Simit Sarayı’nın hikayesi bundan 13 yıl önce başladı. Mecidiyeköy’de açılan mütevazı simit dükkanı konsepti kısa sürede o kadar tutuldu ki bir süre sonra etraf simitçiden geçilmez oldu. Yıllar içinde markanın, konseptin onlarca farklı versiyonunu gördük. Kimi açıldı, yürütemedi, kapandı; kimi birkaç mağazayla kaldı. Bu arada Simit Sarayı ise bambaşka bir noktaya doğru yol aldı. Önce yurt geneline, sonra dünyaya yayıldı. Öyle ki Türk markaların yanına bile yaklaşamadığı New York 5’inci caddede bile kendine yer buldu. 2 sene önce ise Simit Sarayı ciddi bir yabancı satışıyla gündeme geldi. Olmadı, satış direkten döndü. O gün bugündür, şirket ‘ne zaman yabancıya satılacak’ diye bekleniyor. Ama Simit Sarayı cephesinde artık durum çok farklı. İcra Kurulu Başkanı Abdullah Kavukçu, “Simit Sarayı’nın satışını konuşanlar, asıl bundan sonra nasıl satın almalar yapacağız ona baksınlar…” diyor. İlk büyük satın almanın İngiltere’de olacağının, bu arada da THY'nin yolundan gidip bir dünya çapında bir futbol takımına sponsor olacaklarının sinyallerini veriyor.
KEŞKE BİZİM BAŞKANIMIZ OLSA
-2015 zor bir yıl oldu… Şimdi bir de Rusya krizi gündemde. Nasıl değerlendiriyorsunuz son gelişmeleri? -Türkiye’nin 10 yıllık serüvenine bakmak lazım. Bu ülke 1 milyar dolara muhtaç bir ülkeydi. Bugün baktığımızda ülkenin geldiği nokta çok farklı. Milyar dolarlık şirketler var. Türkiye’nin elinde olmayan bazı dış kaynaklı sorunlar olduğu doğru. Ama bu krizlerden eskiye göre çok daha az etkileniyoruz. Ben çok umutluyum. Bizim çok iyi siyasetçilerimiz var. Bunu dışa açıldıktan sonra çok daha iyi gözlemleme fırsatımız oldu. Çoğu ülkede, ‘Keşke Tayyip Erdoğan bizim ülkemizin başkanı olsaydı’ söylemleriyle karşılaşıyoruz.
BU YIL SONU 17 ÜLKEDE OLACAĞIZ
-Sizin Rusya’da mağazanız var mı? -Yok. Ama olacak. Dünya markası olmak istiyorsak dünyanın her yerinde olacağız. Ama bunların zamanları var.
-Nasıl şu anda yurt dışı açılımınız? -Bu yıl sonu itibarıyla 17 ülkede oluyoruz. Avrupa’da New York’da, Suudi Arabistan’da bir de Londra’da varız. Londra’da 7 mağazamız oldu, Suudi Arabistan’da 25, Hollanda’da 20 tane mağazamız var. Ve artık şirketimiz Türkiye’den çok yurtdışında büyümeye başladı. 2 yıla kadar da yurtdışındaki mağazalarımızın sayısı Türkiye’yi geçecek. Gıdada aslında o kadar iyi bir noktadayız ki ülke olarak, Türkiye’de iş yapmak dünyada farklı ülkelerde iş yapmaktan daha zor.
BİRDEN 300-400 MAĞAZA ALIRIZ
-Yurt dışı büyümenizi hızlandıracaksınız o halde… Hangi ülkeler var sırada? -Sırada Viyana ve Azerbeycan var. Uzakdoğu da düşünüyoruz ama biraz erken sanırım. İran pazarına bakıyoruz. Amerika’dan çok ciddi teklifler var. 2016’da ülke sayımız 18'e çıkacak. Almanya’da 6 tane mağazamız var. Ama 300-400 mağazaya ulaşacağız. Gideceğiz bir şirketi satın alacağız, o mağazaları bir anda Simit Sarayı olarak göreceksiniz. İnsanlar Simit Sarayı’nın satışını düşünüyor ama bundan sonra asıl biz nasıl satın almalar yapacağız ona baksınlar.
-İlk satın alma nerede olacak? -Londra’da 22 mağazası olan bir grupla satın alma konuşuyoruz. Son aşamaya geldik. Oradaki mağaza sayımız birden yükselecek.
-Orta vadede mağaza sayısı hedefiniz ne? -Bu seneyi 457 civarında sözleşmeli mağaza ile tamamlayacağız. 2018 hedefimiz ise toplam 1.000 mağazaya ulaşmak.
BİR THY DEĞİLİZ AMA İNŞALLAH OLACAĞIZ
-Türkiye sizi Arda Turanlı reklamlarınızla anıyor. Büyüme hamlesiyle beraber, yeni bir tanıtım hamlesi de olacak mı? -Şimdiye kadar yurtdışında reklam politikamız başlamamıştı, 2016 yılında başlıyor. THY bunu gerçekten çok güzel yapıyor. Biz bir THY değiliz ama inşallah olacağız. Hedefin ne diye sorarsanız, Türkiye’nin en büyük şirketi olma hedefim var. Biz 2 sene önce bir ortaklık anlaşması yapacaktık yapmadık. Şimdi Simit Sarayı çok farklı yerlere geldi. Önümüz çok açık. Bu doğrultuda yurtdıışında bize de yakışacak bir futbol takımına sponsor olma planımız var. Şu anda görüşmelerini de yapıyoruz zaten. Ciromuzun yüzde 2’sini reklam bütçesine ayırdık.
-Peki satış, halka arz tamamen rafa mı kalktı? -Bizim asıl hedefimiz bir gıda fonu olmak. Satış yapsak da halka arz yapsak da oradan gelecek kaynağı gıda fonu olmak için kullanacağız. İlerisi iyi görünen Türk gıda markalarını aynı çatı altında toplamak istiyoruz. Türkiyede önü açık, büyüyebilecekçok marka var. O markalarla beraber ortak yatırımlar yapıp onları yurtdışına götürmek istiyoruz. Gıdayla ilgili farklı konseptler düşünüyoruz. Bizim farklı bir kültürümüz var. Yurtdışında 5 bin metrekareye sadece Türk markalarının olduğu mağazalar açmayı planlıyoruz. Eataly'nin Türk versiyonu gibi diyebiliriz.
-Asgari ücretin 1300 TL'ye çıkması sizi etkiler mi?- Hükümet bune ne destek verir, ne vermez bilmiyoruz. Ama biz kendimizi buna göre ayarladık. Şu anda da franchise’lar haricinde kendi bünyemizde mevcut asgari ücretin üzerinde veriyoruz. 1 Ocak’tan sonra da yine 1300 TL’nin üzerinde olacak. Biz paylaşarak büyüme modelini tercih eden bir şirketiz. Dünya artık bu şekilde büyüyor, biz de böyle büyümeliyiz. Prim sistemini devreye almalıyız, şirket kazandıkça çalışan da kazanmalı.
2016 SÜRPRİZİ LÜKS DÖNERCİ -Türk kültürüne dair başka lezzetler de olacak mı sırada? -Yılbaşında yeni bir döner markamız geliyor. İsmi de Tadıdöner olacak. İlk mağazayı Levent’teki Simit Sarayı mağazamızın yanına açıyoruz. Türkiye ile aynı anda Londra ve Suudi Arabistan’da da mağazalarımız açılacak.
-Ne kadar yatırım planlıyorsunuz, hedefleriniz nasıl? -Döner Türkiye’nin bir markası. Bizim üzerimizde bir misyon olduğunu düşünüyoruz. O da döneri dünyaya güzel tanıtmak. Çok lüks mağazalarda, sadece döner ve geleneksel baklavamızı sunacağız. İlk etapta büyük para kazanalım diye başlamıyoruz döner işine. Yatırım için çok ciddi bütçeler ayırdık. Levent mağazası için 3 milyon dolar harcadık. New York’ta Londra’da yapacağımız yatırımlar bunun çok daha üzerinde olacak. 5 yıl içinde dünya çapında toplam 100 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz.
-Mağalar lüks, peki fiyat? -Evet lüks standardı yüksek olacak ama fiyat yüksek olmayacak. Piyasadaki döner fiyatıyla aynı olacak.
-Yurt içinde mi yoksa yurtdışında mı daha fazla kazanıyorsunuz? -Bu sene total ciromuz 750 milyon TL civarında olacak. Bunun yüzde 40’ı yurtdışı. Bir dahaki sene yüzde 50 olur. Ama mağaza başına baktığımızda yurtdışında Türkiye’nin çok üzerinde cirolar yapıyoruz. İlk 5 mağazamız yurtdışında. En çok ciroyu Londra yapıyor. Orada simit 1.45 pound.
-Üretim nasıl ilerliyor? -Fabrikalarımız Avrupa’da unlu mamullerde sayılı fabrikalardan. Şimdi Hollanda’da yeni bir fabrika daha kuruyoruz Avrupa için. El değmeden entegre bir fabrika kuruyoruz. İnşallah 2016’nın ilk çeyreğinde açılmış olacak. Bütün Avrupa’ya buradan ürün yollayacağız. İlk etapta 30 milyon euro yatırım yapacağız. Türkiye’deki fabrika yatırımımız da bitti. O yüzden de fiyatlarımız daha rantabl oluyor. Çünkü bu işte önemli olan fiyat politikası.
-Yakın zamanda Simit Sarayı'nda başka yenilikler de görecek miyiz? -Evet yeniliklerimiz var tabii ki. Biz unlu mamullere bu kadar yatırım yapınca toptan satış talepleri de gelmeye başladı. 2016’da insanlar marketten simidi alacak, evinde pişirip, sıcak sıcak yiyebilecek. Mağazalarımızda ve marketlerde, 10 farklı çeşit hazır pişmemiş simit satılıyor olacak.
-Yabancılar Simit Sarayı'nı doğru telaffuz edebiliyor mu? -Simit Sarayi diyorlar. Biz nasıl Mc Donald’s’ı zamanla öğrendiysek onlar da Simit Sarayı’nı tellaffuz etmeyi öğreniyorlar. Ben inanıyorum ki Türkiye’den bir dünya devi çıkacak. Bu da Simit Sarayı olacak. Mc Donads, Burger King nasıl Amerika’nın simgesiyse Simit Sarayı da Türkiye’nin simgesi olacak. Cumhurbaşkanımızın 2023’te 10 tane dünya markası hedefi vardı. Biz şimdiden bu 10 markadan biri olduğumuzu düşünüyoruz. Yurtdışında her açtığımız mağazada kuyruklar var. Ben gıdada da tekstilde de Türkiye’den çok ciddi markalar çıkacağına inanıyorum. Ve herkese de yurtdışına açılmasını tavsiye ediyorum.
Türkiye’de başaran herkes yurtdışında da başarır. (ŞENAY KÖŞDERE - AKŞAM)
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.