E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) 66. Genel kurul Toplantısı'nın açılışında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bankacılık sektörünün 2000'li yılları başından itibaren geçirdiği yapısal dönüşüm ve iyi yönetim sayesinde yakaladığı güçlü ivmeyle Türkiye'nin büyüme performansına çok önemli katkılarda bulunduğunu söyledi.
Sektörün küresel finansal kriz, yakın dönemde yaşanan salgın ve birçok iç ve dış şok karşısında dayanıklılığını ispatladığını vurgulayan Şimşek, "(Bankacılık sektörü) Dolayısıyla ekonomimizin en önemli bir yapı taşıdır." dedi.
"Küresel parasal sıkılaşmanın muhtemelen sonuna gelindi"
Şimşek, küresel büyümenin zayıf seyrettiği bir dönemde olduklarını, gelecek 5 yılda küresel büyümenin uzun vadeli ortalamaların oldukça altında gerçekleşeceğinin görüldüğünü ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarında olması bekleniyor Burada tabii ki küresel parasal sıkılaştırmanın etkisi de var, yapısal karşı rüzgarlar da var. Küresel parasal sıkılaştırma etkisini çok net bir şekilde hissettiriyor. Küresel enflasyon düşüyor ancak hala uzun dönem ortalamalarının oldukça üzerinde. Enflasyondaki düşüş tabii ki önemli. Küresel parasal sıkılaşmanın muhtemelen sonuna gelindi. Yakınız. Yani 2024'ün ikinci yarısından itibaren bir gevşeme olasılığı artmıştır. Küresel enflasyonla mücadelede tabii ki finansal koşullardaki sıkılaşma beraber geldi."
"Büyüme performansımız oldukça güçlü seyretmeye devam ediyor"
Mehmet Şimşek, son 20 ayda 12 gelişmiş ülke merkez bankasının toplam 104 kez, Türkiye'ye benzeyen 22 gelişmekte olan ülkede ise 158 kez olmak üzere toplamda 262 kez faiz artırıldığını söyledi.
Küresel anlamda parasal sıkılaştırma döngüsünün sonuna yaklaşıyor olmalarını "olumlu" olarak değerlendiren Şimşek, şöyle devam etti:
"Ümit ediyoruz ki 2024'ün ikinci yarısından itibaren küresel finansal koşullarda daha destekleyici bir ortamla karşı karşıya kalırız. Ülkemize baktığımız zaman büyüme performansımız oldukça güçlü seyretmeye devam ediyor. 2003-2022 döneminde ortalama, ülkemiz reel olarak yüzde 5,4 büyüdü. 2023 yılında bütün bu sıkıntılı küresel finansal koşullara rağmen yüzde 4,5 civarında bir büyüme öngörüyoruz. Ancak bir süredir büyümenin temel belirleyicisi iç talep olmuştur. Tabii iç talepteki bu güçlü artış makro finansal istikrarı, cari açık ve enflasyon üzerinden tehdit ediyor. Bu türden bir sorunlarla ülkemizi karşı karşıya bırakmış durumda."
"Ekonomimizde yeniden dengeleme ihtiyacı çok açıktır"
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türk ekonomisinde yeniden dengeleme ihtiyacının çok açık olduğunu belirterek, "Politika çerçevemizi bu yeniden dengelenme ihtiyacına göre şekillendiriyoruz. Daha önce de ifade ettiğim üzere ekonomi politikalarımızda şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimizdir. Bu temel ilkeler çerçevesinde biz ekonomi politikalarımızı şekillendiriyoruz." diye konuştu.
Teşebbüs hürriyetini, serbest kambiyo rejimini, dalgalı kur sistemini, dışa açık ve kurala dayalı ekonomi ilkelerini benimseyen bir sistem anlayışı içerisinde ilerleyeceklerini altını çizen Şimşek, "Kısa vadede bizim önceliğimiz tabii ki makro finansal istikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilmesi ve öngörülebilirliğin artırılmasıdır. Para, maliye ve kredi politikalarımızı bu hedefleri sağlayacak şekilde oluşturuyoruz, şekillendiriyoruz. Finansal istikrarımızı güçlendirmek ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artırmak için para politikasında başlattığımız sadeleşme ve sıkılaşma adımları devam edecektir. Para ve maliye politikalarını eşgüdüm içerisinde yürütmeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
"Ülkemizin eurobond tahvil faizlerinde 100 baz puanın üzerinde bir düşüş olmuştur"
Bakan Şimşek, seçim sonrası azalan siyasi belirsizlik ile para ve maliye politikasında attıkları adımların Türkiye ekonomisine ilişkin beklentileri olumlu etkilemeye başladığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ülkemizin risk pirimi 700 baz seviyesinden 400 baz civarına gerilemiştir. Bu ekonomideki bütün aktörlerin daha makul maliyetlerle dışarıdan kaynak bulmasının önünü açmıştır. Küresel finansal koşullardaki sıkılaşmaya rağmen ülkemizin eurobond tahvil faizlerinde 100 baz puanın üzerinde bir düşüş olmuştur. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'ye ilişkin daha olumlu bir perspektif sunmaya başlamışlar, hatta geçtiğimiz hafta içerisinde bir kredi derecelendirme kuruluşu bankacılık sektörümüzün görünümünü negatiften durağana güncellemiştir. Sermaye piyasalarımıza fon akışı başlamıştır. Tüm bu gelişmeler yurt dışı finansman imkanlarına erişimi kolaylaştırırken aynı zamanda maliyeti de önemli ölçüde azaltmıştır."
"Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ürünlerinin katılım finansa uyumunu sağlayacağız"
Şimşek, bankacılık sektörünü tedirgin eden negatif net faiz marjı döneminin büyük oranda geride kaldığını, bankacılık sektörünün yüksek aktif kalitesi ve güçlü sermaye yapısıyla sağlıklı bir görünüme sahip olduğunu söyledi.
Şimşek, "Özellikle önümüzdeki dönemde biz finansal mimari ve altyapının güçlendirilmesi programıyla, finansal ekosistemde uygulayacağımız reformlarla, finansal istikrarı daha da güçlendireceğiz, pekiştireceğiz. Sermaye piyasalarını derinleştireceğiz, sürdürülebilir finans, katılım finansı ve sigortacılık sektörünün gelişmesi için önemli adımlar atacağız." diye konuştu.
Bu çerçevede finansal piyasalarda risk yönetimini güçlendireceklerini vurgulayan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sistemik öneme haiz risklerin, kurumların takibini daha etkin bir şekilde yapacağız. Karbon piyasasını kuracağız. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ürünlerinin katılım finansa uyumunu sağlayacağız. Katılım esaslı sigortacılığın gelişmesi için ilave adımlar atacağız. Bu güçlü yapısı ve daha destekleyici dış finansman koşulları altında sektörün reel ekonomiyi desteklemek için önümüzdeki dönemde yurt dışı finansman imkanlarını daha güçlü bir şekilde değerlendirmesini bekliyoruz. Dolayısıyla sektörden bir beklentimiz bu."
"Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandığı dönem artık geride kalmalı"
Bakan Şimşek, iç talepte bir dengelenme ihtiyacı bulunduğunu belirterek, bankalardan, cari açığın iyileşmesi ve dezenflasyon sürecinin başarısı için programlarına uygun hareket etmelerini beklediklerini vurguladı.
Özellikle ihracatın desteklenmesinin büyük önem arz ettiğine işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:
"Bugüne kadar kamu bankalarının ihracat ve yatırımların finansmanıyla ticari kredilerde çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandığı dönem artık geride kalmalı. Çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır. Bu sürdürülebilir değildir. Artık haklı bir gerekçeleri de kalmamıştır. Reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir. Reel sektör tabii ki yatırım, istihdam, üretim ve ihracat çerçevesinde önceliklendirilecektir. Burada sürdürülebilir yüksek büyümenin devamı için reel sektörümüzün finansmana kesintisiz erişimi tabii ki olmazsa olmazdır."
"Yani maliye politikası ve para politikası eş güdüm içerisinde olacak"
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, dün gerçekleştirilen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) toplantısında ülkenin dört bir yanından gelen oda ve borsa başkanlarının kendileri ile tespit ve değerlendirmelerini paylaştığını anlattı.
Hemen hemen hepsinin ortak noktalarından bir tanesinin "finansmana erişim" konusu olduğunu aktaran Şimşek, şunları kaydetti:
"Bankacılık sektörümüzün, özellikle yatırım olsun, istihdam olsun, üretim olsun, ihracat olsun çok güçlü destekleri hep olmuştur. Önümüzdeki dönemde daha seçici bir şekilde ülkemizin cari açığını azaltacak, enflasyonu kontrol altına alacak çerçevede bizim politikalarla uyumlu bir şekilde büyümelerinin devamını arzuluyoruz. Reel ekonomiye çok daha güçlü bir şekilde desteklerinin devamını arzuluyoruz. Bu konuda da üzerimize düşeni biz de yapacağız. Yani maliye politikası ve para politikası eş güdüm içerisinde, hedef odaklı olacak. Az önce de ifade ettiğim gibi sizleri biz birer paydaş olarak görüyoruz. Çok önemli birer paydaş... Sizinle birlikte programı uygulamayı ve hatta dönem dönem sizlerle istişare ederek bazı tedbirlerin tasarımını da birlikte yapmak istiyoruz."
"Bankacılık sektörü ekonomimize önemli katkılar sağlamayı sürdürecek"
Mehmet Şimşek, bankacılık sektörünün kaliteli beşeri sermayesi, teknolojik altyapısı, tecrübeli yönetimi ve dünya standartlarındaki düzenleme ve denetleme sistemi sayesinde bugüne kadar ülkenin büyümesini güçlü bir şekilde desteklediğini söyledi.
Şimşek, "Bunun devamı da tabii ki sadece arzu değildir, bir ihtiyaçtır. Bu çerçevede de yolumuza devam edeceğiz. Fiyat istikrarı ve sürdürülebilir yüksek büyümeyi hedeflediğimiz bu dönemde en önemli paydaşlarımızdan olan bankacılık sektörümüzün önümüzdeki dönemde de bu sorumlulukla önemli katkılar sağlayacağına ilişkin en ufak bir şüphemiz bulunmamaktadır." dedi.
"Sorunlu kredi miktarı düşük ve toplam kredilere oranı makul düzeyde"
Türkiye Bakanlar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Alpaslan Çakar, sorunlu kredi miktarının düşük ve toplam kredilere oranının makul düzeyde olduğunu belirterek, "Sorunlu krediler için yüksek oranda karşılık ayrılmıştır. Likidite oranımız yeterli düzeydedir. " dedi.
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar, TBB'nin 66.Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Dünya ekonomisi için 2022 yılı oldukça zorlu geçti. Küresel büyümede ve ticaret hacminde, pandemi sonrasında yaşanan hızlı toparlanma yeni yıla girerken iyimserliğin artmasına zemin oluşturmuştu. Ne var ki, Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı beklentileri yeniden olumsuz etkiledi. Risklerin yükselmesine neden oldu. Çin’de tam kapanmanın devam etmesinin de etkisiyle temel girdilerde arz şoku sorunu daha da büyüdü.
Büyümenin hızlandığı ve talebin yüksek kaldığı bir dönemde; enerji, emtia ve tarım fiyatlarındaki hızlı tırmanma zaten yukarı yönlü olan enflasyona ivme kazandırdı. Yaptırımlar ticareti sınırlandırdı. Gelişmiş ülkeler enflasyonu dizginlemek için bu kez iç talebi sınırlandırmaya yönelik önlemler almaya başladılar. Parasal sıkılaştırma başladı; uzun bir süredir çok düşük düzeylerde seyreden nominal faiz oranları yükseltildi. Dünyanın farklı bölgelerindeki jeopolitik gerginlikler de küresel ekonomik ilişkileri olumsuz etkiledi. Büyüme ve ticaret hacmine ilişkin beklentiler aşağı yönlü revize edildi. Faiz oranlarındaki yükselme finansal istikrarın sürdürülebilirliği üzerindeki tartışmaları etkiledi. Risk algısı kötüleşti, uluslararası sermaye gelişmiş ülkelere yöneldi.
Yüksek borçluluğa sahip ülkeler, büyümenin sürdürülmesi, fiyat istikrarı ve finansal istikrarın korunması arasında yeni bir tercih seti oluşturmaya başladılar. Dünya ekonomisi 2023 yılına durgunluk beklentilerinin arttığı bir ortamda girdi.
Bir süredir küresel ekonomideki gelişmelerin etkisiyle ters yönde ve sert esen rüzgarlara rağmen ülkemiz büyümesini sürdürebildi. Zorluklara rağmen büyüme uzun dönem ortalamasının üzerinde gerçekleşti. Büyüme odaklı ekonomi politikasında öncelikli konular üretimin, döviz gelirlerinin, istihdam sağlayan yatırımların ve ticaretin desteklenmesi, TL talebinin arttırılması olarak açıklandı.
İstihdam arttı. Kamu maliyesi beklenenden daha iyi bir performans gösterdi. Kamuda, hane halkında ve reel sektörde borçluluk oranı geriledi. Türkiye düşük borçlu ülkeler arasında yer aldı. Öte yandan, enflasyon hızlandı ve yüksek bir düzeyde seyretti. En önemli ticaret paydaşımız Avrupa Birliği’nde ekonomik büyümenin yavaşlamasının da etkisiyle ihracat ivme kaybetti. Buna karşılık ithalat, enerji ve temel girdi maliyetlerindeki yükselme ve altın talebindeki artış nedeniyle hızlandı. Turizmdeki toparlanmaya rağmen cari açık öngörülenin üzerine çıktı. Uluslararası rezervler ve net rezervler arttı.
Para ve kredi politikası uygulamasında, bankacılık sektörü faaliyetlerini önemli ölçüde etkileyen çok sayıda yeni düzenlememe ve mevcut düzenlemelerde değişiklikler yapıldı. Kısa vadeli faiz oranı tek haneye çekildi. Kur riskini Hazine’nin ve Merkez Bankası’nın üstlendiği dövizden veya TL’den geçiş yapılabilen kur korumalı mevduat uygulaması başlatıldı. Döviz arzını artırmaya ve döviz talebini azaltmaya yönelik önlemler alındı. Politika araçları sektörler/müşteri grupları için farklılaştırıldı. Seçilmiş müşteri/sektörler dışında kalanlar için faiz oranı ve kredi büyüme oranları ile ilişkilendirilen uzun vadeli ve sabit faizli menkul kıymet tutma uygulaması getirildi. Menkul kıymet tesis edilmesi mevduatın yapısında TL’nin payını arttırmaya yönelik olarak da kullanıldı. TL ticari kredi faiz oranları düştü, TL mevduat faiz oranları göreli olarak yüksek seyretti. Yabancı para mevduat faizleri ise düşük düzeyde kaldı.
Bankalar düzenlemelere uyum konusunda azami çabayı gösterirken risk yönetiminde ihtiyatlı bir yaklaşım içinde oldular. Bilançonun milli gelire oranı geriledi. Sektör, devlet iç borçlanma senetlerine olan yatırımlar ve TL kredi arzı yoluyla ekonomik faaliyetin sürdürülmesi için gerekli finansmanı sağlamayı sürdürdü.
Kur korumalı mevduata yüksek bir talep geldi. Bu sayede KOBİ ağırlıklı olmak üzere, TL ticari kredilerde hızlı bir artış sağlandı. Yabancı para krediler ise dolar bazında azaldı. Müşteri grupları bazında krediler içinde, KOBİ’lerin, ticari sektörler arasında ise imalat sanayinin payı ve tarımın payı arttı.
Faiz oranlarında düşüş trendinin yaşandığı bir dönemde, varlıkların vade yapısının yükümlülüklerden daha uzun olmasından dolayı kredi stokunun getirisini olumlu etkilendi. TL kredilerin büyümesi, enflasyona endeksli menkul kıymetlerin piyasa değerinin artması ve kaynak maliyetinin düşmesinin olumlu katkısıyla iyileşen net faiz gelirleri, kar artışını destekledi. Özkaynak karlılığı nominal olarak yükseldi. Değerli Meslektaşlarım, Uluslararası ekonomik ve siyasi alanda yaşanmakta olan çok sayıda olumsuzluk, yüksek oranda dışa açık olan ekonomimizin performansını da etkiliyor. Yakın zamanda üst üste gelen olağanüstü olaylar, olağandışı düzenleme ve uygulamaları da beraberinde getirdi.
Tüm zorluklara rağmen; ekonominin dayanıklılığı, esnekliği, üretim çeşitliliği, iç pazarın büyüklüğü ve genç nüfus iş hayatını dinamik tutmaya ve büyümenin itici gücü olmaya devam ediyor. Altyapı yatırımları önemli ölçüde yenileyen Türkiye bölgesinde ve dünyada gelecek vaat eden bir ülkedir. Bankacılık sektörü, ülkemizin geleceğine inanmakta, güvenmekte ve yatırımlarını büyütmektedir. Ekonomik büyümeden güç almaya ve gücümüzü büyümenin sürdürülmesinde kullanmaya devam ediyoruz. Sektör sağlam ve sağlıklı bir yapıdadır. Her türlü riski dikkate alarak özkaynakların güçlü kalmasına çaba gösterilmektedir. Böylece büyümenin finansmanı için gerekli kredi artışını sağlayabilmek mümkün olmaktadır. Krediler çok çeşitli sektörlere ve müşterilere kullandırılmıştır.
Uluslararası temel bankacılık performans kriterlerine göre hesaplanan finansal göstergeler uluslararası ortalamalara yakındır. Sorunlu kredi miktarı düşük ve toplam kredilere oranı makul düzeydedir. Sorunlu krediler için yüksek oranda karşılık ayrılmıştır. Likidite oranımız yeterli düzeydedir. Piyasada rekabet çok güçlüdür. Hizmet ve ürün yelpazesi geniştir. Teknolojideki gelişme sayesinde dijital uygulamalar artmaktadır. Bu da kapsama alanını genişletmekte, operasyon maliyetlerini olumlu etkilemektedir.
Siber güvenlik, iklim ve çevre risklerinin doğru yönetilmesi için düzenleyici ve denetleyici kurumlar, üyelerimiz ve müşterilerimiz ile iş birliği içinde çalışmaya devam ediyoruz. Küreselekonomide, uluslararası ilişkilerde ve bölgemizde olan gelişmeleri yakından izliyor, muhtemel riskleri dikkatle değerlendiriyor ve yönetiyoruz. Görüşlerimiz ve önerilerimizi ilgilikurum ve kuruluşlarla paylaşıyoruz.
Paydaşlarımız ile iş birliği içinde, üretkenliği artırarak sektörümüzü büyütmeye, şoklara daha dayanıklı hale getirmeye çalışacak ve ekonomiye desteği sürdüreceğiz. Piyasada kıyasıya bir yapıcı rekabet içindeyken, zor anlarda dostluğu, empatiyi ve dayanışmayı en iyi şekilde kullanmanın gayreti içindeyiz.
Sektörümüz ve Birliğimiz çalışmalarına sağladıkları destek ve katkılarından dolayı meslektaşlarımıza, üyelerimize, çalışanlarımıza ve yapıcı iş birliklerinden dolayı diğer tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Deprem felaketinde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı ve meslektaşlarımızı rahmetle anıyor; yaralananlara acil şifalar diliyorum. Zorlukları kolay etmeye destek olan herkese şükranlarımızı sunuyorum.."
Şimşek, Japonya'nın önde gelen şirket yöneticileriyle görüştü
Bakan Şimşek'ten enflasyon açıklaması
Mehmet Şimşek'ten 'kur korumalı mevduat' açıklaması
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
Yine sermaye öncelikli. ezilen vatandaş yine. Enflasyonu talep kaynaklı görüyorlar ve talebi kısmak için de kredi kartlarında nakit çekimi önleme,ihtiyaç krediler vermeme veya yüksek faiz isteme vs. Kur yükseliyor ve tutacak cephane kalmadı. MB rezervleri ekside
geçmişte yapılan hataların hesabını da sorsana. bitirdiler devleti
Maaş artışlarında adalet istiyoruz birine kepçeyle ver birine çay kaşığıyla böyle adelet olmaz intibak bekliyoruz biz arada ezilecegizmi hep
Nebati böyle şeyler söyledi. Herkes sen çağırdın geldik borsaya zarardayız diyodu en son .hatırlatırım
Bu da nebati gibi hergün çıkıp bişeyler anlatıyor piyasa düşecek korkusu oluşmuş gibi
Nebatiden masallar bitti. Şimşekten masallar başladı. Reis milleti uyutacak masalcı bulmayı iyi biliyor. Uyusunda büyüsün nenni aç aç uyusunda nenni. Millet afyon çekmiş gibi uyuyor.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (06:12)