E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaEmtia ve Döviz PiyasalarıSıfır karbona geçişin maliyeti yatırımcıyı şaşırtacak---

Sıfır karbona geçişin maliyeti yatırımcıyı şaşırtacak

Sıfır karbona geçişin maliyeti yatırımcıyı şaşırtacak
07 Aralık 2021 - 16:44 borsaningundemi.com

Net sıfır karbon emisyonuna ulaşma hedefi beraberinde yatırım fırsatlarını da getirecektir. Ancak iklim değişikliğini sınırlama konusundaki maliyetler yatırımcıları hayal kırıklığına uğratabilir

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

İklim değişikliğine ilişkin küresel sıcaklık endişelerinin artmasıyla birlikte çevreye duyarlı yatırımlar da hız kazandı. Karbon salınımı maliyetlerinin aşağıya çekilmeye çalışıldığı bu dönemde yatırımcılar da fosil yakıtlardan çok yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeye çalışıyor. Ancak küresel sıcaklık artışlarını sınırlamanın yüksek maliyetleri bu yöndeki yatırımların başarısızlığına neden olabilir. Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, ünlü Amerikalı yorumcu Gary Shilling iklim değişikliğini durdurmaya yönelik maliyetlerin hem servet birikimi hem de sağlık açısından iklim değişikliğinin kendisinden daha maliyetli olduğunu öne sürüyor. İşte Shilling’in Bloomberg International’daki o yazısı:

“2050 yılına kadar net sıfır karbon hedefinin, maliyetleri ve fizibilite eksikliği nedeniyle büyük ölçüde sınırlandırılacağı neredeyse kesin gözüküyor.

Hükümetler arası bir kuruluş olan Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı, 1900 yılından bu yana gerçekleşen küresel ısınmanın 195 ülke tarafından imzalanan 2015 Paris İklim Anlaşması hedefi olan 1,5 santigrat derece ile sınırlandırılabilmesi için dünyanın güneş ve rüzgar enerjisi ve elektrikli araçlar gibi temiz teknolojilere 115 trilyon dolar yatırım yapması gerektiğini tahmin ediyor.

Wall Street Journal'a göre, karbon salınımının azaltılması konusundaki en büyük harcamaların Hindistan ve Çinde gerçekleşmesi gerekiyor. Zira 2060 yılına kadar sıfır net karbon emisyonu hedefine ulaşmak için bu ülkelerin nükleer, rüzgar ve güneş tesisleri inşa ederken ulaşım ve inşaat harcamaları için 21 trilyon dolar yatırım yapması gerekiyor olacak. Ancak Çin'in 2020'deki enerji tüketiminin %57'si kömür kaynaklarından sağlandı ve bu emtia tüketiminin 2020'den 2025'e kadar %6 oranında artacağı tahmin ediliyor. Çin'de kömür madenciliği önemli bir istihdam alanı olmakla birlikte ülkede kömür enerji santralleri aşırı borç batağında ve ekonomik büyüme için elektrik enerjisi gerekiyor. Çin bu sebeplerden ötürü 2040’lardan önce aşamalı olarak kömür enerjisini devre dışı bırakmak konusunda isteksiz. Hindistan'da ise kömür ülkenin enerji ihtiyacının yarısını karşılıyor ve dünya kömür tüketimindeki payını 2030 yılında %11'den %14'e yükseltmesi bekleniyor.

Çin'de kömür madenciliğine yönelik kısıtlamaların sıkılaştırılması, Avustralya'dan siyasi sebeplerle kömür ithalatının yasaklanması ve dünya çapında ekonomik toparlanma ile küresel bir ölçüt olan Newcastle Termal Kömür Fiyatı 2019'un sonundan bu yana üç katına çıktı. Enerji santrallerinde düşük kömür stokları bu kış daha da yüksek fiyatlara işaret ediyor. Tüm bunlar, kömürden diğer fosil yakıtlara geçişi teşvik ediyor. Bu sebeple ABD’de benzin fiyatları ilkbahardan bu yana %92 artarak tüketicilerin de araçlarını daha pahalıya doldurmasına neden oldu. Ayrıca, Amerikan evlerinin yarısı doğalgazla ısıtıldığından %273 oranında artan doğalgaz maliyetleri tüketicilerin daha da üzülmesine sebep oluşturdu. ABD Enerji Enformasyon İdaresi, bu kış geçen yıla kıyasla %30 daha fazla yakıt faturası öngörüyor. Havaların normalden %10 daha soğuk olması durumunda ise bu oran %50’ye kadar yükselebilir.

ABD'li tüketicilerin daha yüksek enerji maliyetlerine olası tepkilerinin ilk habercisi, 2018'de önerilen yakıt vergisi zammına tepki olarak Fransa’da ülke çağında ortaya çıkan ‘gilets jaunes’ veya ‘sarı yelekliler’ protestolardı. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron protestolar sonucu küçük düşürülmüş ve planı iptal etmek zorunda kalmıştı.

Paris İklim Anlaşması'nı tek başına yerine getirmenin toplam maliyeti 2030'da 50 trilyon dolar veya her Amerikalı başına 140 dolar olacaktır. Yine de yakın tarihli bir Washington Post anketi, çoğunluğun enerji faturalarına eklenen yıllık 24 dolarlık iklim vergisine bile karşı yönde oy vereceğini ortaya koydu. Yine de 2100 yılına kadar sürdürülmesi halinde, her Amerikalı başına yıllık 140 dolarlık yatırım, küresel sıcaklıkları sadece eksi 0,03 santigrat derece azaltacaktır. Maliyetini ödemek zorunda olmadıkları sürece herkes emisyonun azaltılmasını istiyor. Kongre Bütçe Ofisi'ne göre, ABD Başkanı Joe Biden'ın 2050 yılına kadar %100 net sıfır karbon emisyonu hedefi her Amerikalıya yıllık 11.279 dolara mal olacak. Bu rakam, gayrisafi yurt içi hasılanın %11,9'una, sosyal güvenlik, tıbbi bakım sigortası ve yoksullar için sağlık yardımına harcanan miktarın toplam %11,6'sından daha fazla maliyete eşit olacak. Planın yıllık maliyeti 2030 yılında 4,4 trilyon dolara yükselecek.

Glasgow COP26 İklim Zirvesinde yoksul ülkeler, 2030'dan itibaren kendilerine varlıklı ülkelerin yılda en az 1,3 trilyon dolar iklim finansmanı kanalize etmesini talep etti. Ancak Wall Street Journal'a göre, iklim müzakerecileri Ekim ayında hazırlamış oldukları bir raporda, gelişmiş ülkelerin 2020 için 100 milyar dolarlık yardım hedefinin 20 milyar dolar altında kaldığını ve 2023 yılına kadar bu miktarı karşılama olasılıklarının yüksek olmadığını yazdılar.

Çin, Hindistan ve Rusya gibi büyük kirleticiler karbon emisyonunu düşürme sözü verdiler. Ancak verdikleri sözler Batılı ülkelerin küresel ısınmayı sınırlamak için gerekli olduğu konusunda ısrar ettiği seviyelerde değil. Suudi Arabistan 2050 yılına kadar net karbon salınımını sıfıra indirmeyi planlıyor. Ancak bu plan ihraç ettiği petrolden elde edilen karbonu içermiyor. Krallık günde yaklaşık 10 milyon varil ham petrol üretiyor ve hidrokarbondan tasarruf edip yurtdışına satmak için çöle güneş panelleri kuruyor. Bu arada, Boston Danışmanlık Grubu tarafından büyük şirketler arasında yapılan yakın tarihli bir anket, son beş yılda emisyon azaltma hedeflerini sadece %11'inin karşıladığını ortaya koydu.

Artan karbon azaltma maliyetleri, harcanan paranın karşılığının görülmesi yönünde önemli sorunu gündeme getiriyor. CFDA/CRED Uluslararası Afet Veritabanı'na göre, küresel GsyİH'nın bir yüzdesi olarak iklim değişikliğine bağlı hasar 1990'da %0,25'ten 2020'de %0,18'e düştü. Bununla birlikte bu trend hem zengin hem de fakir ülkelerde düşüyor. Ayrıca, daha iyi raporlama ve kaydedilen daha yüksek minimum hasarlı seviyelerdeki felaketler nedeniyle bugün daha fazla felaket görülebilmekte. Dünya genelinde iklime bağlı ölümler 1920'de neredeyse 500.000'den 2020'de 14.000'e ve 2021'de 5.500'e düştü ve muhtemelen yıl sonunda 6.600'e ulaşacak. Bu rakam, küresel nüfusun dört katına geçmesine rağmen, bir yüzyıl öncesine göre %99 daha düşük bir ölü sayısı.

Etkili iklim çözümleri üzerine yaptığı çalışmalarla 2018'de Nobel Ödülü'nü kazanan ekonomist William Nordhaus, küresel ısınmanın maliyetinin yanı aynı zamanda iklim kontrol politikalarının maliyetini ve neden oldukları ekonomik büyümedeki azalmaları hesaplayan modeller geliştirdi. Nordhaus'un modelleri, iklim değişikliğini yavaşlatacak herhangi bir düzenleme olmadan, 2200'deki ortalama sıcaklığın 1900'den 4,1 santigrat derece daha yüksek olacağını ve bugünün dolarıyla 140 trilyon dolara mal olacağını gösteriyor.

Sıkı iklim politikaları sıcaklık artışını 2,2 santigrat dereceye düşürecek. Ancak iklim değişikliğine bağlı hasarı 140 trilyon dolardan 38 trilyon dolara düşürmek 177 trilyon dolara mal olacaktı. Bu da toplam maliyeti 215 trilyon dolara yükseltecek. 3,5 santigrat derecelik sıcaklık artışıyla en uygun çözüm 21 trilyon dolara mal olacaktı ve toplam 108 trilyon dolarlık maliyet için iklimle ilgili hasar maliyetini 53 trilyon dolar azaltacaktı.

Daha temiz bir atmosfer daha sağlıklı bir dünyayı destekliyor olsa da 2050'de yetersiz beslenmeye bağlı ölüm oranları iklim değişikliği sebebiyle olanlardan çok düşük miktarda daha az olacak. Daha iyi beslenme sayesinde, 1990'da yılda milyonda yediden 2020'de milyonda 2,78'e düştüler ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından iklim değişikliğinin devam etmesiyle 2050'de milyonda 0,64'e düşeceği tahmin ediliyor. Daha iyi beslenme şartları sayesinde yetersiz beslenmeye bağlı ölümler 1990'da yılda milyonda 7’den 2020'de milyonda 2,78'e düştü. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre iklim değişikliğinin devam etmesiyle 2050'de milyonda 0,64'e düşeceği tahmin ediliyor. Büyük maliyetler küresel sıcaklığı sabit tutarsa bu oran 2020’nin sayısı aynısı olacak ve 2050'de ise çok küçük miktarda azalacak.

Birleşmiş Milletler, hiçbir ülke küresel ısınmayı yavaşlatacak bir şey yapılmasa bile, 2100 yılındaki yıllık zararın küresel GSYİH'daki %2,6'lık kesintiye eşdeğer olacağını tahmin ediyor. BM’nin ortalama bir kişinin 2100 yılında bugünden %450 daha zengin olmasını beklediği göz önünde bulundurulursa, sıcaklık artışı engellenmeden artmaya devam ederse servet artışı sadece ortalama %434'e düşüyor. Daha iyi sağlık ve ekonomik büyümeye göre, iklim değişikliğinin etkileri minimum düzeydedir.

Her büyük ekonomik olay gibi, karbon salınımını sınırlama arayışı da yatırım fırsatlarını açar. Ancak çoğu zaman olduğu gibi, yükselen maliyetler ortaya çıktıkça ve net sıfır karbon emisyonu umutları söndükçe, ilk coşku muhtemelen yakında hayal kırıklığına yol açacaktır. Sağduyulu yatırımcıların muhtemelen iklim yatırımları konusundaki mevcut coşkudan geri çekilmeyi beklemesi ve daha ucuzdan satın alması daha iyi olacaktır.”

İklim Zirvesi'nde kömür tavizi

 

Çin, beş şirketi birleştirip dünyanın en büyük lojistik grubunu kuracak

 

Volkswagen'e 'iklim krizi' davası!

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)