İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, faiz ve kurda yaşanacak olumsuz bir gelişmenin Türk reel sektörü açısından önemli bir risk olduğunu belirterek, "Sanayinin uzun vadeli istikrarını, yatırım iştahını ve güven endeksini bozmayacak bir noktada kurun oluşmasını istiyoruz. Merkez Bankası'na bir kur hedefi koymak gibi bir durumda olmak istemiyoruz" dedi.
Bahçıvan, İSO tarafından hazırlanan "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" 2012 yılı araştırması sonuçlarının paylaşıldığı toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Türkiye'nin tam anlamıyla bir sanayi ülkesi olduğunu söyleyebilir miyiz? " şeklindeki soru üzerine Bahçıvan, bunu tam olarak söylemenin mümkün olmadığını, Türk sanayisi için siyasi istikrarın büyük önem taşıdığını kaydetti.
Türkiye'nin güçlü bir ülke olmasının yolunun güçlü bir sanayisinin olmasından geçtiğine vurgu yapan Bahçıvan, "Türkiye'nin lider bir ülke olmasının yolu da üretimini güçlendirmesinden geçer. Bunun için Türkiye'nin kendi teknolojisine sahip olması gerekiyor. Türkiye'deki sanayi algısının yeni bir hamle ile yeni baştan oluşturulması lazım. Bu zeminin olduğuna inanıyoruz" diye konuştu.
Bahçıvan, Türkiye sanayisinin istenilen boyutta olmamasından üzüntü duyduklarını, Türk sanayisinin bugünkü seviyesinden çok daha ileride olması gerektiğini kaydetti.
Bahçıvan, "Kamu kurumlarının karda daha ileride olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Kamu kuruluşlarının bu zamana kadar zararlarından bahsederdik ve şikayet ederdik. Artık kamuda bu kan kaybının durduğunu görmek çok sevindirici. Kamu kuruluşlarının sayısının ilk 500 listesinde azalması bence daha sevindirici. Bu da Türkiye'de özelleştirmenin başarıya ulaştığının bir göstergesidir" diye cevap verdi.
"Taksim Gezi Parkı olayları, yüksek kur, çözüm sürecinin istenilen hızda ilerlememesi önümüzdeki dönemde sanayiciler için ne ifade ediyor? Kur ve faiz konusunda makul düzey sizce nedir?" sorusuna karşılık Bahçıvan, şunları ifade etti:
"Kurlar ve faizlerle ilgili bir rakam telaffuz etmekten ziyade sanayinin uzun vadeli istikrarını, yatırım iştahını ve güven endeksini bozmayacak bir noktada kurun oluşmasını istiyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) bağımsız bir politika gütmesini savunuyoruz. Merkez Bankası'nın bağımsızlığının Türkiye ekonomisi ve finansal istikrarının en büyük sigortası olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle Merkez Bankası'na bir kur hedefi koymak gibi bir durumda olmak istemiyoruz. Uzun vadeli finansal istikrara zarar vermeyecek bir noktada oluşabileceğini düşünüyoruz."
Bahçıvan, şirketlerin karlılık oranlarıyla ilgili bir soru üzerine, karlılık oranları açısından orman ürünlerinde önemli bir ivmenin söz konusu olduğunu vurgulayarak, inşaat sektörü geliştikçe mobilya sektörünün de geliştiğini bu korelasyonun karlılıkta etkili olduğunu söyledi.
"En dikkat edilmesi gereken husus faiz ve kur dengesidir" Bahçıvan, "Gelecek yıl için iş dünyasının bekleyen en önemli sorunlar nedir" sorusuna şöyle cevap verdi:
"Kur ve faizde yaşanacak olumsuz bir gelişme Türk reel sektörü açısından önemli bir risk. Finansal istikrar derken faiz, kur dengesinin dikkatle götürülmesinden bahsediyoruz. En dikkat edilmesi gereken husus faiz ve kur dengesidir. Bu noktada TCMB bağımsız bırakılmalıdır. Şu an sadece iç değil dış risklerle de karşı karşıyayız. 7 ay içinde Türkiye bir seçime gidecek. Bir seçim ekonomisine doğru gidiyoruz. Bu sürecin çok daha dikkatli sürdürülmesi gerekir. Dünya ekonomisi açısından birçok belirsizliğin olduğu bir ortamdayız. Bu kadar olumsuzluğun olduğu bir dönemde herkesi, mümkün olduğu kadar gerginleşmeden daha sakin bir şekilde bu süreci götürmeye davet ediyoruz. "
Bahçıvan, "İhracat rakamlarına ilişkin belirlenen hedefin tutturulacağına inanıyor musunuz? " sorusuna ise "Sadece bizim değil, Ankara'nın söylemi de ihracatta konulmuş hedeflerin biraz daha aşağıya indirileceğine dair sinyaller veriyor. Altın ihracatının da bu yıl negatife dönüyor olması bu hedefin aşağıya doğru revize edilmesini gündeme getiriyor. Yılın 2'nci yarısında hedefi tutturamayacağımıza dair bir düşüncemiz var" şeklinde cevap verdi.
Faiz karının azalmasıyla ilgili bir soru üzerine Bahçıvan, bu karın düşmesinin sanayi açısından olumsuz bir gelişme olduğunu, faiz karındaki düşüşün sürdürülebilir bir durum olmadığını kaydetti.
"Türkiye'nin en fazla korunması gereken kurumu TCMB'dir" Bahçıvan, Türkiye sanayinin cazip hale gelebilmesi için sanayinin gerçek faaliyetinden para kazanması gerektiğini vurgulayarak, bunun olmasının Türkiye'nin sanayisinin yapısal bir boyutta gelişmesine bağılı olduğunu söyledi.
Dünyadaki belirsizliklerin kalktığını söylemenin mümkün olmadığını belirten Bahçıvan, bu durumun çok kısa zamanda değişeceğine de inanmadıkları dile getirdi.
Bahçıvan, "İSO olarak, Merkez Bankası'nın faiz artırmasını engellemek için bir baskı oluşturmanız gerekmiyor mu?" şeklindeki soruya karşılık şöyle konuştu:
"Kısa vadeli mutlulukları yaratırken uzun vadede oluşabilecek tehditleri hesaba katarak TCMB politikalarını takip etmek gerekiyor. Türkiye'nin önümüzdeki bir yıl içinde dışarıdan sağlayacağı kaynakları hesaba katarak bu yorumları yapmak gerekiyor. Yoksa biz de Merkez Bankası faizi artırmasın diyerek popülist yaklaşabiliriz. Ancak TCMB'ye reel sektörün kısa ve uzun vadeli risklerini en iyi algılayan kurum olarak bakıyoruz. TCMB bizim fiyatlarımıza bir müdahalede bulunmuyorsa bizim de TCMB'nin bağımsız faiz kararına müdahalede bulunmamızı doğru bulmuyoruz. Türkiye'nin en fazla korunması gereken kurumu Merkez Bankası'dır.
"KOBİ'ler yeni pazar yaratma konusunda daha başarılı" Bahçıvan, "İSO 500 listesinin ihracat oranının Türkiye toplam ihracat ortalamasının gerisinde kalmasını nasıl açıklıyorsunuz? " sorusuna ise "İhracat daha çok KOBİ'ler boyutunda artırıldı. KOBİ'ler yeni pazar yaratma konusunda daha başarılı. Küçük ve orta düzeyli firmaların yeni pazarları büyüklere göre daha iyi değerlendirdiği ortaya çıkıyor" diye cevap verdi.
Zarar eden şirket oranlarının düşmesiyle ilgili bir soru üzerine Bahçıvan, bu durumun sektör açısından sevindirici olduğunu belirterek, ancak ihracattaki olumsuzluğun bu yıl da kendini hissettireceğini kaydetti.
Bahçıvan, inşaat sektörünün Türk sanayisine büyük destek verdiğine dikkati çekerek, kalıcı büyüme için her sektörün paralel bir şekilde ilerlemesi gerektiğini, sadece inşaat odaklı büyümenin geçici bir mutluluk olduğunu ifade etti.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.