Alternatif finansman yöntemlerini kullanarak büyümek isteyen şirketler için özel sektör tahvilleri (ÖST) büyük önem taşıyor. Tahvil ihracı yoluyla şirketler banka kredilerine ek olarak alternatif kaynak imkânına kavuşurken ihtiyaçları olan fonlamayı direkt kaynağından sağlayabiliyor. ÖST’ler genel kredi yapılarından farklı olduğu için teminat gerektirmiyor ve hissedarların garanti veya kefaletini kapsamıyor. Şirketin hareket kabiliyetini veya borçlanmasını kısıtlayabilecek finansal koşullar içermiyor.
ŞİRKETLERE BÜYÜK KATKISI VAR ÜNLÜ & Co Borç Sermaye Piyasaları ve Danışmanlık Bölümü Yönetici Direktörü Ayşe Akkın, Borsagundem.com’un ÖST’lerle ilgili sorularını yanıtladı.
-Özel sektör tahvilleri (ÖST) büyümek isteyen şirketler için nasıl bir güç kaynağı? -Tahvil ihracı yoluyla şirketler banka kredilerine ek olarak alternatif kaynak imkânına kavuşurken ihtiyaçları olan fonlamayı direkt kaynağından sağlayabiliyorlar. Gelişmekte olan şirket TL tahvil/bono piyasası, özellikle gelirleri TL cinsi olan şirketler için finansman portföylerinde olması gereken önemli fonlama kaynaklarından biridir.
ÖST ihraçlarının, şirketlere yaptığı katkılar kısaca şu şekilde sıralanabilir:
*Vade sonunda anaparanın tek seferde geri ödenmesi (“bullet ödeme”) şirketin vade süresince nakit akışını rahatlatıyor.
*Genel kredi yapılarından farklı olarak teminatsız olup borçlu veya hissedarların garanti veya kefaletini içermiyor.
*Ekonomide ciddi bir dalgalanma olması veya ilgili bankanın herhangi bir sebeple sıkıntıya girmesi gibi durumlarda banka kredilerinde görülebilen fiyat yükseltme-geri çağırma gibi riskler tahvil için geçerli değil.
*Şirketin hareket kabiliyetini veya borçlanmasını kısıtlayabilecek finansal koşullar içermez.
*Bankaların kredi tahsisi karşılığında öne sürebildiği, şirketin diğer finansal operasyonlarını da kısıtlayabilen yükümlülükler (örn. maaş ödemelerinin aynı banka üzerinde yapılması) yoktur.
*Mevcut piyasa koşullarında “değişken faiz” üzerinden hesaplandığında rotatif krediye göre maliyeti daha uygun olabiliyor.
*Daha kolay bir dokümantasyon süreci vardır.
*Halka arz planı olan şirketler için Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile ilişki kurmak adına da önemli bir ön adım olacaktır.
REKABET AVANTAJI SAĞLIYOR
-Siz öneriyor musunuz? -TL tahvil/bono piyasası Türkiye’de faaliyet gösteren ve gelirleri TL cinsi olan şirketler için her geçen gün daha da fazla vazgeçilmez fonlama kaynaklarından biri olarak yerini almaktadır. Özellikle içinde bulunduğumuz kur riskinin ön plana çıktığı dönemlerde TL cinsi borçlanmanın önemi kendini daha da çok göstermektedir.
Ayrıca içinde bulunduğumuz, küresel bazda bankaların sermaye yeterliliği ve kârlılık alanlarında çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldığı dönemlerde alternatif fonlama kaynakları önem kazanmakta. Direkt piyasalardan borçlanma kabiliyetine sahip şirketler rekabet avantajına sahip olacaklardır.
Bu sebeplerle TL tahvil şirketlerin finansman portföylerinde olması gereken önemli fonlama kaynaklarından biri haline gelmektedir. Şirketler bilgilendikçe ihraçlardaki paylarının hızla artacağını öngörüyoruz.
Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co olarak daha da derinleşeceğine inandığımız şirket tahvil ihraçlarında öncü bir oyuncu olarak çalışmalarımız yoğun şekilde devam etmektedir. ÜNLÜ & Co olarak, Türk Lirası şirket tahvil ihraçlarında 2014-2015 yıllarında gerçekleştirdiğimiz TL 1,2 milyarın üzerinde işlem hacmi ve %17 pazar payı ile Türkiye’nin lider yatırım kuruluşları arasında sürekli olarak ilk 3 sırada yer almaktayız.
-Şirket tahvillerinin piyasanın gelişmesi açısından önemi nedir? -Türkiye ekonomisinin büyüklüğü ve sofistikasyonu ile karşılaştırıldığında borç sermaye piyasalarının zaten gecikmeli ancak hızlı bir şekilde takip ettiğini görüyoruz.
Sermaye ve fonlamaya ulaşım küresel bir rekabet haline gelmesi ile şirketlerin borç sermaye piyasalarına odaklanması gerektirmekte ve hızlandırmaktadır. Biz de, ÜNLÜ & Co olarak, şirketlerin borç sermaye piyasalarından borçlanmalarını sağlamak üzere yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
BANKA KREDİLERİNDEKİ O RİSKLER TAHVİL İÇİN GEÇERLİ DEĞİL
-Şirketlerin tahvil faizleriyle banka faiz oranları arasındaki fark nedir? -2015’in ikinci yarısından itibaren yavaşlayan tahvil piyasası dinamiklerine küresel piyasalardaki dalgalanmaların da eklenmesi ile yatırımcıların daha seçici davranmaya başladığını ve daha yüksek getiriler beklediklerini gözlemliyoruz. 2013’ün başından beri ihraççının kredi kalitesine göre 50-100 baz puan arasında bir beklenti artışı olduğunu söyleyebiliriz. Bu eğilimi, 2015 yılında Türkiye’de en hızlı büyüyen özel sektör tahvil fonunun yöneticisi olan grup şirketlerimiz ÜNLÜ Portföy Yönetimi sayesinde de daha yakından takip edebiliyoruz. Bu sebeple, yeniden altını çizmek isterim ki, gerçekleştirilen ihraçların kredi kalitesi, yatırımcı talebinde her zamankinden daha önemli bir rol oynamaktadır.
Yatırımcılar fonlarını değerlendirirken yaptıkları değer analizinde tahvil getirisini alternatif yatırım enstrümanları ile karşılaştırmaktadırlar. Bu bağlamda yatırımcıların getiri beklentisinde en önemli etkenlerden biri mevduat oranları olurken, ihraççılar için ise alternatif fonlama ve banka kredilerinin maliyetleri olmaktadır.
Artan faiz dönemlerinde şirketler tahvil piyasasına ilk etapta daha temkinli yaklaşabileceklerdir, ancak banka kredilerinin faizleri de artıyor. Üstelik banka kredilerinden farklı olarak; anaparanın vade sonunda tek seferde geri ödenmesi ile nakit akışını rahatlatması ve banka kredilerinde görülebilen fiyat yükseltme-geri çağırma gibi riskler tahvil için geçerli olmadığından ötürü TL tahvil/bono piyasası tercih edeceklerdir.
Faiz seviyelerinin gelişimi nasıl olursa olsun, şirketlerin yatırımlarını ertelemeye itecek seviyelere ulaşmadığı sürece ve bankaların mevduat toplama ve kredi sağlama oranları arasındaki manalı bir fark olduğu olduğu sürece yatırımcıların tahvil piyasasına ilgisi devam edecektir.
-ÖST’lere Türkiye’de en çok bireysel yatırımcı mı, kurumsal yatırımcı mı ilgi duyuyor? -Özel sektör tahvil yatırımcısı, büyük oranda kurumsal yatırımcılar olup likit varlıkları 1 milyon TL’nin üzerinde bireysel yatırımcıları da kapsayan nitelikli yatırımcılardan da ilgi olabilmektedir. Özellikle şirket ihraçlarında bireylerden katılım neredeyse hiç olmayıp, ki 2015 yılında hiçbir şirket ihracı halka arz yöntemiyle gerçekleştirilmemiştir, sektörün derinleşmesi ve gelişmesi için ÖST’lerin bireylerin de yatırım ufkuna girmesi gerekmektedir.
Özel sektör tahvillerine ilgi gösteren yatırımcı bazını 85 milyar TL’nin üzerinde büyüklüğe ulaşan portföy yönetim şirketleri ve emeklilik fonları ile sigorta şirketleri, vakıflar, aile fonları, bankaların özsermaye bilançoları oluşturmaktadır.
Bunlara nitelikli ve bireysel yatırımcılarla kurumsal fonları da eklersek ki Türkiye bankacılık sektöründe mevduat tutarı yaklaşık 1,3 trilyon TL olduğuna göre, bunun getiriye hassas kısmının minimal bir oranını TL tahvil/bono piyasasına kanalize olması piyasanın büyümesinde büyük rol oynayacaktır.
Bireysel yatırımcılar direkt yatırım yapabilecekleri gibi bu tahvilleri portföyünde bulunduran fonlara yatırım yapabilirler, ÜNLÜ& Co olarak bizim de bağımsız en büyük 3 arasında bulunan Portföy Yönetim Şirketi’mizin bünyesinde seçilmiş özel sektör tahvillerini barındıran B tipi fonumuz bulunmaktadır.
GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLER İÇİN ÖNEMLİ BİR YATIRIM ARACI
-Özel sektör tahvillerinin yatırımcı açısından avantajları nedir? -ÖST ihraçlarının şirket için olduğu kadar yatırımcı için de büyük avantajları bulunuyor. Birikimlerine düşük riskli ancak mevduatın üzerinde getiri sağlama arayışında olan ve/veya yatırımlarını çeşitlendirmek isteyen gerçek ve tüzel kişiler için tahvil önemli bir yatırım aracı olarak öne çıkıyor.
Tahvil ihracı yoluyla şirketler alternatif kaynak imkanına kavuşurken yatırımcılar da hazine ve banka bonolarına göre daha yüksek getirili bir enstrümana kavuşuyor. Şirketler ihtiyaçları olan fonlamayı direkt kaynağından sağlayabilirken, yatırımcılar da yatırım yapacakları şirketleri analiz etme ve fonlarını direkt kullandırma imkanı bulmaktadırlar. Özel sektör tahvil ihraçları sadece şirketler için değil yatırımcılar için de cazip bir fırsatlar sunuyor, birikimlerle büyüyen fon yönetimi piyasasından gelen talep ile özel sektör tahvil piyasasının büyümesinde rol oynuyor.
Örneğin hisse senetleri, tahvile göre getiri beklentisi daha yüksek olan ancak daha yüksek risk içeren sermaye piyasası araçlarıdır. Hisse senedi yatırımlarında fiyat hareketlerine bağlı olarak yatırımın değeri başlangıçta kullanılan anaparanın altına düşebilir. Tahvil yatırımlarındaysa önceden belirlenmiş oranda kupon ödemelerinin ardından vade sonunda anaparanın tamamı geri alınır. Yatırımcıların bunların arasında yapacağı tercih tamamen risk iştahına ve getiri beklentilerine bağlı olacaktır.
Tahvil piyasasının gelişimini etkileyecek önemli bir faktör de ikinci el piyasasındaki likiditedir. Yatırımcılar ihtiyaç duyduklarında sahip oldukları tahvilleri nakite döndürebilecekleri konusunda kendilerini rahat hissettikleri ölçüde giderek artan tutarlarda bu enstrümana yönelecek, bunun sonucundaysa piyasa daha da derinleşerek olumlu bir geri besleme döngüsü oluşturacaktır.
-Yatırımcı ÖST’lerde nelere dikkat etmeli? -Yatırımcılar, ÖST'lerin ihraççı şirkete verilen bir kredi niteliği taşıdığını göz önünde bulundurmalı ve söz konusu şirket için mutlaka bir kredi risk analizi yapmalıdırlar. Kredi risk analizi dışında önerilen tahvilin kupon, vade, ek getiri gibi özelliklerinin de yatırımcının nakit akışı ihtiyacını karşılayıp karşılamayacağı iyice irdelenmelidir.
Özel sektör tahvil piyasasının sağlıklı bir şekilde büyümesi için ihraçlara aracılık eden yatırım kuruluşlarına da büyük sorumluluk düşüyor. Geçtiğimiz günlerde de tecrübe ettik ki, faizlerin arttığı ve kur dalgalanmaları yaşadığımız bu dönemde ihraçları gerçekleştiren şirketlerin kredi kalitesi ve borç servis etme kabiliyeti her zamankinden daha önem kazanmıştır.
Gerçekleştirilen ihraçların kredi kalitesi de yatırımcı talebinde önemli bir rol oynamaktadır. ÜNLÜ & Co olarak biz en başından beri gerçekleştirdiğimiz tüm ihraçları ciddi bir değerlendirme sürecinden geçirerek borç sermaye piyasalarına gelmesi uygun şirketlerle çalışıyoruz ve yatırımcıların da yatırım tercihlerinde buna verdiği değeri net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz.
2015 YILINDA 79 MİLYAR TL İHRAÇ GERÇEKLEŞTİ -Türkiye’de kaç şirket tahvil ihraç etti, en büyük ihraç hangisi, toplam tutar nedir? -Özel sektör TL tahvil/bono piyasasında 2015 yılında yaklaşık 79 milyar TL ihraç gerçekleşmiştir. 2011 yılında bu tutarın 36 milyar TL olduğunu göz önünde bulundurursak büyümeyi daha net görebiliriz. İhraçların büyük kısmı banka ve banka dışı finansal kurumlar tarafından gerçekleştirilen daha kısa vadeli işlemlerden oluşmaktadır. Şirket ihraçları zaman zaman piyasa şartlarına göre dalgalanmalar gösterse de hızla ve derinleşerek büyümekte olup 2011 yılında sadece 585,5 milyon TL olan şirket ihraçları 2015 yılında 3,8 milyar TL seviyesini aşmıştır.
Özel sektör tahvil piyasası, 2015’in ikinci yarısından itibaren gerek seçim süreçleri gerek küresel piyasalarda olan belirsizliklerden dolayı dönemsel yavaşlamalara maruz kalmış olsa da şirketler fırsat pencerelerini değerlendirerek ihraçlarını gerçekleştirmektedirler.
Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co olarak hızla gelişen şirket tahvil ihraçlarında öncü bir oyuncu olarak çalışmalarımız yoğun şekilde devam etmekte olup 2014 yılında TL tahvil/bono piyasasında bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük ihraç olan Gözde Girişim’in 400 milyon TL’lik ihracını gerçekleştirdik. Son 3 yılda TL tahvil/bono piyasasında gerçekleştirdiğimiz işlemler arasında Çalık Enerji’nin 150 milyon TL, Karsan Otomotiv’in toplam 200 milyon TL, IC İçtaş Enerji’nin 135 milyon TL’lık tahvil ihraçlarını sayabiliriz. 2016 yılında ise, piyasaya getirmek üzere 9 ihraç üzerinde çalışmalarımız devam etmektedir.
-Yurt dışında şirketler ÖST modeline daha mı fazla başvuruyor? -Gelişmiş ve hatta diğer gelişmekte olan piyasalarda şirketler borç sermaye piyasalarını çok daha fazla kullanıyorlar. Bölgesel kredi tutarlarına ulaşmak çok kolay olmasa da 2015 yılında EUR ve USD tahvil piyasalarında gerçekleştirilen yaklaşık 5,8 milyar dolar ihraç tutarı ile aynı dönemde gerçekleşen 3,7 milyar dolar tutarında sendikasyon kredilerini karşılaştırmak manalı bir endikasyon sağlar görüşündeyim.
Türkiye’de ise bu oran son derece düşük olup 2015 yılsonu itibariyle şirketlerin bankalardan kullandığı yaklaşık 1,4 trilyon TL krediler ile yurtdışından sağladığı 211 milyar dolar kredi borcuna karşılık TL tahvil piyasasından sağladığı 3,8 milyar TL ile yurt dışı tahvil piyasalarından sağladığı 5,8 milyar dolar son derece küçük tutarlar olarak kalmaktadır.
Bizim de müşterilerimize tavsiyemiz, TL tahvil piyasasına bir giriş yaparak isimlerinin bilinir hale gelmesini sağlamalarıdır, bizim gözümüzde bugün yapılacak ihraçlar finansman sağlamanın yanında büyümekte olan bu piyasadan önümüzdeki dönemlerde daha fazla fayda sağlayabilmek için stratejik bir yatırımdır. Şirketlerin borç sermaye piyasalarını yurt dışında olduğu gibi efektif kullanmaları için yıllık fonlama planları içine almaları ve hatta belli bir program altında dilimler halinde ihraç etmeleri ideal olacaktır.
YARIN: HALK YATIRIM ÖST İÇİN NE DÜŞÜNÜYOR?
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.