Dolayısıyla sizin vurguladığınız bütün ikilemler içinde hükümet programı entegre bir şekilde çıkmışsa ortak bir aklın, işleyen bir mekanizmanın ve ne yapacağını bilen siyasi bir iradenin ağırlığını hissettirmiş olması" dedi.

TRT Özel Yayını'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başbakan Davutoğlu’nun konuşmasından satırbaşları ise şöyle;

Paralel Yapı

-Son dönemde emniyet ile yargı içerisinde bir yapı yatay bir etkileşim içerisine girdi.

-Hakimin ve savcının hükmünü verirken yalnız başına ve vicdanı ile kalması lazım.

-Bu oyun Türkiye’de bir daha oynanamaz, biz paralel yapılanmaya izin vermeyiz.

-Bizim cemaat ile bir meselemiz yok, mesele demokrasinin kılıcını meşru otorite üzerinde kullanmak istemeleri.

-Böyle bir yapının oluşturacağı yargı en acımasız dikta olur.

-Bütün yargı mensuplarına sesleniyorum tek başınıza karar verin.

-Burada hedef alınan Türkiye’nin 12 yılda biriktirdiği enerjidir, güçtür.

-Bu çeteler bu paralel devlet bir piyon.

Suriye ve Irak

-Gönül isterdi ki Irak ve Suriye’de muhatap alabileceğimiz yönetimler olsun.

-Türkiye etnik ve mezhep temelli bir ülke değil.

-Türkiye, IŞİD benzeri yapılar ortaya çıkmasın diye yıllarca politika yaptı.

-IŞİD’i, terör örgütü listesine alan ilk ülkelerden biriyiz.

-Türkiye tehlikeli gördüğü andan itibaren gereken tedbirleri aldı.

Diyanet İşleri

-Diyanet İşleri Başkanlığının Başbakanlık’a bağlanması bilinçli bir tercihtir.

-Diyanet teşkilatımızın toplum üzerindeki manevi etkisini siyasetin tanıması lazım.

-Diyanet Teşkilatı devlet hiyerarşisinde hak ettiği yeri almalı.

-Uluslararası şartlar ve konjonktür bize Diyanet’in önemini gösterdi.

-Diyanet’te geniş çaplı bir reforma ihtiyaç var.

AKADEMİSYENLERE ÖZLÜK HAKKI MÜJDESİ

Başbakan Davutoğlu ayrıca konuşmasında yükseköğretimi ve akademisyenleri ilgilendiren önemli mesajlar verdi.

1 Ekim'de atacakları ilk adımlardan birinin üniversite öğretim üyelerinin hayat şartlarını düzeltecek tedbirleri almak olduğunu söyleyen Davutoğlu, "1 Ekim'de atacağımız ilk adımlardan biri üniversite öğretim üyelerimizin hayat şartlarını, özlük haklarını düzeltecek tedbir almak" dedi.
 Başbakan Davutoğlu, yükseköğretimin sorunlarını öğretim üyesi, içeriden biri olarak iyi bildiğini belirterek, ''Yükseköğretim yapılanmasını ilk mesele olarak ele alacağım, bu konularda devrimsel mahiyette çalışmalar yapılacak'' diye konuştu.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • muratoglu05 Eylül 2014 12:09

    Siz bir gün elbet öleceksiniz devamli hükümetin basinda kalmayacaksiniz tek tarafli baskilar yandaslik ve kayirmalara,kin ve nefret söylemlerine,fislemelere karsiyim,gelin hep birlikte bu isin hak ve ortak noktasini bulalim bu gidis kimden gelirse gelsin iyi degil.sonumuzu Allah hayira cevirsin.