Türkiye ile Rusya arasında gerilimin artabileceği endişesi, kış mevsimi de kapıdayken “Ya Rusya vanaları kapatırsa” sorusunu gündeme getirdi. Birçok enerji uzmanı bu konuda farklı görüş belirtiyor. Kimine göre, Rusya doğalgazda ikinci en büyük müşterisi Türkiye’nin gazını kesmeyi göze alamaz. Bir diğer görüş ise yıllık enerji tüketiminin yaklaşık üçte birini Rusya’dan karşılayan Türkiye’nin, özellikle doğalgazı kolay kolay başka kaynaklardan temin edemeyeceği yönünde.
Gazının yaklaşık yarısını Rusya’dan temin eden Türkiye’nin “B planı var mı”; işte bu sorunun cevabını aradık. Üst düzey bir enerji yetkilisi, “Ya Rusya, uluslararası bağlayıcılığı olan sözleşmeye karşın, her şeyi göze alıp gazı tamamen keserse” sorumuza karşılık, “Tabii ki sıkıntı olur. Bu durumda Mavi Akım da, Batı Hattı da kesilmiş olacak. Türkiye’deki doğalgaz için önemli bir eksiklik bu. Kimse şunu diyemez: ‘Malımın yarısını kaybedeceğim bir sistemde hiçbir sıkıntı olmaz.’ Ha o dönemde biz ne yapacağız? Bakın ben size bir örnek daha vereyim: 75’li yıllarda Arap-İsrail savaşından dolayı Araplar bir petrol ambargosu uyguladılar dünyaya. O zaman İngilizler bir çözüm olarak ‘Gerekiyorsa faytonları dahi ulaşımda devreye sokarız’ dediler. Tabii ki artık ülkeniz kriz durumuna gelmişse, sadece enerji yetenekleri değil, diğer tüm yetenekleri seferber edilir ve sorunları o şekilde çözmeye çalışırız. Yapabildiğimiz kadar LNG takviyesi ile yaparız bunu, gerekiyorsa diğer ülkelerden aldığımız gaz miktarlarını artırırız, TANAP’ı daha hızlı devreye sokmaya çalışırız, elektrik üretiminde doğalgazı belirgin bir şekilde azaltır, pahalı da olsa diğer akaryakıt türlerine ya da kömüre yükleniriz. Allah düşünmesin tabii ama böyle bir durumda gerekli tedbirleri alırız. Uzun vadede güneş ve rüzgar santrallerinin devreye girmesiyle enerjide daha bağımsız olmayı hedefliyoruz” diyor.
ALTERNATİF ÇÖZÜM PEK YOK Geçtiğimiz yıl Türkiye’de yaklaşık 50 milyar metreküp doğalgaz tüketildi. Yüzde 98’ini ithal ettiğimiz gazın hemen hemen yarısını Rusya’dan sağlıyoruz. İthal gazın yarısına yakınını elektrik üretimi, yüzde 28’ini sanayi, yüzde 22’sini ise konutlarda ısınma amacıyla kullanıyoruz.
Enerji Piyasaları Uzmanı Abdurrahman Övündür, şunları söylüyor: “Enerji arz güvenliği, dışa bağımlılığı yüksek olan ülkeler açısından çok büyük önem arz ediyor ve arz güvenliğinde risklerin azaltılarak yönetilmesi çok önemli. Türkiye’nin Rus veya İran tarafı ile, ya da Rusya’nın Ukrayna ile yaşaması olası bir siyasi krizde maalesef doğalgazda yönetilmesi çok zor bir enerji bağımlılığına sahibiz. Doğalgaz santrallerinin yüksek gaz çekişi özellikle kış aylarında Türkiye’yi arz güvenliğinde sıkıntılı bir duruma sokabiliyor. Elektrik ve gaz talebinin arttığı soğuk kış günlerinde her yıl Rusya, İran ve Azerbaycan hattında yaşanılan rutin teknik sıkıntılar, arz yetersizliğine neden oluyor ve çoğu zaman Cezayir, Nijerya ve Katar’dan LNG getirmek zorunda kalıyoruz. Enerji yönetimimiz doğalgaz arzında yaşanılan sorunları gördüğünde, ilk başvurduğu çözümler doğalgaz yakıtlı kamu elektrik santrallerini pahalı ikincil yakıta geçirmek ve yüksek yoğunluklu elektrik ve doğalgaz tüketen sanayi tesislerinin talebini azaltmak oluyor. Bu adımlar yeterli olmazsa, diğer doğalgaz santrallerinin üretimlerini düşürmek ve elektrik kesintisine gitmek; son çare olarak meskenlere gaz verememek gibi bir süreç izleniyor.”
Ne elektrik kalır, ne gaz Rusya, İran ve Azerbaycan’dan ithal edilen gazda sorun yaşandığında, elektrik ve gaz talebini azaltmak durumunda kalmamak için kaynak çeşitliliği konusunda radikal adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Övündür, şunları söylüyor: “Diğer iki büyük sorun ise iletim hat taşıma kapasitesinin yetersizliği ve tüketimin az olduğu dönemde depolama yapıp arzın arttığı dönemde sisteme verecek yeterli depolama ve geri basma kapasitesindeki yetersizlik. Son yıllarda kış aylarında doğalgazda günlük maksimum tüketim miktarımızın 190-195 milyon metreküpün üzerine çıktığı anda arzda sorunun başladığı ve kesintiye gidildiğini görüyoruz. 2014’te günlük maksimum çekiş 215 milyon metreküpe kadar çıktı ve kesinti yapılmak zorunda kalındı. Günlük olarak Silivri’deki deponun 20 milyon m3, Ereğli LNG terminalinin 22 milyon m3, Aliağa LNG terminalinin 16 milyon m3, toplam nominal sisteme giriş miktarı 195 milyon m3 olduğunda dahi 2014 yılındaki maksimum günlük tüketimi karşılayamadığımız gözüküyor. Kış aylarında Batı Hattı ve Mavi Akım’dan günlük 90 milyon m3’ü Ruslardan aldığımızı düşündüğümüzde, siyasi nedenle ya da teknik sebeplerle soğuk bir günde Ruslar gazı keserse gazın yarısı gitmiş oluyor ki bu da ülkede yönetilmesi zor bir enerji tablosunu ortaya koyuyor. Bunun ne depo, ne de LNG terminalleri ile karşılanması mümkün değil. Bugüne kadar yakın dostumuz dediğimiz İran’ın bile ‘bana yetmiyor’ diyerek kış ortasında gazımızı kesmediği hiç olmadı. Yani her yıl düzenli olarak kesiyor. Aynı gün hem Rusya, hem İran gazı giderse Türkiye’de ne elektrik kalır ne de gaz.”
10 yıl sonra gazın payı yüzde 25 Enerji Bakanlığı yetkilisi ise olası bir sıkıntı yaşanması durumunda Rusya dışında da gaz tedarik yeteneği olduğunu söyleyerek, “Önemli ölçüde termal gücümüz de var. Büyük havzalarda su miktarları çok iyi. Elektrik arzına şu an itibariyle etkisi yönetilebilir. Batı Hattı’ndan günlük 40-45 milyon metreküp üzerinden düşünürseniz, LNG ve yeraltı deposundan kısa dönemde bunu sağlayabiliriz. Dış politika anlamında konjonktürel olarak geçici bir kriz yaşanması durumuna ilişkin söylüyorum. Türkiye gazının yüzde 45’ini Rusya’dan alan bir ülke, daha uzun sürmesi durumunda daha efektif sonuçlar verecek adımlar atmak gerekli. Kaynak çeşitlendirmesinde daha hızlı gideceğiz, ilave maliyete sebebi verecek ama daha fazla spot gaz alımı yapacağız. Stratejik planlarımıza bakarsanız doğalgazla alakalı yeni güç kurulumu neredeyse sıfırlandı. Yenilenebilir ve yerli kaynakları ön plana çıkartmaya çalışıyoruz. Doğalgazdan elektrik üretimine ilişkin teşvik anlamında herhangi bir katkı verilmezken, diğer tüm alternatif yakıtlara ilişkin önemli ölçüde katkı koyuyoruz. 10 yıl sonra gazın toplam üretimdeki ağırlığı yüzde 25 civarında olacak. Temel sorun gazın ağırlığını düşürecek miyiz, doğalgazda ülke bağımlılığında kaynak çeşitliliği yapabilecek miyiz, TANAP, LNG gibi alternatifler ile... Ama şunu da unutmayalım lütfen, Ukrayna-Rusya krizinin en dehşet olduğu zamanlarda dahi Rusya Ukrayna’ya gaz kesimi yapmadı. Parasını ödemediği için kesme dışında gaz kesimi yapmadı. Uluslararası sözleşmelerin şöyle bir özelliği var: Konjonktürel politik durumlara göre bu sözleşmeleri bir enstrüman, bir yaptırım olarak kullanmazsınız” diyor.
Ayrıca Enerji Bakanlığı’nın kendi içinde gizli olarak hazırladığı kriz senaryoları olduğunu ve hem elektrik, hem doğalgaz için geçici kesintilerde atılacak adımlara yönelik farklı opsiyonlar olduğunu ekliyor. (Hürriyet / Merve Erdil)
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.