Risklerden pozitif ayrışabilir miyiz?

Hafta sonu başlayan Ortadoğu’daki jeopolitik gelişmeler sıcaklığını korumaya devam ederken, finansal piyasalar üzerinde baskı yaratan unsur oluyor. Yüksek faiz oranları, enflasyon ve resesyon endişelerine artı bir de jeopolitik riskin eklemesi, piyasalardaki kırılganlığı artırıyor. Avrupa’da piyasanın negatif yönü devam etse de, ABD’de negatif başlayan seans sonrasında, gün pozitif tamamlandı. Borsa İstanbul’da özellikle kapanışa doğru satış baskısının iyice derinleşmesiyle %3.21 değer kaybı yaşandı. Bugün ise jeopolitik risklerin daha sınırlandığı, daha ılımlı bir piyasa bekliyor olacağız.  Diğer taraftan ekim ayının 15’ine kadar sürecek olan dünya bankası ve IMF toplantısından yansıyan haberler piyasayı olumlu yönde destekleyebilir. IMF tarafından yapılan açıklamada Türkiye ekonomisinde son zamanlarda atılan adımların riskleri azalttığını ve bu durumun yatırımcı güvenini artırmasıyla birlikte TCMB’nin rezervlerini kuvvetlendirdiği belirtilmişti. Olumlu haber akışının devam etmesi halinde yurtdışı gündeminden pozitif yönde ayrışabiliriz.

Özellikle ABD’de TÜFE verisi öncesinde gelen bazı açıklamalar, piyasadaki yönün pozitife dönmesine destek oldu. Dallas Fed Başkanı Lorie Logan,  ABD tahvil getirilerinde son dönemde görülen yükselişin, Fed’in sıkılaştırma ihtiyacını azaltabileceği yönündeki söylemleri havayı biraz olsun değiştirdi. Diğer taraftan Fed Başkan Yardımcısı Philip Jefferson Pazartesi günü bir konferansta yaptığı konuşmada, son günlerde diğer politika yapıcılarının benzer yorumlarını yineleyerek “politikanın gelecekteki yolunu değerlendirirken” “daha yüksek tahvil getirileri yoluyla finansal koşullardaki sıkılaşmanın farkında olacağını” söyledi. Burada asıl kilit soru FED yetkililerinin, faiz oranlarında yapacakları bir artışın, piyasaların daha güçlü bir ekonomiye yönelik beklentilerini mi yoksa sadece yüksek faiz riskini üstlenmek mi olduğunu ayrıştırması olacaktır.

Avrupa’da ise ,Almanya’dan gelen sanayi üretimi verileri piyasalar üzerindeki negatif görünümün devam etmesine katkıda bulundu. Çin’den gelen zayıf talep, eleman yetersizliği, yüksek faiz oranları ve enerji krizinin etkilerinin devam etmesi Almanya’nın sanayi üretimi Ağustos ayında dördüncü aylık düşüşünü kaydetmesine neden oldu.  İnşaat ve enerji sektörü öncülüğünde sanayi üretimi Ağustos’ta bir önceki aya göre %0,2 oranında daraldı ve bu yılın en düşük seviyesini görmüş oldu. Resesyonla karşı karşıya gelen Avrupa’da sıkılaşmanın devam edip etmeyeceği şu kompozisyonda merak konusu.

Asya’da ise Ortadoğu’da yaşanan gerginliğin etkisinin biraz daha olsun hafiflediği bir güne başlangıç yapıldı. Hem ABD’de etkili olan pozitif seyir ve hem de  FED yetkililerinin güvercin açıklamalarının desteğiyle toparlanan Asya’da ,MSCI’nın Japonya dışındaki Asya Pasifik endeksi %1,2 artış gösterdi. Japonya’nın Nikkei endeksi ortalama %2,4 yükselirken, Avustralya’nın S&P/ASX 200 endeksi  art arda dördüncü seansta %1,2 kazanç elde etti.

Brent petrolde ise dün Ortadoğu’da yaşanan gerilimle beraber %4’lere ulaşan yükseliş hareketi, bu sabah itibariyle sakinleşti.  Çatışmaların Gazze’nin ötesinde yayılabileceği ve petrol zengini bölgelere sıçrayabileceği korkuları hala devam ederken,  Ortadoğu’dan gelecek olan haber akışı brent petrolün agresif hareket etmesine neden olabilir. Brent ham petrolü %0,3 düşüşle varil başına 87,85 dolara gerilerken, ABD Batı Teksas ham petrolü %0,4 düşüşle varil başına 86,07 dolara geriledi.

Bugünün veri gündeminde ise yurt içinde sanayi üretimi ve işsizlik oranı verilerini takip edeceğiz. Bugün ayrıca Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarını dinliyor olacağız.  Yurt dışında çok öne çıkan bir veri bulunmazken, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ve etkilerini takip edeceğiz.

Jeopolitik riskler finansal varlıkları nasıl etkileyecek?

Günün önemli şirket haberleri 10/10/2023

Financial Times'tan Türkiye analizi: Yatırımcı güveni artıyor

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.