Dolar kuru 2.70 TL seviyelerinden 2.56 TL seviyelerine kadar geriledi. Seçim öncesi düşüşün nedeni genel olarak siyasi algılanıyor.
Vatan Gazetesi yazarı Ali Ağaoğlu konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı: Seçime üç hafta, 15 iş günü kaldı. Çok büyük sürprizler olmaz ise seçime pembe bir tablo ile gireceğiz. Düşük kur ve faiz, yüksek borsa endeksi... Tıpkı 2011 seçimleri öncesindeki gibi tekerrür edeceğe benziyor. Peki sonrasında piyasaları ne bekliyor?
Heyecanlı bir haftayı geride bıraktık, heyecan devam edecek mi? Önceki haftanın son gününde 2.7020’yi gördükten sonra 2.6975 seviyesinden haftayı kapatan dolar/TL kurları geçtiğimiz haftayı 2.5750 seviyesinden, yani haftanın en düşük seviyesinden kapattı.
Üstelik önceki haftanın son gününde S&P’den TL cinsi notumuzun düştüğü, Moody’s’den “kırılganlıklarımıza dair uyarılar/hatırlatmalar gelmiş, hafta içinde Mart ayı cari açık rakamı beklentilerin üzerinde 4.96 milyar dolar gelmiş ve hepsinden de önemlisi Mart ayında Merkez Bankası’nın rezervleri 6.5 milyar dolar azalmışken bunların yaşanması bir nebze de olsa piyasa katılımcılarının kafasını karıştırdı.
'Kurdaki köpük' tahmini Geçtiğimiz hafta yazmış olduğum yazılarda; Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin “kurdaki köpüğün bir hafta 10 gün içinde patlayacağı” tahminin haftasında kurdaki gerilemenin başladığını, bunun ne kadar da “tesadüf” olduğundan emin olamadığıma değinmiştim. Artık seçime üç hafta, 15 iş günü kaldı. Çok büyük sürprizler olmaz ise seçime “pembe” bir tablo ile gireceğiz. Düşük kur ve faiz, yüksek borsa endeksi… Tıpkı 2011 seçimleri öncesindeki gibi tekerrür edeceğe benziyor.
Esas seçim sonrası önemli Meselenin asıl önemli olan kısmı, seçim sonrasında da “tarihin tekerrür edip, etmeyeceği”? Zira 7 Mayıs’ta “ BIST’te 2011 seçim dönemi tekrar eder mi?” başlıklı yazımda belirttiğim üzere seçim sonrasında -2011 seçim sonrasında olduğu gibi- bir “kâr realizasyonu” veya seçim sonuçlarının yaratabileceği “belirsizlik ortamı” katılımcıların bir süre kenarda bekleme stratejilerini tetikleyebilir.
ABD’den gelen veriler ülke ekonomisinin 16-17 Haziran’da yapılacak toplantıdan bir faiz artışı gelme ihtimalini azaltmış olsa da (ben halen daha 1 yıl önce yaptığım önümüzdeki toplantıda faiz artışı başlayacak tahminimi korusam da…) ve bu durum Dolar Endeksi’ni aşağı çekse de bu beklentilerin de sonuna gelmiş olabiliriz. Üç önemli göstergeye tek tek bakalım…
Dolar/TL’de kritik seviye ne? Paritede bahsettiğim “senaryo” yaşanacak olur ise dolar/TL kurlarında 2.5410-50 seviyelerine kadar bir geri çekilme yaşanabilir. Geçtiğimiz hafta da belirttiğim üzere seçimin hemen sonrasında ödeme yükümlülükleri olanlar için oldukça cazip “hedge” seviyelerine artık iyiden iyiye yaklaşılacaktır. Bu seviyenin altına inilmesi bence arızi olacak, çok da uzun süreler kalınmayacaktır.
Eğer yukarıda belirtmiş olduğum seviyelerin altına inilecek olursa 2.4830-2.5080 bandı resmin içine girecektir. Yine belirttiğim üzere ben bu seviyelere inilebileceğini düşünmüyorum. İnilecek olur ise doların ciddi bir alım talebi, aynı zamanda da Merkez Bankası’nın rezervlerinden yeni “eksilmeler” ile karşılaşacağız demektir. 2.5650, 2.5450 ve/veya 2.5080 seviyeleri bir düzeltmenin başlayacağı seviyeler olacak. Eğer ilkinden başlar ise, haftanın ikinci yarısında 2.6050-2.6250 bandı yeniden test edilebilir. Ancak ben bizdeki tüm düzeltmelerin, seçim sonrasında başlayacağını düşünüyorum.
‘Euro’daki yükseliş nereye kadar? 1.0463 ile kriz sonrasındaki en düşük seviye görüldüğü sıradaki “Euro/dolar paritesi önce 1’e 1 olacak sonra da 0.80’e kadar düşecek” yorumlarını hatırlıyor musunuz? O günlerde (ki benim beklentim 1.0650’lerin altına inilmeyeceği yönündeydi) eurodaki düşüşlerin abartıldığını, 1.12-1.14 seviyelerine doğru bir düzeltme geleceğini yazmış, söylemiştim.
Her zamanki gibi “erken öten horoz” olduğumdan, 1.0463 test edildi, düzeltme benim beklediğimden 2-3 hafta sonra başladı. Dert değil…
Şimdi ne olacak derseniz… “Daha çokçular” yine sahneye çıkacak ve 1.20’lerin görüleceğini söyleyeceklerdir. Onlara pek de fazla prim vermeyin, onlar hep trendlerin sonunda ortaya çıkar ve trendin daha da devam edeceğini savunurlar. Bu sefer de onların haklı çıkma olasılığı yüksek değil.
Benim beklentim bu haftanın ilk günlerinde (bizim 19 Mayıs tatili sırasında yurt dışı çalışıyor olacak) ilk aşamada 1.1475-1.1535 bandına kadar bir yükseliş olabilir. Ancak buraların kâr realizasyonu ve yeni bir düzeltme için pozisyonların açıldığı seviyeler olacağını düşünüyorum.
Euronun, AB ekonomisinde kalıcı olduğuna ikna olunan veriler gelmedikçe kalıcı bir yukarı hareketi başlatması zor görünüyor.
Eğer 1.1525-45 bandı aşılmazsa haftanın ikinci yarısında euro/dolar paritesinde son yükselişin bir düzeltmesi de başlayacaktır. Bu düzeltmenin ilk hedefi 1.1280 ve ardından da 1.1150 seviyeleri olabilecek. (Zirve henüz daha teyit edilmediğinden, düzeltme seviyeleri net değil)
BIST 90 bine çıkar mı? Dolar/TL kurlarının gerilemesi hem faiz, hem de borsa tarafındaki “varlık piyasalarında” fiyatları yükseltti. (Tahvil fiyatı yükselince, faizler de gerilemiş oluyor) BIST 100’de 86.750 önemli bir dirençti, geçtiğimiz hafta aşıldı. Şimdi sırada 88.000 (düz) ve ardından da 88.500 seviyeleri önemli dirençler olacak. Haftanın ilk yarısında bu seviyelerin test edilebileceğini düşünüyorum. Ancak haftanın ikinci yarısında (biz 19 Mayıs tatilinden döndükten sonra) bir düzeltme geleceğini ancak bu düzeltmenin de kırıcı olmayacağını tahmin ediyorum. Kırıcı düzeltmeler büyük olasılıkla seçim sonrasında (doğrusunu isterseniz, seçim sonuçların bile bağımsız olarak) başlayacak. Seçim öncesinde, seçim sonrasında hazırlık yapmak için zaman daralıyor.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.